mahir çayan

mahir çayan faşiste kayan

yolumuzun önderleri mahir, hüseyin, ulaş
haykırıyor gerillalar kurtuluş'a kadar savaş!

uçsuz bucaksız sayfalarca tezleri bulunan gayet akıllı bir insan. cahil ülkücü köpekler bu adamın kürt şovenizminden ne kadar uzak olduğunu anlayamıyor. kürdistanın değil türkiyenin özgürlüğü için savaşmış bir "adam"dır. kafasına yediği kurşun içinde bulunduğu eti öldürmüş, kendi düşüncelerini ölümsüzleştirmiştir. cahil ergen dolu incide bu kadar yazmak yeter.

net adamdır. mahir hüseyin ulaş kurtuluşa kadar şavaş!

kızıldere sana yine geliriz

cayanlardan değil çayanlardanız

mahir çayan giber

Birçok faşiste kaymıstır

ccc üşüyoruz mahir başkan ccc

oligarşinin itleri yıldıramaz bizleri,
sanmasınlar kavga bitti,
kurtuluş için ileri!

babamdan çok severim kendisini şimdi kalk ayağa savaşıyoruz işgalcilerle dese tası tarağı bırakırım.

Büyük önder kendisinin ve arkadaşlarının vefatının 43. Yılında saygıyla anıyoruz kızıldere son değil mücadele sürüyor

mahir çayan 71de yaktı ateşi
şehit verdik hüseyini ertan ulaşı

Mahir'im senin gibi bir yiğit daha gelir mi bu memlekete

bu ülkede gelmiş geçmiş en zeki kuşağın liderlerinden biri saygılar olsun lidere
ülkücüler her yerde belli etmeyin kendinizi amk gibtirin gidin reisinize çay demlemeyi ideoloji bilin siz

Kavga sokakta, dev-genç alanda!

emperyalizmin üçüncü bunalım dönemi olarak adlandırdığı, yeni sömürgecilik fikrine göre emperyalizm halk üzerinde suni denge oluşturur.
yani halk hiç bir şeye tepki vermez, sebebi suni dengedir. bu dengeyi oluşturan 3 ana etmen: suni refah, zorba devlet ve gizli işgaldir.

suni refah: halkın kendini refah içinde zannetmesi,
zorba devlet: ataerkil ailedeki baba figürü olan devlettir, babaya ses çıkaran tokadı yer, bu yüzden herkes sus pus oturur.
gizli işgal: emperyalist güçlerin ülke sermayesinde önemli konuma çıkarak veya o konumdaki şirketleri satın alarak, halkı sömürmesi.

3. bunalım döneminden önce kolonileşmede biliyorsunuz işgalci devlet işgal ettiği toprağa kendi dilini, bayrağını vs. getirirdi. yani onlara karşı çıkmak için milliyetçilik önemli bir görüştü, anadoluda da bu tehlike milliyetçilikle püskürtüldü. bu sefer aklı başına gelen emperyalistler 3. bunalımdayken bir fikir geliştirirler ve milliyetçilerin gururunu incitmeden, bayrağına, diline, dinine karışmadan yalnızca içerden fetih yaparak halkı sömürme planına geçtiler. ayrıca eski kolonileşme döneminde işgalci devletler hammaddeleri kendi ülkelerine zütürüp halkını köle ederek işletirlerdi. 3. döneminde emperyalizm bunu direk işgal ettiği ülkede uygulamakta. ancak buna karşı da bir fikir birliği çıktı ki onun ismi de sosyalizmdi. milliyetçiler kendi milli duyguları içindeki devletlerine bağlılardı ve sömürüye bilmeden ortak oluyorlardı. vietnam, kore, laos, küba, venezüella gibi ülkeler sömürüye başkaldırıp kazanmış ülkeler oldu, ve kölelikten kurtuldular.

'Vedat, Taylan, Battal, Mehmet, Necmi
Devrim için öldüler…'

Yürüyoruz başkentin sokaklarında,
Önde gidiyor devrim şehidi.
Hep beraber söylüyoruz bu marşı, tek bir adam söylemiyor.
O marşta yaşıyor, marşı söyleyenlerden birisi
Kendi sırasının yakın olduğunu bilen birisi
Marştaki şehitler listesine, şeref listesine
Kendi adını sokuyor, sessiz ve mahcupça.
Ve sırası geldi, sırasını bekleyen o neferin
Ama öyle mi gelecekti sırası?
Oysa neler kurmuştu neler…
Erkekçe vurulacaktı kalbinden
“Yaşasın THKP” olacaktı son sözü
Bu fırsat geçti eline
Ama kahpe kader o kadarını bile çok gördü.
Olmadı olmadı…
O diye yoldaşını delik deşik ettiler.
Kahpenin kurşunu
Ceketini, pantolonunu delik deşik etti
Ama kalbini delemedi.
Ve o kendisini vurdu.
Talih ne gezer bu adamda,
Tetiğini kaldırmayı unuttu, unutmaz olasıca.
Tabancası sarsıldı, kurşun hedefinin altına girdi.
O cezasını çekiyordu, ezeli derdi unutkanlığının ve solaklığının.

Oligarşinin hastahanesi, mapushanesi…
Karanın siyahın her tonu…
Paspal kurbağa Ganzales
Ve ünlü kement atıcı şefkat Kakomço.
Oportünizm atmıştı oklarını yakalanmadan önce,
“Bölücü, kariyerist, pasifist” diye.
Oligarşinin gazeteleri atmıştı oklarını yakalanmadan önce,
“Teslim oldu” diye.
Vuruştu, yine teslim oldu denildi, konuşmadı.
işkence altındaki arkadaşının bölük pörçük ifadelerini topladılar, tek bir ifade yaptılar.
Ve konuştu diye ilan etti paspal kurbağa Gonzales.
Bu adamın kaderi bu.
Bu adam kurşunların değil kahredici okların hedefi.
Açık vermişti bir kere
Neden korktuğunu hissettirmişti düşmana.
Anlamıştı düşman,
'Bu adam işkenceden, kurşundan değil,
Zehirli oktan korkar.'

Üzülme aslanım, hatırla bak, ne diyor usta:
“Düşman bize ne kadar çok ok atarsa, biz o kadar doğru yoldayız.”
Varsın bütün oklar üstüne yağsın.
Devrimcilerin gözleri kör kulağı sağır değil.
Biliyorum seni bu oklar yaralıyor.
Bak ne diyor usta:
“Unutma ki devrim şehidi sadece kurşunla olmaz,
Şefkat Kakamço’nun kementleri de şehit eder adamı.”

uğurlar olsun yoldaş.

Kuşandık genç öfkeni, taşların kucaklarımızda!
Bizlere öğrettiğin kavga, kavgamız büyüyor omuzlarımızda!
Alnındaki kurşun yarası sönmeyen bir ateş şimdi..
Büyüyor inatçı kavgamızda büyüyor sarıyor halkın yüreğini !!!
Zaptettiğimiz alanlara sesini taşıyacağız!
Kanımızla yazıyoruz tarihi haklıyız kazanacağız!

Bugün katledilişinin 40. yılında onu saygı ve sevgiyle anıyoruz. Kızıldere son değil direniş ve mücadelemiz devam ediyor. Yolumuz Çayanlar'ın yoludur..'' Mahirler'den Özenç'e..Selam olsun Dev-Genç ' e ''