-
301.
+15Gidip vegibalık çekindim, sahte kimlik çıkarttırdım. Artık her yere onunla girip çıkacaktım. Beni aradıklarına emindim. Bulamamaları lazımdı, bulduklarında ya işkencelerin en ağırını yapacaklardı ya da öldüreceklerdi, ikinci ihtimal bile daha iyiydi çünkü işkencenin ne demek olduğunu görmüş ve tadmıştım korkmuyorda değildim çok geçmeden telefonum çaldı. Yiğit arıyordu açtım. "ilteriş seninle uzun zamandır görüşemiyoruz." dedi. Buğra'nın sesiydi bu. En son beni böyle aradığında Mert'in kafasına sıkmıştı aynı şeyi Yiğit için tekrarlayacağını düşündüm. "Yiğit bu işte benim yanımda, gidecek kimsen yok." dedi. "Sana gelirim o zaman." dedim. "Gel bekliyorum." dedi.
-
-
1.
0panpa babanın oteline gitseydin saklardı seni
-
2.
+1Panpa o diğer hikaye amk
-
1.
-
302.
+14"Otel şuan boş, kimse yok başında." dedim. "Seninde oraya girecek kadar adamın yok." dedi. "Oteli en iyi ben biliyorum." dedim. "Girmeye çalış elime düşersin." dedi. Düşündüm, annem ve babam hala bunların elindeydi ama beni annem ve babamla tehdit etmiyordu. Telefonu kapatırken. "Ben istanbul'a gidiyorum Yiğit bunu bul.." sonrasında telefon kapandı. Telefon kapanana kadar konuşmalarını duymuştum. 1-2 saat bekledim ve Yiğit'i aradım. Çaldı çaldı açan olmadı. ikinci kez aradım. Yiğit açtı. "Alo." dedi. Arkadan "Kimmiş o aşkım." sesini duydum bu Sena'nın sesiydi. "Yi, Yiğ, Yiğit ben ilteriş, 1-2 dakika konuşma şansımız var mı?" dedim.
-
303.
+16"1 Dakika." dedi ve ayak sesi geldi büyük ihtimalle yürüyor ve odadan çıkıyordu. Sena'nın duymasından korkmuştu tahmin ettiğim kadarıyla. "Söyle." dedi. "Gerçekten Buğra'nın yanında mısın?" diye sordum. "Bu konuyu yüz yüze konuşalım ama onun yanında olmaktan başka çarem yok, Sena ve çocuğuma zarar verirler." dedi. Çocuğuma demesi çok zoruma gitse bile bir şey demedim."Annemi babamı ne yaptın?" diye sordum. "Yurtdışına gönderdim, babanın artık çok büyük bir işi var orda. ilk aylarda para gönderiyordum onu iş ve dil için devam ettirmiş. Onlardan yana sıkıntı yok." dedi. içim rahatlamıştı. "Kim olduğunuzu niye onlara yardım ettiğinizi sormadılar mı?" diye sordum. "Sordular, iş arkadaşı olduğumuzu, seninde amerikaya gittiğini gelemeyeceğini vasiyetinin bu olduğunu anlattım." dedi. Her şeyi güzel ayarlamıştı Yiğit. "Teşekkür ederim." dedim. Telefonu kapattı.
-
304.
+15Yine de içime sindiremiyordum. Sena benim kadınımdı, benimdi. Düşünmeye başladım, ne yapacağımı düşünmeye başladım. Yiğit bu kadar panik yapıyorsa büyük ihtimal Senaya aşık olmuştu ve Sena beni öldü biliyordu, bunları düşünürken bir pansiyona yerleştim yeniden uyudum. Yine kabusla uyandım. Biraz daha düşündüm. izmir'e gitme kararı aldım. Önce bir araba ayarlayacaktım. Sonrasında izmir'e gidecektim. Arabayı ayarladım benzinini filan, çok paramda kalmamıştı. Bir şeyler atıştırıp izmir'e doğru yola çıktım. Yolda çok şeyler karşılaşmadım. Büyük ihtimal Buğra tehlikesini de atlatmıştım ama hiçbir şey bitmemişti. Buğra'nın dediği gibi her şey yeni başlıyordu.
-
-
1.
0Tribe girdim hee sen bunu çizgi roman olarak bas bütün Gaziosmanpaşa sarigol e soyleyem Akşin amk :D
-
1.
-
305.
+11izmir'e girdim. istemsiz bir duygulandım. Yiğitle ilk zamanlarımız geldi aklıma. Halil ibrahim geldi. Benim ölmemem için ölmüştü belki de. Tamam Suat'ın amacı beni alıp zütürmekti ama o çatışma sırasında ölebilirdim. Sen burda dur ben gideceğim diyebilirdi demedi. Sen git dedi. Önce onun mezarına sürdüm. Durdum mezarlıkta akşam oluyordu. Mezarının başına geldim. "Nasılsın Halil ibrahim abi." dedim. istemsizce güldüm. "izmir senindi, şimdi oğlunun, mutlusundur umarım. Hayatımı bir nevi sana borçluyum." dedim. Sanki biriyle konuşuyormuş gibi. "Yok be sana borçluyum." dedim.
-
306.
+12"Gelinin de var artık, benim canımdan çok sevdiğim kadın senin gelinin oldu, gerçi bende senin bir evladın sayılırım tabii ya." dedim güldüm. Mezar taşıma attım elimi "Hiç düşünmedim bu güne kadar öz annem babam kim diye ama sende benim bir babamsın işte üvey babayla büyüdüm ben şuan yurt dışında işi var. Hakkını yemeyeyim hiç düşünmezdim Üvey babam olduğunu çünkü bana gerçekten bir baba gibi davrandı, bende ona karşılığını verdim sanırım. Başıma neler gelmiştir biliyosun ama çıktım o zindandan şimdi ne yapayım be baba, gidip oğluna mı sıkayım gelinine mi sence hangisi daha suçlu?" diye sordum. "Hep ben konuşuyorum, sıkıldım, kal sağlıcakla baba." diyip arabaya döndüm biraz daha gezmeye başladım.
-
307.
+15Senayı aradım. "Alo." diyerek açtı telefonu kapatmadım bu sefer. "Kimsiniz aramıştınız daha önce." dedi. Yine bir şey söylemedim. "Bir şey söylemeyecekseniz kapatıyorum." dedi. Yine gıkımı çıkartmadım. Doğum gününe az kalmıştı Sena'nında vardır bir planları diye düşündüm. 10 dakika sonra Yiğit aradı. "Senayı aramanda ki amaç ne?" diye sordu. "Sesini özledim." dedim. "Unutma ilteriş o evli bir kadın artık." dedi. "Çocuğunun babasının yaşadığını biliyor mu?" diye sordum. "ilteriş." dedi. "Gerçekleri kabul etmek zor geliyor dimi sana. Bende yaşadım bunu, sevdiğim kadın ve kardeşim gibi gördüğüm adam bana bunu yaptığında bende yaşadım biliyorum." dedim. "ilteriş Senayı bundan sonra arama." dedi. Telefonu kapattı. Telefonu yan koltuğa atıp pansiyona aramaya başladım.
-
-
1.
+14yiğidi öldür ama hakkını verme veriyoz da noluyo verme amk
-
1.
-
308.
+19Pansiyon buldum, yanında kapanmakta olan bakkal vardı. Gazete aldım. Şehrin gazetesiydi, pansiyon işini halledip odama geçtim gazeteyi okumaya başladım. Çoğu sayfasında Yiğitle ilgili şeyler vardı, bazılarında Sena ile ilgili ama asla oğlumu göremiyordum. "Sizin yapacağınız işi gibeyim." diye söylendim kendi kendime. Yeniden bir plan yapmam gerekiyordu gazetede Yiğit'in iş yeri dikkatimi çekti bir oteldi, oda Mert'in bıraktığı şekilde devam ediyordu. Evini merak ediyordum. Evini bulabilirsem en azından sevdiğim kadını ve oğlumu görebilirdim. Aklımda yeni şeyler belirdi. Planıma göre yarın otelin önünde bekleyecektim. Sonra Yiğit'i takip edip evi bulacaktım. Yattım uyudum diğer gün gazeteyi aldım yine ilk iş arabaya atladım gezmeye başladım.
-
309.
+16Bir yandan gazeteyi okuyordum. Sıradan şeyler vardı. Yiğit'i yalıyordu hepsi. Çoğu da mafya olduğunu karı sattığını filan biliyordu belliydi bu. Otelin önüne çektim geleni gideni izlemeye başladım. Konsey üyelerini düşündüm, Buğra bana işkence yaparken izleyip eğlenmişler hatta aralarından biri yani Joseph ona yardım etmişti. Aklıma gelince gözlerim doldu, morluklar yeni yeni geçiyordu ama kalbimde daha büyük hasar vardı. Ben o acılara başta Sena, ailem ve kardeşim gibi gördüğüm Yiğit için katlanmıştım. Yaşamamı sağlayan şey belki de buydu, o kadar işkenceye direnmem bunun sayesindeydi. Oğlum vardı. Buğra'nın oğlumun fotoğrafını yakışı geldi aklıma duraksadım. Sonra da gazete haberi ve "Kimmiş o aşkım" diyişi. Aşkım diyordu Yiğit'e. Telefonun sesini duyduğuna göre yan yana da yatıyorlardı. Bunun sahte bir ilişki olma şansı yoktu.
-
310.
+27Gözlerimden 1-2 damla yaş süzülmüştü bunları düşünürken o sırada biri cama tıklattı bu sayede irkildim ve kendime geldim. Bir araba çıkıyordu Yiğit'i gördüm. Nereye gideceğini takip edecekitm. Bir kez daha tıklattı cama birisi kafamı çevirdiğimde mendil satan bir çocuk olduğunu gördüm çebimden 50 lira çıkartıp verdim mendili aldım. Araba hareket etti bende arkasından hareket ettim ve takibe başladım. Saat daha erkendi, bu saatte eve neden dönüyordu bilmiyorum ama bir nedeni olmalıydı. Neyse giberim nedenini diyip devam ettim takibe. Dağ yoluna girince girmedim durdum. Evin dağ yolunda olma şansı var mıydı. Devam etmekle devam etmemek arasında giderken geri vitese taktım arabayı döndüm otelin önüne. Ne gelen oldu ne giden. Senayı aradım.
-
311.
+15Açmadı. Aradım, açmadı. Yine aradım açtı. "Kimsin sen ya?" diye bağırdı. "ilterişim." demek istedim, diyemedim. "Seni seviyorum." diye haykırmak istedim. Haykıramadım. "Seni özledim." diyip özlemimi gidermek, içimi dökmek istedim. Dökemedim. "Cevap versene niye arıyorsun beni polise gideceğim artık." dedi. Bir şey söyleyemiyordum hala. Aklıma geçirdiğimiz o günler geliyordu. Bu seferde "Neden Sena?" demek istedim. Sorgulayamadım. Boğazıma birisi yapışmıştı sanki konuşamıyordum. Kıpkırmızı olmuştum ağlamamak için. "Ben evli ve bir çocuk annesiniyim bırak peşimi her kimsen." dedi. Telefonu kulağımdan çektim tam kapattıcakken bir kaç gözyaşımın telefonun cdıbına düştüğünü gördüm ve telefonu kapattım hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
-
-
1.
+2 -1Senin tassagini gezdirenler yesin ilteris
-
2.
+2ulan dıbına koyiyim de artık bişi entry boyunca fake atıp duruyon.
-
1.
-
312.
+20Kafamı direksiyona koydum ve ağlamaya başladım. Yağmur başlamıştı. Bu tarihte ne yağmuru diye düşünürken telefonum çaldı. Baktım Yiğit arıyordu. Açtım. "Güzellikten anlamıyorsun sen o benim karım." dedi. Yağmur sesi geliyordu telefondan belli ki dışardaydı. "Evin içine geç üşüyeceksin." dedim Nefes alış verişi hızlanmıştı ne demek istediğimi anlamıştı. "ilteriş git artık hayatımızdan. Paran yoksa vereyim babanın yanına git yurtdışına ne biliyim. Git." dedi. 10 ayda tüm her şeyi değiştirip bir düzen kurmuşlardı bile kendilerine bana ihtiyacı da yoktu hiçbirinin bunu düşünmek bile beni üzüyordu. Telefonu kapattı, oğlumu düşündüm. ismini bilmediğim, gözlerinin rengini bilmediğim oğlum. Garip gelmişti her şey. Orman yoluna doğru sürmeye başladım.
-
-
1.
+13Hikâyeci seni kacirip bütün gün bu hikâyenin devamini yazmani istiyorum piskolojimi bozdun amk !!1!
-
2.
+6Kitabini bassin kütüphane basalim amk ilteriş hesabi paso dolduralim içine bu kitabi ulian !!
-
1.
-
313.
+16Yağmur bitmişti. Yaz yağmuru dedim güldüm kendi kendime. Dağ yoluna girdim etrafı inceleyerek devam ettim. En sonunda evleri gördüm tenha bir yere çektim arabayı yoldan uzak kimsenin göremeyeceği. Başladım beklemeye. Baktım ne giren var ne çıkan 3 ev vardı birini inceledim perdesi vs vs yoktu. Boş olduğunu düşündüm. Telefonumu çıkartıp Yiğit'i aradım açmadı, yine aradım yine açmadı. Üst üste arayınca bir kapı açıldı. Uzaktan seçtim Yiğitti bu. Dağın belli bir bölümüne bakıyordu evleri. Bahçesi de oldukça büyüktü. Geri kapattım telefonu. Yiğit'i izledim. Telefonunu yere fırlatacak kadar sinirlenmişti fırlatmak için elini kaldırdı ama yapmadı eve geri döndü.
-
314.
+18Bende dağın o evi gören kimsenin görmeyeceği bölümünü aklıma yazıp dürbün almak için şehire döndüm. Uyudum. Sena'nın doğum gününe az kalmıştı. O aklıma gelince daha değişik düşüncelere kapıldım. Yine üzüldüm ama sağlam durmam gerektiğini düşündüm. O gün yine arabada uyudum. Sabah olunca kalkıp bir dürbün ayarladım ve dağa doğru sürdüm. Kimsenin girmeyeceği dağa girdim. Evi karşıdan gören bir yere geçtim. Dürbünle evi izledim bir süre. Sonrasında Senayı gördüm. Arkası dönüktü. Kucağında bebek vardı. "Nolur önünü dön." diye söylenmeye başladım. Oğlumun sadece kafasını görebiliyordum.
-
315.
+16Dönmedi. "Yarın doğum günün." Dedim kendi kendime. Doğum gününe 1 gün kalmıştı. izledim evi ama hiçbir şey bulamadım. Durmadan evi izledim gözlerim bozulacak duruma gelmişti. En sonunda Senayı aradım yine. Açtı. "Dün akıllandın sanıyodum." dedi. Evden dışarı biri çıktı direk dürbünü alıp kapıya doğru baktım senaydı, yakınlaştırdım. Senayı izlemeye başladım. "Kim olduğunu söyle artık. Yiğit sen misin şaka mı yapıyorsun?" bana diye sordu. ilk aklına gelen yiğit olmuştu. Bir kere bile benim olduğumu düşünememişti. Çoktan unutmuş muydu beni ? Tutamadım kendimi ağlamaya başladım belli etmemeye çalışarak. "Ağlıyor musun sen? Ne oluyor?" diye sordu. Hemen telefonu kapattım ve yine ağlamaya başladım. Plan yapmam lazımdı yine ne yapacağımı düşünmem lazımdı.
-
316.
+21Planımı yapmıştım. O günde arabada uyudum diğer gün bir telefon uyandırdı beni tanımadığım bir numaraydı. Açtım "Alo?" dedim. "ilteriş." dedi. Buğraydı. "Hayırdır?" dedim. "istanbul'un her köşesini karış karış arıyoruz. Şuan izmirdeyim akşama katılmam gereken bir davet var ama seni bulacağım unutma. Gelip kendin adam gibi teslim olursan emrime alacağım." dedi. "Ben kimsenin emrinde çalışmam." dedim. "Sen bilirsin. Seni bulduğumda tahmin edemeyeceğin şeyler yapacağım." dedi. Kapattım telefonu düşünmeye başladım. - izmirdeyim - akşama bir davete katılacağım. Bunları Buğra söylemişti ve Sena'nın doğum günüydü.
-
317.
+16Hemen Şehire döndüm silah aldım, param nerdeyse bitmişti. "Ah be Mert, hala senin paranı yiyorum. Lütfü abii, sen olmasan güçlü olamazdım bu kadar be." dedim duygulandım kendi kendime. Silahın çok mermisi yoktu ama bana bir tane yeterdi. Bir tanesi yeterdi. Geçtim dağda ki yerime. Yine evi izlemeye başladım. Akşam olmuştu. Bir bir arabalar geliyordu. Davet Sena'nın doğum günü içindi bunun için emindim artık ve planımı da yapmıştım. inceledim, bir kürsü gibi bir şey vardı, onun önünde sandalyeler vardı. Gelenler arasında Buğrayı görmem çok uzun sürmedi. Çok geçmeden doğum günü başladı bende arabayla dağdan aşağıya indim. Arabayı uzağa parkedip eve doğru yürümeye başladım.
-
318.
+23Yan evde kimse yoktu tahminimce. Onlarında davette olduğunu düşünerek onların bahçesinden girdim içeri, evler yan yanaydı, diğer bahçeye atlayacaktım. Tam kürsünün arkasından girecektim. Bütün davetliler oraya bakarken gitme şansım yoktu ve bahçede adamlar olacaktı biliyordum. Bu yüzden kürsünün arasından ama insanların görmeyeceği ve korumanın olduğu yere atlayacaktım. Bahçe kareydi ve her köşede 1 koruma vardı. Kürsünün arkasına bakan kenara gittim komşularının evinin bahçesinden duvara tırmanıp, belli etmeden içeri baktım. Herkes alkışlıyordu. O sırada Sena'nın kürsüye çıktığını gördüm. Oğlumu ilk kez o kadar net görmüştüm ama kendine dönük tutuyordu bu yüzden yüzünü görmemiştim. Buğra ve diğer konsey üyeleri dahil insanlar alkışlarken. Yiğit Sena ve oğlum kürsüye çıktı. Sena eline mikrofonu aldı. Tüm dikkat senadayken duvardan atlayıp susturucu taktığım silah ile korumayı indirdim ne olduğunu anlayamadı kafasını çevirdi ve yere yığıldı. Yavaş yavaş sürünerke kürsünün tamamen arkasına geçtim. Çarpazına atlamıştım kürsünün, insanlara belli olmamak için.
-
319.
+24Yavaş yavaş kürsünün arkasına geçtim ve dinlemeye başladım senayı,ara sıra bebek sesi geliyordu. Huysuzlanıyordu oğlum, hissediyordu babasının geldiğini. Elini kolunu sallıyordu arkadan görüyordum. Silahımı çektim ve ayağa kalktım yavaş yavaş kürsüye doğru gittim kürsü yüksek değildi 1 m boyunda filandı bir de Sena ve Yiğit'in yan yana durması işimi kolaylaştırıyordu ve ben arkalarında yürüyordum onlara doğru sandalyede oturanlar beni göremiyordu. Sena konuşmaya devam ediyordu. "Burda olan veya olmayan herkese teşekkür ederim." der demez "Sena." diye bağırdım. Sena ve Yiğit arkasını döndü. Alkış için kalkan eller havada kaldı. Sena'nın kucağında ki oğlum kafasını bana doğru çevirdi parmaklarını emerken. Maviydi her tarafı annesi mavi giydirmişti. Sena beni görünce şok oldu. Dönerken aralarında boşluk kalmıştı ve o boşlukta Buğra ile göz göze geldik ayağa kalktı. O sırada senaya bakarak "Doğum günün kutlu olsun." dedim. Şok olmuş bana bakıyordu. Yiğit neye uğradığını şaşırmıştı. Konsey üyeleri beni görmüştü. Silahımı çektim. Hala Sena'nın gözlerine bakıyordum. Sena "ilteriş." dedi. Oğlum ağlamaya başladı ve Buğra "Yakalayın şunu." diye korumalara bağırdı.
-
-
1.
+16buğra dıbınakoyacak olum ilteriş senin eğer koymazsa hikayecinin amk
-
-
1.
+7senada da hiç din iman yokmuş amk haa 10 ayda nasıl sildin attın sen
-
2.
+3Bide aşkım diyodu oruspu ilteriş olmasa kaan bunun azina sicacakti amk hemen unuttu oruspu
-
1.
-
1.
-
320.
+7 -4Yarın görüşmek üzere beyler.
-
-
1.
+1Iyi geceler panpa
-
2.
+1nedense çugu verdim
-
3.
0reserve geçen sefer almayi unuttum 2 gun hikayeyi aradim sozlukte
diğerleri 1 -
1.
başlık yok! burası bom boş!