mahalledeki sevgilim sevim ile sikiş hikayem

annesi geldi beyler

kralatlas şuku bin!

aslında sevim in derdi ben değildim. o gün anladım ki sevim aslında kendisiyle bir savaş veriyor. savaşın derinliğini bilemiyorum ama sevim benle alakalı bir şeyden dolayı kendi içinde çıkmaza girmiş bir durumda. sanki istiyor da yapamıyor yapmak istemiyor gibi. önce bu durumu aşmak gerekti yani sevim in kendi içindeki paradoksunu çözmem gerekiyordu. yoksa bu kızla sağlıklı bir ilişki kurup onu yatağaatma planım sekteye uğrayabilirdi. buna kafa yormaya başladım. sevim e olayın akşamı mesaj attım nasılsın diye. iyiyim yorgunum biraz dedi. iyi o zaman iyi geceler dedim fazla üstelemedim ama ertesi gün için bir şeyler düşünüp yattım..

ertesi gün hayatımda yapabileceğim en büyük mallığı yaptım. insan demek ki her geçen gün büyüyor amk. şimdi yaptığım şey ne kadar mal geliyor. sevim i tamamen kaybetmeme vesile olabilecek saçma sapan bir şey yaptım. serdarı aradım konuşak bir kanka dedim. tamam abi geleyim dedi. yavşak serdar.. neyse geldi bunu adam yerine koyup kafamdaki düşünceleri paylaştım sevim in durumunu anlattım acaba bu durumdan nasıl çıkabilirim lşan dedim, kızın bana güvenmesi lazım. ne yaparsam yapayım kız da yine bir mesafe oluşuyor sanki isiyor da geçmişin getirdiği bir kasvet bunu yapmasına engel oluyor gibi. bunları danıştım ipneye konuştuk biraz. ama bu ipne ne yapmış dersiniz.. gitmiş gibişiği aylin e anlatmış bizim adamın bak böyle dertleri var biz de yok böyle sorunlar die o da aylin i gibebilmek için benim ilişkimin bozukluğu üzerinden prim yapmaya çalışmış. aylin ne yapmış o da gidip sevim e anlatmış. sevim de benim serdar a sinemada olanları da anlattığımı düşünmüş. huur serdar yüzünden her şey birbirine girmek üzereydi yani..

tabi sevim aylinle buna olayları anlattıktan sonra beni aradı. sen nasıl bir insansın ya dedi ben de senin yüzüne bakınca benim ellerimi tutunca senden beklentilerim değişmişti dedi. sesinde dalga geçen bir ton yoktu ama çok gibici boğuk bir haldeydi.. sanki korku filmlerinde çalan telefonlara alo dediğinde karşıdan gelen piskopatın sesine benziyordu sesi. sevim dedim. ben bir şey anlatmadım. sen hala bana oynuyor musun dedi. aferin sana başlamadan bitirdin dedi. sevim yanlış anlamışsın ben bir şey anlatmadım dedim. telefonu yüzüme kapattı. pekekentin oğlu serdar..

yapacak pek fazla bir şey yoktu. yapılabilecek tek şeyi yaptım o an. sevim in evlerinin önüne gittim. aradım bunu .. açmazsa kapıyı çalacağımı söyledim. yüzüme kapattı yine telefonu .. amk blöf yapmıştım kapıyı çalacak züt yoktu bende ama kız da yemedi diye düşünürken 2 dakka sonra kapı açıldı sevim altında krem rengi bacaklarını ve zütünü saran bir eşofmanla üstünde de yeşil bir bluz ile çıkmıştı karşıma. yürürken bacaklarını amından ayıran çizgi belirginleşiyordu daracık eşofa-manın içinde. dıbının olduğu yer de boşlukta gibiydi. elinde cüzdanı ile çımıştı dışarı. sanırım annesine markete falan mı gidiyorum dedi bilemiyorum

okurum belki

neyse beyler bir eli cebinde diğerinde cüzdanı tutarak durdu karşımda evin önünde olmaz dedi yürümeye başladı ben de arkasından gittim. uygun yerde durdu. daha ne yüzle geliyorsun sen benim evimin önüne dedi. ne istiyorsun. sevim dedim. sen yargısız infaz yapıyorsun önce bir dur dinle ondan sonra ne yapacaksan karar ver ne diyecesen o zaman söyle dedim. o an durulur gibi oldu. bir içi çekip verdi nefesini geri başka yere bakar gibi yaptı sonra geri döndü bana. en uyumlu halimi alıp konuşmaya başladım . o sinema olayından sonra kafam çok karışıktı. senin de kafanın karışık olduğunu bildiğimden karışıktı. acaba kafandaki karışıklı nasıl çözebilirim bu durumdan nasıl kurtulabiliriz diye düşünürken serdar geldi. bu durumu ona da danıştım başka yemin ederim bir şey anlatmadım dedim. bir daha düşün dedi. sevim yemin ederim dedim. benim tek derdim aramızda var olan ilişkiyi düzgün bir çizgiye oturtmak başka bir şey istemiyrum ben dedim başka da hiçbir şey anlatmadım ona dedim.. konuşmak istemiyorum daha fazla dedi yürümeye başladı arkasından gidiyorum..

mükemmel bir sahne. sevim zütünü daracık sarn krem rengi eşofamanının içinde yürürken kaçalarının ritmik bombeleşip şişmesini izliyordum. altından giydiği külodun izleri görünüyordu. incecik beliyle yürürken öyle bir endam vardı ki üzerinde işte seni arkamdan sürükletiyorum. ben buyum işte der gibiydi. hafif yere eğikti başı. belki gülümsüyordu çaktırmadan. arkasından giderken sevim arıcam seni bak telefonuna tamam mı dedim. döndü durdu, istersen arama dedi. gülmsedi girdi eve. mal gibi kaldım öyle. serdar ı gibmeye gittim sonra.

şimdi düşünüyorum bu ipneye ne desem ne yapsam diye. işin tak tarafı işler sarpa sardığında serdar bir şekilde yavşaklı ile işleri düzeltebiliyor böyle bir özelliği de var yani ipnenin. ama bazen de kendi kalesine gol atabiliyor böyle. severim de ipney yani içinde bir kötülük yok sadece aylin i gibmek için yani kendilerinin daha iyi bir durumda olduğunu aylin e fark ettitebilmek için benim ilişkimin çıkmazlığından yararlanıp örnek vermiş. gerekliyi uyarıyı yaptım beni ne kadar sıkıntıya soktuğunu falan baya mahcup oldu ipne abi dedi bundan sonra bir sıkıntı olursa gel arabayı bile al dedi müsait olursa harbi veririm yeter ki bir katkım olsun kusura bakma dedi. içten içe mutlu oldum amk sevim le olan olayı topalrlarsam eğer işler yoluna girdiği vakit serdar ın arabasını da altıma çekebilirdim. bu iyi oldu…

rezerved

yaz artık bin

rizörvıd

rezerved

o günü akşamı sevim e mesaj attım. ne yapıyosun diye. gelen mesaj beni baya bi heyecanlandırdı. seni düşünüyorum diyordu sevim. nasıl düşünüyorsun diyip yanına bir gülücük attım .. işi yavşaklığa vurmak istiyordu. gelen mesajla irkildim sonra amk.. sana nasıl bulaştığımı düşünüyorum dedi. her şey bir anda oldu. Bir anda giriverdin hayatıma ya. Ufff … ne cevap vereceğimi bilemedim ilk başta. ben senin benim hayatımda olmandan çok memnunum yazdım. cevap gelmedi. bana tavır alma ben seni reklam edecek adam mıyım diye sordum tekrar. bilmiyorum dedi.. ben de üstelemedim amk.. ayaklarına düşmüş gibi olmasın şimdi hele bir ertesi gün olsun da ne yapacaımı düşünürüm diye yattım..

mübarek suç ve ceza amıq

bizim oturduğumuz yere 1 saat falan uzakta gidip oturmak gezip dolaşmak için güzel büyük bir park var. baya bilinen bir yer. zaten kaldığım yer küçük bir yer herkes birbirini tanıyo biraz uzaklaşıp daha sakin ve güzel bir yerde sevim e derdimi daha rahat anlatıp daha olumlu sonuçlar çıkarabiliriz diye düşünüp sevim i oraya zütürmeyi düşündüm. Aradım sevim i. efendim diyerek açtı telefonu. efendini yerim bu gün seni dışarı çıkarıcam uyar mı sana dedim. istemiyorum yaa dedi. sevim beni uraştırma ne yapacağımı biliyorsun eğer reddedersen dedim.. üfledi tamam dedi. sonra ararım ben seni dedim.. kapattım.. aslında sevim in istemediği falan yoktu ama naza çekmek istiyordu kendisini ben de ona sözde reddedemeyeceği bir teklif yapıp evine gelmekle blöf yapıyordum. halbuki bunu yapamayacağımı o da ben de biliyordu ama böylece o da evet demesine bir kulp takmış oluyordu ben de onun bu kulpu takmasına yardımcı oluyordum böylelikle. çünkü ben de o da biliyorduk ki aslında gelmek isiyordu ama bu prosedürün uygulanması gerekti . bu saçma prosedürün... sonra serdar ipnesini aradım. bugün arabayı almam gerek dedim. müsait mi araba.. öğleden sonra müsait abi dedi ama benzini yok benzini koyarsın sen… tamam dedim hallederiz ben gelip alırım arabayı.

neyse beyler öğleden sonra gittim arabayı alsım serdardan sonra da evinden uzakta bir sokakta beni bekleyen sevim i aldım. yanıma öne oturdu. beraber 1 saatlik bir yolculuğa başladık. bu yolculukta konuşacağım şeyler çok öenmliydi çünkü serdar malının fiyaskosunu saymazsak bu kızla en son sinemada yiyişmiştik çatı çatır yolculukta kızı iyi yoğurmalıydım ki malum yere geldiğimizde heyecanlı atraksiyonlar bizi bekliyor olsun. hem araba da var. yiyişmek için uygun bir araç. hem serdar da böylece bir taka yaramış olur.

sevim arabaya bindiğinden beri sadece önüne bakıyordu. ilk 3 – 5 dakika verdiği selamdan sonra böyle geçti. taktan sessizliği senin derdin ne ya diyerek sorduğu soru ile bitirdi. neymiş derdim benim ki diye sorduğu soruya soruyla karşılık verdim. bilmiyorum dedi. sürekli emrivaki yapıp duruyosun bana sanki benim düşüncelerimin senin için hiçbir önemi yok sırf sen istediğin için olan şeyler sana gerçekten zevk veriyor mu dedi. hayır dedim ben bundan zevk alıyorum çünkü senin de istediğini biliyorum. sen de benimle olmaktan zevk alıyorsun yoksa gelmezsin dedim. nası.. demesine fırsat bırakmadan sevim.. hşşş dedim.. sanrada uzaktan bir öpücük attım kıza.. önce öylece suratıma baktı sonra hıh diye güldü önünü döndü. Sevim senden çok hoşlanıyorum dedim.. biraz duraksadıktan sonra bilmediğim birşey söyle dedi havalı havalı..

kalın bir mini etek altı tayt giymişti. bacakları çok güzel görünüyordu amk. üzerine de beyaz bir kazak üstü palto atmış.. otururken arada bir bacaklarını üşüyormuş gibi yapıp okşuyordu sonra da benim yüzüme bakıyor kendisini bakışlarımla yiyip yemediğimden emin olmak istiyordu. malum kızı birkaç gün evvel sinemada çatır çutur yemiştim. bunu bilerek ciksi bir kıyfet giymişti gel beni gib diyordu sanki ama bunun üzerine kafamda daha iyi kararlaştıdım gideceğimiz yerde bir şeyler olacak gibiydi..