Akşam saat 11’e yaklaştığında masaj salonunu arayıp ücretleri sordum. Kapalı olduklarını söyleyip geçiştirdiler. Arkadaşım tuzlu bir müşteri gibi davranım iki saatlik seansın ne kadar olduğunu sorduğunda 350 lira dediler. iki kişi geleceğimizi söyleyip telefonu kapattı. Masaj salonuna vardığımızda önce camdan tipimize baktılar. Ardından demir kapıyı açtılar. iç kapıda yaklaşık 2-3 dakika bekledikten sonra içeriye aldılar.

Ilk kendinden iki yaş küçük bir çocukla çıktı, ardından kendiyle yaşıt bizim sınıftan bir çocukla. Daha sonra kendinden bir yaş büyük biriyle sevgili oldu. Bundan sonraki sevgilileri yaşça bayağı büyük olduğundan kimler bilmiyorum. 16 yaşında olmasına rağmen askerliğini yapmış mahallenin serseri tipleri onun için defalarca kavga ettiler.

Salonda modern ve rahat koltuk seti, lüks sehpa ve televizyon ünitesi, kadınların pekekentliğini yaptığını tahmin ettiğim kadının oturduğu ofis masası vardı. Asıl olayın döndüğü odalardan birinin kapısı açıktı. Salonun aksine gayet sıradan tek bir yatak ve bir tane dolap bulunuyordu. Koltuklara oturduğumda etrafımdaki kadınlara baktım. 4 kişilerdi. 3’ü çalışıp, diğeri de onların patronluğunu yapıyordu. Patron sarı saçlı, yaşlı, şişman birisiydi. Siyah saçlı olanı en güzeliydi. Güzel bir vücudu ve kocaman gözleri vardı, göbeği dümdüzdü. Diğer ikisi sarı ve turuncu saçlıydı.

Nuh’un ifadesi: Her şeyi ona olan aşkım yüzünden yaptım. O gün Ebru’yla rızası olarak ilişkiye girmek istedim. Ebru eskiden bana aşık olduğunu ama zor duruma düştüğünde yardım etmediğim için benden nefret ettiğini söyledi. Her şeyi değiştirmek istedim ama beni hiç dinlemedi. istemsizce tokat attım. Öylesine bağırdı ki sanki insan değil de hayvan gibiydi. Susmak bilmedi. Onu sakin görmek istediğimden istemsizce bir kere daha vurdum. Fakat susmadı. Gözüm döndü. Çakıyla boynunu kestim. Her şey çok anlık gelişmişti. Yaptığım şeyi ben bile farkına varamadım. Yerde ölüyken onunla ilişkiye girdim. Çünkü bu hayatta yaşama amacım sadece onunla birlikte olmaktı. Daha sonra sinirin etkisi geçtiğinde kendime geldim. Cesetten kurtulup gömecektim. Polis aracı gördüğümde panik olup çöp kutusunun yanına fırlattım.

Ilk günümde gecekondunun etrafı çok kötü koktuğuna dair telefon ihbarı geldi. Olay yerine vardığımızda gecekondudan iki polis memuru burunlarını kollarıyla bastırmış, sendeleyerek yürüyerek harap bir halde çıktı. Emniyet müdürü, benimle birlikte iki kişi yanına alarak içeri girdi. “Bu kokuyu sizde çekeceksiniz.” deyip kapıyı açtı. Açar açmaz boğuluyordum. Hayatımdaki en kötü şeyin kokusunu iliklerime kadar hissettim.

Ne olduğunu itiraf etmeleri için iyice üzerlerine gittiğim de “Acımadan öldürüldü. Sende bas git. Yoksa sonun onun gibi olur.” dedi. Yanımdaki arkadaş “Çok üzüldüm. Hadi gibişelim.” dediğinde ise kadınlardan ikisi çantalarından tabanca çıkarınca olay çıkmaması için paramızı kaptırıp kovulduk.

Sayfaları geçtikten sonra iğrenç bir anısını okudum. Ebru 17 yaşındayken, o zamanlar yakın arkadaşı Özge, sevgilisi Emre tarafından hamile kaldı. Fakat Emre çocuğu istemediğini söyledi. Bebeği aldırmak için birlikte Emre’nin tanıdığı 40’lı yaşlarda Nadir adında adamın evine gittiler. Evli ve iki kızı olan bu Nadir, Ebru’yla odada baş başa konuşmak istedi. Kürtaj masraflarını karşılayacağını, ancak bunu yapmak için kendisiyle ilişkiye girmesini söyleyince Ebru bunu direkt reddetti.

Ertesi gün Cumhur, Ebru’yu telefonla defalarca aradı ama ulaşamadı. Otele gittiğinde odasına olmadığını öğrendi. Şans eseri otelin hemen yanındaki kuaför salonunda gördü. Cumhur, Ebru’yu dışarı çıkardı. Çevreden müdahale geldiğinde ise tabancasını çıkararak kimsenin karışmaması söyledi. Cumhur, Ebru’nun kolundan sürükleyip otel odasında geçtiklerinde, silahla zoruyla Ebru’nun evine geri dönmesini istedi.

Ebru yaşadığı hayattan gün geçtikçe azap duyuyordu. Çeşitli uyuşturucu maddelere başladı. Bu zamanlar Cumhur’la tanıştı. O da eşinden boşanmıştı. Tıpkı Ebru gibi iğrenç bir hayatı vardı. Ebru’nun kızı olmasına rağmen onu kabullendi ve beraber yaşamaya başladılar. Daha sonra ondan hamile kalınca uyuşturucu almayı bıraktı. Fakat iki serseri bir araya gelince her şeyin güllük gülistan olması imkansızdı. Sık sık yaşanan kavgalardan sonra Ebru evden kaçıp harabe bir otele yerleşti.

Kötü bir kafede garsonluk yapıyordu. Ebru’nun tecavüz olayında mahkemeye çıkmasını istedim. Fakat yaşadığı olayın ailesi tarafından duyulacağı ve bakire olmadığını öğrenmelerinden korktuğu için reddetti. Bakire olmadığını eninde sonunda görücü usulü evlendirmeye kalktıklarında öğreneceklerini söyledim. Fakat kendisi bekareti umursamayan birisiyle evleneceğini söyledi. Üniversite kazanamayacağını, bu ilçede öyle birini bulamayacağını, Ebru’yla önceden yaşadığı arkadaşlığı için bu tecavüz olayını anlatması gerektiğini ısrar ettim. Fakat yanımdan kaçıp kafedekilerden ondan uzak durmam için yardım istedi.

1 sene sonra ilçemizde hayat kadınının tecavüze uğradığını ve tecavüzcü tarafından hamile kaldığı haberini duydum. Bu olay yerel gazetelere ve yerel haber sitelerine dahi çıktı. O hayat kadını maalesef Ebru’ydu. Eşi ise onun pekekentliğini yapıp pazarlıyordu. Tecavüzcü olarak adlandırılan şahıs ise mahalleden arkadaşım Gökhan’dı. O da mahallemizin büyük çoğunluğu gibi serserinin tekiydi.

Ertesi gün dört kadının evine aynı anda ekipleri gönderip ilçe emniyet müdürlüğünde ifadelerinin alınmasını istedim. Hepsi ifadelerinin alınmasını şaşırmış gibi karşıladı. ciks isçiliği yaptıklarını reddedip, Ebru’yu tanımadıklarını söylediler. Sanki olası bir polis baskınına karşı verecekleri ifadeleri ezberlemişlerdi. Fakat onları ters köşeye düşürmek amaçlı sorgu esnasında odalara sırayla girdim.

Olay yerine gittiğimde çöp kutusunun yanında, tecavüze uğramış cesedin o güzel Ebru’ya ait olduğunu gördüm. Eskiden utangaçlığımı üzerimden atmam için öpüşmeyi öğrenmem gerektiğini, ona çikolata almam karşılığında bunu yapacağını söylemişti. Dokunup öptüğüm o ıslak ve sıcak dudakları, şimdi ise buz gibiydi. Evini arama ve cep telefonu, bilgisayar, USB bellek, DVD gibi dijital materyalleri inceleme kararı çıkarttırdık.

Fakat Nuh’u tanımadığını söyledi. Haklı olması gerekiyor ki, çünkü aralarında 4 yaş fark vardı. Telefon numarasını Facebook’a yazdığımda ise Aysu’nun gördüğü kişinin Facebook adresini buldum. Ali adında biriydi. Büyük ihtimal telefonun yeni sahibi sistemimize daha düşmemişti. Hemen o şahsı bulup ifadeye çağırdım. Ali, Nuh ile arkadaş olduğunu, Ebru’yu onun ısrarı üzerine çağırdığını, Ebru içeri girdikten sonra kendisinin evden ayrıldığını, daha sonra öldürülme haberini aldığını ama Nuh’tan korktuğu için konuşamadığını itiraf etti.
Savcı saatler içerisinde Nuh’u gözaltına almamızı emretti.

Aslı’yı tekrar ifadeye çağırdığımda en büyük şüphelinin Cumhur olmasına rağmen onun adını neden söylemediğini sordum. Ebru öldürülmeden daha önce aşırı dozda uyuşturucu madde alımından öldüğünü söyledi. Bana bir şey itiraf edeceğini ama karşılığında 1 sene basın yaşamama sözü istediğini söyledi. ilçe emniyet müdürüyle konuştuktan sonra süreyi 5 aya indirip kabul etti. Nuh’un daha önce masaj salonunu basıp Ebru’yu kaçırmaya çalıştığını ama bıçaklarla üzerine gidip tabancayı ona doğrulttuğumuzda kararından vazgeçtiğini, daha sonraki günlerde sarhoş bir şekilde gelip Ebru’nun ayaklarına kapanıp yalvardığını söyledi.

Fakat Ebru kazandığı paranın çoğunu uyuşturucu maddelere veriyordu ve bağımlı olduğunu biliyordu. Giderek kızlarına bakamayacağının farkına varıyordu. Hatta bir gün pavyonda bir müşterisi sigaraya sarılı bir şey içirdiğinde kendisini kötü hissetmişti. Onun üstüne uyuşturucu madde kullanınca rahatsızlanıp ambulansla hastaneye zütürüldü. 1 ay boyunca yoğun bakımda kaldı.

O yaşlı kadın çakısını çıkararak “Anam avradım olsun penisini keser ağzına sokarım.” dedi. Bende tabancamı çıkardım “Polis. Azıcık cesaretin varsa gel de nefsi müdafaadan öldüreyim seni. Değil hapishanede yatmak, soruşturma bile geçirmem.” diyerek göz korkutmaya çalıştım. Kapıyı açıp çıkacakları an bağırarak kapatmasını istedim. Odadan diğer polis arkadaş gelip Aysu’yu kelepçeledi. Diğer kadın halen elindeki bıçakla bize tehditler savurdu. Telefondan birilerini arayıp yardım istedi.

Aysu’nun ifadesi: Kocamla şiddetli kavgalar yaşadıktan sonra boşandım. Ortaokul mezunu olmamdan dolayı çok düşük maaşlı işlerde çalıştım. O paraya beni çalıştırıp, yoğun olunan vakitlerde eve gitmeme bile izin vermiyorlardı. Çocuğumla ilgilenemiyordum. Ailem ise il dışındaydı. Daha sonradan Ebru sayesinde ciks isçiliğine başladım. Birbirimize çok fazla yardımcı olduk. Bir gün +90 5** *** ** ** telefon numarası bizi aradı. Evde tek olduğunu söyledi. içeri gireceğim esnada beni dışarı itekledi. Tek kalmak istediğini söyledi, üzerine bir miktar para verdi. ilgili telefon numarası Nuh’a kayıtlıydı. Aysu’nun tarif ettiği kişi ise başka biriydi. Ebru’nun cesedinin atıldığı yerde kamera kayıtlarına baktığımızda ise Nuh’un arabasına benziyordu ama plaka zerre okunmuyordu.

Ahmet, Nuh ve Koray’ı savcılığa sevk ettik. Mahkeme tutuklama kararı çıkarttı. Annesiz ve babasız büyüyüp hayatın acımasızlıklarıyla karşılaşan Ebru, erkenden ölüp iki kızı da savunmasız bıraktı.

Diğerleri iki kadını araca bindirdi. Destek ekip olarak iki araç yanımıza geldi. Biri bize bıçak çekeni kelepçeleyip ilçe emniyet müdürlüğüne zütürdü. Diğer araçla beraber, kadınları kovaladık. Bize iki el ateş ettiler. Pek yüksek sesle çıkmadığı için büyük ihtimal kurusıkıydı ya da çok adi bir mermi kullanıyorlardı. Fakat araçla çok hızlı gittiklerinden yakalayamadık.
O iki serseriyi de, kadınları da standart polis işi yaparak yakaladık. Bekleyerek. iki gün boyunca mobese kameraları takip ettik. Arabayı kullanan kişi yakalandı. Hafif göz korkuttuğumuzda diğerlerinin yerlerini öttü.