mass effect 2

uzun zaman oldu aslında bu oyunu bitireli ama bir şeyler yazmak istiyorum şu an.

aslında üçüncü oyunun büyük bir fiyasko olduğunu duyduktan sonra ikinciye başlamayı rafa kaldırmıştım ta ki felica day isimli güzel ablamızın, youtube da ki sourcefed kanalındaki bir röportajıyla karşılaşıncaya kadar. diyordu ki: "şu ana kadar oynadığım en iyi oyun". ben de eğer felica diyorsa bir bildiği vardır dedim ve oyunu kurdum, ilk oyundaki save dosyalarımı aktardım ve başladım oynamaya.

not: yazı sığmadığı için iki part halinde yayınlıyorum. vay amk ne yazmışım lan.

part1

spoiler

mükemmel bir açılışı var oyunun. normandy'nin uğradığı saldırı sonucu parçalanması ve bizim bu sırada joker'ı kurtamaya çalışmamız ve sonunda uzayın boşluklarında oksijenimiz biterken süzülmemiz çok dokunaklı ve güçlü bir sunumdu.

shephard'ın önceki oyundaki düşmanlarından biri olan cerberus şirketinin yardımıyla kurtarılıp 2 senelik bir çalışma sonucunda hayata döndürülmesi ve ileride yeniden olabilecek bir reaper saldırısına karşın uzayın uçsuz bucaksız derinliklerini araştırması için emrine bir gemi (normandy'nin aynısının daha büyüğü * ) verilmesini konu alıyor oyun.

üçüncü oyunda nasıl yaptılar bilmiyorum ama bu resmen oyuncunun bir önceki oyundaki süper güçlü shephard ile oynamaması için düşünülmüş güzel bir ayrıntı olmuş.

hikaye olarak oldukça güçlü bir giriş yapıyoruz mass effect 2 evrenine ve bu orada kalıyor. aradan koskoca 2 sene geçmiş, koskoca citadel'i reaper'ın elinden kurtarmışız, ölümden dönmüşüz bizi gibine takan bir allahın kulu yok. bir kişi de demiyor ki aga bu nedir? herkes hemen kabulleniyor durumu ve bizi salıveriyor meydana. ( citadel tarihinin en önemli specter'i ölümden dönmüş, "reaperlar yine gelecek hazırlanmamız lazım" diyor citadel yönetiminin yaptığı tek şey "bizi bulaştırma zaten kanıtın da yok ne tak yersen ye" diyip gönderiyorlar) alla alla hikayeye bak sen? daha 2 sene önce zütünüzü kurtarmadımı olum bu herif sizin?

onu bunu geçtim ben bu 2 sene hikayesine kıl oldum lan. repaerdan kurtarmışız citadel'i ve büyük bir hasar oluşmuş şehirde ama bizi yollamışlar uzayın derinliklerine geth arayalım diye. niye lan? bi soluklanın yiğenim diyen de mi olmadı hiç ya da tutun şunun ucundan siz de kaldırın diyen? öyle ki bazı konuşmaların satır aralarında normandy ekibinin citadel'in nasıl geri toparlandığını (shephard'ın bile) bilmediğini anlıyoruz. o yüzden diyorum hemen yollamışlar bizi uzayın derinliklerine reaper ölür ölmez saçma sapan görevler için. aradan bir kaç ay geçsin bari amk...

şimdi bu giriş bölümünü bitirdiğime göre gelişme bölümüne başlayabilirim.

önceki normandy parçalanınca haliyle içindeki tayfada gitti. ölen yok ama uzayın sonsuzluklarına dağılmışlar haliyle. hepsini geri getirmek mümkün değil. o yüzden başlıyoruz eleman aramaya. neden? çünkü reaper'ları durdurmak istiyorsak bize takım arkadaşları lazım. peki işin komik tarafı ne biliyor musunuz? sadece takım arkadaşları aramak için harcadığınız zaman(uygun üyeyi bulmak, gemiye davet etmek ve onun size nedense sadık olması için yapmanız gereken kişisel görevi dahil), oyunun %90'nına tekabül ediyor. isterseniz direkt olarak oyunu bitire de bilirsiniz ve oyunu bitirmek için yeterli üye sayısına ve uygun seviyeye gelmeniz aşağı yukarı 10-15 saatinizi almaz.

hikayeye göre zütümüz üç buçuk atıyor reaperlar gelecek diye ama nedense bizim gidip eski bir araştırma merkezini sırf grup üyesinin biri bize sadık olacak diye patlatmamız gerekebiliyor. saçmalık amk. benim gibi oyunun her takunu görme delileri olmasa varya kimse uğraşmaz şu gibtiritaktan şeylerle. sanki ana hikayeye veya oyun atmosferine bir gib katıyormuş gibi. her neyse.

spoiler

part 2

spoiler

biraz oyunun teknik detaylarına girersek;

*ilk oyundaki silah sistemini, inventory sistemini vs değiştirmişler. artık açlar gibi milletten düşen silahları toplayamıyorsunuz ve bunları satamıyorsunuz. artık bir inventory'niz de yok kısacası. iyi mi? bence değil. loot kavramı olamayan rpg mi olurmuş amk.

*artık her şey geminin içinde. silah mı istiyorsun gemide seçiyorsun önce, zırh mı istiyorsun? gemiye bir uğra bakalım. o kadar dükkan var bir tane bile kıyafet değiştirme bölümü koymamışlar amk.

*aksiyon sırasında korunma, takım arkadaşlarının güçlerini filan kullanma daha rahat hale gelmiş. üzerinize akın akın gelen arkadaşları bu sayede rahat bertaraf edebiliyorsunuz.

-yetenek demişken, yetenek ağacımız da değişmiş. normalde devam oyunlarında oyuncunun beklediği şey ya var olanın üzerine yeni bir şeyler konulması veya var olanın daha iyi bir şekilde geliştirilmesidir. peki burada durum ne? yetenek ağacımız küçülmüş, basitleşmiş. kötü demiyorum ama rpg oyunu dediğin şeyin içinde insan biraz detay arıyor amk.

*gemide farklı ne var? önceki oyundan farklı olarak bir toplantı bölümü, bilimsel araştırma bölümü, silah ve silah yapım bölümü, özel kaptan odası, geminin teknik bölümü ve her bir takım arkadaşınız için özel birer oda.

-araştırma odasında sizin satın aldığınız(zırh, silah vs) veya takım arkadaşlarınızın takıma gelirken getirdikleri (normandy için özel zırh, daha fazla yakıt kapasitesi, daha fazla probe kapasitesi vs vs)özel geliştirmeleri yapabileceğiniz bir yer burası. sanırım oyunun son bölümünde yapılan intihar yolculuğunda yediğiniz saldırıları savuşturmanıza yardımcı oluyor ve düşman gemisine tek parça çıkmanıza olanak sağlıyor herhalde bu geliştirmeler.

-silah odasının mantığı biraz saçma aslında ama denilene göre artık sağdan soldan silah toplayamamamızın sebebi bu bölüm. çünkü artık bir silah bulursak direkt bu bölüm elimizde bulunan silahın bir kopyasını yapıyor ve gemi envanterimize yerleştiriyor. bu sayede bütün takım üyeleri bu silahlardan yararlanabiliyor sizinde açlık yapmanıza gerek kalmıyor. oldu amk. resmen silah endüstürisine darbe demek lan bu...

-diğer odalarda da işte gidip takım üyelerinin dertlerini dinliyorsunuz. o bana şöyle yaptı, bu bana bunu dedi, aklım çok karışık, uff snn b slk gibi derin muhabbetlerin içe girip sonra da evreni kurtarmaya koşuyorsunuz.

-bir de; istediğimiz gibi hunharca ciks yapabilme olayı yok amk. bi jack denen hatun çok hızlı davranıyor bu konuda. o salak miranda'yı elde edebilmek için kır bin takla atıyoruz. daha doğrusu oyunun sonunu bekliyoruz. adam evreni kurtarmış, lütfetmiş seni de yanına almış hala binbir naz. bu nedir amk.

-bunlar dışında artık evrenler arası seyahat ederken yakıt kullanıyoruz. koskoca spectre ve aynı zamanda cerberus destekli komutan shephard yakıt için para veriyor şaka maka. hayır kağıt para filan da yok ki amk oyununda. her şey dijital. neyse bir de yakıtın yanında önceki oyunlarda gezegene bir araçla inip maden, görev vs arıyorduk ya, artık bunlarla uğraşmıyoruz. onun yerine araştırma yapmak istediğimiz gezegenlerin menziline girip probe denen bir aletle gezegeni uzaktan sömürüyoruz. görev varsa da zaten bilgisayar bize diyor "bir şeyler algılıyorum" diye. bu öyle saçma, öyle can sıkıcı öyle zaman çalıcı ve bir yerden sonra öyle gereksiz bir uğraş ki anlatamam. lan bilinen evrendeki bütün gezegenleri boşalttım ben. bir tanesinde tek bir damla maden bırakmadım. hepsi gemide. ne yapacak şimdi diğer ırklar? elin oğlu element zero'su olmadığı için araştırma yapamayacak eve ekmek zütüremeyecek ya lan resmen. o değil satamıyoruz da bu topladığımız madenleri. resmen altın madeninin üzerinde oturuyoruz ama bir gibe yaradığı yok. zaten toplaması ayrı bir dert. zaman çalmaktan başka bir taka yaramıyor.

*önceki oyundaki her yerin birbirinin aynı olması olayı ortadan kalkmış. farklı büyük şehirlere gidebiliyoruz. yine de mekanlar önceki oyuna göre küçülmüş. koskoca şehir diye girdiğiniz yerler 4-5 bölümden oluşan küçücük mekanlar topluluğu. önceki oyundaki gibi citadel de dolaşma şansınız yok. ki ben bunu çok istiyordum oçler. önceki oyundaki aldığınız kararların bu oyunda etki ettiğini görmek güzel. me1'de yan görevlerde kadının birini kurtarmıştım , omegada bi kulüpte gördüm konuştuk hasret giderdik. şehirlerde her gittiğinizde aynı geyikleri yapan npcler var sağda solda, insan iki üç fazladan bir şey söyletirdi elemanlara, the witcher 2007 de çıkmasına rağmen en azından içinde dolaştığınız şehir yaşıyormuş gibi gözüküyor/hissettiriyordu, kelime haznesi daha genişti npclerin. bunun dışında dlcler hoş olmuş. özellikle shadow broker dlcsi çok hoşuma gitti. ve shadow broker'ın güçlerini kısa da olsa kullanıp tayfanın ne yaptığını izleyebilmek ve bilgisayarlarındaki konuşmaları okuyabilmek (miranda'nın kardeşiyle olan konuşmaları filan) iyiydi.

---

kapanış

ben oyunu full bitirdim. fullden kastım da gerçekten full. tüm yan görevler, tüm geliştirmeler, ana görevler, dlc görevleri ve achivementların da 3-4 tanesi hariç (şu karakterle şunu yap gibi bir iki tane vardı onları atlamışım). savaşın sonunda tüm takımım yaşıyordu bir tane bile fire vermedim. (artistik mode on)

son bölüm, oyunun genel gibikliğine rağmen güzeldi. o saçma ve anlamsız "kafam hep başka yerde" diyip sizi saçma sapan yan görevlerle uğraştıran sözde yan aslında baya gibe gibe ana hikayeden çok zamanınızı alan takım arkadaşı görevlerinin üzerine ilaç gibi geldi. zaten normalde ana hikayenin hepi topu cerberus sizi kurtardı, yanınıza eleman buldunuz ve adamların bölgesine baskın yaptınız. bu kadar. höh. bu yüzden oyunun bir başında iyi olan hikaye anlatımı ve sunumu, sonunda da aynı şeyi yaptı ve oyunu kurtardı benim gözümde. gerek hikayenin toparlanması olsun gerek oynanış açısından olsun.

spoiler

güzelim felica, neden? sadece neden? neden bu oyun senin en iyi oyunun oluyor açıkla bana? sevdiğim saydığım bir kişisin ama olmaz böyle, güvenmiştim lan ben sana. en iyi oyun dediğin böyle mi olur amk...

me1'i de oynamışsanız zevkli zaman geçirmenizi sağlayacak orta düzey bir oyun. ama kenti türünde kapıştığı bir başka yapım olmadığı için uzayda geçen bir "rpg" istiyorsanız başka alternatifiniz yok.

not oyunu oynayalı 4-5 ay geçti. unuttuğum veya ekgib kalan yerleri olabilir. hepsini aklımdan yazdım çünkü. yazının hepsini okuduysanız ve kör olmadıysanız helal size. bir gün me3 ü oynarsam onu da yazarım, bakalım dedikleri kadar taktan mıymış. iyi günler.