maaşım az diye ağlayan öğretmenlere kapak

yazıp-çizmek, her zaman olduğu gibi yanlış kişileri suçlamak ne kadar kolay dıbına koyim.

Arkadaşlar sıkıntı ne öğretmende ne de öğrencilerde. sistem bir domino taşı gibi biri devrildiğinde hepsi gider. Aslında bizim eleştirmemiz gereken kısım bu taşları kim deviriyor, bu işi kim organize ediyor? Bunu eleştireceğimiz yerde sadece sistemin parçası olan yan elemanları eleştiriyoruz sığ kalmamızın da en büyük sebebi budur.

Bir sürü öğretmen arkadaşım var ama eğitim sadece okulda değil ki arkadaş. Asıl eğitim aileden alınan eğitimdir. Açık konuşayım 3 tane üniversite okudum(Biri açık); sen okumak istemezsen bir şeyler öğrenmek istemezsen bir tak olamazsın bu böyledir. kimse sana atomun nasıl parçalanacağını göstermez. Sadece bir ışık görürse hocaların gelir destek olur.

Okulun ahlak dersi verme gibi bir yetisi yoktur. zaten bunu da dilimizi, kültürümüzü öğrendiğimiz ailemizden alırız. Sen hırsız isen bunun sorumlusu okulun değil, sana sahip çıkamayan ailenindir. Aile cahilse bunun sorumlusu da yönetimdir, kendi seçtiği yöneticilerdir.

Kimin ne çalıştığına gelince; hepsini topla bir fabrika işçisinden çok çalışıyorsa cümle alem gibsin beni. insanlar artık meslek seçimini ideallerine göre değil 'az çalış çok kazan' mantığına göre seçiyor. bu mantıkla olmuş mühendisten, öğretmenden, doktordan ne beklersin ki? işi yapayım da kurtulayım kafasında olan insanlardan ne beklersin ki?

Gelelim asıl soruna bu ülkenin kanayan yarası bizi yöneten küçük fahişelerdir. insanların it gibi çalıştıran, kafasını kaldırmasına izin vermeyen, bencilleştiren, ahlaksızlaştıran, üç kuruş parayı çok gören sistemdir.

Size öğretmenlerden de örnek vereyim, sözleşmeli bir öğretmen 500 tl maaş alıyor yanlış duymadınız dıbına koyim 500 tl. bu herif ideallerini mi düşünsün elektrik faturasını mı, toplumsal olayları mı hangisini düşünsün?

Bir mühendis ilk işe başlangıç için 88 tane program bilgisi+ yabancı dil+ ehliyet+iyi derece+iyi okulla birlikte 800-900 arası işe başlıyor.

Bazen merak ediyorum bu kriterleri kim belirliyor diye. Gören uzaya gönderecek sanır ama adamın gibinde değil, ekliyor da ekliyor. sonuçta vereceği para hep aynı ama talep varsa giberim kardeş diyor. Bizi yönetenlerde çıkıp bir şey söylemiyor sonra suçu at gitsin adam çalışmak istemiyormuş ee yarak kafası oluşturduğun şartlara bir baksana önce. Bu ülke nedense hep güçlünün yanında olduğu için yapacak tek işlem kendimizi yönetecek insanları doğru seçmek başka da bir yolu yok bu işin.

Bakın işçiye hiç değinmiyorum bile çalıştığım yerlerde içim acıyordu resmen adam aile geçindiriyor aldığı para '730 tl' fazla mesai desen 1000 tl anca olur. Bunun sorumlusu bu işçinin okumaması mı, yoksa yönetim şekli mi?
Bir ülke komünist veya sosyalist düzende olmadığı sürece bunlar hep olacaktır ve hep suçu birbirimize atmaya devam edeceğiz ama Nasreddin Hocanın da dediği gibi hırsızın hiç mi suçu yok.