/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +25
    Akşam üstü olmasıyla yemek faslının ardından bizi taburun bahçesine topladılar. Adının içtima olduğunu öğrendiğimiz genellikle iştima diye anılan yoklama işi yapıldı. Daha sonra herkes tek tek koğuşlara çıkartıldı bir çavuş nezaretinde. Manga sırasına göre yataklar gösterildi ama dolaplar kargaşa kimi yastık bulamıyor falan tam bir kaos hakim. Bavullarımı direk ranzanın altına attım, verilen eşofmanları giydim ve yattım. ışık kapandı ve herkes uyudu. Herkes yol yorgunuydu tabi.

    Gecenin üçünde dolaplara vurarak biri "koğuş kalk" diye bagırdı. Uyandığımda şimdi askerlik başladı işte kör karanlıkta koğuş kalk ne amk dedim kendi kendime. Meğerse sayı tutmamış biri ekgibmiş, kamuflaj giymenize gerek yok herkes içtimaya dediler. Ben ayağma terlikleri geçirdim yarı uyur vaziyette indim. Balıkesirin gece soğuğu felaket arkadaşlar. Donuyordum. Hafif de yağmur yağıyor... bu kısmı uzatmıcam ama o gece bizi 3 kez koğuş kalk diyerek uyandırdılar ve en son isimleri tek tek okudular da malın teki 1. bölüğe geleceğine 3. bölüğe gitmiş ordan çıktı bin.
    ···
  2. 27.
    +25
    Ertesi gün kalktığımızda koğuşun yarısının kolları ben de dahil olmak üzere kıpkırmızı şişliklerle doluydu. Askeriye koğuşlarının meşhur böceği tahtakurusu... Koğuş ilaçlanacak dediler bizi başka koğuşa aldılar. Bavulumu yerleştirmediğime çok sevinmiştim.

    ilk iki günden sonra vücut yavaş yavaş alışmaya başlamıştı. 5:30 kalk, soguk suyla traş ol, bot boya, içtimaya in. Robotlaşmıştım bile. Asosyalliğim sayesinde yine kimse arkadaşım değildi. Pgibolojik olarak bir çöküntüdeydim. Yemek falan yiyemiyordum. Bana verilen defteri dolduruyor denilenleri yapıyordum. Bizi eğitim alanına çıkartıyorlar kendi kendimize "sağa dön" diye komut verip sağa dönüyorduk, "sola dön" diye komut veriyorduk sola dönüyorduk. Böyle saçma bir yer işte. Ara sıra bazı komutanlar moral veriyordu bize gittiğiniz yerde çavuş olacaksınız şöyle olacak böyle olacak diye. Yemekten sonra çavuş eğitim bölüğü serbest oluyordu arkadaşlar. Çay kahve otomatlarından kahve alıp yat içtimasına kadar takılıyorduk. Ben tabi tek takılıyorum yine. Fakat o an anladım girişteki yüzbaşının bana nasıl bir kıyak yaptığını. Çünkü arkamızda bulunan er eğitim taburu yemekten sonra da uygun adım çalışıp marş söylüyordu yat içtimasına kadar. Oraya genellikle okumayanları sorunluları falan verdiler o dönem.
    ···
  3. 28.
    +1
    Rez devam kardesim
    ···
  4. 29.
    +27
    Bize verdikleri not defterini çıkarttım yalnız başıma bankta otururken. Hiç ağlamayan ben ne olduysa bir anda gözümden yaş akarak "ÖZLEDiKLERiM" başlıklı bir yazı yazmaya başladım. Annem, babam, kardeşim, arkadaşlarım, pgibolojiyi siz düşünün listenin sonlarına doğru playstation'ım bile yazmıştım ve gözümden akan yaşlar o kağıdın üstüne damlayıp mürekkebi dağıtıyordu.
    Ertesi gün kahvaltıda yine birşey yemediğimi farkeden trakyalı lakaplı devrem sen niye yemiyorsun dedi. Canım istemiyor benim dedim sadece. Isınmak için metal bardaga konan şekersiz çayı içiyordum. zorla çatalımı aldı tabuldottaki peynire saplayıp ye şunu diye ağzıma zütürdü. yav falan demeye kalmadan tamirci diye lakabını taktığımız arkadaş ta ekmek de ver diyerek ekmeği uzattı. Sana bakıyoruz kaç gündür bişey yemiyorsun hasta olursun dediler. Orda anladım arkadaşlık denen şeyin varolduğunu ve bir güç geldi bana.

    Hala görüşürüz kendileriyle özellikle acemilikteki arkadaşlıklar çok sağlam oluyor arkadaşlar.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezervation
      ···
  5. 30.
    +29
    Bu arkdaşlarla kaynaşmam vesilesiyle başka arkadaşlarla da muhabbet etmeye başladık tabiki. Artık ufaktan tecavüz kaçınılmaz zevk alalım moduna girmiştik. Akşam yemeğinden sonra otomatlardan mochaccino alıp içerken keyifli sohbetler etmeye başlamıştık. Çok fena sohbet dönüyordu. Biri birine sataşıyordu, ama şakalaşmak tabi, "askere geldin de mochaccino nedir onu öğrendin" gibi muhabbetler dönüyordu. Hatta yat içtimasından sonra bile ışıklar kapandıktan sonra yataklarda sohbet etmeye başlamıştık. Bu askerlik o kadar da kötü değil be demeye başlamıştım. Başıma geleceklerden habersiz...
    ···
  6. 31.
    +1
    Rez okunacak
    ···
  7. 32.
    +25 -1
    ilk günlerde tuvaletlerin halini gördükten sonra ben askerde sıçmıcam kararı almıştım. Çünkü ilk girdiğimde kusmak üzere olup zor atmıştım kendimi. Artık yemek yememle beraber verdiğim kararın çok yersiz olduğunu elbet bir gün sıçacağımı dolayısıyla bir yolunu bulmam gerektiğine karar verdim * ilk sıçışımı da yeşil fanilamı tüm yüzümü kapatıp sadece görebileceğim kadar açık bırakarak, ve nispeten daha temiz bir tuvalet bularak yaptım. Sonralarında işi çözdüm tabi. Bölüğün en serserisi diye takılanları tuvalet temizliğine verdiler, saat 2 de falan temizleniyordu ben de temizlenir temizlenmez giriyordum. Bunu çözmek beni inanılmaz rahatlatmıştı. Şimdi düşünüyorum da ne kadar komik, çünkü mardine gittiğimde o tuvaletlerde sıçarken bulmaca çözüyordum, telefonla mesajlaşıyordum. insan herşeye alışıyor.
    ···
  8. 33.
    0
    Rezzerve
    ···
  9. 34.
    +20 -1
    Tekrar ufak bir uyarı dağıtım zamanı bölümü yaklaşıyor, doğuda askerlik yapmaktan çekinen arkadaşlar dağıtım yazacağım kısımdan sonralarını okumasınlar.
    ···
  10. 35.
    +1
    Rezervasyon
    ···
  11. 36.
    +31 -1
    Yemin töreni yaklaştı. Er eğitimde olanlar dağıtıma gidecek biz daha 2 ay balıkesirde kalacağız. Çavuş eğitim olduğu için 3 ay eğitim + teori eğitimleri alacaktık bakım ile alakalı. Biz bu arada eğitimlere devam ederken atış yapılacak dendi. Kalaşnikofla eğitim vermişlerdi, atış günü ilk mermileri sıktıktan sonra bana daha da bi gaz geldi. O barut kokusu o ses...
    ikinci hafta annem ve babam birliğe ziyarete geleceğini söylediler. Çok sevindim ama gelmemelerini söyledim. Yemin töreni yaklaşıyor o zaman gelirsiniz dedim. Meğer evde yattığım son çarşaf yastığı bile değiştirmemişler burnumuzda tütüyorsun dediler. Tamam gelin dedm telefonu kapadım gözlerim dola dola. Birgün içtimadayken anons geldi. "1. bakım, çavuş eğitim bölüğünden "yeteramkya" ziyaretçiniz gelmiştir. Ziyaretçi parkında bekleniyorsunuz." Takım komutanım hemen işaret etti sıradan ayrıldım ve hayatımın en uzun yolunu yürüdüm. bizimkileri gördüm şaşkın gözlerle beni ararlarken uygun adımla onlara doğru yürümeye başadım. Annem "oğğlummm" diye bağırdı. Sarıldık ağladılar. Ben tuttum kendimi. Erkek adamdım. Askerdim!.
    ···
    1. 1.
      0
      kardes devam
      ···
    2. 2.
      0
      kardes devam
      ···
    3. 3.
      0
      kardes devam
      ···
    4. 4.
      0
      Devam !
      ···
    5. diğerleri 2
  12. 37.
    +1
    Anlat panpa
    ···
  13. 38.
    +16
    Ayrılık vakti geldiğinde son sarılmadan sonra ağladığımı görmesinler diye arkamı döndüm iyiyim ben merak etmeyin tekrar görüşeceğiz tabiki dedim. Onlar çoktan herşeyin farkındaydı.
    Caps:

    http://imgim.com/9G2RlN.jpg

    http://imgim.com/byJjam.jpg
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz kardeş
      ···
  14. 39.
    0
    Rezerved
    ···
  15. 40.
    +2
    Jandarma karakolunda üsteğmenim
    ···
    1. 1.
      -1
      Ve incidesin helal
      ···
      1. 1.
        +2
        Terörist bekliyorum elimde kazma var analarinin amcigina sokacam
        ···
      2. 2.
        0
        Sktr deli
        ···
  16. 41.
    +19
    Takriben 1,5 hafta sonra yemin töreni olacaktı. Er eğitimdekiler dağıtım alacak, biz çavuş eğitim bölüğü olduğumuz için 2 ay daha orda kalacaktık. Temel eğitimin yanı sıra teorik eğitim de görmek için. Komutanlar ailesi gelenlere evci iznine çıkabileceğini, çarşıların yeminden sonra açılacağını söylediler. Ben evdekilere tembihledim evci izni istemiyorum hem masraf hem de tam buraya alışmışken dış dünyayı görmek bana travma olabilir diyerek. Aksini idda etseler de kabul etmek zorunda kaldılar. Babam gelemeyecekti yemin törenine. Bildiğin bilet parası yoktu... Evde okuyan bir de kardeşim var adamcağız neye yetişsin. Ben şirketten aldığım tazminat parasından al gel dedim ama o parayla kredi borçlarım ödeneceği için kabul etmedi. Onun için de çok zordu.

    Yemin günü geldi çattı. Uygun adım marş söyleye söyleye gidiyoruz ki annemi gördüm. Kamuflaj içinde hepimiz o kadar aynıyız ki beni bulamadı. Önünden geçiyordum ama komutanlar sıkı sıkı tembihlemişti. Sakın ailenize hareket yapmayın ses çıkarmayın tören yürüyüşü bozulmayacak diye. Yemin sehpasına koşarken bir şekilde annemle göz göze geldik ve gülümsedi. O an içim heycanla doldu beyler. Elimizi silaha koyduk yeminimizi ettik. Serbest bıraktıklarında anneme sarıldım. Kokusunu çektim içime. 1,5 hafta evet ama ben hiç ayrı kalmamıştım ki onlardan. çarşı için kıyafet değiştirmeye gittim. Değiştirdim ve koşarak annemin yanına gittim. Herkes dağılmıştı bile. Ben annemin yanına gittiğimde tabur komutanı bize doğru geldi. Çok babacan adamdı. Hemen esas duruşa geçtim. "Evciye mi bakalım" dedi. Hayır komutanım dedim. "Neden?!" dedi. Komutanım yeni alıştım şimdi tekrar alışmak falan zor dedim. Annem de o anda biz de cok ısrar ettik ama gelmek istemedi dedi. Komutan anneme nerden geldiniz dedi. istanbuldan dedi annem. Komutan bana dönerek "Askeriyede demokrasi yoktur evci iznine çıkacaksın" dedi. Emredersiniz komutanım diyebildim. Annemse zaten böyle olabilir diye dayımdan kredi kartını almış. Paramız yoktu o dönem ne yalan söyleyeyim. Biraz da ondan istemiyordum. Biz nizamiyeden cıktık, bir otele yerleştik. 1 gün ama o gün bana nasıl iyi geldi anlatamam size. Hep sarıldım anneme... O ise ne kadar sevdiğim şey varsa gidip onu alıp geliyordu durmadan. Dürümler, tatlılar, bu beni daha da kahrediyordu. Ve korktuğum oldu. Tekrar ayrılık. Artık o acıya alışmaya başlamıştım vedalaştık ve nizamiyeden içeri girdim. Ve o haber. Yeni gelen bir emirle çavuş eğitim de 1 hafta sonra dağıtıma cıkacak teorik eğitimi usta birliğinde alacaktı...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    0
    Rezerve
    ···
  18. 43.
    0
    Rezervationnsss
    ···
  19. 44.
    +1
    Rez devam panpa
    ···
  20. 45.
    +25
    Bu haberi alınca evdekilere söylemeyip sürpriz yapmaya karar verdim. Ertesi gün tabur içtimada komutanlarımızdan biri ingilizcesi iyi olanlar el kaldırsın dedi. Koca taburda 5 kişi el kaldırdık. Bizi alıp başka bir daireye zütürdüler ve çok basit bir sınava soktular. 2 Gün sonra o sınavdan 3 kişi geçtiğimizi, bizim eşyalarımızı hazırlamamızı söylediler. Evdekilere haber verdim. Arkadaşlarla da aramızda konuşuyoruz "kesin nato ile ilgili bi şey" ya da "turistik bir bölgeye falan gidicez ingilizceyle ne iş olur ki başka" gibi teoriler ürettik. Bu arada bulunduğumuz birlik en çok kıbrısa dağıtım yapıyor hatta komutanlar brifing veriyordu işte havaalanında askeriyeden verilen kağıt gösterilecek vs diye. Sonraki günlerde bize bir haber gelmedi. Dağıtım günü geldi çattı, herkes er gazinosuna dağıtm yerleri açıklanıyor dediler. Bikere çavuş eğitimdeyim, ingilizce sınavına girmişim geçmişim, benim yer kesin güzel gelecek, pgiboloji o. sıradan açıklıyorlar yerleri. Bilmemkim, ankara, gel imza at. Bilmemkim Kıbrıs, gel imza at. izmir bilmemnere komutanlığı , bodrum bilmemne okulu , gırla gidiyor. Elimde lipton ice tea var heycandan açamadım bile. Dağıtım okunuyor dediler diye elimde kapalı kutu ice tea, dağıtımım okunacak imzalayacağım ve keyif yapacağım. Benden bir sıra önce badim var. Adı yusuf olsun. Çocuk aslen giresunlu. istanbulda ikamet ediyor, bize de yakın yani. Komutan okudu "Yusuf *** istanbul maslak bilmemnere sanayi okulu" ulan çocuk yuppi dedi bağırarak düşün. Gitti imzaladı. Sıra bana geldi. Komutanda astsubay makara bi adam. ismimi okudu yüzünü buruşturdu "Mardin-Sayın kışlası gel imzala" dedi. elimdeki kutu yere düştü. Trakyalı "hiiiiii" dedi. işte anksiyete bozukluğu hastalığım o an tekrar nüksetti. gittim imzaladım ama beynim uyuşuk yani. Bekliyorum ki biri çıkacak şaka şaka sen de istanbul falan diyecek...
    ···