0
tünelin orada müzik marketlerin olduğu sokakta bir burgerci. aslında orada işe başlamam tamamen şans eseriydi. okuluma bir dönem ara vermiş ve azıcık para kazansam fena olmaz edaları ile iş aramaya koyulmuştum. işe başvurmak için içeri girdiğimde adını söylemek istemediğim -sonradan öğrenecektim ki kendisi tam bir yavşak ve özgüvensiz- biri ile görüştüm.ne yaparsın,ne okursun gibi sorulardan sonra patronuyla konuştuktan sonra bana geri döneceklerini söyledi.2 gün sonra da işe başladım.
her şeyin iyi güzel gideceğini umarak işe gittim. işe başlamadan önce sıcak bir yaklaşımla konuştuğum o patron, işe başladıktan sonra tam bir megaloman moda girerek iletişim kurmaktan kaçınmıştı. bunu çok da önemsemedim.. günler geçti. diğer elemanlarla kaynaşmaya başladım. mutfağa iniyor orada kısa süreli aralar vererek yaptıkları işi izliyordum. normalde menülerde orta boyun 130 g,büyük boyun 260 g olması gerekirken mutfak elemanları ustalarından aldığı (tabii ki bu ustada oranın sahibinden aldığı talimat nedeniyle) emir sayesinde köftelerin porsiyonunu 120 g olarak ayarlıyorlardı.ben de onlara neden 120 g yapıyorsunuz demek maldan çalıyoruz gibi sorular yönelttim. zaten köfte piştiğinde suyunu da kaybedeceği için iyice gramajı düşecekti.ve onlar bunu çok iyi biliyordu. sunulanın aksine köfteler 100 büyük boyda da 200 gram oluyordu. daha sonraları etleri keserken tamamen hijyenden uzak olduğu gördüm.ve hazırlanan etin içine tahmin edemeyeceğiniz kadar yağ,ve etten uzak ürünler koyuluyordu.bu duruma sessiz kalmak benim sinirimi bozmuştu.. para kazanma aşkı insanları bu hale getirmemeliydi..
sonraları müşterilerden gelen tepkiler sonuçu, önceki zamanlarda dana jambon yerine bacon,tat ve calve soslar yerine heinz soslar kullanıldığını öğrendim. tabii ki akıllı bir insan neden jambon kullanılmaya başlandığı halde fiyatlarda %30luk bir artış yapıldığını sormadan edemezdi. bazı müşteriler bunu sorguluyordu. ancak durum gereği bacon alımlarında sorun yaşanıyor gibi kaçamak cevaplar vermekten öteye gidemiyordum. halbuki bunun nedeni;köftelerin gramajlarında yapılan dolandırma gibi daha fazla para kazanmaktan başka bir şey değildi.
soslara gelince bildiğiniz gibi heinz soslar piyasadaki en kaliteli soslardır ve fiyatı diğer soslara göre daha pahalıdır. bunu kaldıramayan ve cebine daha fazla para girmesini isteyen mano burger sahibi iki insan tat ve calve soslara dönmüş gelen müşteriler neden heinz yok artık diye sorduğunda ithal etmek de güçlük çekiyoruz gibi yalanlara başvurmuşlardır. bunu söylediklerinde yaşadıkları ikiyüzlülük ve gelen müşterilere söylenen yalanlar benim yüzümü kızartıyordu.
çalışmaya devam ettiğim günler patronlardan birine neden kutu içecek kullanılmadığı ile ilgili sorular sordum. ekşisözlükte bu durumdan rahatsız olmuşlar gibi bir şaka yapmıştım.ama aldığım cevap onlar öğrenci çok da gibimizde değil demeye yakın bir cevaptı. böyle bir işletme de çalışmaya başladığım için kendimden nefret ettim..
hamburgere gelince artık köfte yaparken adamların elinin kirinden midir, yoksa ızgranın üzerinde bütün dünyaya yeticek kadar yağ biriktiğinden midir lezzetli..ona sözüm yok.ama kaldı ki hamburger yicez diye züte de kazık girmesine neden yok..
sonuç olarak mano burger işletmesi* tamamen paragöz ve müşterilerini zerre giblemeyen bir işletmedir. vergi kaçırma, nereden kıssam da daha fazla para kazansam derdinde bir yerde çalıştığım ve oraya hizmet ettiğim için kendimi affetmeyeceğim..