mafya babasının kızını siktim mafyaya karı

burağa o an ağız burun dalabilirdim, anlamıştı yüz ifademden. Burak noldu diye sormadan gidip anlatmışsın lan konuşuyolardı şule beni işaret etti dedim. Yok olum ben birşey söylemedim kimseye hem şule yapmaz öyle şey belki aleyna sormuştur seni ne biliyosun dıbına koyim diyince kafamdan aşağı sanki kaynar sular dökülmüştü. Acaba olabilirmiydi ? Bunu öğrenmenin tek yolu şuleyle açık açık konuşmaktı.

Aradan fazla bir zaman geçmedi şule ve diğer kız artık gitmeleri gerektiğini söyleyip kalktılar, vedalaştık ve gittiler. Erkek erkeğe kalmıştık ama diğer 2 bini tanımıyordum o yüzden sormak istemedim açık açık. Burağa seninle konuşmam gereken birşey var dedim ve yan masaya geçtik masadaki diğer 2 bin gıcık olmuşlardı bana tiplerinden belliydi. Neyse burağa durumu anlattım böyle böyle bir kız şuleyide bir çokkez yanında gördüm kimdir necidir diye sordum. Burak anlatmaya başladı; Valla kardeşim ismi Aleyna şuleyle aynı sınıftalar. Bildiğim kadarıyla okula başladığından beri kimseyle bi ilişkisi olmadı çok güzel bi kız haklısın ama babası biraz fazla baskıcıymış şulenin anlattığına göre. Sözünü kesmeden dinlemeye devam ederkende bi yandan babasına küfür ettim içimden sanki turşusunu kuracaktı kızın huur çocuğu. Nerde oturduğunu biliyormusun diye sordum burağa, bilmiyorum arabayla gelip arabayla gidiyor hergün gelip biri alıyor sanırım babası o dedi. Haklı olmalıydı servislere binen öğrenciler arasında hiç görmemiştim Aleynayı. Burağa aramızda kalırsa sevinirim diyip gitmem gerektiğini belirttim. Burak ayıpsın dıbına koyim merak etme arada gel burdayız biz hep dedi. Diğer çocuklarada kaş göz yaparak vedalaştım ve evimin yolunu tuttum.

Tanışma faslı bittikten sonra Şule bana döndü ve anlat bakalım dedi. Şaşırmıştım biraz pek giblenmeyeceğimi düşünüyordum fakat ilgi odağı olmuştum. Sanırım burağın sıcak kanlı karşılamasına borçluydum bunu. Ne bilmek istiyorsunki diye cevap verdim. Şule gülerek hiç öylesine sordum ne yaparsın ne edersin kendinden bahset bakalım biraz dedi. Burakla aynı okuldan mezun oluşumuzdan abimle çok yakın arkadaş olduklarından burağı abim araclığıyla tanıdığımdan falan bahsettim. Burayı nerden biliyorsun diyince aha sıçtık dedim fakat gözüm sokaktan geçen diğer öğrencilere takılınca hiç düşünmeden cevap verdim, geçiyordum burağı gördüm selam vermek için uğradım ama bu kadar sıcak karşılanacağımı bilmiyordum dedim. Muhabbet böyle uzadı gitti 2 yıldır şule ve burak çıkıyorlarmış, şule benim meleğimin arkadaşı olduğuna göre ve buraklada 2 yıldır birlikte olduklarına göre burak mutlaka ve mutlaka onun ismini biliyor olmalıydı. Onlarla konuşurken aklımda sadece tek birşey vardı. Burağı tek başına kaldığı bir anda yakalayıp asıl burda oluş nedenimi anlatmaktı.

Liseye yeni başlamıştım. Okulda yeni olmama rağmen üst sınıftaki kızların bile dikkatini çekmiştim. Henüz okul başlayalı 1 hafta olmasına rağmen 3 farklı kızdan teklif almıştım. Bilmiyorum nedendir ama ozamanlar çok cool takılıyordum. Kızların hiç birini giblemedim cevap bile vermedim. Tenefüste sürekli gözlerimin içine bakarlar bazen gelir selam verirlerdi. Tabiiki okulda benimde dikkatimi çekenler vardı. 2. Sınıfa giden dünya harikası bir sarışın gibi. Henüz ismini bile bilmediğim bu kız klagib kezban kızlar gibi değildi. Herkesle takılmayan oldukça cool, 1.70 boylarında, sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz peynir gibi güneşin altında ışıl ışıl parlayan teniyle can alıcı bir güzelliğe sahipti. O kadar dikkatimi çekmiştiki her tenefüs arkadaşlarla konuşurken uzaktan uzağa onu izlerdim.

Okulda henüz çömezdim gidip ismini soramazdım giblemezdi beni sanırım. Bir süre onu uzaktan izlemeye devam ettim, benimle aynı ilkokuldan mezun olmuş abimin yakın arkadaşlarından biri olan 3. sınıf öğrencisi Buraktan ismini öğrenebilirdim. Bunu yapacaktım kafaya koymuştum bu kızda dikkatimi çeken birşey vardı aradığım insan, ruh eşim o olmalıydı, geceleri düşlerime bile giriyordu ismini bilmediğim bu melek. Aradan bir kaç gün geçmesine rağmen burağı okulda hiç görememiştim. 3. Sınıflardan birine gidip burağı tanıyıp tanımadığını sordum. Okuldan sonra hergün şan cafede takıldıklarını söyledi. Okul çıkışında oraya gidip artık kızın ismini öğrenmeliydim. Okul çıkışı burağı bulabilme umuduyla şan cafenin yolunu tuttum 1-2 kişiye adres sorduktan sonra nihayet şan cafenin karşısındayım. Bahçedeki masalardan birinde 5-6 kişilik bir grup oturuyordu burakta aralarındaydı. Direk bahçeye girdim burakların olduğu masaya yönelerek selam verdim. Burak abimin çok samimi arkadaşı olduğu ve benide yakından tanıdığı için direk kap bi sandalye dedi. Yan masadaki sandalyeyi masa sahibinden rica ederek çektim ve oturdum. Burak masadaki arkadaşlarıyla tek tek tanıştırdı. Kızlardan birini sima olarak tanıyordum. Sürekli meleğimin yanında görüyordum onu burak vesilesiyle tanıştığım bu kız şuleydi aynı zamanda burağında sevgilisiydi.

iyi madem 3-5 panpam dinlese yeter bana koyim gerisinin zütüne başlıyorum beyler...

edit : panpalara şukuyu bastım amsına.

artık ismini öğrenmiştim, meleğimin adı Aleynaydı. Tesadüfen şuleyle tanışmamda benim için çok iyi olmuştu şuleye selam vermek için gidebilirdim mesela. Tenefüste Aleyna ve şule yalnızdılar herzamanki gibi gülüp eğlenmek yerine ciddi birşey konuşuyolardı bu dikkatimi çekmişti. Şule ufaktan bir kaş hareketi yaptı beni işaret edercesine gözümden kaçmadı ve o sırada Aleynanın direk olarak bana baktığını gördüm. Ne konuştuklarını merak etmiştim, acaba burak şuleye bişeyler mi söylemişti, dolayısıyla oda Aleynaya... Gidip şuleye ne konuşuyodunuz diyemezdim beklemek zorundaydım. Aleyna şulenin yanından ayrıldı fırsat bu fırsattı gidip burağın nerede olduğunu sordum ve hızlıca burağın yanına gittim.

Aleynanın bize doğru geldiğini görünce şuleye neyse tamam diyip konuyu kapattım. Aleyna yanımıza geldi kusura bakmayın konuşmanız bittimi canım sıkıldı dedi. Konuşmama fırsat vermeden şule direk atladı, bitti bitti burak hakkında konuşuyorduk diye zütümü çok güzel topladı huur. Aleyna aptal biri sayılmazdı burakmı ? ne alaka diye soruverdi, şule işinin ehliydi besbelli Önce dedi sizi tanıştırayım sycamore bu aleyna en yakın arkadaşımdır falan fistan, Aleyna buda sycamore burağın çok yakın bir arkadaşının kardeşi yani burağı çok yakından tanıyor dün cafede karşılaştık birşey sormuştum onun hakkında konuşuyorduk sonra anlatırım diyiverdi. Ulan şu kızlar amımıza koyuyor haberimiz yok 5-6 saniyede nerden uydurdun dıbına koyim bu kadar yalanı. Ama Aleynanın yanında zütümü toplayan birinin olması iyiydi. Aleyna bunlara inanmış olsa gerek hiç birşey demeden memnun oldum sycamore dedi, aynı şekilde karşılık verdim. Sonunda hayallerimi süsleyen melek ile komplike olaylara gerek kalmadan tanışabilmiştim.

Sömestr tatili yaklaşmıştı, aleynayla birlikte birşeyler yapmayı planlıyordum. Aleynaya bu fikrimi söyledim... ne yapmak istersin diye sordu, seninle olmak istiyorum dedim ne yaptığımızın pek önemi yok yanımda ol yeter gibi laflar söyledim. Aslında 15 tatilde babam yurtdışında olacak aynur ablada köyüne gidecek 1 haftalığına. Bir kaç gün bizde kalabilirsin beraber uyuruz kahvaltı hazırlarım sana beraber mutfak alışverişi yaparız, çok güzel olur dedi. Hayatımın fırsatı olmalıydı bu belkide sonu... O anki heyecan ile olur dedim çok güzel olur. Yaklaştı sarıldı küçük bir öpücükten sonra seni çok seviyorum dedi. Bende seni çok seviyorum dedikten sonra kokusunu ciğerlerimin en ücra yerlerinde yaşayan hüclerin bile hayat güzelmiş ulan diyebileceği şekilde içime çektim.

O gün okuldan sonra biraz dışarda takıldık. bir cafeye gidip biraz oturduk sohbet ettik, o anlattı ben anlattım. Akşam üzeriydi artık gitmem gerekiyor dedi. Tamam ozaman seni evine kadar bırakayım dedim. Olmaz dedi aptallaştım bir an neden diyecek oldum anlamış olmalıki babam.. dedi. Üstüne gitmedim ilk gündü henüz telefon numarasını aldım ve cafeden çıktık. Neyle gideceksin diye sordum taksiye binerim dedi ve taksi durağına doğru yürümeye başladık. Kıza bak eve taksiyle gidiyor biz haftalık alıyoruz dıbına koyim kayınpeder bey zengin bir huur çocuğuymuş ogün anladım. Taksi durağına geldiğimizde sarıldık ve taksiye bindirdim aleynayı. Bende tuttum ev yolunu zikindirik körüklü otobüsle. Akşam mesaj attım napıyosun bakalım diye. Aynur abla yemek hazırlıyor yemek yicem onu bekliyorum ve seni özlüyorum diye cevap geldi 1-2dk içinde. Bende seni özledim, okulu seninle sevicem galiba ^^ diye ekledim... işte böyle dostlar hayatımın aşkını bulmuştum tanışmıştım ve birlikteydik bir kaç ay bu şekilde cicim ayları olarak geçti... Hergün okulda takılıyor, bazen okul çıkışında biyerlere gidiyorduk.

Bütün panpalara şukuları verilmiştir, eksileyen oçlar ise kıymet bilmez birer huur çocuğu olarak tarihe geçmişlerdir. Herkese Teşekkürler, hikaye ve istekler için mesaj atabilirsiniz panpalar.

Göz temasını kaybetmeden yavaşça yaklaştım, ve bir kaç hafta önce ismini bile bilmediğim bu gizemli meleğin dudaklarını öpüyordum. Nazik bir şekilde yaklaşık 1 dk kadar öpüştük ( ilk seferinde dilimi boğazına kadar sokacak değilim ya amk, hem ergeniz daha yeni öğreniyoz öpüşmeyi ). Kalbim yerinden çıkacak gibiydi o kadar güzeldiki dudaklarını öpmek işte o şekilde bir ömür kalabilirdim o an için. Kendimi yavaşça geriye doğru çektim, dudaklarım dudaklarından ayrılmıştı. Biraz daha çekilip gözlerine baktım, gözlerinin içi gülüyordu. Hızlıca yaklaşıp dudaklarına küçücük bir öpücük daha kondurdum ve tekrar geri çekildim. Kendini düzeltti biraz hareketlendi ve tekrar bana doğru döndü. Ne hissediyorsun dedi ? Kalp krizinden ölmediğim için kendimi şanslı hissediyorum sanırım dedim. Yine o masum gülümseme ve dalga geçme lütfen cidden ne hissediyorsun ne düşünüyorsun dedi. Ciddi olduğunu anladım ve sanırım aşık oluyorum, hatta oldum. Peki ya sen ? dedim. Bilmiyorum karışık duygular fakat mutluyum dedi. Birşey diyemedim o an... Hadi şunları bitirip biraz dışarı çıkalım dedi ve ekledi sol tarafıma geçermisin. Kalkım ve sıranın sol tarafına geçtim. Sol eliyle elimi tuttu diğer eliyle kalemi aldı ve. Başla bakalım dedi. çok mutluydum anasını avradını gibiyim o an. Kağıtları önüme çektim ve okumaya devam ettim...

Yarım saat kadar yazdıktan sonra yoruldum dedi. istersen ben yazabilirim sen oku dedim. Yazılar farklı olmasın biraz dinleneyim öyle devam edelim az kaldı zaten dedi. Elim ağrıdı yazmaktan dedi, o an aklıma söyleyebilecek bir tak gelmediğinden ve ergenliğin verdiği aptallıktan olsa gerek masaj yapabilirim istersen dedi. Kafasını çevirip gözlerime doğru baktı hafiften gülümseyerek. Ne var ciddiyim ben dedim bin bi sırıtışla. sol elini masanın üstüne koyup kafasını sol koluna doğru eğdi ve yasladı. Bir nevi dersteki uyuma biçimi diyeyim gözünüzde canlansın dıbına koyim. Sonra sağ elini bana doğru uzattı ve hadi bakalım dedi. Sağ elimle elini tuttum sol elimlede yavaş yavaş ovmaya başladım narin ellerini. Elleri çok yumuşaktı çok hoşuma gitmişti içimde sanki birşeyler patlıyordu... Sıcacıktı elleri, bir yandan yüzünü izliyor bir yandan elini tutuyordum çok güzeldi o an hiç bitmesin istemiştim. Çok iyi geldi teşekkür ederim diyerek başını kaldırdı masadan. O an farkında bile olmadan garip bir şekilde elinin üstüne küçük bir öpücük kondurdum. Sonra içimden Höst dedim napıyorum ben dıbına koyim. Ve bombayı patlattı bak bu daha iyiydi keşke en başında yapsaydın dedi yine o masum gülücüğüyle birlikte... Elini nazikçe bıraktım gözlerimin içine bakıyordu. Göz bebeklerinin içinde kendimi görebiliyordum. Gözleri o kadar güzel o kadar maviydiki okyanusta kaybolmuştum adeta. Ve 2. bombayı patlattım yine istemsizce çıkmıştı ağzımdan bir cümle ; Gözlerini çok seviyorum... Hiç bozmadı kendini gözlerime bakmaya devam ediyordu, filmlerde bu tür sahnelerin hepsi öpüşmeyle bitiyordu. Fakat kararsızdım ilk hamleyi benmi yapmalıydım ondanmı beklemeliydim...

Çıkış zili çalmıştı büyük bir heyecan ile okul kapısına doğru yürüyordum ve şulenin sesini duydum... aha dedim bi takluk var. Aleyna sınıfta bedenci voleybol takımın 3 aylık çalışma çizelgesini hazırlamasını istedi oda kıramadı 1 saat kadar onunla uğraşıcakmış haber vermemi istedi dedi. Anasını gibiyim başka insanmı yoktu koca okulda niye oydu niye bugündü şansımı gibeyim derken bir yandanda eğer hoca sınıfta değilse meleğimle sınıfta başbaşa kalabilirdim.. Ne voleybolu ya diye çıktı ağzımdan. Voleybol takımın kaptanı o dedi benmi hazırlıcam dedi. Meleğimin voleybolcu olduğunu yeni öğreniyordum hemde okul kaptanıydı. Okulun voleybol takımı varmış 1 aylık öğrenciyiz nerden bilebilirdimki... Okula doğru yürümeye başladım, 2. kata çıktım bütün kapılar açık sadece aleynanın sınıfının kapısı kapalıydı. Hoca içerde olabilirdi, zütüm yusuf yusuf ederek kapıyı çalmaya mahkumdum yada gidip 1 saat bekleyecektim mal gibi. Bi yandanda düşünüyordum hoca niye başını beklesin dıbına koyayım diye. Kapıyı çalmadan açtım, Aleyna içerde tek başına önünde bir kaç kağıt onlara bakıyordu kapıyı açınca irkildi. Şule söyledi bende bir bakayım diye geldim dedim. Gel gel dedi sıranın ortasında oturuyordu sola yanaştı gidip yanına oturdum. Ivırzıvırları gösterdi bunları hazırlamamı rica etti bende kıramadım kusura bakma lütfen dedi. Yok dedim önemli değil ( bedenciye iyi sövmüştüm halbuki... ) yardım edebileceğim birşey varmı diye sordum. Elime birkaç çizelge tutuşturdu ordan tarih ve saatleri okumamı istedi böyle yaparsak daha hızlı biter dedi. Peki dedim ve başladım okumaya o yazıyordu ben okuyordum...

@173 panpama teşekkürler, @172 son noktayı koymuş şuku ^_^

Ogün mucizevi bir şekilde dersler sular seller gibi akıp gitmişti adeta çıkış saati yaklaşmıştı son tenefüse çıkacaktık...
Tenefüste aleynanın yanına gidip nerede buluşuyoruz diye sordum şule bunu duyunca pis pis sırıttı gözlerime bakarak. Okulun biraz ilerisinde çamlık diye tabir ettiğimiz bir yer vardı. Oranın önünde buluşuruz dedi. Peki dedim. Şule hayırdır gençler dedi ( sanki çok büyük dıbına soktuğum ayar oluyorum ne kadar huur olduğunu ilerde göreceksiniz zaten... ) Aleyna konuşmama fırsat vermeden hiç dedi sadece biraz dolaşıcaz ne yani benim gezmeye hakkım yokmu dedi. Varda yaniğğğğ bilemiyorum yaptı ( aynı kezban mod ) işte bu sefer sparta tekmesinin tam zamanıydı atmalıydım 2 memenin ortasında o muhteşem tekmeyi ve bağırmalıydım THiS iS LOVEEEEEEEEEEE! ULAN! fakat aleyna vardı biraz fantastik olurdu ve muhtemelen okuldanda atılırdım aleynada bidaha suratıma bakmazdı dıbına koyim. Yine vazgeçtim fakat bunu birgün yapacaktım bunu biliyordum yüzündeki cana yakınlığın altında bir şeytanlık olduğunu her zaman sezmiştim...

Arabadan indim okulun kapısından içeri girerken omzuma birisi dokundu, sınıftaki huur çocuklarından biridir diye bir dur a.. derken arkamı döndüğümde meleğim karşımdaydı çok şaşırmıştım. Öyle bir tepki beklemiyordu çok bozuldu fakat ( ozamanlar çanta çekme modaydı huur çocukları ayar ederdi adamı bilen bilir ) sınıftaki çocuklardan biri sandım özür dilerim, günaydın dedim. Günaydın nasılsın diye sordu, iyiyim seni bu kadar erken görmeyi beklemiyordum güne seninle başlamak çok güzel dedim. Gülümsedi hafiften yanaklarının kızardığını farkettim, teni o kadar beyazdıki ( stoya gibi amk ) hafif bir kızarıklık bile belli oluyordu hemen. Daha fazla utanmasın diye sen nasılsın dedim. iyiyim fakat biraz uykum var dedi bi sorunmu var diye sordum uykularını kaçıran bir tak varsa bi sorun var demekti benim için... Yok bi sorun yokta gece bugün ne yaparız diye düşündüm biraz düşündükçe devamı geldi bir baktımki saat 2 olmuş dedi. O kadar mutlu oldumki önüme matematikçiyi kırbaçla diye getirseler o kadar sevinmezdim o an amk. işte o an anladım oda bana karşı boş değildi...

ştım hayatımı gibtiler, melek gibi kızı kaybettim, bir şekilde mafyanın içinde buldum kendimi. dost kazığı neymiş onu öğrendim ve dahası... Dinliyecek panpalarım varsa hepsini anlatıcam, efkarlandım dıbına koyim eskiler geldi aklıma...

EDiT : anlatılan hikayedeki karakterlerin isimleri ve ortak mekan olan cafenin ismi tamamen değiştirilmiştir.

edit 2 : sadece benim yazdıklarımı görmek için ; http://inci.sozlukspot.co...m-mafyaya-karı/@sycamore

Yarını iple çekiyordum, bir yandanda yarın 6 tane dersin bitmesini Aleynayla buluşma heyecanı içindeyken nasıl bekleyecektim kafam bunlarla doluydu. Çantamı sırtıma takmış eve doğru yürürken bi anda bambaşka bir düşünce hepsinin dıbına koydu geçti. Aleynayı düşünerek bu gece nasıl geçecekti ? Ve o an telefon numarasını istemediğime ben diyim bin siz diyin ikikerebin pişman oldum. Ama telefon numarasını bulabilirdim evet yapabilirdim bunu. Abimi arayıp burağın telefonunu isteyebilirdim, Ondan şuleninkini, şuleden aleynanınkini fakat pek ısrarcı gözükmek istemediğim için bundan vazgeçip içimdeki bütün heyecanı bastırıp eve gidip direk uyumaya çalıştım çok gariptir ama yatağa girer girmez uyuyakalmışım. Alarm sesiyle gözümü açmam bir oldu saate baktığımda 07:45'i gösteriyordu uzun zamandır ilk defa bu kadar uzun bir uyku çekmiştim...

Aleynaya çok üzgün olduğumu söyledikten sonra, hemen kendi babamdan bahsettim. Bende onu hiç tanımadım aynen söylediğin gibi sadece resimler dedim. içinde bulunduğun durumu çok iyi anlayabiliyorum falan yaptım fakat annesizlik babasızlıktan daha zor olmalıydı pek üstüne gitmedim. Babasına çevirdim konuyu. Babanla aranız nasıl diye sordum ( Burağın dedikleri aklımdaydı çok baskıcı olduğunu söylemişti doğruluğunu öğrenmek zorundaydım ve çok iyi bir zamandı bunun için. )... Aslında babamı çok seviyorum fakat onuda pek gördüğüm söylenemez evde genelde Aynur ablamla kalıyorum dedi. Babam sürekli işiyle uğraşıyor bir var bir yok anlayacağın dedi. Ablan olması güzel birşey aslında benimde bir abim var dedim. Öz ablam değil beni büyüten insan annem öldükten sonra babam onu işe almış... Kimsesiz büyümüş bir insan oda. Beni o büyüttü... Şuan 35 yaşlarında ve ona çok şey borçluyum adeta bir anne gibi benim için dedi. Okul dışında neler yaptığını sordum. Genelde evde olduğunu bazen şule ile dışarı çıktığını falan söyledi. ee dedim sadece şulemi ? Aslında bunda biraz babamında etkisi var ama ben insanları çok yapmacık buluyorum dedi. Gerçi babam artık yeterince büyüdüğümü anlamış olsa gerek pek karışmamaya çalışıyor diyede ekledi. Fırsat bu fırsat şakayla karışık sormalıydım hem sabahta benden bahsetmişlerdi iyi bir zemindi bu. Peki ben ne kadar yapmacığım 1 ile 10 arasında bir sayı ver bakalım ( TAMAM AMK gibMEYiN ERGENiZ OZAMANLAR BEYNiMiZ PEK BASMIYO ) dedim.

Okulun 3. haftasına giriyorduk Aleynaya olan platonik hislerim ( belkide karşılıklıydı ama ) günden güne artıyordu. Geçen süre içinde bir kaç kez tenefüste 3-5 kelime sohbet etmiştik fazla birşey olmamıştı. Fakat artık kendimi pek kasmıyordum çünkü normal birer arkadaş gibiydik bazen yanıma gelip selam verir halimi hatrımı sorar olmuştu. Ama artık biyerlerden başlamak gerekiyordu daha fazla arkadaşça takılmaya niyetim yoktu. Daha yakından tanımalıydım onu her tenefüs onunla takılmalı hakkında daha çok şey öğrenmeliydim. 3. Haftanın sonlarına doğru günün ilk tenefüsünde Aleynanın yanına gittim. Yalnız kalmak istiyordum onunla ama şulenin geleceğinden emindim. Aleynayla naber nasılsın fasılları bittikten sonra şuleyi gördüm karşıda yanımıza geldi ve ha madem sycamore var yanında benim müdürün yanına gitmem gerekiyor siz takılın dedi. Çok kral yalancı şule dıbına koyim. Fırsat bu fırsat ee dedim kendinden ne yaparsın ne edersin nerde yaşarsın kimsin necisin anlat bakalım biraz dedim. Direk sormuş olmam hoşuna gitmiş olsa gerek peki dedi. Kendinden bahsetmeye başladı Çankayada babasıyla birlikte yaşadığını söyledi. Annenle baban ayrımı diye aptalca bir soru sordum ve ne kadar aptalca olduğunu verdiği cevapla tekrar anladım. Hayır, aslında annemi hiç görmedim sadece fotoğraflardan tanıyorum onu ben çok küçükken ölmüş. Anasını gibiyim şansımın dıbına koyduk ortamın derken bende babamı kaybetmiştim küçük yaşlarda ortak bir yönümüz olabilirdi bu.