-
401.
0aga 4 yıldan sonra hesabıma girdim bu hikaye için hadi beaa
-
402.
0vay be helal olsun
-
403.
+5iyi sabahlar beyler başlıyorum izninizle.
-
404.
+16Bende ona belinden sarıldım. "Yaptığımız şey çok tehlikeli." dedi. "Sen bir şey yapmadın." dedim. Sarılmayı bırakıp gözlerimin içine baktı. Ellerini yanaklarıma atıp. "Her şeyi benim için yaptın." dedi. Her şeyi diyince düşündüm. Kıbrıs'ın en güçlü addıbının oğlunu öldürmüştüm. "Senin için kıyafet ayarladım, benim dönmem gerekiyor." dedim. "Nereye gideceksin?" diye sordu. "Otele geri döneceğim." dedim. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. "Babamlar seni öldürür." dedi. "Benim yaptığımı bilmiyorlar." dedim. "Öğrenecekler." dedi. "Öğrenemezler." dedim. "ilteriş kal burda, ne olursun gitme." dedi. "Gitmezsem her şeyi öğrenecekler, sorun beni bulmaları değil. Beni bulursalar seni de bulacaklar sana da zarar verecekler." dedim. Dudaklarıma bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum ilteriş." dedi. Sarıldım, "Bende seni seviyorum Sena." dedim. "Yarın gelmeye çalışacağım, yeni numaramı masanın üstüne bıraktım. Ben seni aramadıkça, ben sana mesaj atmadıkça mesaj atma." dedim. Kafasını salladı. Beni kapıdan yolculadı, uzun zaman sonra böyle bir şey yaşıyordum.
-
405.
0acil rez
-
406.
0sonunda mk pusuda bekliyodum
-
407.
+21Arabaya indim, takım elbesileri giydim bir çöp konteynırının yanında durdum damatlıkları yaktım. Diğer gün ne olacaktı, nasıl olacaktı bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey vardı oda Buğra'nın ortalığı karıştıracak olduğuydu, konseyde bir kişinin ekgib olması konseyin toplanmasına engeldi bildiğim kadarıyla ve konsey bir kişi daha alana kadar toplanamayacaktı fakat Buğra kararın verilmesi için toplanılmak isteyecekti. Kafam çok karışıktı. Türkiyeyi ayağa kaldıracak şeyler olmuştu çoktan, konseyin dağılma ihtimalini düşündüm bir süre, yüksekti. Dağılırsa olacaklarda iyi değildi. Bunları düşünürken gün aymaya başladı. Uykum vardı, biraz kestirdim arabada diğer gün dikkat çekmemek için. 08.00'a saatimi kurmuştum yine. Saat çalınca hemen uyandım ve arabayı çalıştırdım, otele uzak bir yerde durdum ve yürüyerek otele doğru gittim.
-
408.
+14Ters giden bir şey yoktu, arka kapısında kamera yoktu ordan içeri girdim ve asansöre bindim. Asansörde kamera vardı ve kaçıncı katta asansöre bindiğimi gördü ama umursamadım, 9.kata çıktım Mert odasında yoktu. "Patron nerde?" diye sordum. "Istırahatte." cevabını aldım. "Geldiğimi ve bana izin verdiği için teşekkür ettiğimi iletirsiniz, hastalığım geçti, hiç bu kadar iyi hissetmemiştim." dedim. Kafalarını salladılar. Odama geri döndüm. Yiğit uyumamıştı. "Naptın?" diye sordu. "Bir şey yapmadım. Uyudum yeni uyandım farkında değil misin?" dedim. "Dalga geçme lan naptın." diye sordu. "Millet sorarsa ne diyeceksin bu benim ne yaptığımdan daha önemli." dedim. "Uyuyor diyeceğim ama umarım saçma bir şey yapmadın." dedi. "Sabaha kadar içtim la korkma." dedim güldüm.
-
409.
+17Kahvaltıya indik, kahvaltımızı ettik. Bir hareket yoktu. "Gel gezelim." dedim. "iş filan çıkar boşver." dedi. "Çıkmaz." dedim. "Nasıl eminsin bu kadar?" diye sordu. "Eminim işte sen gel." dedim. Aklımdan Yiğit'i öldürmek bile geçiyordu. Ne yaptığımı bilen tek kişi oydu. Hemde ayak üstü konuyu değiştirirdim. Beni de öldürmeye çalıştı derim diye düşündüm aklımda Yiğit'i öldürmek vardı. Arabaya bindik. Gezmeye başladık. Yeni hattım değilde eski hattımdan biri arıyordu beni. Açtım. "Lan ne yaptığının farkında mısın sen?" dedi birisi. Suat olduğunu tahmin ettim. Yiğitte telefondan gelen sesi duymuş dikkatle bana bakıyordu. "Farkındayım." dedim. "Buğra cesedi gördü, oğlu olduğunu teşhis etti. Senin yaptığını sadece ben biliyorum." dedi. "Bende senin Buğra'nın emrinde olduğunu biliyorum artık." dedim. "Buğra otele geliyor." dedi ve cümlesini bitirmeden telefonu kapattım Suat'ın numarasını alıp hattı kırdım attım. U dönüşü yapıp otele doğru sürmeye başladım.
-
410.
+1Rezntry
-
411.
+13Otelin önünde arabalar bir bir durmuş yolu trafiğe kapatmışlardı ana baba günüydü Yiğit bana baktı. "Buğra'nın oğlunu mu öldürdün?" diye sordu. Bir şey söylemedim. Arabadan indim ve otele doğru hareketlendim. Otelde her zaman karşılaştığım koruma beni içeri almadı. "Hayırdır ne oluyor? "diye sordum. "içeriye kimse alınmıyor." dedi. Yiğit'e baktım. "Patron içeride." dedim. "içeri de sadece patron yok." dedi. "Silahlı mı girdiler içeri?" diye sordum. "Cevabı hiçbir şey değiştirmeyecek." dedi. "Ben cevabımı aldım." dedim. Arabaya döndüm. Koşturarak arkamdan Yiğit geldi. Arabayı çalıştırdım ve dün gece atladığım otelin 1.katına çıkan camın olduğu tarafa doğru sürdüm. Arabadan indim. Cam hala açıktı. "Burdan gireceğiz." dedim. Tırmanmaya başladık ve camdan içeri girdim. Koridor bomboştu. Yiğit arkamdan geldi. "Ne yapacağız lan burda." diye sordu. 9.Kata çıkarız." dedim.
-
412.
+1DEVAM KARDEŞiM
-
413.
-1lannnnnnnn hadiiiii gibicem o amk suatını
-
414.
+14"Ne olacağı belli değil." dedi. "Patron bizi tanıyor. Bir şey olmaz." dedim. Arkamdan geldi asansörler tutulmuştu. Yavaş yavaş merdivenlerden çıktık. 8.Kata kadar merdivenler bomboştu. 8.Katta ise bizim korumaları gördüm. Toplanmışlardı problem yok gibiydi. Silahımı belime koydum. "Ne oluyor?" diye sordum. "Bilmiyoruz yukardalar." dedi. 9.Kata çıktım kapının önü kaynıyordu. Her zaman kapının önünde duran 2 adam beni tanıdığı için içeri girebildim. Yiğitte benimle birlikte içeri girdi. Herkes içerdeydi, Alper, Bilal, Buğra, Buğra'nın en güvendiği adamlar. Buğra ile Yiğit göz göze geldi. Buğra "Bu Halil ibrahim'in oğlu değil mi?" diye sordu Mert'e. "Halil ibrahim'in oğlu." dedi Mertte. "Bizim niye bundan haberimiz yok." diye sitemkar bir şekilde çıkıştı, sinirler iyice gerilmişti. Buğra'nın oğlunun acısını hissettiği belliydi. Mert ise güldü. "Ben sana hesap vermek zorunda değilim." dedi.
-
415.
+5ccc mert reyiz ccc
-
416.
+12Buğra önce geri vitese taktı. "Haklısın." dedi ardından vitesi üst üste yükseltti. "Bugün oğlumu kaybettim, eğer kızın yaşıyor olsaydı, şuan kızında sende oğlumun yanındaydınız." der demez odada silahlar çekildi. Yiğitle ben ne yapacağımızı şaşırmıştık. O sırada Buğra kafasını salladı ve bir anda kafamı Mert'in masasına vurdular ardından yasladılar yan şekilde. "Bu çocuk dün gece düğünden erkenden çıktı. Kefil olabilir misin?" diye sordu. Yiğit hemen atlayıp "Aynı odada kalıyoruz, ilteriş dün rahartsızdı, erken den gelip uyumuş." dedi. Buğra nefretle Halil ibrahim'in oğlu Yiğit'e baktı. "Sana sormadım." dedi. Suat'ın konuşmalarından anlamıştım ki Suat Buğra'nın adamıydı. "Dün gece nerdeydi bu?" diye sordu Mert'e. Mertte bana şüpheli gözle bakıyordu. Kızı kaçırılmıştı. "Benden izin alıp çıktı ama nereye gitti bilmiyorum." dedi. Buğranın en yakın adamı kafamı masaya bastırdıkça bastırıyordu. Buğra kamera kayıtlarına bakalım, madem hastaydı gelmiş mi otele gece." dedi. Mert kabul etti ve kamera kayıtlarını açtı.
-
417.
+16Gece geldiğim görünüyordu. Buğra süzdü, "Durdurma." dedi. Durmadan devam ettiler. Gün aymaya başlıyordu artık kamera kayıtlarında Mert kamera kayıtlarını durdurdu. "Yiğit'in dediği gibi olmuş. ilteriş otele girmiş ve bir daha çıkmamış." dedi. O sırada kafamı bastıran adama bir dirsek attım kolunu tuttum çevirdim ve bir yumruk attım, kafasını tutup hızla masanın üstüne vurdum ve bastırmaya başladım. Buğraya baktım. "Oğlunun öldürülmesinde beni suçluyorsan ve eminsen adamlarına söyle beni şimdi vursunlar." dedim. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu bir elimde adamın kafasını bastırırken diğer elimi cebime attım ve kelebeği çıkardım. Adamın kafasının yanına masaya sapladım. Gözlerimi Buğra'dan çekip en yakın addıbının kulağına eğildim. "Bir daha yapmadığım bir şey yüzünden kafamı öyle masaya vurmaya kalkarsan bu kelebek ensenden içeri girer." dedim kafasını tuttum masaya bir daha vurdum hızla.
-
418.
+1Hadi pampa 3 saattir okuyom
-
419.
+11"Benim yapmadığım anlaşıldıysa, ne olduğunu öğrenmek istiyorum." dedim. Buğra şok olmuştu. Mert gerildi. "Dün gece Kaan yani Buğra'nın oğlu ile Senayı eve gönderdik fakat sabah ikisinden de haber alamadık. Gittiğimizde ise Sena yoktu şöför dahil tüm korumalar öldürülmüş." Buğraya bakarak "Suat'ın işidir bu." dedim. Buğra şaşırmıştı neden ona baktığımı düşünüyordu herhalde. Mert'te benimle aynı görüşteydi Buğra'da aynısını söyledi. "Bence de Suat'ı alıp sorgulamalıyız." dedi. Tabi bunu der demez başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Suat bülbül gibi şakıyacaktı. "Konsey toplantısı istiyorum." dedi Buğra. Mert güldü 1 kişi ekgib yapamayız." dedi. "izmir'de kim var şimdi?" diye sordu Buğra. Mert "Kimse yok." diye cevap verdi. Ben Yiğit'e baktım Mertte kafasını Yiğit'e doğru çevirdi. "Yiğit'i yakın zamanda izmir'e yollayacağım babasının bıraktığı yolda devam edecek." dedi. Buğra dudaklarını ıssırdı. "Onun bu işleri öğrenmesi çok zaman alacak." dedi. Mert "Daha iyi bir fikrin var mı?" diye sordu. "Eğer bu konuda suçsuzsa Suat'ın olmasını istiyorum." dedi.
-
420.
+17Mert masaya vurdu sertçe. "Benim kardeşimi öldüren adamı konseye sokmaya cürret edemezsin." dedi. Buğra güldü. "Bak Mert, konseyde bir ajan vardı ve onun yüzünden öldürüldü. Hem konseyde ki ajanı duymuş oluruz hemde konseyi gerçekleştirmiş oluruz. Bir süre hem konseyde ki ajan, hemde Suat devam eder, bizde onların yerine uygun kişileri bulduğumuz zaman ikisini de öldürürüz." dedi. Mert bana bakıyordu. Kafamı sağa sola salladım. Alper'e baktı aynı tepkiyi gördü. "Suat'ı konseye alıyorum, ona en kısa zamanda ulaşın." dedi. "Tabiki bir şartla, bu cinayet ve kaçırılma konusunda hiçbir bildiği olmayacak." diye ekledi. Buğra adamları ile birlikte çekti gitti. "Yanlış yaptınız patron." dedim. "Kızım kayıp, hangi şehirde olduğunu bile bilmiyorum. Ne isterse vermek zorundayım. Çünkü o çocuğunun katili bulacak. Bende kızımı bulacağım." dedi. Suat'ın konseyde bir oy olduğunu unutmayın ayrıca ajanı doğru söylemeyeceğini de biliyoruz." dedim.
başlık yok! burası bom boş!