makedonyaya gidiyorum beyler

--yazamadıgım günleri yazdım beyler , tek tek atacağım.--

17 haziran = gibtiğimin salı günlerini de zaten pek sevmem. ofise ingilizce dersi için bi kadın geldi , caren adında 50 yaslarında filan bi kadın. amerikalıymış , sanırım kafa dinlemek için buraya yerleşmiş eşiyle. amerikadan emeklilik maaşı alsa makedonyada kral gibi yaşar zaten, kadın haklı beyler. ki ingilizce dersi dediğim de kalem kitap değil zaten. öyle olsa oturmam bile orada. bi masaya oturuyoruz bahçede , bi konudan başlayıp konusuyoruz. speaking practice usulü. ardından ben yemek yiyelim desem de akşama kebap yapacağız diye yiyemedik. 12 kişilik yemek hazırlayacaktım. eti filan hesapladık , burada dana etinin kilosu yaklasık 400 denar , tavuk da 220 240 denar filan. tavuk pahalı yani. e domuz eti de yemiyoruz malum. kabaca hesabı yaptım ve kişi başı 250 denar verilecek dedim (bi tek o hesabı ödeyen kız misafir yani. o vermiyor). topladım paraları , gittim kasaba. değişik değişik şeyler var amk. sosis gibi şeyler var ama pişmiş halde. bi tanesini sordum , piliç sosis ama tütsülenmiş dedi. bi tadına bakabilir miyim dedim. kadın kesti verdi. en başta biraz güzel geliyo ama sonra ağzın içini yakıp yarak gibi bi tad bırakıyo resmen. -denemeyin-. ya da deneyin amk. her şeyin tadına bakın. her neyse 5 kilo kadar et aldık (tavuk sosis+tavuk göğüs+et köfte). 6 litre bira ve 1 litre vodka alındı. parayı az topladıgımız için böyle oldu amk. dedim ki adamakıllı 400 500 denar verin güzel olsun. ama buradaki insanlara 20 30 lira çok geliyor. manava uğrandı bi şeyler alındı filan derken eve geldik. başladık hazırlanmaya. mangal bulamadıkları için elektrikli bi şeyde yapmak zorunda kaldım amk. ve en önemlisi şudur ki , bizim kültürümüzün gözünü seviym. amk içerde 3 kişi yemek yapıyoruz , bizim koordinatörler ve eston kızlar içerde bira içiyo. yavşak zaten 6 litre var toplam. ne diye içiyosun şimdi !.
neyse aldıgımız tavuk sosisle başladım ve 5 kilo eti 1 saatte gib kadar elektrikli ızgarada pişirdim. (antepliyiz lan! pişirmek bizim işimiz !). tavuk sosis için 4*. yiyip içtikten sonra birden içerden birisi oyun havası açtı amk. makedonlarla birlikte halay da çekmiş olduk. hala şu estonlara alışamadım. hayvan gibi yiyolar. başka bi şey yok. allahtan 1 ay sonra gibtirip gidiyolar... akşam alkolün de verdiği yetkiye dayanarak biraz erken uyudum ve o gün de bitti...

4* = http://imgim.com/20140617_183554.jpg
5* = http://imgim.com/img-20140615-wa0004.jpg
6* = http://imgim.com/9445incih4068903.jpg

Evet beyler söz verdiğim gibi sırbistana gidişimi anlatıyorum.
4 kız 2 erkek olarak gittik. Koçani-Üsküp biletini gidiş dönüş 14 liraya aldık (esnek aldığımızdan 3 lira daha ödedik.)
Üsküp belgrada ise gidiş dönüş 30 euro ödedik. En ucuz firmayla gittiğimiz için sanırım , 8 9 saat kadar sürdü. Diğer firmalar 5 saatte gidiyormuş amk.
Sabah oraya vardığımızda hala bardan yeni çıkmış elinde şişelerle gezen insanlar vardı. Çıktık önceden anlaştığımız hostele gittik.
Hostel nedir bilmeyenler için , yurt gibi bir olay. Mesela 1 günlük kalacak yer arıyorsun ve az para harcamak istiyorsun. Öyle lüks filanı da takmıyorsan gidip hostel
arıyorsun. Ranza sistemiyle 1 evi düzüyorlar , 1 ranzayı kiralıyorsun. Tahminen 15 20 euro arası değişiyor. Türkiyede yan ranzada kız yatsa adam bütün gece 31 çeker.
Her neyse biz 6 kişi olduğumuzdan ötürü ve bir tanıdık oldugundan ötürü çok iyi fiyata anlaştık : kişi başı günlük 7 euro. Bir yere gitmeden önce o yere mail vesaire
atıp fiyat konusunda yardımcı olmalarını isteyebilirsiniz. Gidip orada yolunmayın.
internet , sıcak su , havlu , çay kahve mutfak imkanların var. Daha belirgin olsun diye fotograflarını atıyorum. Birlikte gittiğimiz kızlar da var , yüzü olanı sansürledim 1* 2* 3*.
Hostele gidip biraz uyuduktan sonra keşfe başladık. Öncelikle bir kahvaltı yapalım dedik , güzel bir yere girdik. Starbucks gibi bir dizaynı vardı.
Çoğu şey domuz eti olduğundan dolayı tatlı bir şeyler istedim. Kadın bana üzümlü ıslak odun gibi bir şey ve çok şekerli bir tatlı verdi. Bir de çay istedim.
Toplam 390 sırp dinarı (1 türk lirası = 40 sırp dinarı) bayıldıktan sonra doymayarak çıktım. Betimlemekten ziyade fotografını da veriyorum : *4.
Ardından elimize haritamızı alıp düştük yollara. Adeta ebemiz gibilene kadar yürüdük , nişantaşı sokaklarına benzeyen sokaklar var. çarşı olarak bi o var sanırım zaten.
Güzel binaları da var. Fotografını telefonumda bulamadığım , tahminen çekmeyi unuttuğum yıkık bir bina var. 90lar zamanında bombalanmış. ortasından yol geçiyor.
niye hala yıkmıyorlar diye sorduğumda içinde hala patlamamış bombalar var , japonyadan bilmemne mühendisleri geldi. yakında halledecekler dediler.
Ardından belgradın en eski restorantına gittik , 1800lerde kurulmuş. adı "?". amk ne kafasında koymuşlar bu adı bilmiyorum. soru işareti diye yer mi olur amk diyerek gittiğim yerden
lütfen gitmeyelim diye ağlayarak çıktım sanırım. muhteşem güzel yemekleri var , lakin fiyatları pek güzel değil.
arkadaşım yarım porsiyon kaymaklı köfte istedi , ben de menüdeki en pahalı şey olan kuzu et güveçten istedim. (sonradan öğrendim en pahalı şey olduğunu.)
kaymaklı köfte değişik bir şeydir diye beklerden cidden ortaya kaymak koyulmuş bir köfte tabağı geldi. bu ne amk derken benim istediğim yemek geldi.
1300 dinar ödediğime değdi diyebilirim (40tl). yerken gözümden yaş akıyordu resmen (yemekler için *5 *6 !!aÇ OLAN AÇMASIN!!).
Sonraki gün kaleyi gezelim diye çıktık yola. cidden kale amk. bayaa bayaa surları olan kocaman yerleri var adamların. manzarası ise muhteşem *7*.
oralarda gezdikten sonra akşamüstü eve geldik. biraz bira alalım evde içip buranın mekanlarına gidelim dedik.
bira fiyatları ucuz beyler , ben heineken aldım. 70 denara (1.75 tl filan ediyor). bira fiyatları ise şöyle *8*. sayıları 40a bölün , türk lirası çıkıyor.
ayrıca sigara fiyatları öyle makedonya gibi ucuz değil amk. parliament carat diye bir şey içtim orada. 7lira 25 kuruş verdim.
hostelde biraz içtikten sonra kalktık o çok övülen barlara gittik. bir nehir düşünün , nehrin içine bar yapmış adamlar , *9*.
ayrıca sadece 2 mekan filan çok popüler , kalanında 20 kişi anca var. her neyse girip biraz takıldıktan sonra giberim böyle yeri deyip geri döndük.
en son gün ise tavsiye üzerine plaja gittik. adamlar yapay göl yapmış , bir de plaj yapmış amk. ve cidden plaj gibi.
denize girenlerin çoğu kız , hatta fotoğraftakilerin hepsi kız amk. hadi yine iyisiniz ; *10*
O gece de tanıştığımız bi adamın tango öğretmeni olması dolayısıyla kalktık tango gecesine gittik.
ben sadece biramı alıp masada oturdum ama insanlar cidden deli gibi dansediyorlardı , capsler ; *11* *12*. özellikle en çok begendiğim 2 karı önümdeyken çektim fotoları.
evet beyler genel olarak olaylar bu şekilde. ayrıca bahsettiğim üzere türk paralarımı üskübe gittim ve değiştirdim. sadece türk çarşısının girişindeki yer değiştiriyor bu arada.
ama siz yine de benim gibi mal olmayıp full euro'yla gelin.

haydi binler , yarın iş olmasına rağmen yazdım. şimdi yatma vakti.

• 1* = http://imgim.com/hostel1.jpg

• 2* = http://imgim.com/hostel2.jpg

• 3* = http://imgim.com/hostel3.jpg

• 4* = http://imgim.com/4830inciv7251259.jpg

• 5* = http://imgim.com/7054incii8930919.jpg

• 6* = http://imgim.com/guvec.jpg

• 7* = http://imgim.com/kale222.jpg

• 8*= http://imgim.com/birafiyat.jpg

• 9*= http://imgim.com/20140622_015621.jpg

• 10*= http://imgim.com/plaj123.jpg

• 11*= http://imgim.com/9205incis2128229.jpg

• 12*= http://imgim.com/dans2.jpg

• bonus* = http://imgim.com/1167incix9695824.jpg

evet beyler, bugün hayvan gibi fırtına yağmur oldugundan bi yarak yapamadım. oturdum biraz game of thrones izledim. sonra yemek yemeye çıktık arkadaslarla. bi restoranta gittik , pizza yiym dedim. ancak neredeyse hepsinde domuz eti olduğu için peynirli mantarlı filan bi şey getirdi adam. görüntüsü o kadar güzel değildi 180 denar (9tl) olmasının yanında son 2 dilimi de bitiremedim *. yani iyi doyurucuydu. bi de yanında yarım litre ice tea orman meyveli içtim 60 denara. sonra da hemen alt tarafında bulunan kafelerden birine oturduk. hem bi yandan maçı izleyip bi yandan da bi şeyler içtik. bu memlekette hentbol'da önemli sanırım. makedonyanın hentbol maçı vardı. bi çok yerde canlı gösteriyolardı. en son 18-9 makedonya öndeydi. ciddi ciddi sayı kaçırdıklarında insanlar bağırıyodu filan. kafedeki garson ingilizce bilmediği için tek anladığımız isim olan macchiato'dan içtik. 40 denar (2 lira)ya güzel de bi kahveydi. geçenlerde bahsettiğim yanımıza gelen dilenci roman kız yine geldi yanımıza. 10 denar bozuk verdim , abi türk lirası da verebilirsin dedi. napıcan lan burada bozduracak yer var mı dedim. ileride halkbank vardır be , bozar orası dedi. bu sayede yanıma aldıgım 500 türk lirasını da yarın bozduracağım ortaya çıktı. ayrıca hala istediğim sigarayı da bulamadım... bi bakkala girdim. süper filtre , beyaz sert filtre desem de anlamadı sanırım ve bana lacivert pall mall verdi. belki öyledir diye çıktım kapıya 1 tek içtim. hem kahverengi filtre hem de tadı güzel değil. geri girdim. bu sefer marlboro touch'un az kokan bi modelini söyledi. beyaz filtre dedi. aldım çıktım kapıda bi tek de ondan içtim. bu da beyaz filtreydi ama sert değildi. sadece rengi farklı. ayrıca koku olmadıkça neyleyim ben sigarayı diyerek bi daha girdim. bu sırada içeri bi kadın girdi. çırpınışıma acımış olacak ki rodeo 3 logic diye bi sigara önerdi. geçenlerde de almıştım zaten ondan. e madem ondan olsun diyerek ondan alıp çıktım. beyaz sert filtre ama tadı güzel değil. şimdilik bunu içeceğim sanırım.
yarın türkçe dersi vermeye başlayacağım. genel olarak öğrenciler kadın olacakmış. belki ileride bi caps atarım. yarın da dersin nası geçtiğini yazacağım. yarın 5 yerine 6da işten çıkacağım için sabah 11de işte olacağım. yine de uyumam lazım. haydi picler , hepinize iyi geceler.

• bahsettiğim pizza ; http://imgim.com/20140615_195159.jpg