/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +2
    "Devam edeyim mi?" diye sordu. "Bir şeyi merak ediyorum." dedim. "Sor." dedi. "Madem bunlar bu kadar iş yapıyor. Konseyin amacı ne?" diye sordum. "Konseyin amacı zaten bu, bu kadar iş yapabiliyorsalar bizim sayemizde ve kazandıklarının %30'u bize geliyor. Nerdeyse bizimle aynı işi yapıyorlar ama bunun bir polis kısmı birde devlet kısmı var Mert bu yönden güçlü, bir iş adamı gibi gözüküp ortalığı mahvedebiliyor." dedi. Kafamı salladım. "Peki bunlardan biri size ihanet ederse ne oluyor?" dedim. "Sonu iyi olmuyor." dedi. "Ölüyor mu?" dedim. "En ağır şekilde." dedi.
    ···
  2. 27.
    +2
    Derin bir nefes aldı.

    "Halil ibrahim , Bu izmir'de yaşar. Yapabildiği şeyler belli bunun, karı satar, nerdeyse bizim kadar güçlü bu konuda, bir de uyuşturucu. O konuda bizim kadar güçlü olmasa bile önemli bir köprü bizim için,

    Nedim, bunun lakabı bakkaldır. Antalya dan sorumlu olanda bu. Karı satar yine, çocuk mafyacılığı ile ünlü ama en büyük özelliği bizim kadar sağlam uyuşturucu satması. Bu yüzden lakabı bakkal. " dedi ve durdu.
    ···
  3. 28.
    +2
    "Konsey işi ne?" diye sordum. Güldü. "Çok uzun iş." dedi. "Gecede uzun." dedim. "Biz bu işin istanbul merkeziyiz ama konsey Türkiyeye dağılımı, hepsi bizim yaptıklarımızı yapamaz. Kimisi sadece karı satar, kimisi sadece çocuk mafyası olur. Kimisi uyuşturucu satar. Bunların merkezi biziz. Biz hepsini yaparız." dedi. "Türkiyeye bir türlü yayılıyorsunuz yani." dedim. "Yayılıyoruz." dedi. "Yakında her yeri ele geçirirsiniz." dedim güldüm. "Hep birlikte yapacağız bunu." dedi. "Ben uyurken başka ne oldu." diye sordum. "Başka bir şey olmadı." dedi. "Şu konseyde ki kişileri detaylı anlatsana bana." dedim.
    ···
  4. 29.
    +2
    Odadan çıktıklarında Lütfü yatağın hemen yanında ki koltuğa oturdu. "Eee ilteriş bey, çok dinlendin." dedi. "Kaç gün oldu?" diye sordum. "4 gündür uyuyorsun." dedi. "Çok değil mi?" diye sordum "Çok." dedi. "Rüyamda eski ailemi gördüm." dedim. "Özlüyor musun?" diye sordu. "Özlüyorum herhalde." dedim. "Anormal değil ama bu işe bir kere girdikten sonra onların yanına dönmen senin için kötü olur, senin yüzünden onlara zarar gelir." dedi. Haklıydı. "Bilmiyorum." dedim kısık sesle "Bilmiyorum." diye tekrarladım. Lütfü de bir şey söylemedi.
    ···
  5. 30.
    +2
    içim rahatlamıştı. Sena ile göz göze geldim. Sonradan gözlerimi kaçırdım. Doktor odadan çıktıktan sonra Lütfü Mert'e baktı. "Siz gidin, yarın konsey toplantısı olacak. Sena'nın da burda olması doğru değil." dedi. Mert yanıma geldi. "Teşekkürler ilteriş her şey için, taburcu olur olmaz otele gideceksin, iyileşene kadar krallar gibi bakacağız sana oğlum." dedi. Gülümsedim. Ardından Sena bana doğru geldi. Yanağıma bir öpücük kondurdu, vücudumun tüm hücreleri korkuyla ayağa kalkmıştı. Lütfü'nün yaptığı fren geldi aklıma. "Teşekkür ederim." dedi. Sena, ona da tebessüm ettim sadece. Sena babasıyla birlikte odadan çıkarken bana kaçamak bir bakış attı.
    ···
  6. 31.
    +2
    Gözlerimi yeniden açtığımda bir hastanedeydim, yanımda Sena, Lütfü ve Mert vardı. Mert uyandığımı görünce Senaya baktı. "Kızım doktorları çağır." dedi. Sena odadan çıktı. Ben ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Mert yanıma geldi. "ilteriş bundan sonra oğlumsun, senin bu yaptığının karşılığını asla veremem." dedi. Zorda olsa güldüm. "Sorun değil." dedim. Sesim çatallı çıkmıştı. Lütfü ise güldü. "Çocuk ilk izin gününde kurşunlandı." dedi. O sırada doktor ve yanında hemşire içeri girdi. Bana 1-2 soru sordular cevapladım. Mert doktorlara merakla bakıyordu. Doktor konuşmaya başladı. "Bir sorun olacağını sanmıyoruz, uyurken büyük ölçüde ölüm tehlikesini atlattı. 3 gün içinde taburcu olabilir." dedi.
    ···
  7. 32.
    +2
    Meral'a son kez baktım ve kapıyı kapattım. Üstümü giyindim. Aşağıya indim. Lütfü'de otele yeni giriyordu. Belli ki Meral'i bırakmıştı. "Gel Asansöre benimle." dedi. Şaşkın şaşkın baktım. "Gel sen." dedi. Asansöre bindik. Zemin kata indik. Cebinden 1500 kağıt çıkardı. "Al bugün gez." dedi. Parayı aldım. "Arabalardan birini de kullanabilirsin." dedi. "Arabalık bir işim yok." dedim. Aklıma zaten yapacak pek bir şey yoktu. "Doğru düzgün kullanabildiğimde söylenemez." dedim. "iyi o zaman sen bilirsin." dedi. Yine giriş kata çıktım. Senayı gördüm. Çıkıyordu. Arkasından giderken. Bir arabanın planlı olarak yaklaştığını gördüm. Ne oluyo diyemeden koşmaya başladım. Dönen kapıdan çıktım ve kendimi Sena'nın önüne attım yanında 2 tane koruma vardı ama uyuyolardı. Cam açıldı ve 3 el ateş edildi, vücudumun 3 yerinde büyük bir sızı hissettim ardından sıcaklık, kendimi bıraktım ve Sena'nın kollarına düştüm. Herkes dehşetle bağırışırken ben Sena'nın gözlerine bakıyordum. Lütfü, Alper, Bilal hepsi dışarı çıkmıştı. Çok geçmeden Mert'i gördüm. Bakışlarım donuklaşmaya başlamıştı. Etrafta ki sesleri duymakta zorlanıyordum. Gözlerim kapanıyordu.
    ···
  8. 33.
    +2
    Ardından bir çuval gördüm. içinde biri vardı "Bune?" diye sordum. "Güvenlik." dedi. "Napacaklar?" diye sordum. "Görürsün şimdi." dedi. Kan ter içinde kalmıştım. Bilal bana peçete verdi. "Al elini yüzünü temizle, alışırsın." dedi. O sırada Alper kapıdan çıktı ve çuvalı kucakladı. Evin bahçesine doğru zütürdü. Ardından evin diğer kapısından Lütfü çıktı onunda kucağında bir çuval vardı, güvenliğin yanına bıraktı. Alper "Çocuklar?" diye sordu. "Yukardalar, onları sen getir yoruldum." dedi. Nefes nefese kalmıştı. Alper yukarı çıktı. 1-2 dakika sonra geldi ve kucağında kanlar içinde bir çuval vardı, tam oraya doğru gidecekken Bilal kolumdan tuttu. "Hiçbir şeyi değiştirmeyecek." dedi. Olduğum yere çöktüm. Bilal, Alper ve Lütfüye doğru gitti. Ellerinde küreklerle bahçeyi kazıyorlardı. En sonunda kazdıkları çukura 3 çuvalı da attılar ardından üstünü kapattılar. Lütfü bana baktı. Bense şok olmuş onları izliyordum. Lütfü bana doğru geldi. "Alışman zaman alıcak ama alışmak zorundasın." dedi ve arabaya geçti.
    ···
  9. 34.
    +2
    "Metin." diye bağırdı. Metin olduğunu düşündüğüm şahıs kafasını kaldırdı ve şifonyere doğru uzandı. O sırada Lütfü "Ellerini 1 santim daha oynatırsan karını vururum." diye bağırdı. içeriden bebek ağlama sesi geldiğinde neyin içinde olduğumu anlamıştım. Lütfü yavaş yavaş Metin'e doğru giderken bana bakıp "Kadını al." dedi. Çaresizce kadına doğru gittim. Bir tokat attı, heyecan, korku ve sinirle yumruk attım. Metin karısına yumruk attığımı görünce bana doğru hamle yaptı bu sırada bir el silah patladı. Susturucudan çıkan o tiz ses odayı kaplamışken kapıya doğru baktım. 5 yaşlarında bir kız çocuğu ağlayarak içeri girdi. Her şeyi görmüştü, babasının nasıl vurulduğunu, annesinin dehşet dolu bakışlarını. Hemen koşup kızı kucağıma aldım. Lütfü bana bakıyordu. Kızı odadan çıkardım 2.katta ki diğer odaya zütürdüm ve beşikte yatak bebeği gördüm. O sırada Alper Çuvallarla geldi. Lütfü yanıma geldi. "Napıyorsun lan sen?" diye sordu. "Bilmiyorum." dedim. "Kadını birazdan sana vereceğim al dışarı çıkar, Bilal seni bekliyor." dedi. "Çocuklar." dedim. "Onlarla biz ilgileneceğiz." dedi. "Tamam." diyip kadının yanına doğru gittim. Alper kadının ağzını elini bacağını bağlıyordu. "Tamam al bunu aşağıya indir." dedi. Kadını omzuma aldım ve yavaş yavaş aşağıya doğru indirmeye başladım, titriyordu, ağlıyordu. Kapıdan çıktığımda karşımda Bilal'i gördüm bagajı açmış beni bekliyordu. "Bagaja mı koyacağız?" diye sordum. "Başka nereye koymayı planlıyorsun?" diye sordu. Kadını kollarımdan aldı ve bagaja yerleştirmişti. Bilal bagajı kapatana kadar kadınla göz göze gelmiştim. Korku ve nefretle bana bakıyordu.
    ···
  10. 35.
    +2
    Takım elbiseli, boyunun 1.74 civarı olduğunu tahmin ettiğim kişi kafama silah dayamıştı. Bir şey söylemedim, arkanı dön diz çök ellerini arkaya uzat dedi, dediğini yaptım, plastik kelepçe taktı ardından ağzımı bağladı, ne oluyor dıbına koyim diyemedim. Çok geçmeden siyah bir minibüs geldi, zorla minibüse bindik. Etrafıma göz gezdirdim, benimle birlikte elleri bağlı olan 4 kişi vardı, ben sesimi çıkartmadım, onlarında benim gibi ellerine plastik kelepçe geçirilmiş, ağızları iple bağlanmıştı, tahminimce 15-16-17 yaşları arasındalardı, minibüs yeniden hareket etti, etrafa bakıyordum, elimden bir şeyde gelmiyordu, yanımda ki elemanlardan sızlanma sesleri gelmeye başlamıştı bile, ormanlık alana girdik, ardından yıkık dökük terkedilmiş eski fabrikalardan birinin önünde durduk.
    ···
  11. 36.
    +2
    "Dalga mı geçiyorsunzu lan?" diye sordum. "Sınavı geçtin ilteriş." dedi Lütfü. "Ne sınavı?" diye sordum. "Ailenin adresini versen burdan çıkamayacaktın. O silah boş, sadakatini ve güvenilirliğini ölçtük." dedi. Silahı Mert'e geri verdim. Mert Lütfüye baktı. "ilk." dedi ve devam etti. "7 kişi senin gibi buraya geldi ve hepsi adresi verdi. Hepsi de öldü. Sen ilk kez bunu yaptın." dedi. Bir şey söylemedim. "Lütfü birazdan seni odana zütürecek, git oraya yerleş. Yarın sabah 8'de burda ol." dedi. Lütfüye baktım. Yürü der gibi bakıyordu ve zorda olsa ayağa kalktım. Lütfüyü takip ediyordum. Yeniden asansöre bindik. 4.Kata bastı. 4.Kata indiğimizde yine etrafı izledim. Bir katta 6 oda vardı. Büyük bir otel değildi. 21.Odaya geldi kapıyı açtı. Kilitli değildi. "Böyle mi yaşayacağım?" diye sordum, bir tokat attı. Odanın girişinde bir askı vardı, orayı gösterdi. Anahtar'ı gördüm. "Mert Abiyi bekletme." dedi. Çekip gitti, anahtarı alıp kapıyı defalarca kilitledim, cama doğru gittim, yüksekti, telefon aradım yoktu, çıkış şansım yoktu. Kameradan büyük ihtimal beni izliyorlardı. Oturdum bir süre düşündüm ardından kalkıp tuvalete gittim, aynada kendime baktığımda kendimi tanıyamadım. Yediğim dayağın izleri duruyordu, musluğu açtım ve kafamı buz gibi suyun altına soktum, su damlacıkları yavaş yavaş şakaklarımdan süzülürken musluğu kapattım havluyu aldım saçımı kabataslak kuruladıktan sonra tuvaletten çıktım, otel odasını gezdim, klagib otel odasıydı, yatağa baktım. Uzun zamandır yorgundum, kemiklerim ve tüm vücudum ittifak oluşturmuş, yatağa yatmamı istiyordu. Kendimi yatağa bıraktım, gözlerim tavanı izlerken yavaş yavaş kapanmaya başladı, uzun zaman sonra ne yaşadığımı muhakeme edemiyordum.
    ···
  12. 37.
    +2
    "Şimdi bu otelden çıkmanın tek şartı bu, bu otelde genelde ben ailem ve adamlarım kalırız, her türlü pis işi burda çeviririz. Burası bizim kalemizdir, senin burdan çıkma şansın yok." dedi ve burnunu çekti. "Ailenin adresini vereceksin, kız arkadaşının adresini vereceksin. Bizde gidip icabına bakacağız ha vermezsen. Sana verdiğim silahla kafana sıkabilirsin." dedi. Aklıma ikisini de öldürmek geldi ama çıkış şansım yoktu. "Unutma sadece bir kurşun var, ikimize yetmez." dedi. Lütfü'de tüm dikkatini bana vermişti. "Çok basit adresi ver, istediğin her şey senin olsun." dedi. Silah hala elimdeydi. Yine derinden gülümsedim. "Sen napardın?" dedim. "Ailem umrumda olmazdı, çünkü şuanı biliyorum, yapabildiklerimi biliyorum. Sende benim yapabildiklerimi yapacaksın." dedi. Silahı kafama dayadım ve tetiği çektim. Çıkan ses kurşun sesi değildi. Mert ve Lütfü bana şaşkın şaşkın bakarken silahı onlara doğru çevirdim.
    ···
  13. 38.
    +2
    Bir şey söylemedim yine. "Ben yanımda çalışacak adamlara çok dikkat ederim, yarısı sokaktan çıkmadır. Benim adamlarımın ağzı sıkıdır. Güvenilirdir. Fedakardırlar. Sende sokaktan çıkmasın." dedi. "Senin adamın mı olayım yani onu mu istiyorsun." dedim. "Evet ama bazı şartlar var." dedi. "Kabul etmeden şart sunmanız, betimlemeniz kadar gözkamaştırıcı." dedim. Silahın horozunu çekti. Bana karşı son uyarısıydı, "Bana aileni, nerden geldiğini anlatacaksın." dedi. "Sokak çocuğuyum." dedim. "Her sokak çocuğunun kaçtığı bir ev vardır anlat." dedi. "Benim annem babma üveymiş, son zamanlarda geçinemiyorduk zaten arkamdan geleceklerini zannetmiyorum. Gelirse kız arkadaşım gelir. Onu da çoktan sildim, kaydecek hiçbir şeyim yok." dedim. "Adamım olmaman için bir neden yok, seni sevdim adamım olursan benim emrimde çalışırsan, istediğin arabaya binersin, istediğin karıyı gibersin. istediğin her şeyi yaparsın. istanbul senin." dedi. Tam lafa girecekken konuşmaya devam etti. "Fakat ailen olmamalı, sevdiğin bir kız olmamalı, hepsini geride bırakman yetmiyor." dedi. Şaşkın şaşkın Mert'e bakıyordum. Çekmecesini açtı ve bir silah çıkardı, mermiyi namluya sürdüi ve bana verdi.
    ···
  14. 39.
    +2
    Aldığım kan tadı ile hafiften azmaya başladım sonra karanlık odada beyaz beyaz 2 şer tsnr bişey görmeye başladım korkuyodum ama sesim çıkmıyordu birden ışıkşar geldi 6 tanr zenci elinde haşmetlisini bana sallıyo du ve arkadan bişey hissettim... buda böyle bi anımdır
    ···
    1. 1.
      0
      30 Saniye ile geç kaldın panpa diğer parta denersin Xd
      ···
    2. 2.
      +1
      Hayatta ki şansım
      ···
    3. 3.
      0
      ehehehehe :D
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 40.
    +2
    "Ben Mert." dedi adam. "Bende ilteriş memnun oldum." dedim. Lütfü'nün bakışları değişmişti. "Dili uzundu, saygısını kaybetmemesi için bu hale geldi ama hala uzun." dedi. Mert bir şey söylemedi. "Benim ne olduğumu biliyor musun peki?" diye sordu. "Çocuk mafyası." diye cevap verdim. "Normal mafyayım, çocuk mafyasıyım, tefeciyim, karı satarım, uyuşturucu ticareti yaparım. Her şeyi yaparım." dedi. Korkum artmıştı ama yine de belli etmemeye çalışıyordum. "Neden buraya geldiğini çok merak ediyorsun dimi, için içini kemiriyor. Korku karaciğerini sarıyor, boğazında dolaşıyor, konuşmanı engelliyor ama beynin korkunu belli etmemen konusunda uyarıyor tüm hücrelerini dimi." dedi. Yine büyük bir gülümsemeyle karşılık verdim. "Bunların yanına yazar olmayı da düşündünüz mü betimleme yeteneğiniz gözkamaştırıcı." dedim. Ciddiyeti artmıştı. "Lütfü sana terbiyeni verememiş ben sana terbiye vermem." dedi ve silahını çıkardı.
    ···
  16. 41.
    +2
    Adam bıçağını çıkardı ve plastik kelepçeyi kesti, ellerim serbest kaldığında acayip bir acı hissettim, ellerimi kontrol etmekte zorlanırken, Lütfü ensemden tutup kapıyı açtı. içeri girer girmez beni yere fırlattı. Kendime gelmeye çalışıyordum. Kafamı sağa sola çevirdim, sola çevirince büyük bir televizyon, toplantı masası vs vs tarzı şeyler gördüm. Kral dairesi herhalde diye düşünüp bakışlarımı sağa çevirdim. Bir adam ayaklarını masasına uzatmış makamında oturuyordu, ziyaretçi koltuklarında ise bir kız vardı. Yaşıtım olduğunu tahmin ettiğim. Masmavi gözleri vardı, kumraldı. şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ayakalarını masaya uzatmış olan adam kıza baktı. "Tamam kızım saat çok geç oldu, sen odana geç." dedi. Kız bana acıyarak baktı ve odadan çıktı. "Kim bu Lütfü?" dedi adam. Lütfü'de, "Bizim battalgazilerden." dedi ve güldü. Adam bana baktı. "Otur." dedi misafir koltuklarını göstererek. Ayağa kalkmaya çalıştım, başardığımda başım dönüyordu, zorda olsa misafir koltuklarına kadar yürüdüm. "Çok sert davranmışlar sana." dedi. Büyük bir tebessüm ettim. Nedenini bilmediğim bir tebessüm. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
    ···
  17. 42.
    +2
    En sonunda araba durdu. Çok geçmeden bagajı açtılar. Gözlerimi kapattım, uzun süre karanlığa alışan gözlerim ışığı bir anda görünce sarsılmıştı. Alper'i gördüm, Kolumdan tuttu ve çekti ayakta durmakta zorlanıyordum, etrafa baktığımda otoparkta olduğumuzu gördüm, Lütfü önden yürüyordu, nerenin otoparkındayız diye düşündüm. Bu cesareti nerden alıyorlardı ? Bir insan çıksa ne diyeceklerdi, bunları düşünürken bir asansörün kapısına geldik, Lütfü içeri girdi ardından Alper ensemden tutup beni asansöre itti. Lütfüyle yan yanaydık. asansörün kapısına doğru baktığımda Alperle Bilal bize bakıyordu, Lütfü 9.kata bastı ve asansörün kapısı yavaş yavaş kapandı, ayakta duracak halim yoktu. En sonunda 9.kata çıktık, kapı açıldığında karşımda duvarı gördüm, otele gideceğimizi düşünmüştüm. Aklıma bağırmak geldi. Lütfü ensemden tutup beni asansörden çıkardı kafamı sola çevirdim, merdiven vardı sağa çevirdiğimde 2 adam ve bir kapı gördüm. Lütfü sağa doğru yöneldi bende istemsizce onunla gidiyordum. Kapının arkasında ne vardı, beni ne bekliyordu merak ediyordum. Kapıya geldiğimizde Lütfü "Şunun elini çözün." dedi. Kafam yere eğikken istemsizce bir tebessümde bulundum.
    ···
  18. 43.
    +2
    Eleman yine arkaya geldi, "Sessiz olun lan çok ömrünüz kalmadı zaten alıştırın kendinizi buna." diye bağırdı. Bana baktı, en sakin duranları ben olduğum için beni en son bırakmak üzere minibüste kim varsa indirdi, yanıma geldi, "Korkmuyor musun?" dedi. "Korkmuyorum, kaybedecek bir şeyim yok." dedim. Kolumdan tuttu ve beni de minibüsten indirdi, pas kokusunu içime çektim. Etrafı süzdüm yeniden. Sandalyede oturan bir adam gördüm etrafında 3 adam vardı, yavaş yavaş tek sıra halinde onlara doğru yürümeye başladık. Sandalyede oturan adamın önüne geldiğimizde "Yan yana dizilin." dedi. Yan yana dizildik, sandalyede oturan adam bana baktı. "Yaş kaç senin?" diye sordu, "18" dedim. "Bende 36, ben senin yaşındayken sen doğmuşsun dedi." Bir şey söylemedim. "Ben Lütfü." dedi, "Bende ilteriş." diye karşılık verdim. Sigarasını çıkardı ardından zippo çakmağını sigarasını 2 dudağının arasına aldı ve aşağıya yukarıya salladı ardından sigarasını yakıp derin bir fırt aldı. Yanında ki adama döndü. "Dili çok uzun." dedi. 2 kişi bana doğru gelmeye başladı, elimden bir şey gelmeyeceği çok açıktı. Biri uzun boylu diğeri ise kiloydu, uzun boylu olan saçlarımdan tuttu ve beni sıradan çıkardı ardından bir yumruk attı, dişlerimin ucunda sızlama hissettim, kilolu olan dizime vurunca dizimin üstüne çöktüm, uzun boylu olan bana baktı ve yüzüme diz attı, olduğum yere yığıldım bilincimi elimde tutmakta zorlanırken tekme atmaya başladılar ardından Lütfü'nün sesini duydum sigarasını bana doğru attı. "Tamam Alper durun." dedi. istemsizce öksürdüm, kan tadını sonuna kadar alıyordum.
    ···
  19. 44.
    +2
    "Bunları doktora zütürün, hepsi korkmuştur." dedi ve güldü Lütfü. Alper dediği adam "Bunu napacağız?" diye sordu ve bana baktı. Lütfü kısa bir süre bana baktı. "Otele zütürün bunu benimle birlikte gelsin. Napabilecek bir bakalım." dedi. Kollarımdan tuttular ve yarı sürükler pozisyonda beni bir bmwnin önüne getirdiler. Alper kilolu olana döndü. "Bagajı açıyorum tut sen şunu kaçmasın Bilal." dedi. "Yürüyecek halim yok dıbına koduğum." dedim. Bir şey demedi bagajı açtı. Bilal koluma girip beni bagaja doğru getirdi, Alper omzumdan tutup beni çevirdi ve bir kafa attı, sırtımı bagaja verdiğimde "Benimle düzgün konuşacaksın." diyip yumruk attı. Ardından bagajın içine soktu ve bagajı kapattı. Ellerim hala plastik kelepçeliydi ve zorlanıyordum. inanılmaz bir acı hissediyordum ardından arabanın kapısı açıldı ve kapandı. Sesini duydum ve araba hareket etmeye başladı. Ellerimi plastik kelepçeden kurtarmaya çalışıyordum. Çabalarım sonuç vermiyor aksine daha fazla acı hissediyordum.
    ···
  20. 45.
    +2
    Arabadan indi, bende arkasından indim, bağırmamam için bir neden yoktu, etrafta insanlar vardı ama bu işi merak etmiştim. Lütfü berbere girdi arkasından ben girdim. "Ooo Lütfü." dedi berberin sahibi, tek başına oturmuş gazete okuyordu. "Nasılsın Sami usta, nasıl gidiyor işler." diye sordu. "iyi, iyi sizin cesetler bulunmuş. Polis arama yapıyormuş." dedi. Lütfü güldü. "Biliyorsun sen ne tarz bir arama olduğunu." dedi. Ardından Sami Usta bana baktı. "Bu kim?" diye sordu. "Sokaktan çıkıp sınavı tek geçen." dedi. Çenemden tuttu, saçıma sakalıma baktı. "10 dakikalık işi var." dedi. Berber koltuğuna oturdum. Aynada kendimi izlerken saçlarım 3 numara olmuş sakalım kalmamıştı. Lütfüye dönünce bir kahkaha attı. "Lan sen 18 yaşında olduğuna emin misin?" diye sordu. Aynada kendime bakınca Lütfüye hak veriyordum. "Neyse Sami usta yapacak işlerimiz var." dedi Lütfü ve arabaya geri döndük.

    Lütfü beni kafamdan tuttu, "Burayı çalıştırırsan varya, sen adam olursun." dedi. Güldüm, arabayı çalıştırdı ve otele doğru sürmeye başladı. hayatımdan memnundum ama 1 gecedir düşündüğüm bir şey vardı. "Biz odaya girdiğimizde Mert'in odasında ki kız kimdi?" diye sordum. O sırada Lütfü frene bastı kafamı çarptım. "O kız her aklına geldiğinde, aklına bu an gelsin. O Mert'in kızı, en son konuşman ve görüşmen gereken kişi Mert izin vermedikçe." dedi. Anlamıştım, kız tehlike saçıyordu. Otele döndük. Tam otele girecekken Lütfü kolumdan tuttu, "Beni takip et lan." dedi. Lütfüyü takip etmeye başladım. Başka bir otele girdi. Etrafta zengin olduğunu düşündüğüm, elit tabaka diye tabir edilen bir kaç insan vardı. Lütfü yine asansöre yöneldi arkasından girdim. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum. "Tanıman lazım buraları." dedi. -1'e bastı. Aşağıya inince karşımızda 4 adam gördüm. Burda ne olduğunu, ne döndüğünü her şeyden çok merak etmeye başlamıştım. Bu kadar güvenlikliyse bir şeyler vardır diye düşündüm, "Sağ mı sol mu?" diye sordu. "Farketmez." dedim. "Gel sağdan gidelim seni tanıdık insanlarla tanıştırıcam." dedi.
    ···