-
15.
0gül berk ne demek panpa
not: ulubatlı Hasan da inciciymiş heralde sırtına kırk tane ok saplanmayan huur çocuğudur demiş sanki -
14.
0REZERVE
-
13.
0şuku şuku şuku
-
12.
0bir tane daha anlat ipne
-
11.
+1muhabbet demini almış
-
10.
0Artist ulubatlı
-
9.
0Şuku efenim
-
8.
-1sobayı yak aq soğuk içerisi
-
7.
0şuku kap heredot
-
6.
0her akşam anlat panpa çaylar benden
-
5.
0şukular şelale panpa
-
4.
0çaylar nerde kaldı huuur çocuğu
-
3.
0reserved
-
2.
0Çok güzeldi lan bin helal devam
-
1.
+18Selamun Aleyküm kahve milletinin insanları,Tümünü Göster
Bu kahvenin kapısını istediğiniz saatte çalıp, istediğiniz saatte içeri girip, tavşankanı muhabbete ortak olabilirsiniz. Çaylarda beleş : )
Dilim döndüğünce, kalemim yazdıkça sizlere buradan hikayeler anlatmak isterim, tabii sizlerinde anlatacak bizim ibretle, hayretle dinleyeceğimiz hikayeler olduğunu düşünüyorsanız sizde anlatınız efenim : )
Vira Bismillah diyip ilk hikayemi anlatayım size;
Bugün sene 1453’e, Konstantinapolis surlarına doğru bir yolculuk yapacağız, Ulubatlı Hasan’ın hikayesini dinleyeceğiz.
“Bin atlı akınlar da çocuklar gibi şendik, Bin atlı O gün dev bir orduyu yendik! Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı ilerle, Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle.” Kuşatmanın otuzuncu günüydü, sabır yavaş yavaş tükeniyordu. Asker acaba bu şehir düşmeyecek mi kuşkusuna kapılmıştı, Fatih Sultan Mehmet Han ki; o zaman adı sadece ikinci Mehmet’ti, macar demir ustası urbana yaptırdığı el yapımı özel toplarla Konstantinapolisin surlarını dövdükçe dövüyor ama şehir direndikçe direniyordu! Halbuki o zaman tepelerden denize gemiler kaydırılmış, Haliç’i çevreleyen zincirler kırılmış, kapılara kilit uydurulmuş, tüneller oyulmuş, dinamitler koyulmuş, seyyar yer altı metroları yapılmış, davullar vurulmuş, gül berkler çekilmiş, dualar edilmiş, namazlar kılınmış ama bir türlü şehir düşmemiş Mehter başı son bir gayretle askeri gaza getirmek için “Merhaba Ey Mehteran Has dur Haydi Ya Allah” diye inlerken gümbür gümbür, çalan mehter Bizanslıyı çatır çatır tırstırıyor ama bir türlü fetih tamamlanmıyor. Fatih Sultan Mehmet Han baktı ki iş olmuyor, sinirden gözlerinin beyazını çıkarıp beyaz atını denize sürüp haykırıyor: “lala lala!”, “Bu mudur benim erlerim? Kim dikecektir Bizansın surlarına kahraman Türkün Bayrağını! Beni iki paralık Konstantinaya bozgun mu edeceksiniz? Yok mu içiniz de bir delikanlı” diye kükrerken işte o anda akabinde ve detayında ordunun içerisinden uzun boylu geniş omuzlu pala bıyıklı civan mert bir delikanlı fırlıyor. Elinde Şanlı Türk bayrağı çalıyor düşmana kılıcı; gövde üstünde baş, taş üstünde taş koymadan hedefe koşuyor, sırtına, böğrüne saplanan okları galeta gibi kırıp arkadaşlarına sesleniyor: “Vücuduna 40’dan ziyade ok saplanmayan bizden değildir.” Ulubatlı Hasan harekatını başlatıyorum! Ulubatlı Hasanın vücudundan kan nah böyle oluk oluk akarken kertenkele gibi surlara tırmanıp kalenin burcuna Türk bayrağını dikip “Hey ulan artık burası Türk Karasularıdır. Duyduk duymadık demeyin!” Deyince Fatih Sultan Mehmet Hanın gözünden yaşlar geliyor. Ve son bir darbeyle konstantinapolisi indiriyorlar. Surların tepesindeki Ulubatlı bir an gururlanıyor “Ben neymişim be abi!” diyor o sıra da acemi bir Bizans askerinin savurduğu kör bir ok Ulubatlı Hasanın sırtına saplanıyor ve koca Hasan külçe gibi yığılıp son nefesini verip şehit oluyor…
başlık yok! burası bom boş!