kız arkadaşımla cinsel konulara çok az girerdik ve bu bi nebze aramızdaki ilişkiyi sıradanlaştırırdı. ben de bu ekgib kalan heyecanı biraz olsun kazanabilmek için taktikler düşünmeye başlamıştım. aklıma gelen her cinsel espriyi bi kağıda not alır, sabah evden çıkmadan önce tüm kağıtları okurdum.
bir gün cafede otururken bana bere örmeye başladığını ve yapmak istediği berenin resmini gösterdi. ben de "çok güzelmiş bebeğim, annemde örüyor bazen, ilerde sen de çocuklarımıza aynı böyle bereler yaparsın, pratik yap tabi şimdiden" dedim. "ayy ne çocuğu be, en az 35 yaşına kadar düşünmüyorum" dedi. "aa ama olur mu ben en az 15 çocuk istiyorum senden" dedim. güldü ve "ay kudurdun mu dünden beri" dedi. az da olsa ilk defa cinsellik hakkında konuşmaya başlamıştık, burada duramazdım, devam etmeliydim: "evet kudurdum seni sabaha kadar pompalamak istiyorum aşkitom" diye bağırdım. boş gözlerle bana bakarken masanın altından bacağını okşamaya başladım ve "tüm spermlerimle içini doldurmak, ağzından burnundan dışarı taşmasını sağlamak istiyorum" diye fısıldadım ciksi bir ses tonuyla.
o şaşkınlığını üstünden atana kadar da ereksiyon olmuş penisimi çıkardım ve elini alıp üstüne koydum, hoşuna gitti ve bana masturbasyon yapmaya başladı. "çok iyi" "devam et yavrum" "harikasın" diye inliyodum sessizce. tam boşalacağım sırada "dur aşkım yeter bu kadar" dedim, duymadı. "dur tamam!" diye bağırdım ama durmuyordu tam kurtulmaya çalışırken bi anda boşaldım ve gözlerimi açtığımda evde tek başıma elimde gibim, üstüm başım döl içinde kanepede yatıyordum.
sevgilim olmadığını, hayal gücümün ürettiği bir nesne olduğunu ve aylardır evden dışarı çıkmayan bir asosyal olduğumu hatırladım.
bir posta daha attım.
uyudum.