Kavun verem sakinleş panpa

gibtir deli

Hey sen ordaki elindeki telefonu hemen yere indir ve sakinleş ve telefonundaki incisözlük uygulamasını sil ve defol git burdan dostum..

Seni lanet olası pislik senin sorunun ne haaaa

mafyaysan bul benı sık benı sıkemes-zsen delerım senı

Part var trend olabilir

Odaya girmek ve girmemek arasında kaldım, tam beş dakika düşündüm. Zamanın önemi yüzünden beklemeden girdim içeri. Bana döndü ve baktı sonra kafasını yere eğdi.

Ona olayları hatırlatmıştım beni hatırlamıştı ama unutamıyordu olanları. O pisliklerin tam iki senedir izini sürsem de bulamadım. Ve her geçen gün bende buraya alaranın yanına gelmeye yaklaşıyorum.

"Ona yaklaşıp iyi misin nasıl oldun "dedim sakince.

"Olanlardan sonra iki sene geçti ve hiçbir düzelme göstermiyorum"

Sadece beni yine yatağa itip yanıma kollarımın arasına uzandı. Tam iki yıldır her pazar buraya gelip aynı şeyleri söyleyip duruyoruz ve 2 saat boyunca kolumda uyuyor.

Hemşirenin yavaşça odaya girip vaktin geldiğini işaret etmesi ile yavaşça onu uyandırmadan yastığa koydum kafasını ve üstünü örttüm.

Kimliğimi alıp çıktım. Gideceğim yada yapacağım bir şey yoktu. Yapmak istediğim bir şey de yoktu. Sadece onları bulup alacağım öcümü düşünüyordum. Ne yapsam diye düşünüyordum ama herşey az geliyordu benim için. Derilerini yüzmek bile istediğim gibi nefretimi söndürmüyordu.

Elimi cebime zütürüp sigaramı aradım bulamadım. Sonra cüzdanıma baktım buldum içinde 100 lira vardı. Daha üç gün idare ederdi beni ama para bulmalıydım hastane masraflarını da ödeyecektim.

100 metre ilerideki tekel bayiye girip bi kısa malbro red aldıktan sonra çıktım dışarı. Sigaramı tam ağzıma zütürmek üzereyken. Yanımdan geçen bir ihtiyar dikkatimi çekti. ihtiyar olsa da çok dik ve kalıplı biriydi. Ama yüzü ve saçları yaşını saklamasına engeldi.

Kafamı çevirip sigaramı yaktım. Bu adamı görmüş gibiydim. Dikkatimi çekmişti bu nadir olurdu. Etrafındakileri izlerim ve dinlerim ama benim derdim o pislikleri bulmam için gereken ufak bir kaç ipucu bulmaktı

devam necmi

Bu sırada adam geri dönüp benden evlat sigara verebilirmisin bana dedi. O kadar gür bi sesi vardı ki kendimi küçük bir çoçuk gibi hissetmiştim.

Sigarayı ve çakmağı uzattım. Eyvallah dedi. Bir şey demedim sadece kafamı eğdim.

Adamı izliyordum. Garip bir tipti ama birini bekliyordu sanırım. Yoksa bu adamın burada işi olmaz. Üstündeki takım elbiseyi bırak taktığı saat en az 6000 liraydı.

Bu kadar özgüvenle etrafta dolaşması garipti. Ve sigara içmediği belliydi. Öylesine içiyordu. Anlamak zor değildi. Bu gibi tipler Pro içmeyi daha çok seviyorlar. Zenginliğin anlayamadığım taktan taraflarından biri daha.

Hala adamı izliyordum. Yanına birisi geldi ve arka taraftaki banka doğru yürümeye başladılar. Bende arkalarından gittim neden bilmiyorum ama bu adam bana bir yerden tanıdık geliyordu ve hatırlayamıyordum ama hafızam kuvvetlidir. Bu kişinin olayla ya ilgisi var yada bana yardım edebilecek birisiydi.

Öyle yada böyle anlayacaktım. Arada bir ağaç ve en fazla 5 metre vardı. Sonradan gelen 30 yaşlarındaki adam kuşçu artık vakti geldi dedi. Adam gözlerini fal taşı gibi açtı. Kendini geri attı ilk seferde bıçağı boşa sallamıştı genç adam.

ikinci kez bıçağı sallayamadan bileğinden tuttum. Bana döndüğünde direk burnuna kafa attım. Yere düştü direk bıçağa sarılıp kalkmaya çalıştı ama elini ezdim. Ve sürekli burnuna burnuna vurmaya başladım.

Burnunu kırmak değildi amacım unufak etmekti. Adamın kalkamayacağından emindim acıdan bayılmıştı.

knk rez sabah okurum

ihtiyar bana dönüp baktı. Ve sakince süzmeye başladı beni. Daha çok boyuma ve kalıbıma bakıyordu. 181 boyunda 78 kiloydum omuzlarım genişti ve bileğim sağlamdı. Sadece 30 saniye baktı. Ve yanıma gelip ben hallederdim ama saol delikanlı dedi.

Eyvallah dedim. Paketimden bi sigara daha çıkarıp yaktım. Bana dönüp elin kanıyor evlat dedi. Ona dönüp bidaha evlat desen seni o adamdan daha beter ederim demek istedim ama yapmadım.

Sakince elime baktım. Onun kanıdır dedim. Elin parçalandı senin kanında var, Git bir pansuman yaptır istersen dedi. Bir şey olmaz bana deyip yürümeye başladım.

Yanıma gelecekti bu kesin çünkü benden etkilenmişti ama kim olduğunu bilmiyordum bu adamın. Yanımda yürümeye başladı ve beni durdurdu. Cebinden bir kağıt ve kart çıkardı kağıtta adres kartta ise bir otel sahibinin bilgileri vardı.

Kaşlarımı çatıp bu ne dedim. Bana bu alemde kuşçu derler dedi. Kimseye borçlanmam kolay kolay. Ama sana borçlandım. O benim otelimde kullandığım ve özel kişilere verdiğim bi kart. Telefon numarası ise özel numaram. Başın sıkıştığında yada ihtiyacın olduğunda ara her sıkıntını çözerim dedi.

Cebime koyup eyvallah dedim. istediğimi almıştım. Bana bakıyordu arkamdan. Polis sirenlerini duyunca elimi Cebime soktum. Ve yürümeye devam ettim.

Kuşçu

Nereye gittiğimi bilmiyordum ama paraya ihtiyacım vardı. idda bayilerinden birine girdim. 6 maç oynadım 3 liraya 5800 lira veriyordu. Beklentim yoktu sadece ihtimalleri değerlendiriyordum.

Ordan çıkıp bir kahveye oturdum. Bi çay söyleyip bir sigara daha yaktım ve gazetelerden birine göz gezdirmeye başladım. Az önceki adam ilk sayfayı yarısına kadar kaplayan bir fotoğrafta karşımda duruyordu. Başlık şok etkisi yaratmıştı bende.

Mafya babalarının toplantısına baskın!!!
Bu adam masanın başındaki kişin hemen yanında duruyordu. Anladığım kadarıyla sandığımdan daha güçlüydü ve bana minnet borcu vardı.

Ama şimdilik beklemeliydim isteyeceğim şeyler basit olmaması gerekliydi. Sadece o pislikleri bulmak değil bunun gibi bütün pislikleri öldürmek istiyordum.

Ve bu şansı bana sadece bu adam verebilirdi. Çayımı yudumlarken kahve sahibi bana bakıp delikanlı bir gelsene dedi. Çayı bırakıp yanına gittim bir el atta şu dolabı çekelim dedi.

Tamam abi çekelim dedim. Dolap baya ağırdı ama zorda olsa 1 me ileriye çekebildik. Saolasın delikanlı dedi. Önemli değil abi dedim.

Kahvaltı yapmadığım aklıma geldi saate baktım daha vakit vardı. Abi sen bana bir tost yapıver dedim. Tamam delikanlı dedi.

Dışarı çıkıp yine yerime kuruldum. Aradan 10 dakika sonra tost geldi ve hızlıca yiyip saate baktım. Masaya 10 lira bırakıp kalktım.

Saat 12 ye geliyordu. 1 de teslimat gelecekti acele etmem gerekmiyordu ama yinede her ihtimale karşı erkenden orda olmak avantajlıydı

Sallama amk

Saat 12.30 a geliyordu. 30 dakika vardı teslimata getiren kişiyi görmüştüm. Bir ara sokaktan bana doğru ilerleyerek geliyordu.

Tanıyordu anlaşılan beni. Bana yaklaşıp bir dal sigara istedi uzatıp elindeki kutuya baktım. Alacaklarım onun içindeydi. Kutunun içinde istediklerin. Kullandığın programlar hiçbir halta yaramaz seni bulmam zor olmadı.

ismin deniz akar. ( tamamen uydurmadır böyle bir kişi varsa benimle alakası yoktur) 22 yaşındasın. iki sene önce hukuk fakültesini bıraktın. Sevgilin akıl hastanesinde ailen manisada. Dediklerini kesip kutuyu ver ve git seni burda benden koruyan ne bir kalabalık nede başka bir şey var uzatma dedim.

Parayı alıyım dedi. Cebimde para yoktu benden 500 lira istemişti. Ama param yoktu. Gözüne sert bir yumruk attım. Yere düşmesi ile kutuyu alıp kaçmaya yeltendi ama üstüne çöküp daha fazla vurmaya başladım.

Kutuyu alıp bir daha benimle alakalı bir şeyler öğrenmeye kalkarsan ağzının içinde patlayan bir silah olur deyip yürümeye başladım.

Olur muydu? Hayır tabikide ama sandığı kadar tanısa ona parayı vermeyeceğimi de bilirdi. Tehditim onu bir süre yada sonsuza denk engelleyebilirdi. Zaten hep işlerimi ve olayları sonraya ertelerim.

Bu benim yapım yumurta züte dayanmadan. Harekete geçmiyordum.

Artık yapıcak bir işim kalmamıştı maçları bekliyordum. En sonuncusu saat 8 de başlayacaktı. Yarın kontrol ettirirdim büyük ihtimalle.

Cebimde 76,5 lira para kalmıştı. Daha ne kadar dayanabilirdim bu şekilde bilmiyorum ama bir yerlerden getiri bulmam gerekiyordu.

Ailem benim nerde olduğum yada ne yaptığım hakkında en ufak fikre sahip değil.

Kaldırıma bir araç yaklaştı. Tam önüne yaklaşırken arka kapıyı biri açtı ve bir şöför gibi buyrun dedi. Mercedes e200 sağlam ve pahalı bir araba camlar kurşun geçirmez olabilirdi pek anlamıyordum bu işlerden.

Bu sefer yola çıkıp arabanın etrafına yürüyüp tekrar kaldırıma çıktım. Bu adamlarla en son ihtimal kavga eder ve kaçardım. Belinde silah olması yüksek olasılıktı.

Omzuma elini koyup dademin ki adam beni durdurdu ve buyrun sizi ali bey çağırıyor dedi. Ali? Dedim. Bana bakıp kuşçu diye bilinir alemde dedi. Ters bir şekilde baktım ama mecbur gidecektim söz hakkım yoktu ne yapabilecekleri tam bir muammaydı.

Arabaya bindim 4 kişi vardı ve hepsi büyük ihtimalle silahlıydı. Bende kurbanlık kuzu gibi gidecektim. Paşa paşa gerçi kuşçu bana minnet borcu olduğu için ayağına çarpıyordu ama yinede her halükarda bu adamlar beni karınca gibi görüyorlardı. Güçlü biri olduğu kesindi.

Be yatıyorum yarın sabah devam ederim işe gidecem. Sabah 6.30 da ayağa dikilmiş olucam maalesef :/ öğle arasında ve sabah bir saat kadar yazar sonrada akşam 7 gibi başlarım yazmaya yada daha erken (:

yeni nesil ne kadar çok GTA oynuyor değil mi