mason tarikatında yaşadıklarımı anlatıyorum

reserve panpa bekliyorum

@79 word'de derledikten sonra buraya kopyala-yapıştır yapıyorum. ne gibik işsiz bir entelsin sen.

reserved

Latince bir şeyler söyledi ve odadan ayrıldı. Artık mezarlıkta, kanlar içinde bir başımaydım. Uzunca bir süre korkuyla karışık bir merak içinde bekledim. “O”nun geleceğini söylemişlerdi, bu bilmediğim şey beni çok korkutuyordu. Bu sırada gözlerimin bağını çözdüm ve üstadın dediklerini düşündüm. “inanç” ve “Samimiyet”den söz etmişti. Bu yola girmek konusundaki niyetimde yeterince samimiydim ama inanç konusunda? işte bundan emin değildim. taktan hayatımdan kaçmak için gelmiştim buraya, dindar biri de değildim. Hayatım boyunca zengin ve mutlu insanları kıskanmıştım. Belki de bu yüzden inancım yetersiz bulunacaktı? Bu bilinmezlik beni uyutmadı bir süre. Sırf uyuyabilmek için bildiğim şarkıları içimden söylemeye başladım, bu sırada yavaş yavaş gözlerime ağırlık çöktü ve uykuya daldım.

Bir mabedin içindeyim ve karşımda da Anubis var. Anubis köpek başlı, mezarlıklar Tanrısı. Önünde kutsal bir terazi var. Yanındaki koruyucular kalbimi çıkarıp O’na veriyorlar. Terazinin bir kefesine kalbimi, diğer kefesine devekuşu tüyünü koyuyor. “Eğer kalbin tüyden daha hafifse, cennete kabul edileceksin.” Diyor. Ancak çok garip bir şey oluyor orada, kalp ile tüy eşit ağırlıkta, terazi dengeli görünüyor. Koruyucuların biri bileğime bıçakla kuru kafa çiziyor. “sen lanetlilerdensin. ruhun arınana kadar da öyle kalacaksın.” Diyor anubis.

not: birkaç rezerve alınıncaya kadar mola.

+ hür ve kabul edilmişlere hizmet edeceksin. Daha önce hiç bulaşmadığın, belki aklından bile geçirmediğin pislik işlere girerek. Bu görevlerin hepsini hayatın pahasına yapmak zorundasın, yoksa ölürken ve sonrasında çekeceğin acıları tahmin bile edemezsin. Ama lanetli olmanın da iyi yanları var tabi, maddi olarak herhangi bir sıkıntı yaşamayacaksın.

- benim için uygundur.

Zaten bütün insanlık bunun için yaşamıyor muydu? Oku, büyü ve çalış. Daha çok para kazanmalısın. Çünkü para bütün kapıları açar. Kaşınızdaki çiziğe kafasını takan gibik bir Kezban bile altınızda arabayı gördüğü zaman en ateşli huur kesilir. Şereften yoksun akrabalar, normalde sizi görmezden gelen çevreniz, para için kuyruğunu sallayan küçük finolara dönüşüverir. Para güçtür.

+ Arka cebinde, zor durumlarda ulaşabileceğin 3 telefon numarası yazılı kağıt var. Ancak dediğim gibi, sadece zor durumlarda. Gereksiz durumlar için ararsan cezalandırılacaksın.

Gösterişli bir pastaneye gidip, günde 5 tl harçlık alan yoksul birine göre oldukça lüks bir kahvaltı yapıyorum. Karnımı tıka basa doyurduktan sonra üniversiteye gidiyorum. Ancak kafamı derslere bir türlü veremiyorum. Son 24 saat içinde yaşadıklarım hala inanılmaz geliyor, belki de şu an hala yataktayım. Tırnağımı baş parmağımın etine batırıyorum ve acıyor. Demek ki yatakta değilim. Bir yandan, bana ne olduğunu da öğrenmem gerekiyor. Bunun için kime gideceğimi biliyorum.

Yine özlem hocanın kapısının önündeyim. Kapıyı tıklatıp içeri giriyorum.

+ Merhaba hocam, müsaitsiniz değil mi?
- Evet.

Kısa bir süre bakışıyoruz. Bir açıklama beklediğimi biliyor.

+ Sol bileğini gösterir misin?

Sabahtan beri bileğimdeki işarete gözüm hiç çarpmamış. Demek rüyada yaşadıklarım gerçekti. Ayrıca onun dövmesinde de kuru kafa vardı, belki o da lanetlenmişti.

+ rüyanın gerçek olduğunu bildiğine göre, lanetli olduğunu da bilmen gerek.
- neden lanetliyim?
+ güç ve para peşinde koşanlar lanetlidir.
- sen de lanetli olmalısın.

+ evet, ama ben yakında özgürlüğüme kavuşacağım. Kolyemi görüyorsun değil mi? Bunu hizmetlerimin karşılığında aldım. Ben de zamanında senin gibi yoksulluk içinde büyümüş birisiyim. Senin de kaybedecek bir şeyin olmadığını hissettim. Kaybedecek şeyi olmayan her şeyi göze alabilir. Aslında sağ çıkmanı beklemiyordum ama, bir lanetli olarak kalktın mezarından. Bu bile senin için bir lütuf. senin benim gibi onlarca lanetli var ve hepsi de özgürlüğünü geri kazanmak için hizmet etmek zorunda.

- kimlere hizmet etmem gerekiyor?

rezerve güzel bi hikaye olabilir

Devam panpa

+ ee.. kaç yaşındasın Ceyda?
- sence kaç gösteriyorum?
+ bence çok güzelsin.

O an yüzüm kızarıverdi. Neden böyle bir şey söylemiştim şimdi? Kızın sorduğu soru bu değildi ki. Ama o gülümsedi.

- 20 yaşındayım.

Birlikte kantine gidip kahvelerimizi aldık ve oturduk. Havadan sudan şeyler konuştuk biraz. O sırada başka masadaki çocuklar aç gibi ceyda’ya bakıyorlardı. kızlar da bizim masaya bakıp bakıp fısıldaşıyorlardı. Sonra görevden konu açıldı.

+ Bu akşam bir düğüne gitmemiz gerekiyor.
- Akrabalarının düğünü mü var yoksa?..
+ Güzel espri. Orada bir hke(hür ve kabul edilmiş)’e gözcülük yapacağız. Fanatiklerin saldırısına uğrayabileceğine dair istihbarat aldık.
- Fanatikler?

+ Aşırı dinciler, anti-masonik oluşumlar. Sanal ortamda yaptıkları propagandalar tutmayınca aralarında kiralık katil tutmaya başladılar.
- Ne yani? Şimdi birisi silah çıkarırsa biz de karşılık mı vereceğiz?
+ Elbette. Hayatımızı ortaya koyduk biz. Neyse ki bizim de silahımız var.

Okuldan çıkışımızda doğruca taksim’de bir ara sokağa gittik. Oldukça bakımsız bir yapının önüne gelmiştik, depoya benziyordu. Orada bekleyen iki kişi bize eliyle işaret etti. Ceyda söze başladı.

- Merhaba çocuklar. Bu yeni üyemiz Mert. Mert, meslektaşların Tugay ve Utku. Tugay ekip liderimiz.
+ Memnun oldum Tugay, memnun oldum Utku.
• Biz de memnun olduk. Bizimle gelin.

Elemanlarla birlikte depoya girdik. içerisi terk edilmiş bir mobilya atölyesine benziyordu. Tugay, yerdeki bir sandığı açtı ve susturuculu tabancalardan çıkarıp masaya koydu. Bir tanesini bana verdi.

- Evet arkadaşlar, şimdi iki gruba ayrılacağız. Ben ve Utku içeride garson kılığında güvenliği sağlayacağız. Mert, senle Ceyda ise arabada bekleyeceksiniz. Eğer bir sorun olursa ben telefonla sizi arayacağım. Telefon numaran neydi Mert?

+ 053……

- Gözünüzü dört açın. Yan gözde beden dili okuma kitapçığı var. Üstad Astrain’in taktiklerini de içine ekledim. iyi şanslar.

Ceyda ile birlikte arabadan etrafı kesiyorduk. Bir yandan da kitapçığa göz gezdiriyordum. insanlar yalan söyleyeceği zaman gözleri direk olarak gözlerinizin içine bakarmış. Çünkü söyleyeceği cevap hazır olurmuş. Halbuki dürüst bir insan size bir şey anlatırken gözleri istemsiz sağa sola kayar, çünkü geçmişi hatırlamaya çalışır.

+ Bu kıyafetler sana gerçekten yakışmış, çok yakışıklı olmuşsun.
- Teşekkürler.

Yaklaşık 15 dakika çevremize bakındık fakat bir hareket yoktu. Aslında Ceyda ile şurada sevişmek istiyordum, hormonlarım tavan yapmıştı. Ama bir yandan da görevi yapmak zorundaydık. Bu düşüncelerle boğuşurken birden Ceyda’nın telefonu çaldı.

cia'ye sardın amk düzgün devam et muallak

reserved

@110 panpa giriyi yazdığımda göstermiyordu. teknik bir sorun oldu. düzelttim şimdi, sanırım sözlükte bazı yasaklı kelimeler var.

e3fqm et ıanıa

hadi lan

Daha sonra silahları bir çantaya doldurduk ve düğünün yapılacağı otele gittik. Otel oldukça ihtişamlı görünüyordu. Zenginlerin etkinlikleri de bir başka oluyordu tabi. Bizimkiler gibi “kardeşler düğün salonu”nda limonata kuru pasta ile yapılmıyordu. Belki sadece tüketilen içkilerle bağcılar’dan 2 tane düğün salonu satın alınabilirdi. Tugay planı anlatmaya başladı.

devam et lan. olum ne gibik işler bunlar yok gerçeğin ışığı bilmem nenin taşşağı. devam et heyecanlı

dikkatlice kasaya nişan aldım. ilk iki atışımda ıskaladım, silah umduğumdan çok tepti. gibik bilgisayar oyunları gibi önünde nişan çizgisi yok tabi. Ama sonradan derin nefes alıp isabetli atışlar yaptım ve hiç ıskalamadım.

+ Fena değilsin. Ancak silahı tutarken çok gergindin, bence ilk kez ateş ediyorsun.
- itiraf etmek gerekirse evet.