+57
-122
A- Canlıların ve organların özelliklerinin bilinmemesinden doğan çelişkiler:
1- Spermin testislerde üretildiğinin bilinmemesi:
Tıp biliminde dişi üreme hücresi olan ?oocyte? nin yumurtalıkta, erkek üreme hücresi olan ?sperm?in ise testiste üretildiği bilinmektedir. Ancak Tarık suresinde şöyle yazar:
Tarık/ 5-8. insan neyden yaratıldığına bir baksın. Bel kemiği ile kaburgalar arasından gelip atılan bir sudan yaratıldı. Şüphesiz (Allah), bilendir
2- Kalbin beyin fonksiyonlarına sahip bilinmesi:
Kur?an?da insan beyninden hiç söz edilmemiştir, çünkü bilinmez. Halbuki beyin, insanı insan yapan organdır. Beyin bilinmediği için duygular, düşünceler kalbin fonksiyonları olarak belirtilmiştir.
Örneğin Bakara suresi 97. ayetinde; Cebrail?in Kur?an?ı peygamberin kalbine indirdiği yazılmıştır. Bilim ise, bilgilerin ve hafızanın beyinde saklandığı kanıtlamıştır.
Yine Bakara suresi 260. ayetinde ibrahim?in kalbinin tatmin olması için Allah?tan ölüleri nasıl dirilttiğini göstermesini istediği yazılıdır. Halbuki tatmin olan, ikna olan kalp değil, beyindir.
Birçok ayette de kalbin mühürlenmesinden söz edilir
3- Her canlının çift yaratıldığı:
Her canlı çift değildir. Bakteriler, tüm canlılardan kat kat fazla sayıda ve etkinliğe sahip varlıklardır. Eşleri olmayıp bölünerek çoğalırlar.
4- insanlar için 8 çift hayvan yaratıldığı:
Zümer-6. Sizi bir tek nefisten yaratmış, sonra ondan eşini var etmiştir; sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirmiştir. (?)
insanların faydalandığı hayvan sayısı sekizden çok daha fazladır. Bazı islamcılar, ayetin çiftlik hayvanlarını kastettiğini öne sürerse de 8 çift hayvan yine çok azdır. Enam suresinde bu 8 çift hayvanın hangileri olduğu da belirtilir:
Enam-143. Sekiz çift yarattı: Bir çift koyun, bir çift keçi. (?)
Enam-144. Deveden bir çift sığırdan da. (?)
insanlar bu sayılan hayvanların dışında at, eşek, tavuk, ördek, hindi, tavşan, balık, lama, kanguru, geyik, fil ve daha birçok hayvandan yararlanırken sadece 4 çeşit hayvan sayılması ve 8 çift olarak ifade edilmesi ilginçtir.
5- Tatlı suda inci ve mercan yetiştiği:
Rahman suresi 19-22 ayetleri ile Furkan suresi 53. ayetinde geçen iki denizin birbirine salındığı-karıştırıldığı ama aralarında bir engel olduğunu yazan ayetlerde denizlerden birinin suyunun içilebilen tatlı su olduğu, diğerinin acı ve tuzlu su olduğu yazılıdır. Rahman-22′de her ikisinde de inci ve mercan yetiştirildiğini yazar. Halbuki tatlı suda inci ve mercan yetişmez. Suni olarak inci yetiştirilse bile mercan hiç yetişmez. Bu ayetlerin müteşabih olduğu söylenebilir. Ancak mucize uydurmacıları, ayetteki mercan ve inciyi görmezden gelip, iki denizin karışmamasını mucize diye sunmaya çabalarlar.
6- Ortadoğu dışında yetişenlerden hiç bahsedilmemesi:
Kur?an?da adı geçen bütün bitki, hayvan ve diğer doğa varlıkları Ortadoğu?ya özgüdür. Diğer bölgelere ait olan canlı-cansız varlıklardan söz edilmez. Örneğin çölden bahsedilir ama gölden, ormandan bahsedilmez. Kar, buz, dolu, sis gibi bölgede görülmeyen doğa olayları Kur?an?da geçmez. Portakal, mandalina, karpuz, kavun, ceviz, fındık, patates gibi bölge dışı bitkisel ürünlerden, kanguru, lama, pelikan, fok gibi bölge dışı hayvanlardan bahsedilmez.
B- Dünyanın ve Evrenin bilinmemesinden doğan çelişkiler:
1- Güneşin kara bir balçığa batması:
Kehf-86. Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, güneşi, kara bir balçıkta batıyor buldu. (?)
Ayetten; dünyayı göğün altında uçsuz bucaksız bir yer olarak gören ve göz yanılmasından dolayı güneşin dünyanın batısında bir çamur gözesine battığını sanan bir yanlış bilgiye sahip olunduğu anlaşılmaktadır. Bu ayet, islamcılar tarafından güneşin sanki okyanusta batıyormuş gibi görünmesi olarak açıklanmaya çalışılır. Öyle olsa, ayette ?sanki? sözcüğü olurdu ama yoktur ve bazı mealciler bu kelimeyi parantez içinde ayete ekler.
2- Dünyanın tüm evrenden daha uzun zamanda ve daha önce yaratılması:
Evrende milyarlarca galaksi olduğu ve her galaksinin milyarlarca güneş sistemine sahip olduğu ve dolayısıyla dünyamız gibi sayısız gezegenin olduğu artık biliniyor. Bu bilgilerden yoksun olan eski toplumların yaratılış mitlerinde ise sadece yer-gök geçiyor. Altta uçsuz bucaksız bir yer ve üstte gök kubbe. Füssilet suresinde de yer ve göğün yaratılışı bu bakış açısıyla anlatılıyor.
9. De ki: ?Siz gerçekten yeri iki günde yaratanı inkar edip duracak mısınız? Birde O?na eşler mi koşuyorsunuz? O, bütün alemlerin Rabbidir.
10. O, dört gün içinde, yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.
11. Sonra göğe doğruldu da o bir duman iken ona ve yere: ?ikiniz de ister istemez gelin!? dedi. ikisi de: ?isteye isteye geldik.? dediler.
12. Böylece onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte (bulunan meleklere) işlerine ait emrini vahyetti. Dünya gökyüzünü kandillerle donattık ve koruduk, işte bu, hep o çok güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.
Ayetlerde dünyanın dört günde ama 7 göğün yani evrenin iki günde yaratıldığı öne sürülüyor. Evrenle kıyaslandığında; okyanusta bir çakıl tanesi gibi olan dünyanın yaratılışının hem evrenden önce, hem de evrenin iki misli zamanda yaratıldığı iddiası bilimsel olabilir mi?
3- Yıldızların şeytanlar için atış tanesi olduğu:
Mülk-5. Andolsun ki biz, (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık.
Kandille kastedilen yıldız. Ama sanki yıldızın ne olduğu bilinmiyor. Boyutları çok küçük sanılıyor. Güneş ile yıldızlar farklı düşünülüyor. Koca yıldız, belki de dünyanın 30-40 misli büyüklüğünde, ama ayette şeytanlara atış tanesi olarak yapıldığını söylüyor.
4- Göğün yere düşmemesi için tutulduğu:
Hacc-65. Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri sizin hizmetinize sundu. Ve emriyle denizde seyredip giden gemileri de. Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o tutuyor. Gerçekten Allah insanlara çok şefkatli, çok merhametlidir.
Göğün tutulmadığı takdirde dünya üzerine düşeceğini hangi bilim adamı söyleyebilir?
Milyarlarca galaksi, katrilyonlarca yıldız ve gezegenlerin dünyaya düşebileceği düşünülebilir mi? Ama dünya gökte bir cisim değil de, gök dünyanın üstünde sanılırsa; göktekilerin yere düşeceği zannına kapılınılabilir ki Kur?an?ın yazarı da bu yanılgıya düşmüştür.
5- Cennetin genişliği göklerle yer kadar mı?
Ali imran-133. Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete(kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır.
Yer?den kastedilen dünya gezegeni olduğuna göre; dünya da, uzayda diğer gök cisimlerinden biri olduğuna göre; ?gök ile yer kadar? demek saçma bir ifadedir. Bu da, önceki örneklerde olduğu gibi göğün dünya üzerinde bir kubbe olarak algılanmasından kaynaklanmaktadır.
6- Ayın bir nur, bir ışık kaynağı olduğu:
Yunus-5. O?dur ki Güneş?i bir ışık yaptı. Ay?ı da bir nûr kılıp, ona birtakım konaklar tayin etti ki yılların sayısını ve vakitlerin hesabını bilesiniz.
Ay?ın bir nur olmadığı sadece geceleri güneşten aldığı ışığı yansıttığı biliniyor. Ama gündüz ay?ı göremeyen ve gece aydınlık verdiğini görenler onu nur sanıyor.
C- Matematiğin bilinmemesinden doğan çelişkiler:
Kur?an?da Nisa suresi 11 ve 12. ayetlerinde miras paylaşımına dair verilen oranlara göre hesap yapıldığında matematik hatası olduğu görülür. Oranlar hatalıdır ve hesap tutmaz.
Oran hatalarını giderebilmek için avliye ve reddiye yöntemine başvurulur.
ilköğretim seviyesindeki bir oran hesabında hata yapılmış olması, Kur?an?ın insan ürünü olduğunun en önemli kanıtıdır
D- Doğaüstü inançlardan doğan çelişkiler:
Kur?an?da bilimsel yasalara ters, doğaüstü, insanüstü mucize iddialarına bolca rastlanır.
1- ilk insanın çamurdan yaratılması,
2- Ayın yarılması,
3- Bedir savaşında melek ordusunun Müslümanlara destek olması,
4- Kayalıktan deve çıkarılarak Salih peygambere mucize verilmesi,
5- Firavuna karşı Musa?ya verilen mucizeler, suların kan olması, tüm ilk doğan erkek çocukların ölümü, kurbağa, çekirge istilası ve Kızıldeniz?in yarılması,
6- Meryem?in cinsel ilişkiye girmeden isa?yı doğurması,
7- isa? nın bebekken konuşması, ölüleri diriltmesi,
8- Fil vakasında kuşların attıkları taşlarla orduyu helak etmesi,
9- Süleyman?ın kuşlara, cinlere hükmetmesi, ayakta öldüğünde asasını kurt yiyip de düşene kadar öldüğünün anlaşılmaması,
10- Nuh tufanında tüm hayvanlardan birer çiftin gemiye toplanması gibi.
sonuç :
insan tarafından yazıldığı belli olan günümüze hitap etmeyen bu safsata acilen toplatılıp insanlara din felsefesi öğretilmelidir
bu sayede insan neden dünyada olduğunu kavrayacak ona göre yaşayacaktır
edit: sayın möninlerden kuranda erkeğin kadından üstün olduğu 2 kadının şahitliğinin 1 erkeğe eş değer olduğu yazar allahın adaleti bu mudur yoksa yobaz arap kültürünün satırlara dökülmüş hali midir
edit :kuranda namaz güneşin hareketleri baz alınarak kılınır peki norveçteki kutuplardaki insanlar bin mi aylarca güneş doğmuyor