-
226.
+11Sena çok geçmeden cevap verdi. "Babamlar hızla çıktılar otelden ne olduğunu biliyor musun?" diye, "Bilmiyorum." dedim aklıma takılmıştı. Taş gibi karılar gözümün önünden geçiyor, adamlarla odalara giriyolardı yaklaşık 5 saat çıkmayacaklardı da. Canım sıkılmıştı. "Ne kadar kalacağız burda?" diye sordum Yiğit'e. "Seni 2 gibi bırakırım ben." dedi. Sena'dan da mesaja cevap gelmedi o sırada bir odadan bağırışma gelmeye başladı. Ayağa kalktım. Yiğit tuttu beni. "Dur." dedi. Önce ne olduğunu anlamaya çalıştık. "Vurma." gibisinden sesler gelince. Yiğit kafasıyla "Gir içeri işareti." yaptı. Girdim. Kadın çırılçıplak ağzı burnu dağılmış. "Napıyorsun lan?" diye bağırdım adama. Adam Boxerle duruyordu. Bir yumruk salladım eğildi yüzüme seri seri saydırmaya başladı.
-
227.
+13Ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum kafam duvardayken bana diz atmaya çalıştı. kafamı çektim. Dizini duvara vurdu, ayağa kalkmaya çalışırken bir yumruk daha attı. Ayakta durmakta zorlanıyordu. Dizini duvara çarpmıştı. Tam kalkacakken yüzüme diz attı ve bağırdı. Bilincimi kaybederken odaya Yiğit'in girdiğini gördüm. Adamı evire çevire dövmeye başladı. Ne kadar ekgib olduğumu anladım. Yiğit beni sırtına aldı arabaya zütürdü. "Bu kadar mı deneyimsizsin." dedi. "Buraya deneyim kazanmaya geldim." dedim. Bir şey söylemedi. Müstakil bir eve geldik. Koltuğa oturdum. Kendime gelmiştim. "Saol her şey için." dedim. Ev lükstü. Etrafa baktı Yiğit'e döndüğümde "Biz misafirlerimizi böyle ağırlarız." dedi. "Bir isteğin olursa numaramı bırakıyorum. Yarın 9 gibi geleceğim" dedi ve kağıda bir şeyler yazıp masanın üstüne bıraktı. Teşekkür ettim. Çıktı gitti. Evi gezdim, gerçekten lüks bir evdi, telefonumu elime aldım Sena 7 tane mesaj atmıştı. Mesajlara baktım. içerik olarak gönderdiği mesajlar beni merağa düşürmüştü. Mesajlarında "Suat'ın karısını getirdiler otele." dedi.
-
228.
+11Arayacakken durdum dinleyici varsa diye düşündüm. Evde ses sistemi vardı. Son ses müziği açtım. Telefonun kulaklarını kulağıma takıp Senayı aradım, uykulu bir sesle açtı. "Ne oluyor Sena?" diye sordum. "Bir şey olmuyor ilteriş, Suat'ın karısını getirdiler buraya. Acilen gelmezse karısını öldüreceklerini söylediler." dedi. "Geldi mi?" diye sordum. "Hayır 3 gün süresi var." dedi. "Tamam rahatsız etmeyeyim seni epey geç oldu saat." dedim. "iyi geceler ilteriş seni çok seviyorum." dedi. "Bende seni çok seviyorum." diyip kapattım. Müziği kapatıp odama çıktım ve kendimi yatağa attım uyumaya başladım.
-
229.
+12Saat 08.00'a saatimi kurmuştum ve uyandım. Bir şeyler atıştırdım, üstümü değiştirdim çok geçmeden Yiğit geldi. "Hadi ilteriş gidiyoruz." dedi. "Nereye?" diye sordum. "Ofise." dedi. "Ne yapacağız orda boş boş." diye sordum. "Babam çağırıyor." dedi. Çıktık gittik. Halil ibrahim iyi biriydi, Yiğit'e bir miktar para verdi "Gidin kafanızı dağıtın, akşam burda olun." dedi. Arabaya geri döndük. "Ne yapacağız?" diye sordum. "içeriz, karıya gideriz vakit olursa." dedi. "iyi eyvallah." dedim. Yol boyunca konuşmadık. Konuşmak için çok zamanımız vardı. Bira aldık bol bol. Tenhaya çektik. Ben arka koltuğa geçip yayıldım o ön koltuğa önce takımlardan konu açtık, gırgır şamata derken konu kıza geldi. Yiğit ilk başlarda soğuk gelse bile adam gibi adamdı. "Ben daha yeniyim bu işlerde kızları da anlatırım elbet, sen başla." dedim. Güldü.
-
-
1.
0REZ SYF 10
-
1.
-
230.
+14"Babam pekekent ama ben sadece bir kızla birlikte oldum bu güne kadar." dedi. Şaşkın şaşkın ona baktım. "ismi Sılaydı, lisede tanıştık. Babam okumama önem verirdi, 3 yıl sürdü ilişkimiz aşıktım. 4.Yılda kayboldu dedi." Ne yalan söyleyeyim üzülmüştüm Yiğit 19 yaşındaydı ve 2 yıl önce kaybetmişti Sılayı. "Baban aratmadı mı? Ailesi?" dedim. "Babam izmir'in her köşesine baktırdı. Ailesi polise gitti. Hala bulunamadı." dedi. Gözleri dolmuştu bunları söylerken. "Sen?" diye sordu. "Ben yeni girdim bu işe." dedim sözümü kesti. "Kavga etme şeklinden belli." dedi. Güldüm. "Sokakta buldular beni organlarımı çıkarmak için, fazla cesaretli davrandığım için beni konsey başının yanına zütürdüler bir çeşit saçma teste tabi tuttular. Geçtim. O günden sonra başıma saçma şeyler geldi." dedim. "Daha öncesi?" diye sordu. "Üvey evlattım." dedim. Kısa süreli bir kahkaha attı. "O kadar mı sevmezlerdi seni?" diye sordu. "Hayır gerçekten üvey evlattım." dedim. Ciddiyetini toparladı.
-
231.
+12"Bilmiyordum." dedi. "Sorun değil." dedim. "Eee ne oldu?" diye sordu. "Durmadan kavga ediyorduk. Üvey olduğumu düşündükten sonra da evde durmadım, çekip gittim sonra buraya düştüm işte." dedim. "Kız arkadaşın yok muydu?" diye sordu. "Vardı, güzel büyük gözleri, siyah saçları, uzun kirpikleri vardı. O büyük gözleri bana hep sevgiyle baktı. Ondan asla vazgeçmedim. Ailemden belki kaçtım ama ondan kaçmadım, sadece tesadüf oldu. Onunla ayrıldım ve 1 gün sonra evden kaçtım. Tesadüf." dedim. "Bu ortama girdikten sonra olmadı mı?" diye sordu. "gibtiğim oldu sanırım sevdiğim de olacak gibi." dedim. Anlatmamı bekleyen gözlerle bana baktı. "gibtiğim ilk kadının adı Meral'di. Meral'in kocasının öldürülmesinde aktif rol oynadım, 2 gece sonra üstümdeydi." dedim istemsizce güldüm, şaşırmıştı. "Bir de Şüheda, patronun kızını kurtardıktan sonra ki hediyem, Meral'den daha deneyimliydi. Daha çok zevk aldım." dedim. "Eee seveceğin şu kız." dedi. Bir süre düşündüm. "Anlatsana." dedi. Düşünmeye devam ettim. Güvenebilir miydim. Vakit sağlamak için biramdan uzun bir yudum aldım. "Konsey başı Mert Sönmez'in kızı Sena Sönmez." dedim. Yok artık dıbına koyim der gibi yüzüme baktı. "Canına mı susadın oğlum sen?" diye sordu şaşkın bir ses tonuyla.
-
232.
+13"Duygularımız karşılıklı." dedim. "Nasıl aşık ettin kendine?" diye sordu. "Bilmiyorum, bir kaç kez aynı asansör ortamında bulunduk, bir kaç kez hayatını kurtardım sanırım bu yüzdendir." dedim. "Uzaklaş o kızdan." dedi. "Bilmiyorum." dedim. "Öldürteceksin kendini." dedi. "Bir şey olmaz." dedim. "O evlenmeyecek mi?" diye sordu. "Düşünmüyormuş." dedim. "Aşkınız yüzünden konsey tehlike altına girecek. Saçmalıyorsunuz. Buğra'nın şakası olacağını sanmıyorum." dedi. "Buğra kim?" diye sordum. "Konsey üyelerinin hepisini biliyor musun?" diye sordu. "Sadece birini bilmiyordum. Sena ile evlenecek olan." dedim. "Buğra'nın oğlu." dedi. "Buğra'nın özelliği ne?" diye sordum. "Konseyde ki herkesten güçlü, senin patrondan, benim babamdan ama Türkiye'de eli yok, onun iş yapabileceği tek yer Kıbrıs ama gün gelir Türkiye'de iş yapmaya başlarsa hepimizi gibecek güçte." dedi. Durdum ve düşündüm. "Oğlunun ismi ne?" diye sordum. "Kaan." dedi.
-
233.
+11"Sena'nın evlenmesine izin vermeyeceğim." dedim. "Senin söylemenle olmuyor, sen basit bir piyonsun." dedi. Güldüm, "Sen?" diye sordum. "Benim babamın mevkisi beni yükseltecek." dedi. Bir şey söylemedim, iyice zoom olmuştuk. "Karı gibmeye vakit kalmadı, bende ilk kez Sılaya ihanet edecektim, olmadı vakit yok." dedi aslında vakit vardı. "Nereye?" diye sordum ve ön koltuğa geçtim. "Babamın yanına dönelim." dedi. "Bizi böyle görünce kızmasın?" diye sordum. "Kızmaz." dedi. Çıktık Halil ibrahim'in yanına gittik. Bizi görünce kafamızın zoom olduğunu anladı. Yine de görevini verecekti. Önümüze 2 fotoğraf attı ardından bir kağıt. "Bu resimdekileri şu adreste öldüreceksiniz." dedi. Yiğit hiç sorgulamadan fotoğrafı ve adresi aldı.
-
234.
+14Arkasından gittim. "Bu kafayla kimi öldürüyorsun lan?" diye sordum. "Sen arabada oturabilirsin ama yinede silahını vereyim." dedi. Silahı aldım belime koydum. "Yiğit bu işi yarına yaparız babandan izin alıp." dedim. "Bugünün işini yarına bırakmayacaksın kardeşim." dedi. Arabaya bindik. Adrese doğru gitmeye başladık. Cumhuriyet bulvarında durdu. "Napacağız?" diye sordum. Adam çıkar çıkmaz kurşunlayacağız." dedi. Arabaya yaslandım beklemeye başladım. "Etrafta pek duran araba yok. Polis almasın bizi." dedim. "Adım yeter." dedi. Bir zaman sonra polis geldi. Yiğit'in adı yetmedi arabayı başka yere çektik. Bar'a oldukça uzak bir yerdi. "Nasıl döneceğiz." diye sordum. "Koşacağız." dedi. Hiç aklıma yatmamıştı ama yine de kabul ettim.
-
235.
+13Bir süre sonra 2 adam çıktı. Yiğit'e baktım, kafasını salladı silahı çıkartıp kapıya doğru ateş etmeye başladım. 2 de korumaları vardı, Yiğit'in de ateş etmesiyle 4 kişi barın kapısına yığıldı. Yiğit önde ben arkada koşmaya başladık. En sonunda arabaya ulaştık, hızla sürmeye başladı. Nefes nefeseydim. "Lan kamera kayıtları var. Polisler görecektir." dedim. "Bir şey olmaz." dedi. Ofise döndük. "Afferim." dedi babası direk, öldürdüğümüz adam iş adamıydı ve tüm Türkiye genelinde konuşuluyodu. Babası diğer gün akşama kadar izin verdi bize. Eve gittim yattım. Diğer gün akşam ofise geçtim, ne Yiğit ne de Halil ibrahim yoktu. Beklemeye başladım o sırada duvarın bir bölümünün yerinden oynadığını gördüm içeriden Halil ibrahim ve Yiğit çıktı. Beni görünce şaşırdılar. Halil ibrahim sinirlenmiş gibiydi. "Gizli bir geçit burası. Senin görmen hoş olmadı." dedi. "Yabancı değilim." dedim. Halil ibrahim Yiğit'e döndü. "Yiğit sen kadınların başına dön." dedi. Yiğit ofisten çıktı. "Birine anlatmayı düşünmüyorsun dimi bu gizli geçit olayını." dedi. "Neden gizli geçit var ki ?" dedim imalı bir şekilde.
-
-
1.
0Efso baba yaa
-
1.
-
236.
+12"Ben mafya babasıyım, kolay değil." dedi. "Haklısınız." dedim "Sevdim seni iyi çocuksun." dedi. Gülümsedim. "izmir'i beğendin mi?" dedi. "Beğendim." dedim. "Ne kadar duracaksın burda." dedi. "Patron ne zaman gel derse giderim." dedim. Gitmemi istediği, bana güvenmediği çok belliydi. O sırada silah sesleri gelmeye başladı. Halil ibrahim'e baktım. "Gizli geçit." dedim. "Halil ibrahim'in odasından çıkıp baktım. "içeri giriyorlar." dedim. "Gizli geçit." dedi ve duvarı açtı. "Geliyorlar vaktimiz yok." dedim. "Sen kaç ben onları oyalarım." dedi. Şok olmuş Halil ibrahim'e bakıyordum. "Senin göreceğin çok şey var. Yiğitte burda değil. Benim ölümüm bir şeyi değiştirmez. En azından Mert Sönmez'in gözünde kendimi aklarım." dedi. O da biliyordu Mert'in beni ne olduğunu öğrenmem için gönderdiğini. "Kaç ve ne olduğunu anlat, Yiğit'i de Mert Sönmez'in yanına al." dedi.
-
237.
+11"Nasıl kaçacağım, nereye çıkıyor bu yol?" diye sordum. "Bir araba olacak yolun sonunda, arabadan kurtulduktan sonra Yiğit'i ara, o seni istanbul'a zütürür." dedi. izmir'i tam bilmiyordum ama yine de koşmaya başladım, silah sesleri daha yoğun gelmeye başladı ve yaklaşık 1,5 dakika sonra durdu. Anladığım kadarıyla Halil ibrahim çatışmayı devam ettirememişti. Koşmaya devam ettim. En sonunda arabayı gördüm. Hızla arabaya binip çalıştırdım, dar bir sokağa girdim. Zifiri karanlık vardı. Farları çalıştırmadım, dar sokaktan çıkmayı düşünürken bir yere çarptım. Kafam direksiyona hızla geldi, bacağımın sıkıştığını hissettim, kısa süreli bilincimi kaybettim. Birisi beni arabadan çıkartıyordu. Gözlerimi açtığımda birisi bana yavaş yavaş tokat atmaya başladı. "Uyan ilteriş uyan." dedi. "Sen kimsin?" diye sordum. Çatallı bir sesle. "Suat Duran." dedi. Ayağa kalkamaya çalıştım. Göğüs kafesime doğru bir tekme attı. Ellerimi plastik kelepçe ile bağlayıp bir arabanın bagajına soktu. Suat'ın yüzünü gördüm.
-
238.
+5Beyler şimdi dışarı çıkmam lazım.
-
-
1.
+6melisin yanınamı uçtun mk saddsafds
-
1.
-
239.
+7Ama akşam devam edicez, biraz geç gelebilirim ama devam edicez.
-
240.
0Saat ver mk rez.
-
241.
0Yaz hadi artik
-
242.
0ne zaman yazcan ak. hep heyecanlı yerde bırakıyon senin yolunu gibeyim
-
243.
0ne zaman yazmayı düşünüyorsun güzel kardeşim
-
244.
+14Çok geçmeden yine bilincimi kaybedip bayıldım. Buz gibi bir şeyin yüzüme çarptığını hissettim. Gözlerimi açtığımda üstümün ıslak olduğunu şakaklarımdan su damlacıklarının aktığını gördüm. Kafamı kaldırdığımda Suat'ı gördüm, kovayı yerine bırakıyordu. "Nasıl beğendin mi sularımızı?" dedi. "Beğendim." dedim. Karşıma geçti bir sandalyeye oturdu, tahminimce bir depodaydık. Sertçe bir tokat attı. "Eveet, şimdi konuşmaya başlayabiliriz." dedi. Kafamı eğik tutuyordum. Lütfü'nün katili karşımda duruyordu, nefretimi içime saklamaya çalışıyordum.
-
245.
+12"Patronunun haberi var mı?" diye sordu. "Neyden?" diye cevap verdim. "Sena ile ateşli mesajlarınızdan." der demez kafamı kaldırdım. "Korkma canım, söylemeyeceğim Mert Sönmez'e bir şey, hem söylersem seni öldürürdü dimi." dedi. Telefonun kilidi olmasına rağmen çözmüştü. "Ben her alanda iyiyim be ilteriş." dedi. Bir şey demedim. "Karımı kaçırdılar." dedi. "Geri alamazsan ya öldürürler ya da diğer otelde gibtirirler." der demez bir tokat daha attı, sandalye ile birlikte yere yığıldım.
başlık yok! burası bom boş!