masal anlatıyorum piçler

http://weqasd.tr.gg/

Koca Yaraklı Yiğit, bizim kırmızı başlıklıyı öyle bir gibmiş, öyle bir gibmiş ki karının zütü iki yana ayrılmış. Bu ayrılmanın sonucu olarak da züt derisinde çizgi şeklinde çatlaklar oluşmuş. “Kestaneyi çizdirmek” deyimi ise bu olaydan sonra yayılmış.

Bu soruyu bekleyen kırmızı huurcuk;

Kırmızı Başlıklı Kız: “Var tabiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!” diye cevap vermiş.
Koca Yaraklı Yiğit: “Göster bakayım kestaneyi ona göre karar verelim.”

Bunu duyan Kırmızı Başlıklı Kız zaten dünden razı olduğu için hemencecik pelerinini kaldırmış. Diyarın en güzel zütünü karşısında göre Koca Yaraklı Yiğidimiz hipnotize olmuş bir şekilde Kırmızı Başlıklı Kızın üzerine atlamış.

Adamı gören bizim kırmızı huurnun aklından Babannesi falan çıkmış tabii. Adama civelek civelek el sallamış.

Kırmızı Başlıklı Kız: “selam sana yiğidim. Nereden gelir nereye gidersin?”
Koca Yaraklı Yiğit: “Müjdat’a çaktım oradan geliyorum.”
Kırmızı Başlıklı Kız: “Müjdat’da kim?”
Koca Yaraklı Yiğit: “Boşver onu şimdi. Senin gibi güzel bir kızın bu saatte yollarda işi ne?”
Kırmızı Başlıklı Kız: “Ay sorma şekerim. Babanneme gidiyordum, kendisi hastalanmış ama yol çok uzak. Eğer beni zütürürsen sana kurabiyelerimden veririm.”
Koca Yaraklı Yiğit: “Kurabiye sevmem kestane var mı?”

Kırmızı Başlıklı Kız (Liseli salağına Avcı dedikten sonra bu huurya kız demekte bir sorun olmaz herhalde) ise koşa koşa eve gidiyormuş ama yol oldukça uzun olduğu için iyice yorulmuş. Kan ter içinde kalmış. Yoldan geçen birileri var mı diye bakınırken, huur şansı dedikleri durum ortaya çıkmış ve beyaz bir atın üzerinde hayvan gibi yaraklı, yakışıklı, zengin bir adam belirmiş.

Eşekle, AK gibişedursun, milleti uluta uluta gibmesiyle ünlü Kurt, ormanın içerisinde avlanmaktaymış. Babannenin evine doğru geldiğinde yerde baygın yatan ve bizim gib kafalı AK’in unutup bıraktığı kadıncağızı görmüş. Hemen yanına gitmiş. Bir kaç koklamış etmiş, o kadar açmışki bir anda hop diye bütün olarak yutuvermiş.

Tabi bir anda bütün kadını mideye indirince oturduğu yerden kalkamayan Kurt’un aklına bir fikir gelmiş. Babannenin evine doğru giden Kurt, Babannenin elbiselerini üzerine geçirmiş ve yatağına yatmış. Karnı tok, sırtı pek olunca da hemen uyuyakalmış.

Bu şekilde salak salak gezerken Babanneyi giben eşeğe rastlamış. Alışkanlıktan osla gerek, hemen eşeğin zütüne doğru yol almış. Abazanlığı başına tak eden AK, başlamış eşeğe geçirmeye. Zavallı Eşekcik ise böyle bir dallama tarafından gibildiğine mi üzülsün, dallama Liseli’in gibinin ufacık olmasına mı sevinsin bilememiş ama sonuçta gibilmek gibilmektir diye düşünerek öfkeden deliye dönmüş. O anda Eşekcik, AK’den intikdıbını almaya yemin etmiş.

Hayatında ilk defa Kırmızı Başlıklı Kızla bir “gibtir”’den fazla konuşabilen AK mutluluktan uçmuş. Babanneyi gibilmiş, beli kırılmış ve suratında salak bir sırıtışla baygın halde unutup çiçek böcek ne varsa hoplaya zıplaya aralarında dolaşmaya başlamış.

Bebişim sesini duyan Liseli anında bir posta boşalır ve,

AK: “Öhm, Babannenin beli gibilmekten kırılmış. Hemen eve gel. Kurabiyede istiyomuş.”
Kırmızı Başlıklı Kız:”Neeeee! Gerizekalı niye hastaneye zütürmedin? Hemen geliyorum.”
AK: “Ne bileyim mına koyim. Aklıma gelmedi. Aklıma gelse zaten adım Liseli olmazdı, yazar da beni yazmazdı.”
Kırmızı Başlıklı Kız: “yazar!!!”
AK: “gibtir et, kocam sayılır... neyse benim gene hatlar karıştı.”
Kırmızı Başlıklı Kız: “gerizekalı!!! Geliyorum bekle beni orada.”

Kırmızı Başlıklı Kız: “Babaaaannneeeeeeee”
AK: “Alooo, kırmızı zütlü kızla mı görüşüyorum?”
Kırmızı Başlıklı Kız: “ben Kırmızı Başlıklı Kızım gerizekalı sen kimsin?”
AK: “Eheheh hemen tanıdın sende beni. Ben Liseli.”
Kırmızı Başlıklı Kız: ”Hangi Liseli”
AK: “Avcı Liseli mına koduğum!!!”
Kırmızı Başlıklı Kız: “haaa!!! şu bizim salak abazan. Ne istiyosun bebişim?

Kırmızı Başlıklı Kızı’da tanıyan ve her gün o zütü düşünerek 35 posta asılan abazan AK hemen Kırmızı Başlıklı Kızı cepten aramış. Salak AK’in kendisini aradığını gören Kırmızı Başlıklı Kız ise tabii ki telefonunu açmamış. Açmadığını gören Liseli ise gidip Babannenin evinden hatunu aramış.

Babanneyi baygın bir şekilde bulan dallama AK, amsızlıktan (zaten ona kim versin a.q.) dimdik geziyormuş. Bir bakmış yerde baygın yatan bir karı. “Karı dediğin amın etrafındaki kabarıklıktır, sen ama bak geri kalanı gibtir et” mantığıyla Babanneyi hazır baygınken gibivermiş. Bu, midesiz, gib kafalı AK daha sonra da Babanneyi onun evine zütürerek yatağına yatırmış.

Bu karının kendi gibi sülaleside çok azgınmış. Babannesi blie yaşına başına bakmadan önüne gelene verirmiş fakat, iyice yaşlanan Babanne kendisini ölü gibici AK bile gibmediği için çok dertliymiş. Ormanın içinde oturan Babanne birgün dayanamamış ve ahırdaki eşeğin gibini almaya çalışmış. Kendini eşeğin altına bağlayan Babanne, eşşeğin gibini dıbına yerleştirdikten sonra eşeği dehlemiş. Dörtnala koşan eşeğin altında zevk çığlıkları atarak hoplayan Babanneye eşşeğin gibi fazla geldiği için beli kırılmış ve bayılmış. Koşmaya devam eden Eşek, en sonunda hunharca boşalarak damarlı yannanını Babanneden çıkarmış ve oracıkta kalakalmış.

Aramış taramış sonunda başlıklı, uzun, şık bir pelerin bulmuş. Artık hem dikkat çekiyor, hem de rahatça dolaşabiliyormuş. Vermek istediği birini görürse hafif pelerini kaldırıyor, züte kitlenen adam da çatır çatır çakıyormuş.
Bu şekilde mutlu ve mesut yaşayan hatunun da namı kulaktan kulağa yayılmaya başlamış. Adı da Kırmızı Başlıklı Kız’a çıkmış.

Kapamış kapamasına ama bu sefer de Avcı Liseli dahil, kimse ona bakmamaya başlamış. AK, eli gibinde zütü dibinde gezinen gib kafalının tekiymiş. Krallıktaki bütün karılara asılır ama kimse yüz vermediği için sonra da gidip evde asılırmış. Eli nasırlı AK am, züt sayıklaya sayıklaya gezermiş.
Godoş AK’in bile kendisine bakmaması bizim karıya çok koymuş. Kimse bakmayınca onu kimsenin gibmek istemediğini düşünerek bunalıma giren küçük kaltağımızın aklına başka bir çözüm gelmiş. Pelerinin rengini kırmızı yaparsam hem renkten dolayı dikkat çekerim, hem de zütümü gizler herkesin gibmesini önlerim demiş.

Evvel zaman içinde,
Panpa Liseli’in içinde,
Liseliler zütlek,
Panpalar bunları giber iken,
Panpa Liseli’in zütüne tıngır mıngır koyar iken,
Uzak diyarlarda zütünün namı ülkelere yayılmış bir kız yaşarmış.
Bu karının zütü o kadar güzel o kadar iyiymiş ki her gören karıya atlar olmuş. Bizim kaltağında ilk başlarda hoşuna gitmesine rağmen belirli bir süre sonra at gibi yannanları yemekten yorulunca, çareyi zütünü uzun bir pelerin gibi ne idüğü belirsiz bir şeyle kapamakta bulmuş.

Karakterler:
Kırmızı Başlıklı Kız: zütünün güzeliğiyle ün salmış huurnun teki. Tek aradığı şey sağlam bir yannan. Abaza kalsa Kemal’e bile verir. O derece yani...
Avcı Korum (AK): Kısaca AK denir. Ne idüğü belirsiz hıyarın teki. Gece gündüz Kırmızı Başlıklı Kız’ın zütünü düşünüp otuzbir çeker. Ona buna verir. Avcılığının nereden geldiği bilinmemektedir. Kendisi liselidir.
Koca Yaraklı Yiğit: Adını sanını bilen yoktur. Komşu krallığın prensi olduğu rivayet edilir. Hatta bazıları Pamuk Prenses’i giben Prens olduğundan bile şüphelenirler. Lakabının hakkını veren bir yannanı vardır.
Babanne: Yaşı kemale ermiş olmasına rağmen içindeki küçük huuryu hiç öldürmemeyi başarmış bir kaltaktır. Eşek gibine bayılır.
Eşek: gib diyeni giber, züt diyene döner. Klagib eşek işte.
Kurt: Diyarların en koca yaraklı kurtudur. Açgözlü, ciksomanyak, fetişist ve aynı zamanda puşttur.

masal anlatıyorum binler yaklaşın şöyle