1. 1.
    0
    Son günlerin en çok tartışılan konusu olan marduk’un keşfedilmesinin 20 yıllık tarihi var

    Aylar sonra IRAS, Güneş Sisteminden 50 milyar mil uzaklıkta olan devasa bir gezegen keşfetti. Bu şaşırtıcı keşif, 21 Aralık 1983’te Washington Post gazetesinin birinci sayfasına “Gizemli Bir Gök Cismi Keşfedildi” başlığıyla haber oldu. Marduk’un IRAS uydusu tarafından keşfedilmesinden 7 sene önce Azeri yazar Zekeriya Sitchin Sümerlilerin binlerce sene önceden kalan tabletlerini okuyarak her 3,600 senede bir Güneş Sistemi’ni ziyaret eden Marduk hakkında “12’nci Gezegen” adlı kitabı yayımlamıştı. Sümer yazıtlarına göre, Marduk’un uydularından biri binlerce sene önceki bir ziyarette Tiamat adındaki bir başka gezegene çarparak, bugün Mars ile Jüpiter arasında bulunan Asteroit Kuşağının oluşmasını sağladı.

    Marduk’un dünyadan ilk olarak görülmesi ise 21 Ekim 2003’te Kaliforniya’daki Mount Palomar Gözlemevi’nden 1,22 metre boyundaki Oschin teleskopu ile oldu. Senelerce bu gökcismini gizliden gizliye takip eden Vatikan Astronomi Merkezi, sonunda konuyu ele almak üzere 19 ülkenin bilim addıbını bir araya getirdi. Marduk astronomlar tarafından 2003-UB-13 olarak adlandırıldı. Marduk hakkında yazılmış en ünlü kitabın sahibi Zecharia Sitchin’e göre gezegenin 7 uydusu bulunuyor.

    Nam-ı diğer Nibiru ve Eris hakkında en ünlü ikinci kitabın yazarı ise Andy Lloyd. Lloyd’a göre Güneş’in ölü ikizi olan Kara Yıldız sistemi, Marduk dâhil olmak üzere 7 gezegen içeriyor. Bu gezegenlerden altıncısı 6 bin sene önce Sümerlilere hayat veren uzaylı Tanrılar olduğu öne sürülen “Annuaki”nin yaşadığı Dünya benzeri bir gezegen. Kara Yıldız sisteminin son ve yedinci gezegeni Marduk ise, Lloyd’a göre 7 uydusu ve arkasında kuyruk gibi uzanan uzay enkazı ile bir savaş üssü hatta savaş gemisi görevi görüyor.

    Dünyanın Manyetik Alanları Marduk Gelişi ile Nasıl Etkilenecek?

    Her ne kadar bilim adamları henüz üzerinde tam bir görüş birliğine varmamış olsalar da Marduk’un yaklaşmasının dünya üzerinde de ciddi etkilerinin olabileceği belirtiliyor. Bunların başında ise yerküreyi zararlı ışınlardan korumak gibi hayati bir işlevi de olan manyetik alanın etkilenmesi geliyor. Marduk’un manyetik alan üzerinde ciddi bir sapmaya neden olması neticesinde devasa dalgaların oluşmasından, şiddetli depremlerin görülmesinden, volkanların faaliyete geçmesinden ve yıkıcı hortum ile fırtınaların ortaya çıkmasından korkuluyor

    Bu kadar ciddi sonuçlarının olmasından korkulan bu gökcismini bu kadar yakından takip eden ilk kuşak elbette ki biz değiliz. Mayalar, yarattıkları bir takvimde Marduk’un seyrini ve Güneş Sistemi’ne girişine de yer verdiler. Söz konusu bu Haab takviminin sona erdiği gün ise Marduk’un gelişini gösteriyordu. Bu takvimin son günü Gregoryan takviminde yani şu an bizim kullandığımız modern takvimde 21 Aralık 2012’ye denk geliyor. Maya’lara göre Haab takviminin sonu ile 5’inci Güneş Dönemi sona erecek ve insanlık 6’ıncı Güneş Dönemine girecek. Bazı uzmanlar, Haab takviminin sona ermesinin dünyanın kendi ve güneş etrafında dönüş süresinin değişeceğini, yani bir başka deyişle bir gün ve bir yılın uzunluklarının değişeceğini savunuyor.

    iŞTE FELAKET SENARYOLARI:

    * * Dünyanın Kuzey ve Güney manyetik kutuplarının konumları değişecek,
    * * Dünya ekseni 180 ile 240 derece değişerek Güneş’e olan sabit konumunu kaybedecek,
    * * Ekvator çizgisinin konumundan sapması ile iklim değişiklikleri baş göstermeye başlayacak,
    * * Ortaya çıkan manyetik çekim gücü, erimiş demir haldeki dış çekirdeği yer kabuğuna yakınlaştıracak ve tüm yanardağlar patlama noktasına gelecek.
    * * Manyetik titreşimlerin bozulması ile okyanusların altındaki su akıntıları durma noktasına gelecek ve zamanla ısınan-durağanlaşan su, deniz yaşdıbına imkân vermeyecek,
    * * Büyük parçalar halinde erimeye devam eden kutuplar yok olma noktasına gelecek.
    * * Dünyanın değişen ekseni ile güneşe tekrar konumlanması ve kuzey manyetik kutbunun Siberya’ya kayması, bugün çöl ve kurak olan alanları su cennetine çevirecek.
    * * Kutupların erimesi ile okyanuslara yayılacak tatlı su, ısı-tuz dengesini bozacak ve golfistrm akıntısının durması ile başta Kuzey-Batı Avrupa ve Kuzey-Doğu Amerika olmak üzere birçok coğafyada dondurucu soğuklar baş gösterecek,
    * * Yer kabuğu altındaki lav ve yer katmanlarının hareketleri ile depremler görülmeye başlayacak ve şiddetleri ile sayıları Marduk yaklaştıkça artacak.

    iDDiALARA GÖRE GÜN GÜN MARDUK’UN SEYRi

    Ortaya atılan teorilere göre, Marduk, 21 Aralık 2012’de, yani Haab takviminin son gününde ikinci bir güneş gibi tepemize dikilecek ve Ay ile neredeyse aynı büyüklükte gözükecek.

    • Marduk, Dünya ile iki kere yakınlaşma gösterecek. Bunlardan ilki 7 Eylül 2012’de gerçekleşecek ve bir süre boyunca yaklaşma-uzaklaşma hareketi devam edecek. Son yaklaşma ise 27 Nisan 2013’te olacak.

    • Bir diğer iddiaya göre ise bu yaklaşma hareketi farklı bir takvime göre olacak. Marduk en yıkıcı etkisini sadece 21 Aralık 2012’de göstermeyecek. Çünkü Dünya, 14 Şubat 2013’te Marduk ile Güneş arasına girecek. Araştırmacılara göre en korkunç deprem, sel ve fırtınaların yaşandığı tarih bu gün olacak ve yer kabuğu buruşturulan bir kâğıt gibi bozulacak. Milyarlarca insan hayatını kaybedecek, hayatta kalanlar açlıktan kırılacak. Marduk, Güneş Sistemi’ni 1 Temmuz 2014’te terk edecek ve manyetik alanlar üzerindeki etkisi azalmaya başlayacak.

    • Eğer sanıldığının aksine, Marduk, Mars ile Jüpiter’in değil, Mars ile Dünya arasına girerse, Marduk’un uydularından biri Dünya’ya çarpabilir. Bu durumda Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki döngüsü en az 3 gün duracak. Bir tarafta 3 gün aydınlık, diğer tarafta 3 gün karanlık olacak. Tüm iletişim ve enerji ağı çökecek.

    “HERŞEY GÜZEL OLACAK” DiYEN DE VAR

    Mayalardan kalan bilgiler doğrultusunda Dünya’nın içine gireceği 5’inci Güneş Dönemi’nin tam bir aydınlanma ve barış safhası olacağına inanan insanların sayısı hiç az değil. internette sayısız sitede gruplaşan insanlar, 2012’de insanlığın uzaylı ırklarla sonunda tanışacağını ve uzayın birçok köşesinden gelen ırklar ile kusursuz bir barış sürecinin başlayacağını düşünüyorlar.

    Diğerleri ise Dünya’nın içine gireceği yüksek titreşim frekansları ile evrenselliğin; bilim, tıp, arkeoloji ve sanatın tavan yapacağı yeni bir rönesans devrinin başlayacağını öngörüyor.

    özet: kıyamet kopabilir, kopmayadabilir.
    ···
  1. 2.
    0
    özet geç bin
    ···
  2. 3.
    0
    Önceleri God olarak bilinen iskandinavyalı ekstrem Black/Death Metal grubu 1990 yılında isim değişikliğine giderek gayrı meşru Sümer tanrısı Marduk’un ismini aldı. O tarihten sonra grup istikrarlı bir biçimde kaliteli albümler çıkararak hızla Black Metal birinci ligine terfi etti. Marduk’un 1991’de yayımladığı plak olarak basılmış ilk demoları olan ve sonradan kötü bir şöhrete sahip olacak olan ‘f**k Me Jesus’ EP’si kapağında bacaklarının arasına arkadan bir haç sokmuş çıplak bir kadın resmi ihtiva ediyordu. EP sonradan 7 ülke tarafından boykot edildi.
    Maxicep.com - MarduK ( Biyografi )
    Marduk, 1990 yılında Punk Rock grubu Moses’in eski gitaristi Morgan ‘Mr. Evil’ Hakansson tarafından kuruldu. ilk demoda Lucky Seven grubunun eski solisti Andreas Axelson’un varlığı göze çarpıyordu. Diğer müzisyenler arasında gitarist ‘Jocke’ Joakim ‘Grave’ züthberg ve basçı Rickard Calm bulunuyordu. 1992’de ilk albümleri çıktığında Marduk’un kadrosu Hakansson, Axelsson, züthberg, gitarist Magnus Andersson ve basçı Bogge Svensson’dan oluşuyordu.

    ‘Those Of The Unlight’ albümü çıkmadan önce Axelsson’un grubu terk ederek Edge of Sanity’ye katılması üzerine züthberg vokale geçti. Andersson da Allegiance, Overflash, Cardinal Sin gibi proje gruplarına yoğunlaşmak üzere grubu bıraktı. züthberg de Darkfield’i kurmadan önce Cardinal Sin’de baterist olarak Andersson’a eşlik etti.

    Üçüncü albüm olan ‘Opus Nocturne’ 1994’de çıktı. Aynı yıl, ‘Sons Of Northern Darkness’ turnelerinde Immortal’a alt grup olarak eşlik ederek Avrupa’yı kat ettiler. 1996’da ‘Heaven Shall Burn... When We Are Gathered’ adlı albümü yayımladılar. Aynı yıl Piledriver, Venom, Destruction ve Bathory şarkılarını yorumladıkları EP albümleri ‘Glorification’ da piyasaya çıktı.

    Bu aşamada Marduk’un kadrosu şu isimlerden oluşuyordu: Hakansson (o sıralar aynı zamanda Abruptum’un da aktif bir üyesiydi), vokalde Legion, gitarda Kim Osara, basta eski Chained basçısı Roger ‘B.War’ Svensson ve davulda Fredrik Andersson. züthberg ise eski In Flames gitaristleri Jesper Strömblad, Glenn Ljungström ve Luciferion ile Diabolique’in bateristi Hasse Nilsson ile birlikte adeta bir şöhretler karması olan Dimension’ı kurdu.

    Marduk, prodüktörleri olan ve aynı zamanda Hypocrisy / Abyss’in gitaristliğini yapan Peter Tagtgren’i 1996 yılındaki Avrupa turneleri için geçici olarak bünyelerine katarlar. Bununla birlikte kalıcı bir çözüm olarak Necrophobic / Dark Funeral üyesi David ‘Blackmoon’ Parland’ı düşünmektedirler.

    Marduk’un birkaç üyesi isveçli Punk grubu Wolfpack ile biraraya gelerek Moment Maniacs’ı yaratırlar. 1999’de çıkan ‘Two f**kin’ Pieces’ albümü bu işbirliğinin ürünüdür.

    2000 yılında Celtic Frost’un ‘Into the Crypt of Rays’ adlı şarkısının yorumunu da barındıran ‘Obedience’ adlı midi albümü çıkardılar. Marduk elemanları ayrıca Devil’s Whorehouse’un 2000 yılı albümü ‘The Howling’e katkıda bulundular.

    Grup elemanları onuncu yıldönümlerini bir double konser albümü çıkararak kutladılar. ‘Infernal Eternal’ 1999 dünya turnelerinin Fransa ayağına ait canlı kayıtlardan oluşuyordu. Zor bulunan ‘Here’s No Peace’ EP’si de Blooddawn Productions tarafından 5000 adet olarak yeniden piyasaya sürüldü.

    2001 Mart’ında yeni stüdyo albümü ‘La Grande Danse Macabre’ çıktı. Hem bu albümün, hem de ‘Obedience’ ve ‘Infernal Eternal’ın Kuzey ve Güney Amerika’da satışa çıkarılması için Century Media şirketi ile anlaşma sağlandı.

    Mayıs ayındaki Amerika turnesi sırasında Gorguts ve All Out War gibi gruplarla birlikte Deicide’a eşlik ettiler. Ardından Avrupa’ya dönerek bir ay boyunca ana grup oldukları konserlerde dinleyicileriyle buluştular. Ayrıca 23 Temmuz’da Motörhead ve Judas Priest’in ana gruplar olduğu Belçika’daki ‘Grasspop Metal Meeting’ festivalinde boy gösterdiler.

    Turne için yollarda geçirdikleri bu dönemde Doğu Avrupa ve Rusya’daki konserler son anda iptal edilince grup kendini bir krizin içinde buldu. Bu konserlerin turne kapsamından çıkarıldığı haberini almışlardı ki, akabinde tutuklanacak olan turne menajerlerinin turnenin bütün gelirini zimmetine geçirdiğini öğrendiler.

    Bir yan uğraş olarak motokros yıldızı Brian Deegan hakkında hazırlanan bir kısa filme müzikleriyle katkıda bulundular. ‘Deathride’ adını alan bu parça, aslında ‘Panzer Division Marduk’ albümünde bulunan materyalin üzerine yeni sözler yazılarak bir potpuri şeklinde derlenmesiyle oluşturulmuştu.

    Ağustos 2001’de ana grup olarak Amon Amarth, Kataklysm ve Diabolic ile birlikte çıkmayı planladıkları ABD turnesi bazı grup üyelerinin suç dosyalarının gümrükte sorun yaratması nedeniyle ertelendi. Bunun öncesinde Amerikalı yetkililer 11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon felaketlerinin hemen ertesinde turnelerini ertelemedikleri için gruba yazılı bir kutlama mesajı göndermişlerdi. Turne Ocak 2002’ye ertelenmişti, fakat Marduk yine ABD’ye girişte aksilikler yaşayacak ve Amon Amarth ile Diabolic turneye ana grup olmaksızın başlayacaklardı.

    Yeni yılda sınırlı sayıda çıkarılan ‘Blackcrowned’ adlı box-set, az bulunan ve daha önce yayınlanmamış şarkılarının yanı sıra bir de videoyu içeren iki CD’den oluşuyordu. Marduk 2002 yılının Mart ayında baterist Fredrik Andersson ile yollarını ayırdı. Yerini alacak kişiyi zaman geçirmeden açıkladılar: Nominon ve Legion’da çalmış, ayrıca ara sıra Spawn of Possession’da vokali üstlenmiş olan Emil Dragutinovic.

    Marduk nihayet 2002 yazı boyunca Danzig’in özel konuğu olarak ABD’yi turlayabilecek gibi görünüyordu. Fakat bununla ilgili açıklamanın yapılmasından sadece birkaç saat sonra isveçlilerin ABD’ye göçüyle ilgili ezeli sorun bu planları altüst etmiş gibi görünüyordu. Aralık ayında Avrupa’da Immolation, Kataklysm, Dying Fetus ve Hate gibi grupların da sahne aldığı ‘Xmas Festivali’nde Six Feet Under ile birlikte ana grup olarak çıktılar. Festivalin Hollanda ayağında emektar thrash devi Exodus da programa dahil oldu.

    21 Eylül’de Marduk’un basçısı B.War uygun biçimde Damien ismi verilen bir oğlan çocuğunun babası olma gururunu yaşadı. Grubun Şubat 2003’te çıkması planlanan bir sonraki albümüne geçici olarak ‘Funeral War’ adı verildi, daha sonra bu ‘World Funeral’ olarak değiştirildi. Grubun albüm çalışmaları sırasında kaydettiği Possessed’in ‘Phantasm’ adlı şarkısının yorumu, albüm öncesi bir tür aperitif olarak değerlendirilebilecek ‘Hearse’ adlı EP’de yer aldı. ‘World Funeral’ albümünün de 1500 adet basılan resimli özel bir disk versiyonu çıkarıldı

    2003 yılının Nisan ayında Avrupa’daki ‘No Mercy’ Festivallerine katılmaları Marduk’un istikrarlı yükselişinde atılmış yeni bir adım gibiydi. Grup, Testament, Darkane, Die Apokalyptischen Reiter, Nuclear Assault, Pro-Pain, Malevolent Creation, Death Angel, Callenish Circle gibi ağır toplardan oluşan programa dahil edilmişti. Ağustos ayında Almanya’da gerçekleşen ‘Party.San’ Açık Hava Festivali’nde Marduk hayranlarını güzel bir sürpriz bekliyordu. Eski solist Joakim züthberg ‘The Black’ icra edilirken misafir sanatçı olarak gruba eşlik etti. Bu buluşmanın görüntüleri ‘Funeral Marches and Warsongs’ adlı DVD’ye dahil edilmek üzere kaydedildi.

    Grup ‘Portratt Av Döga Barn’ adlı bir EP yayınlayacağını duyurdu, fakat daha sonra bu fikir bir kenara atıldı. Ekim ve Kasım aylarında grup yine yollara düşmüştü ve bu kez Brezilya, Arjantin, Şili, Kolombiya, Kosta Rika ve Mekgiba’da sahne aldıkları kapsamlı bir Güney Amerika turnesi idi söz konusu olan. Ancak Kasım ayının ortalarında solist Legion beklenmedik bir biçimde grubu bıraktı. Bunun üzerine Yunanistan konserlerinin iptal edilmesinin yanı sıra Londra’daki ‘Blackest of the Black’ festivaline katılmaları da suya düştü.

    Ocak 2004’te çıkan ‘Funeral Marches and Warsongs’ adlı derleme DVD, Paris’teki La Loco konserinden, Polonya Katowice’deki konserden ve Almanya’daki Bad Berka’da gerçekleşen Party.San Açık Hava Festivalinden alınmış canlı performans kayıtlarının yanı sıra ‘World Funeral’ ve ‘Hearse’ için promosyon amaçlı hazırlanmış klipleri içeriyordu. Marduk, Şubat ayında yeni solistlerinin daha önceleri Funeral Mist ve Triumphator’da vokali üstlenmiş olan ve ‘Arioch’ adıyla bilinen Mortuus olduğunu ilan etti. 2004 yılında çıkması planlanan yeni albümün kayıtları Marduk ile Puissance’dan H. Moller ve M. Bjorkman’ın bir girişimi olan endüstriyel askeri perküsyon projesi Arditi’nin bir işbirliğine tanık olacaktı.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 4.
    0
    özet gec pic
    ···