-
1.
-1Bu hikayede ki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür.
Tek gerçek hikayemiz milli oluşumu dinlemek isteyenler buyursun
Beyler, bayanlar keyifli okumalar dilerim. Başlıyoruz.
HiKAYECiPANPA988
NOT:Alıntıdır maksat okumayanlar okusun .
Edit:Birazcık ilgi olursa sevinirim trende falan sokun cidden amacım prim değil okumayanlar okusun hikayecipanpa988'in diğer hikayesinide atıcam ama az ilgi lütfen.
(bkz: mafyalı hikayemi dinlemek isteyenler buyursun) orjinali -
2.
0Aylardan Ağustos, sokakta geçirdiğim 2.güne giriyorduk, cebimde 10 lira para kalmıştı. Karnımı doyurmam için yeterdi, 18 yaşımı yeni doldurmam bana iş avantajı da sağlayacaktı. Kafam rahattı, hattım yoktu, ailemin bana ulaşmaması için denize atmıştım. Gerçi ailem değil üvey ailem, bunu öğrendikten sonra evde durmamın pek anlamı yoktu, bir de kız arkadaşım vardı, onu da terk etmiş sayılırdım. Olanları düşünürken döner ayran alıp deniz kenarına oturdum, dalganın kıyıya çarptıkça çıkan sesle birlikte yeniden düşünmeye başladım. Önce bir işe girerim, sonra kendime bir ev kiralarım, sonrası basit zaten diye düşündüm. Tek sorun bu gece kalacak yer bulmaktı, yemeğimi bitirdikten sonra gezmeye başladım, en sonunda bir mağaza buldum, üstünde iş ilanı vardı. içeri girdim, "Ben iş ilanı için gelmiştim." dedim. Baktı yaşın kaçtı dedi, 18 dedim, liseyi bitirdin değil mi dedi, evet bu sene bitti dedim, daha önce tecrüben oldu mu dedi. Hayır dedim. Bu işi yapabileceğine inanıyor musun gibisinden klagib sorular sordu, bir kaç kaçamak cevap verdim. En sonunda yarın gel başla bakalım dedi. Eyvallah dedim çıktım, o geceyi de geçirdikten sonrası basitti. Yine park bankları beni bekleyecekti. Biraz daha geçtikten sonra kendimi bir parka attım, hava kararmıştı, etrafta kimse yoktu, ıssızdı, en fazla 2 sarhoş gelir diye düşündüm, havanın sıcak olması da benim avantajımaydı, yattım banka, bir süre azalmış olan yıldızları izledim, sonrasında ayak sesi duydum kalktım direk baktım etrafta kimse yok. Noluyor amk diye yeniden yattım, 1-2 ayak sesi daha geldi, kafamı kaldırır kaldırmaz alnımda buz gibi demiri hissettim.
-
3.
0Takım elbiseli, boyunun 1.74 civarı olduğunu tahmin ettiğim kişi kafama silah dayamıştı. Bir şey söylemedim, arkanı dön diz çök ellerini arkaya uzat dedi, dediğini yaptım, plastik kelepçe taktı ardından ağzımı bağladı, ne oluyor dıbına koyim diyemedim. Çok geçmeden siyah bir minibüs geldi, zorla minibüse bindik. Etrafıma göz gezdirdim, benimle birlikte elleri bağlı olan 4 kişi vardı, ben sesimi çıkartmadım, onlarında benim gibi ellerine plastik kelepçe geçirilmiş, ağızları iple bağlanmıştı, tahminimce 15-16-17 yaşları arasındalardı, minibüs yeniden hareket etti, etrafa bakıyordum, elimden bir şeyde gelmiyordu, yanımda ki elemanlardan sızlanma sesleri gelmeye başlamıştı bile, ormanlık alana girdik, ardından yıkık dökük terkedilmiş eski fabrikalardan birinin önünde durduk.
-
4.
0Eleman yine arkaya geldi, "Sessiz olun lan çok ömrünüz kalmadı zaten alıştırın kendinizi buna." diye bağırdı. Bana baktı, en sakin duranları ben olduğum için beni en son bırakmak üzere minibüste kim varsa indirdi, yanıma geldi, "Korkmuyor musun?" dedi. "Korkmuyorum, kaybedecek bir şeyim yok." dedim. Kolumdan tuttu ve beni de minibüsten indirdi, pas kokusunu içime çektim. Etrafı süzdüm yeniden. Sandalyede oturan bir adam gördüm etrafında 3 adam vardı, yavaş yavaş tek sıra halinde onlara doğru yürümeye başladık. Sandalyede oturan adamın önüne geldiğimizde "Yan yana dizilin." dedi. Yan yana dizildik, sandalyede oturan adam bana baktı. "Yaş kaç senin?" diye sordu, "18" dedim. "Bende 36, ben senin yaşındayken sen doğmuşsun dedi." Bir şey söylemedim. "Ben Lütfü." dedi, "Bende ilteriş." diye karşılık verdim. Sigarasını çıkardı ardından zippo çakmağını sigarasını 2 dudağının arasına aldı ve aşağıya yukarıya salladı ardından sigarasını yakıp derin bir fırt aldı. Yanında ki adama döndü. "Dili çok uzun." dedi. 2 kişi bana doğru gelmeye başladı, elimden bir şey gelmeyeceği çok açıktı. Biri uzun boylu diğeri ise kiloydu, uzun boylu olan saçlarımdan tuttu ve beni sıradan çıkardı ardından bir yumruk attı, dişlerimin ucunda sızlama hissettim, kilolu olan dizime vurunca dizimin üstüne çöktüm, uzun boylu olan bana baktı ve yüzüme diz attı, olduğum yere yığıldım bilincimi elimde tutmakta zorlanırken tekme atmaya başladılar ardından Lütfü'nün sesini duydum sigarasını bana doğru attı. "Tamam Alper durun." dedi. istemsizce öksürdüm, kan tadını sonuna kadar alıyordum.
-
5.
0"Bunları doktora zütürün, hepsi korkmuştur." dedi ve güldü Lütfü. Alper dediği adam "Bunu napacağız?" diye sordu ve bana baktı. Lütfü kısa bir süre bana baktı. "Otele zütürün bunu benimle birlikte gelsin. Napabilecek bir bakalım." dedi. Kollarımdan tuttular ve yarı sürükler pozisyonda beni bir bmwnin önüne getirdiler. Alper kilolu olana döndü. "Bagajı açıyorum tut sen şunu kaçmasın Bilal." dedi. "Yürüyecek halim yok dıbına koduğum." dedim. Bir şey demedi bagajı açtı. Bilal koluma girip beni bagaja doğru getirdi, Alper omzumdan tutup beni çevirdi ve bir kafa attı, sırtımı bagaja verdiğimde "Benimle düzgün konuşacaksın." diyip yumruk attı. Ardından bagajın içine soktu ve bagajı kapattı. Ellerim hala plastik kelepçeliydi ve zorlanıyordum. inanılmaz bir acı hissediyordum ardından arabanın kapısı açıldı ve kapandı. Sesini duydum ve araba hareket etmeye başladı. Ellerimi plastik kelepçeden kurtarmaya çalışıyordum. Çabalarım sonuç vermiyor aksine daha fazla acı hissediyordum.
-
6.
+1En sonunda araba durdu. Çok geçmeden bagajı açtılar. Gözlerimi kapattım, uzun süre karanlığa alışan gözlerim ışığı bir anda görünce sarsılmıştı. Alper'i gördüm, Kolumdan tuttu ve çekti ayakta durmakta zorlanıyordum, etrafa baktığımda otoparkta olduğumuzu gördüm, Lütfü önden yürüyordu, nerenin otoparkındayız diye düşündüm. Bu cesareti nerden alıyorlardı ? Bir insan çıksa ne diyeceklerdi, bunları düşünürken bir asansörün kapısına geldik, Lütfü içeri girdi ardından Alper ensemden tutup beni asansöre itti. Lütfüyle yan yanaydık. asansörün kapısına doğru baktığımda Alperle Bilal bize bakıyordu, Lütfü 9.kata bastı ve asansörün kapısı yavaş yavaş kapandı, ayakta duracak halim yoktu. En sonunda 9.kata çıktık, kapı açıldığında karşımda duvarı gördüm, otele gideceğimizi düşünmüştüm. Aklıma bağırmak geldi. Lütfü ensemden tutup beni asansörden çıkardı kafamı sola çevirdim, merdiven vardı sağa çevirdiğimde 2 adam ve bir kapı gördüm. Lütfü sağa doğru yöneldi bende istemsizce onunla gidiyordum. Kapının arkasında ne vardı, beni ne bekliyordu merak ediyordum. Kapıya geldiğimizde Lütfü "Şunun elini çözün." dedi. Kafam yere eğikken istemsizce bir tebessümde bulundum.
-
7.
0Adam bıçağını çıkardı ve plastik kelepçeyi kesti, ellerim serbest kaldığında acayip bir acı hissettim, ellerimi kontrol etmekte zorlanırken, Lütfü ensemden tutup kapıyı açtı. içeri girer girmez beni yere fırlattı. Kendime gelmeye çalışıyordum. Kafamı sağa sola çevirdim, sola çevirince büyük bir televizyon, toplantı masası vs vs tarzı şeyler gördüm. Kral dairesi herhalde diye düşünüp bakışlarımı sağa çevirdim. Bir adam ayaklarını masasına uzatmış makamında oturuyordu, ziyaretçi koltuklarında ise bir kız vardı. Yaşıtım olduğunu tahmin ettiğim. Masmavi gözleri vardı, kumraldı. şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ayakalarını masaya uzatmış olan adam kıza baktı. "Tamam kızım saat çok geç oldu, sen odana geç." dedi. Kız bana acıyarak baktı ve odadan çıktı. "Kim bu Lütfü?" dedi adam. Lütfü'de, "Bizim battalgazilerden." dedi ve güldü. Adam bana baktı. "Otur." dedi misafir koltuklarını göstererek. Ayağa kalkmaya çalıştım, başardığımda başım dönüyordu, zorda olsa misafir koltuklarına kadar yürüdüm. "Çok sert davranmışlar sana." dedi. Büyük bir tebessüm ettim. Nedenini bilmediğim bir tebessüm. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
-
8.
0"Ben Mert." dedi adam. "Bende ilteriş memnun oldum." dedim. Lütfü'nün bakışları değişmişti. "Dili uzundu, saygısını kaybetmemesi için bu hale geldi ama hala uzun." dedi. Mert bir şey söylemedi. "Benim ne olduğumu biliyor musun peki?" diye sordu. "Çocuk mafyası." diye cevap verdim. "Normal mafyayım, çocuk mafyasıyım, tefeciyim, karı satarım, uyuşturucu ticareti yaparım. Her şeyi yaparım." dedi. Korkum artmıştı ama yine de belli etmemeye çalışıyordum. "Neden buraya geldiğini çok merak ediyorsun dimi, için içini kemiriyor. Korku karaciğerini sarıyor, boğazında dolaşıyor, konuşmanı engelliyor ama beynin korkunu belli etmemen konusunda uyarıyor tüm hücrelerini dimi." dedi. Yine büyük bir gülümsemeyle karşılık verdim. "Bunların yanına yazar olmayı da düşündünüz mü betimleme yeteneğiniz gözkamaştırıcı." dedim. Ciddiyeti artmıştı. "Lütfü sana terbiyeni verememiş ben sana terbiye vermem." dedi ve silahını çıkardı.
-
9.
0Bir şey söylemedim yine. "Ben yanımda çalışacak adamlara çok dikkat ederim, yarısı sokaktan çıkmadır. Benim adamlarımın ağzı sıkıdır. Güvenilirdir. Fedakardırlar. Sende sokaktan çıkmasın." dedi. "Senin adamın mı olayım yani onu mu istiyorsun." dedim. "Evet ama bazı şartlar var." dedi. "Kabul etmeden şart sunmanız, betimlemeniz kadar gözkamaştırıcı." dedim. Silahın tetiğini çekti. Bana karşı son uyarısıydı, "Bana aileni, nerden geldiğini anlatacaksın." dedi. "Sokak çocuğuyum." dedim. "Her sokak çocuğunun kaçtığı bir ev vardır anlat." dedi. "Benim annem babma üveymiş, son zamanlarda geçinemiyorduk zaten arkamdan geleceklerini zannetmiyorum. Gelirse kız arkadaşım gelir. Onu da çoktan sildim, kaydecek hiçbir şeyim yok." dedim. "Adamım olmaman için bir neden yok, seni sevdim adamım olursan benim emrimde çalışırsan, istediğin arabaya binersin, istediğin karıyı gibersin. istediğin her şeyi yaparsın. istanbul senin." dedi. Tam lafa girecekken konuşmaya devam etti. "Fakat ailen olmamalı, sevdiğin bir kız olmamalı, hepsini geride bırakman yetmiyor." dedi. Şaşkın şaşkın Mert'e bakıyordum. Çekmecesini açtı ve bir silah çıkardı, tetiği çekti ve bana verdi.
-
10.
0"Şimdi bu otelden çıkmanın tek şartı bu, bu otelde genelde ben ailem ve adamlarım kalırız, her türlü pis işi burda çeviririz. Burası bizim kalemizdir, senin burdan çıkma şansın yok." dedi ve burnunu çekti. "Ailenin adresini vereceksin, kız arkadaşının adresini vereceksin. Bizde gidip icabına bakacağız ha vermezsen. Sana verdiğim silahla kafana sıkabilirsin." dedi. Aklıma ikisini de öldürmek geldi ama çıkış şansım yoktu. "Unutma sadece bir kurşun var, ikimize yetmez." dedi. Lütfü'de tüm dikkatini bana vermişti. "Çok basit adresi ver, istediğin her şey senin olsun." dedi. Silah hala elimdeydi. Yine derinden gülümsedim. "Sen napardın?" dedim. "Ailem umrumda olmazdı, çünkü şuanı biliyorum, yapabildiklerimi biliyorum. Sende benim yapabildiklerimi yapacaksın." dedi. Silahı kafama dayadım ve tetiği çektim. Çıkan ses kurşun sesi değildi. Mert ve Lütfü bana şaşkın şaşkın bakarken silahı onlara doğru çevirdim.
-
11.
+1"Dalga mı geçiyorsunzu lan?" diye sordum. "Sınavı geçtin ilteriş." dedi Lütfü. "Ne sınavı?" diye sordum. "Ailenin adresini versen burdan çıkamayacaktın. O silah boş, sadakatini ve güvenilirliğini ölçtük." dedi. Silahı Mert'e geri verdim. Mert Lütfüye baktı. "ilk." dedi ve devam etti. "7 kişi senin gibi buraya geldi ve hepsi adresi verdi. Hepsi de öldü. Sen ilk kez bunu yaptın." dedi. Bir şey söylemedim. "Lütfü birazdan seni odana zütürecek, git oraya yerleş. Yarın sabah 8'de burda ol." dedi. Lütfüye baktım. Yürü der gibi bakıyordu ve zorda olsa ayağa kalktım. Lütfüyü takip ediyordum. Yeniden asansöre bindik. 4.Kata bastı. 4.Kata indiğimizde yine etrafı izledim. Bir katta 6 oda vardı. Büyük bir otel değildi. 21.Odaya geldi kapıyı açtı. Kilitli değildi. "Böyle mi yaşayacağım?" diye sordum, bir tokat attı. Odanın girişinde bir askı vardı, orayı gösterdi. Anahtar'ı gördüm. "Mert Abiyi bekletme." dedi.