Olmadiii

Ebru mahallenin en çekici kızıydı. Annesi ve babası, o çok küçükken trafik kazasında öldü. Öksüz kalan bu kızı babaannesi sahiplendi. O da hayatını kaybedince son çare amcası bakmaya karar verdi. Böylece bizim ilçemize gelerek Ebru’yla tanışmış oldum. Onu ilk gördüğüm anı hiç unutamam. Aradan yıllar geçse dahi 2-3 ayda bir aklıma gelirdi. Parka geldiğinde herkesin gözü ondaydı. Angelina Jolie’ye benzeyen yüz hatları vardı ve yeni arkadaşlar edinmek için can atıyordu. Diğer kızlar gibi ürkek değildi. Erkeklerle tartışmaktan hiç korkmazdı. 15 yaşında intihar girişiminde bulunacak kadar gözü karaydı.

ANANDAN BAHSEDiYORUZ SANIRIM

fotoya 2 posta attım helal et

Ilk kendinden iki yaş küçük bir çocukla çıktı, ardından kendiyle yaşıt bizim sınıftan bir çocukla. Daha sonra kendinden bir yaş büyük biriyle sevgili oldu. Bundan sonraki sevgilileri yaşça bayağı büyük olduğundan kimler bilmiyorum. 16 yaşında olmasına rağmen askerliğini yapmış mahallenin serseri tipleri onun için defalarca kavga ettiler.

94 doğumlu olmasına rağmen okula bir sene geç başladı. Bu sebeple 18 yaşına girer girmez, liseyi bitirmeden işsiz sapsız 35 yaşında Koray adında birine kaçtı. Amcası jandarmayı arasa da Ebru rızasıyla kaçtığı ve reşit olduğu için herhangi bir işlem yapılmadı.

1 sene sonra ilçemizde hayat kadınının tecavüze uğradığını ve tecavüzcü tarafından hamile kaldığı haberini duydum. Bu olay yerel gazetelere ve yerel haber sitelerine dahi çıktı. O hayat kadını maalesef Ebru’ydu. Eşi ise onun pekekentliğini yapıp pazarlıyordu. Tecavüzcü olarak adlandırılan şahıs ise mahalleden arkadaşım Gökhan’dı. O da mahallemizin büyük çoğunluğu gibi serserinin tekiydi.

Reserved

Aslında onunla para karşılığı ilişkiye girdiğinden herhangi bir tecavüz vakası yoktu. Ebru birinden hamile kaldı ve aldırmak için iş işten çoktan geçmişti. Bu durumu dahi lehine kullanarak eski müşterilerini, eşine ve ailesine para karşılığı ilişkiye girdiğini söylemekle tehdit etti. Fakat Gökhan bu tehdidi umursamayıp Koray’ı güzelce dövdü. Misilleme olarak Ebru, ilçe emniyet müdürlüğüne gidip tecavüze uğradığına dair şikayetçi oldu. Bu çamur Gökhan’ı uzun süre başını ağrıttı.

Polis okulunu güzel bir derece ile bitirdikten sonra bulunduğum ile tayin oldum. Her ne kadar ilçemde çalışmak istesem de bir polisin memleketinde çalışmasına sıcak bakılmıyordu. Bu sebeple polisler büyük şehir olarak geçmeyen illere tercih yapamıyordu. Neyse ki büyük şehirdeydim. ilk atama yerim çevik kuvvet şube müdürlüğü oldu. iki sene sonra asayiş şube müdürlüğünde ekiplerde çalıştım. Burada altı ay çalıştıktan sonra hırsızlık büroya geçtim. Bir ay geçmeden cinayet büroya atandım.

Ilk günümde gecekondunun etrafı çok kötü koktuğuna dair telefon ihbarı geldi. Olay yerine vardığımızda gecekondudan iki polis memuru burunlarını kollarıyla bastırmış, sendeleyerek yürüyerek harap bir halde çıktı. Emniyet müdürü, benimle birlikte iki kişi yanına alarak içeri girdi. “Bu kokuyu sizde çekeceksiniz.” deyip kapıyı açtı. Açar açmaz boğuluyordum. Hayatımdaki en kötü şeyin kokusunu iliklerime kadar hissettim.

Sinekler havada uçuşuyor, böcekler cesedin üzerinde fırlıyordu. Gerekli işlemleri yaptıktan sonra akşam eve geldiğimde, aldığım koku direkt mideme işlediğinden öküz gibi alkol tükettiğimde dahi kusmayan ben, o gün defalarca istifra ettim. Kıyafetlerimi yıkasam da, defalarca banyo yapsam da o ceset kokusu üzerimden çıkmadı.

Ertesi gün çok ücra bir yerde kafası keserek öldürülmüş başka bir cesedin yanına gittik. Böcekler ve asalaklar şahsın yüzünü ve boynundan çıkan etleri yiyip bitirdikleri için kim olduğunu tespit etmek imkansızdı. Kimlik ya da kimliğini deşifre edecek hiçbir delil bulamadık. insanın en pis halini görmek gerçekten çok üzücüydü.

Ooo polisiye hikaye

Iki gün sonra başka bir olayda bıçaklı bir kavganın olduğu parka gittik. Birinin karnı boydan boya yarılmıştı. Elimiz steril olmayacağından adamın karnını tutmasını istemekten başka bir şey yapamadık.
Asıl yaşadığım olay benim için biraz enteresandı. Çocukluğumun geçtiği ilçede kadın cinayetine dair ihbar geldi. ilçe, cinayet büronun da bakmasını istedi.

Olay yerine gittiğimde çöp kutusunun yanında, tecavüze uğramış cesedin o güzel Ebru’ya ait olduğunu gördüm. Eskiden utangaçlığımı üzerimden atmam için öpüşmeyi öğrenmem gerektiğini, ona çikolata almam karşılığında bunu yapacağını söylemişti. Dokunup öptüğüm o ıslak ve sıcak dudakları, şimdi ise buz gibiydi. Evini arama ve cep telefonu, bilgisayar, USB bellek, DVD gibi dijital materyalleri inceleme kararı çıkarttırdık.

Koray’ı sorguya çektiğimizde o kadar soğukkanlıydı ki Ebru’yu pazarladığı direkt reddetti. Şuan yaptığı şeyi inkar etse de, ev arandığında, dijital materyaller incelendiğinde ve diğer insanları sorguya çektiğimizde gerçeğin açığa çıkacağını söylesem de istifini hiç bozmadı. Ebru 5 sene önce 2000 lira para ve ziynet eşya alarak evden kaçtığını, boşandıktan sonra onunla iletişimini kestiğini, en son gördüğünde çarşıda güzellik salonunda çalışıyor gibi gözüküp eskortluk yaptığını söyledi.

Akşam saat 11’e yaklaştığında masaj salonunu arayıp ücretleri sordum. Kapalı olduklarını söyleyip geçiştirdiler. Arkadaşım tuzlu bir müşteri gibi davranım iki saatlik seansın ne kadar olduğunu sorduğunda 350 lira dediler. iki kişi geleceğimizi söyleyip telefonu kapattı. Masaj salonuna vardığımızda önce camdan tipimize baktılar. Ardından demir kapıyı açtılar. iç kapıda yaklaşık 2-3 dakika bekledikten sonra içeriye aldılar.

Salonda modern ve rahat koltuk seti, lüks sehpa ve televizyon ünitesi, kadınların pekekentliğini yaptığını tahmin ettiğim kadının oturduğu ofis masası vardı. Asıl olayın döndüğü odalardan birinin kapısı açıktı. Salonun aksine gayet sıradan tek bir yatak ve bir tane dolap bulunuyordu. Koltuklara oturduğumda etrafımdaki kadınlara baktım. 4 kişilerdi. 3’ü çalışıp, diğeri de onların patronluğunu yapıyordu. Patron sarı saçlı, yaşlı, şişman birisiydi. Siyah saçlı olanı en güzeliydi. Güzel bir vücudu ve kocaman gözleri vardı, göbeği dümdüzdü. Diğer ikisi sarı ve turuncu saçlıydı.