Bizimoğlan hikayen çok bela haa. Ademin okudukça okuyası gelipduru

10 numara film çıkar mı çıkar

Ardından Doggy pozisyonuna geçtik. Çok geçmeden içine boşaldım. Devam etmek istemedim. "Beni istemiyor musun?" diye sordu. "istiyorum ama bugün özel oldu, ilk oldu. Devam ederiz." dedim. isteksiz gibi gözüksem bile bu kadarı yeter diye düşündüm. Duşa girdi. Meral geldi aklıma ve gibimde öyle düşünmüş olacak ki ayaklandı. Banyoya girdim Sena'nın arkasından beni görünce güldü. Yanına geçip dudaklarınan öpmeye başladım.

Bir bacağını duvara attım ve bu şekilde amcığını yalamaya başladım. Omuzuma tutunarak ayakta kalıyordu. "Aşkım ayakta duramıyorum." dedi. Sesi titriyordu bunları söylerken aldığı zevkin etkisiyle, neyse beyler yazarken aklıma geldi ramazandayız amk, bide duşta gibiştik. Detaya girmicem. Saat 05.00'a geliyordu artık. "Ben çıkayım." dedim. Elimden tuttu ve kendine çekti dudaklarını öptüm.

Devam pnpa.. uyutmadi hikaye otobüste

Sabah oldu tabi hikaye coştu gibisiyle suatıyla devam

panpa zaten hikaye kurmaca dedin ,Sesi titriyordu bunları söylerken aldığı zevkin etkisiyle, neyse beyler yazarken aklıma geldi ramazandayız amk, bide duşta gibiştik. Detaya girmicem. ne

"ilterişim söz verdin bu son. Kaçıp gideceğiz." dedi "Söz veriyorum kaçıp gideceğiz." dedim. Sondu, Suat'ı öldürüp, Yiğit'i konseye sokup gidecektim. Eve bir miktar para bırakıp çıktım, Sena arkamdan masum masum bakıyordu. Yürürken defalarca kez arkamı döndüm. Ona baktım. Her defasında güldü ama içinden üzüldüğü o kadar belliydi ki. Arabaya binip evin uzağında durdurdum yine. Yürüyerek eve gittim ve Yiğit'i uyandırdım kalkıp otele gittik saat 05.40 civarıydı, Mertte uyumamıştı. Bana baktı. "Gözlerin şişmiş niye uyumadın?" dedi.

"Uyku tutmadı, izmir güzel yer ama en son gittiğimde ne olduğunu hatırlıyorum." dedim. "ilteriş sana güveniyorum, Yiğitte zaten biliyor izmir'i içeri girip dağıtacaksınız ortalığı." dedi. "Konseye niye soktunuz onu?" dedim. "Amacım ajanı öğrenip hem onu hem ajanı öldürmekti. ikisini de yapamadım ama siz yapacaksınız." dedi. Adresi verdi. "Burda kalıyor epey güvenlikli." dedi. "iki kişi mi gireceğiz içeri?" diye sordum. "Hayır durum tespitini yapın, ben size gerekli adamı yollayacağım." dedi. Uçak biletlerimizi verdi.

hadi pampa yaz seni bekliyoruz amk zikimi tuta tuta okuyorum bazı yerlerde zikişi abartıyon ramazandayız amuhaaa goyimmm

Helalleşip çıktık. Yiğit'e baktım, "Şehrine dönüyorsun, büyük ihtimal konseye girip babanın izinden de devam edeceksin sıkıntın ne?" diye sordum. "Bilmiyorum ve ortak iş sıkıntı geldi bana. Suat tehlikeli adam. Sen gelme." dedi. "Neden?" diye sordum. "Arkanda bekleyenin var, bir şey olursa bana olsun." dedi. "Olmaz öyle şey." dedim. Havalimanına doğru yola çıktık. Uçağa 2 saat kala havalimanındaydık.

"Ben biraz kestiriyim, uçak saatinde uyandırırsın." dedim. "Tamam." dedi. Gözlerimi kapattım sonra kolumu biri dürtünce uyandım. "Hadi uyan uçağa geçiyoruz." dedi. inanılmaz uykum vardı, uçağa geçince sese aldırış etmeyip uyumaya çalıştım fakat uyuyamadım. "Uykum var." dedim. "Naptın gece?" dedi. Bir şey söylemedim. Sena ile özelimin yanından kimsenin geçmesini istemiyordum. En güvendiğim adam bile olsa. En sonunda izmir'e indik, yanımızda sağlam para vardı. Bir otele geçtik. "Gözetlemeyi ne zaman yapacağız?" diye sordu. "Bakarız bu sefer farklı bir plan düşünüyorum." dedim.

pampa bu hikaye ne zaman biter ?

"Ne düşünüyorsun yine." diye sordu. "Bu sefer biz hiç kılımızı kıbırdatmayacağız." dedim. "Babamın katilini normal olarak öldürmem ben." dedi. "Nasıl yani?" diye sordum. "Savaşacağım onunla ve öyle öldüreceğim." dedi. "En son Lütfüyü böyle kaybettim, seni de kaybetmeyeyim." dedim. "Bir şey olmaz yarın başlarız gerekli bilgileri veririz patrona." dedi. "Bana uygun." dedim.

Senaya bir kaç mesaj çektim. Durmadan iyi misin, nasılsın, ne zaman dönüyorsun tarzında şeyler söylüyordu. Bende kısa cevaplar veriyordum. Uyuyacağımı söyledim ve uyudum. Akşam yemeğe uyandık. Sena ile durmadan mesajlaşmaya devam ettim. O gün otelde keyiflerimizi topladık diğer gün gerekli adamı bulacak ve o gece içeri girecektik. "Sabah kaçta kalkacağız?" diye sordu. "7 gibi uyanıp gideriz, gece de baskını yaparız." dedim. "Çok iyi de acele ediyoruz sanki." dedi. "Erkenden bitirelim şu işi." dedim. Sonra ki planın ne? diye sordu. "Senayı alıp gideceğim burdan." dedim "Nereye gideceksin." dedi. "Suat'ın tüm mal varlığını alıp gideceğim." dedim.

Bitirme bro efsane olmuş

Onun da planını yapmıştım. "Herkes için en iyisi de Mert senin gitmene ne diyecek?" diye sordu. "Beni bir hırsız olarak bilecek, kızını da asla göremeyecek." dedim. "Adam gibi gidip konuşsan vermez mi kızı sana?" diye sordu. "Bilmiyorum." dedim. "Bence verir." dedi. "O kadar şeyden sonra imkansız, Buğra'nın tepkisini de düşünmek lazım." dedim. "Anlıyorum seni, bu işi yapacağız ve herkes kendi yoluna çekilecek." dedi.

"Aynen öyle, her şey bitecek." dedim. "Alacağım sevdiğimi kollarıma, belki çocuğumda olur." dedim. "Bende konseye girerim, sonra Sılayı unutmak için doğru düzgün bir kız bulmaya çalışırım." dedi. Bunu dedikten sonra Sena hakkında konuşmamaya karar verdim çünkü Yiğit'in sılayı özlediği her halinden belliydi. "Bence onu yeniden bulacaksın." dedim. "Bilmiyorum ilteriş, hiçbir şey bilmiyorum." dedi.

Saati kurup yattık, yine telefon sayesinde uyandık ve kahvaltıya geçtik. Ardından bir araba kiralayıp verilen adrese doğru gittik. Bir ofisti. "Ofis burası." dedim. "işimiz daha basit o zaman." dedi. "Öyle bir şey ama içeride olduğuna emin olmamız lazım." dedim. Lütfü'den deneyimliydim bu sefer. Uzaktan uzağa takip etmeye başladık. Suat çıktı. Kapıda korumalar yanında adamlar vardı.

"Seni gördüm Suat ama sen beni görmedin, sabret." dedim. Yüzlerimiz karşı karşıya geldiğinde ikimizden biri ölecekti. Etrafı iyice inceleyip not aldım. Saat 10.00 gibi otele döndük. Ofisin mimarisi hakkında araştırma yaptım. Suat boş adam değildi. Ofis büyüktü ve her yerden adam fırlayacak şekildeydi. "Ne yapacağız ilteriş." dedi. iç mimariye göre de notlarımı aldım ve Mert'i aradım.

"Bize 30 adam yeter." dedim. "ilteriş 22 adam gönderebilirim, tüm adamlarım şuan Senayı aramakla meşgul." dedi. "Tamam onlarda işimize yarar." dedim. Otelin adresini verdim. Otobüs ile yanımıza geleceklerdi. Sonrası malum. Direk telefonumu alıp Senayı aradım açtı. "ilterişimm." dedi. "Sena evden çıkmanı istemiyorum tamam mı? Ben gelene kadar hep evde dur kapıyı kimseye açma perdeleri de çek." dedim. "Ne oluyor ilteriş?" diye sordu.

"Baban her yerde seni arıyor. Benim yokluğumda bulma şansı var. Dediklerimi ekgibsiz yap." dedim Konuşmaya devam ederken perde sesi geldi 1-2 kez, perdeleri kapatıyordu anladığım kadarıyla bu içimi rahatlatmıştı. Yiğit çok sakin duruyordu. "Öldüreceğim onu." dedi. "Karısını napacağız?" diye sordum. "Bilmiyorum." dedi. "Öldürmeliyiz aslında." dedim. "Saçmalama lan." dedi.

7 saat geçti, en sonunda otobüsle 22 adam geldi. Otobüse bindik. Ofise uzak bir yerde durdurdum otobüsü şöförü uyararak. "Beyler sabaha karşı gireceğiz. Önünüze geleni acımadan öldürün." dedim. Saat daha 19.00 civarıydı. Çok vakit vardı, durmadan Sena ile konuştum. Telefon sarjım saat 01.00 gibi bitti. "Seni çok seviyorum." oldu son mesajım Senaya. içeri girmemize çok kalmamıştı.

"Yiğit biz içeri girmeyeceğiz." dedim. Tip tip baktı bana. "Lütfü gibi olmasını istemiyorum baskın basanındır, küçük bir ofis." dedim. "Bu adam burda uyuyorsa güvenliğini almıştır." dedi. "Uzatıyorsun Yiğit, ölmek gibi bir planın varda bana mı söylemiyorsun." dedim. "Öldürmek gibi bir planım var ama erkek gibi öldüreceğim." dedi. "O babanı erkek gibi öldürmedi." dedim.

Rez zszss

"Babamdan bahsetme." dedi. Bir şey söylemedim. Saat 03.00 olduğunda herkesi toplayıp ne yapacağımızı anlattım. Tekrar tekrar söyledim. "Acımak yok, izmir başsız, polis gelmeden bu işi halletmemiz lazım." dedim. izmir'de bir mafya babası yoktu henüz Suat hariç. Onun için gelirler miydi bilmiyorum ama geldiklerinde bizim gitmiş olmamız lazımdı. Saat 04.00 olduğunda otobüsten inip ofise saldırmaya başladık. Ben Yiğit'i tuttum.

"Bekle." dedim. Kapıda ki korumalar kolayca bir bir inmeye başladı aşağıya bizim adamlar ise baskın basanındırı iyi oynayıp bir bir indiriyordu Suat'ın adamlarını. içeri girdiler. Bu iş burda bitti der demez yiğit içeri doğru koşmaya başladı. Yanımda silahımı almamıştım. Yiğit'in de silahı yoktu. Planımız içeri girmemekti fakat Yiğit içeri doğru koşunca bende arkasından koştum.

Mal lan bu yiğit.. Devam pnpa.. sayende yolculuk bitti

Dediğim gibi mimarisi sakattı ve Yiğit'in arkasından bir adam çıktı içeri girer girmez. Bıçağı kaldırdı. Kolunu tuttum kafa attım bıçağı alıp kalbine soktum. Yiğit ne olduğunu anlayamamış arkasına bakıyordu. Bıçağı kalbinden çıkardım adamın elime aldım. "Yürü Yiğit başladık bir kere." dedim ve içeri girmeye başladık inanılmaz silah sesi geliyordu. En son ofisin ana bölümüne kadar geldik.

Suat bir adamımızın boğazını kesiyordu. Yüz yüze geldik. Gülerek "ilteeerriiş." dedi ve ciddileşti, etrafa baktım ne bizim adamlardan ne de Suat'ın adamlarından kimse yoktu. Suat elinde ki silahı attı. "Gelin, buyrun, kavga edelim ben sizden kaç gömlek üstününüm biliyor musunuz siz?" diye sordu ve güldü. Yiğit üstüne doğru koşmaya başladı.