+136
-40
bir gazeteciden geliyor
bu sayfada birçok konuyu eleştirdim.
bunların en başında, benim fazlasıyla önem verdiğim kadına şiddet konusu yer aldı.
zonguldak’ta ki intihar oranının yüksekliği, çocuk istismarı ve bunun gibi toplumumuzun kanayan yarası olan
onlarca konu hakkında istatiksel gerçekler sundum.
fakat hiçbiri ‘öğretmenler ve 50 tl’lik zam yürüyüşü’ yazım kadar ilgi göremedi maalesef
ne kadar yazık değil mi?
her fırsatta çektikleri sıkıntılardan, yetiştirdikleri öğrencilerden bahseden öğretmenler,
sade ve sadece alacakları üç kuruş zammı eleştiren bir yazıyı, eleştirmek için bana ulaştılar.
evet gün içerisinde telefonum susmak bilmedi.
aynı şekilde gazeteyi de arayan çok sayıda öğretmen olmuş,
keşke, bu öğretmenler aynı tepkiyi diğer konularda da gösterebilselerdi,
ama işte bizim ülkemizin en acı gerçeklerinden birisi de bu maalesef.
bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın, hatta bana dokunmasın da, kimi sokarsa soksun…
sevgili öğretmenlerin yetiştirdiği öğrenciler, işsiz olabilir…
istismara uğrayabilir…
şiddet görebilir…
intihar edebilir…
atanamayabilir…
bunlar kimin umurunda ki?
onların en önemli sorunu maaşlarına 50 tl zam yapılsın…
kadının gördüğü şiddet, çocukların gördüğü taciz, işsizlik, eğitim sistemi bunlarda sorun mu?
bu ülkede cehalet artıyorsa, yalaka bir nesil yetişiyorsa ve artık gençler sadece menfaatleri için yaşıyorsa,
bunun en büyük nedeni de o gençleri yetiştiren öğretmenlerdir.
bir sınıftaki 30 öğrenciden biri doktor oluyor ve nedense öğretmen sadece bu öğrencisini hatırlıyor, sokakta
görünce ‘benim öğrencimdi’ diyor.
oysa işsizi de, katili de, tacizciyi de bir öğretmen yetiştiriyor…
hükümetin askere, polise yaptığı zamma sonuna kadar ‘helal olsun’ derim ama öğretmene yapılacak zammı
sonuna kadar eleştiriyorum…
zaten, daha öncede belirtmiştim…
başbakanla ilk kez aynı fikirdeyiz…
haftaya okullar kapanıyor…
öğretmenler her ne kadar her fırsatta dert yansa da, iki aydan fazla tatil başlıyor onlar için..
tabi 15 günlük yarıyıl tatili, 23 nisan tatili, 19 mayıs tatili, hafta sonu tatili, birde üstüne yılda en az bir aylık
rapor, eylem, kafalarına göre derslere girmeme derken…
alın size koca bir eğitim-öğretim yılı…
cidden çok çalışıyor bu öğretmenler, zam istemek de en doğal hakları…
okullarda o kadar kaliteli eğitim veriliyor ki, ülkemizde dershane denilen, en az iki yıl eğitim süresi olan, bir
eğitim sistemi ortaya çıktı.
ve zavallı öğrenciler, tam okul bitti derken birde dershane eğitimine başlıyor.
neyse, daha fazla uzatmak istemiyorum.;
zaten öğretmenlerin yaptığı tatili kısaltma ve öğrenciye verimliliklerini artırmak için gerekli çalışmalar yapılıyor.
bu da gösteriyor ki, düşüncemde yalnız değilim.
pazartesi gün ki köşemi de öğretmenler dışında eleştiren olmadı.
hatta bana hak verenlerin sayısı da oldukça yüksekti diyebilirim.
herkes önce bir etrafına bakmayı öğrensin.
çuvaldızı kendisine batırmayı öğrensin, bakın o zaman neler değişecek bu ülkede.
inanış gazetesi - sonay baltacıoğlu