/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 116.
    0
    Hadi amq hadi yaz
    ···
  2. 115.
    0
    yazsana lan hadi
    ···
  3. 114.
    0
    Yeni acicagim basligin adını yazsana
    ···
  4. 113.
    0
    Buraya yaz panpa yeni başlığın adını bide hemen Çıkarcan mı yoksa var mı daha
    ···
    1. 1.
      0
      birkaç haftaya gelir panpa
      ···
      1. 1.
        0
        Eee hala gelmedi mi
        ···
  5. 112.
    0
    Kanka adamdan yeni başlık açınca pmden mesaj at Allah rızası için
    ···
  6. 111.
    +2 -1
    Berke bana hiç bakmadı cebinden bir kelepçe çıkardı ve kendini yatağın demirine tek elini bağladı.

    Ben : Lan napıyosun kafan yerinde mi senin ?

    Berke : Eren bak.. bun... *öksürür*... Melisa.on..sevdiği... söyle.. artık zamanım kalmadı.

    Ben : Berke ne demek istiyosun tane tane anlat şunları bi tak anlamadım.

    Berke : Vakit... HRRRRR... git... HRRRRR... cebimde.. kağıt... Melisa... ver... HRRRR... silah... v..HRRRR

    Ben öylece ona bakıyordum gözü artık beyaz değil sarıydı kahverengi gözleri gitmiş gri gözler gelmişti. Belimdeki silahım hala duruyordu ama nasıl o arkadaşım can dostum..kan kardeşim onu koruyamadım. Göz yaşlarıma mani olamadım. Kapı hızlıca açıldı bu gelen Melisaydı.

    Melisa : Burda noldu Berke ! Berke iyimisin ? Ona noldu ?!

    O da ağlamaya başladı. O... o artık ısırılmıştı.

    Melisa : Hayır.. Hayır ona bişey olmayacak. Eren çabuk doktor getir onu iyileştirsin !

    Yerimde kaldım ve tabancamı belimden çıkardım.

    Melisa : Hayır ! Onu vuramazsın ! O iyileşecek.. eskisi gibi olacak insan olacak ! Nolur onu vurma.

    Onu ben öldürecektim buna.. buna mecburdum o dışarıdakiler gibi olamazdı.. olmamalıydı o bunu haketmiyordu ! Bilinci hala yerindeydi dönüşmemişti. Melisa sürekli onu öpüyor elini tutuyordu. Onu bu kadar sevdiğini bilmiyordum. Ben bunun hiç farkında değildim. Sevgilim olmadığı için bunu bilemezdim. Berke başını kaldırmaya çalıştı silahı doğrulttum.

    Berke : Sakin ol daha öhöhö dönüşmedim. Melisa hrrrr sen hrrr seviyorum lü-lütfen beni affet.

    Sözlerini bitirdi ve başı yana doğru düştü ağlıyordum bu kadar erken değildi hayır ! Olamaz ! Berke şimdi değil.. şimdi değil.. kardeşim... Melisa son bir kez öptü ağlıyarak geri çekildi.

    Ben : Yarım kalan işi bitirmeliyim dışarıya çık.

    Melisa : Ama-

    Ben : Çık dedim !

    Arkamı döndüm birazdan kapı sesini duymuştum.

    Ben : Berke kardeşim.. şunu bilki sen benim can dostumdun... seninle iyi kötü anılarımız oldu.. bunu yapmak zorunda olduğum için pişmanım.. beni anlıyor musun ?

    Pişman olması gereken benim.. dedi son bir kez ne kadar dayanıklı ve güçlü biriydi ölümünde bile güzel birşey söylemişti artık vakit gelmişti. Yarım kalan iş artık tamamlanıyordu. Silahı ona doğrulttum gözlerini açtı gözlerini "Önemli değil kardeşim" der manasında kırptı. Gözlerimi kapattım ve tetiği çektim...

    Evet beyler bu sezon finaliydi başka bir başlıkta devamı gelecek yeni karakterler olaylar ve daha birçok

    şey ! Bu seferki başlık tutmadı biliyorum ancak diğer açacağım başlıkta değişik olaylar ve sürprizler

    sayesinde ilginizi çekebileceğimi umuyorum...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Berke vurulur mu amk
      ···
      1. 1.
        0
        Demekki neymiş bu zamanda zütü kollayacakmışsın
        ···
      2. 2.
        0
        Senin yazacağın hikayenin amk berke ölünce sezon finali mi olur amk primcimisin aq
        ···
    2. 2.
      0
      Diğer başlık var mi açtin mi ?
      ···
  7. 110.
    +2
    Üsse hoşgeldiniz ben Albay Ömer Halis beni takip edin.

    Berke yürümekte zorlanıyordu. Koluna girdim ve albayı takip ettik. Bir süre sonra büyük bir labaratuar

    gibi bir yere girdik.

    Albay : Arkadaşınızın durumu iyi değil gibi ısırıldı mı ?

    Ben : Hayır. Durumu iyi sadece biraz halsiz o kadar

    Albay : Kan testi yapmak zorundayız güvenlik için. Lütfen şu tarafa geçin.

    Bize gösterilen yere oturduk Binbaşı bizimle gelmeyip Albayın yanına gitti. Biraz sonra sırayla içeri

    girmemiz istendi. Önce ben girdim. Sonra Melisa girdi. Melisa yanıma geldiğinde :

    Melisa : Berke nerede kan testini yaptırdı mı ?

    Ben : Dalga mı geçiyosun burada iş-

    Sağıma baktığımda Berke yoktu. Hay Allahım iğneden bu kadar korkulurmu yahu. Şu salağı kaybolmadan

    bulmalıydım. Onu görmüştüm bir odaya girdi. Peşinden gittim az sonra kapıyı açtım ve ardından kapıyı

    kapattım.

    Ben : Berke iyi misin neyin var ?

    Berke bana hiç bakmadı cebinden bir kelepçe çıkardı ve kendini yatağın demirine tek elini bağladı.
    ···
  8. 109.
    +3
    --- Bölüm 10 ---

    Birkaç saat geçtikten sonra Erzuruma varmıştık buraya daha önce giç gelmemiştim ancak salgından önce güzel biryere benziyor olabilirdi şimdiki hali bana hiçbir güzellik anımsatmıyordu. Otobandan devam ettim. Banttan yayın varmı diye kontrol etmek için radyoyu açtım açtığım anda bir adamın sesi net bir şekilde duyuluyordu.

    Adam : Bu yayını duyan herkese sesleniyorum. Erzurumdaki güvenli bölge çalışmaları bitmiştir. Hayatta kalan herkes buraya gelebilir şehrin güneyindeki Palandöken Dağı'nın yakınlarında bir üs kurduk ısırılanlar haricinde herkesi üsse davet ediyorum. Tekrar ediyorum...

    Bu ne lan mitingmi yapıyosunuz nasıl bir yayın bu ? diye söylendi Binbaşı haklıydı ama oraya gitmemek için sebeb yoktu. Rotamızı Palandöken Dağı'na doğru çevirdik tabelalardan bulmaya çalışıyorduk şehir arındırılmış gibiydi tek tük aylaklar vardı. Ve sonunda Palandöken Dağı'nın orada çok büyük bir sur gördük. Heyt be Osmanlı surları gibi mübarek diye bağırdım. Binbaşı kısa bir kahkaha attıktan sonra :

    Binbaşı : Sonunda geldik umarım yeterince kaynakları vardır. Artık eskisi gibi hayatımı yaşamak istiyorum.

    Ben : Yeterli kaynakları olmasaydı yayın yapmazlardı dimi ?

    Binbaşı : Hiçbir fikrim yok.

    Surların etrafında insan ya da aylak yoktu arabadan indim. Etrafıma bakındım sokaklar temizdi. Hurda arabalar yanan binalar yoktu. Binbaşıyla etrafa bakındıktan sonra bir ses bize bağırıyordu :

    -Hey ordakiler ısırılan varmı ?

    Ben : Hayır hepimiz sağlıklıyız.

    -Pekala birkaç asker size refakat edecek.

    Neden biz kendimiz gelemiyormuyduk ? Güvenlik tedbiri diye geçiştirdim. Berke eskisine göre daha kötüydü keşke müdahele etseydik bişeyler yapsaydık en azından diye dertlendim. içeri askerler eşliğinde girdik burası gerçekten büyük bir yerdi. Etrafta koşan askerlerin gürültüsü vardı. Rütbeli olduğu anlaşılan biri bizi karşıladı :
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi seri bro
      ···
  9. 108.
    +2
    Buradan itibaren Eren'in gözünden anlatıyorum

    --- Eren ---

    Dün gece yorulmuştum. Ailemi düşündüm istanbul'da olan ailemi en son aramız iyi değildi aslında ailem

    ayrıydı tek çocuk bendim ve annemle Ünye'de yaşıyordum ortaokulda Berke ile tanışmıştım. Şerefsiz iyi

    çocuktu ha. Hala internet kafaye kaçtığımız günleri hatırlıyorum ne güzel günlerdi be !. Babam ise

    istanbul'da tek başına yaşıyordu. Bana her ay para gönderirdi yaz ayında onun yanına gider istediğim

    herşeyi yapardım. Onları barıştırmayı denedim ama olmadı. En son annem babamın yanına gitmişti

    babamla zaten uzun süredir görüşmemiştim annemle de kavga etmiştik. Onları çok özledim acaba

    hayattalar mı ? Hayatta iseler onları birdaha görebilecekmiydim ?. Yinede soğukkanlı kalmalıydım bu

    zamanlarda bana en çok lazım olan şey cesaret ve soğukkanlılıktı. Bunları düşünürken uyuyakalmıştım.

    Sabah bir bağrışmaya uyandım. Aniden yataktan fırladım ses arkadan geliyordu ve evin içinde değildi.

    Silahımı elime aldım emniyetten çıkardım dışarıda birisi vardı. Hemen pencereye koştum bu bu Berkeydi

    dışarıda ne yapıyordu ? Birkaç aylağı devirdiğini gördüm ikişer üçerli merdivenleri indim kapıyı açtım.

    Berkeye baktım arkasında aylak vardı kafasına nişan aldım aylak tam onu ısırıyordu ki onu vurmuştum.

    Düşündüğüm gibi oldu ve mermi adamın kafatasında kaldı mermi geçseydi Berkeyide öldürebilirdim.

    Bunları babamdan öğrenmiştim hobi olarak avcılık yapardı birkaç defa Ünye'ye gelmişti ve burada çulluk

    avlamıştık beraber sürekli açıdan bahsederdi hangi açıdan vurmam gerektiğini hatta uzun mesafelerde

    bağıl nem ve rüzgarın yönünü saptamayı bile öğretmişti. Bunları öğrenmeme ne gerek vardı keskin

    nişancımı olacaktım ? işte birgün dünyanın sonu gelip dostunu kurtarman gerekirse bunlar işe

    yarayabilirdi. Berke arkasına baktığında aylak çoktan ölmüştü. "Hadi devam et". Berke neden bunu

    yapıyordu bilemiyorum ama son günlerde davranışları tuhaftı. Ailesini düşünüyor olmalıydı öcünüde bu

    insan olmayan varlıklardan alıyordu. Önündeki aylakları vurmadım sadece ona arkasından ve yanından

    yaklaşan aylakları vurdum. Uzun süre sonra temizlik işimiz bitmişti etrafta aylak yoktu. "Berke hadi yukarı

    çıkalım yemek yiyip gideceğiz". Bir süre bana baktıktan sonra güldü ve yürümeye başladı. ileride bir ev

    vardı sanırım ona gidiyordu. O bu hırsla dünyayı fethederdi onu bırakıp yukarı çıktım. Dün fazla bişey

    yemediğim için midem isyan bayrağını çoktan çekmişti. Yukarı çıkıp mutfağa çantaların oraya yöneldim.

    "Arkadaşın düşüncesiz davranıyor grubu tehlikeye atıyor farkındasın değil mi ?". Bu binbaşıydı filmlerdeki

    klagib "grubunu düşünen asker" rolünü oynuyor gibiydi. "Bizim dün öldürdüğümüz aylak sayısından fazla

    aylağı öldürdü". "Evet onu izliyorum ancak sese gelen aylaklar bizi tehlikeye atabilir onu neden buraya

    getirmedin ?". Sessiz kalmayı tercih ettim o da birşey söylemedi yemek yedim. Biraz sonra Melisa aşağıya

    geldi "günaydın" dedi. Günaydın diyerek karşılık verdim. Sağına soluna biraz bakındıktan sonra "Berke

    nerde ?" dedi. Binbaşı "Sabah yürüyüşüne çıktı gelir şimdi". Melisanın ilk başta yüz ifadesi değişti sonra da mutfağa geçip birşeyler yedi. Artık gitme vaktiydi Erzurumda ki güvenli bölgeye gidecektik. Birazdan Berke geldi saçları aşağı düşmüş alnının bir kısmını kapatıyordu nefes alıp vermesi yorulduğunu gösteriyordu ve elindeki bıçağın tamamı kandı üstündeki tişörtte de kan lekeleri vardı silahın mermisi bitmiş olduğu belliydi. Biraz bize baktıktan sonra "Yol temiz artık güvenli bir yolculuk yapabilirsiniz". Yapabilirmisiniz mi ? O gelmeyecekmiydi ? Sanırım yorulduğundan böyle konuşuyordu. içeride binbaşıyla beraber gideceğimiz yolu kararlaştırıyorduk. Ben hızlı bir şekilde otobandan gitmemiz gerektiğini ve birkaç saate orada olacağımızı söyledim. O ise şehir içinden gitmemizi erzak toplayıp öyle gitmemizi söylüyordu.

    Ben (Eren) : Erzağımız o bölgeye kadar yeterli hatta fazla bile neden kendimizi tehlikeye atalım ?

    Binbaşı : Güvenli bölge yoksa mecburen şehre ineceğiz işimizi garantiye alalım.

    Ben : Nasıl güvenli bölge yok kesin var demedin mi !

    Binbaşı : Evet ama işler ters gitmiş olabilir olumsuzluk payını da düşünmeliyiz her ihtimal hayatta kalmak için.

    Eren : Şehir merkezi kalabalıktır güvenli bölge yoksa gideriz.

    Binbaşı : Eninde sonunda oraya gireceğiz za-

    Berke : Bu şehrin nüfusu fazla orada birkaç dakikadan fazla hayatta kalamayız güvenli bölge tek şansımız.

    Eren : Haklısın belki civarda kasaba köy ya da belde vardır. Merkeze gitmektense oraya gideriz.

    Binbaşı : Pekala o zaman hadi gidelim.

    Arabayı yine ben sürecektim sürücü koltuğunu yaklaştığım sırada.

    Berke : Anahtarı bana ver ben sürerim.

    Ben : Berke iyi değilsin.

    Berke : Ben gayet iyiyim anahtarları bana ver zorla almak istemiyorum.

    Anahtarları verdim. Bu manyağın ne yapacağı belli olmaz diye yan koltuğa oturayım dedim. Bu seferde Melisa durdurdu vay anasını sanki hiç işe yaramaz bir insan gibi ordan oraya attılar beni neyse. Arabayı çalıştırdıktan sonra gaza yüklendi koyduğumun dengesizi arkaya doğru yapıştım. pekekent sanki hollywood yıldızı gibi ne trip yapıyon oç diye içimden geçirdim. Yoldan geçerkende birkaç aylağa çarptı ne oldu buna böyle lan dün hiçbirşeyi yoktu bunun. Geçer bunlarıda atlatır dedim. Bir süre sonra arabayı yavaşlattı sonra durdurdu. Başını tutarak kendini dışarı attı bizde hemen dışarı çıktık tabi. Yere attı kendini hemen yanına gittim. Halsiz görünüyordu bugün birşey yememişti ondan olmalıydı.

    Ben : Melisa arabanın bagajından su ve yemek getir. Ee öyle filmlerde ki gibi trip atarsan böyle oluyomuş dimi Berke Bey ?

    Sırıttı ve ayağa kalkmaya çalıştı. Engelledim.

    Ben : Şaka yapmıyorum bir iki lokma birşey ye güvenli bölge kaçmıyor.

    Birkaç şey yedikten sonra sürücü koltuğuna geçtim. Melisa yine yanındaydı. muallak bide kendine sevgili yapmıştı ama güzel kızdı ha. Kontağı çevirdim ve yola koyulduk. Ara sıra aynadan arkaya bakıyordum Melisa sürekli onunla ilgileniyordu Berke ise yarı baygın gibiydi yemek yemesine rağmen düzelmemişti hasta olabilirdi ancak şimdi ilaç vermek istemiyordum yanlış birşey yapmamak için...
    Tümünü Göster
    ···
  10. 107.
    +2
    --- Bölüm 9 ---

    Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı. Sağ omzumda bir yük var gibiydi sağ tarafıma döndüğümde Melisa

    kafasını omzuma koymuş derin bir uykudaydı. Bir süre sonra Eren arabayı durdurdu.

    Ben : Noldu neden durdun ?

    Eren : Gece yolculuk yapamayız bu gece şurdaki evde kalalım yarın devam ederiz.

    Ben : Tamam binbaşıyı uyandır.

    Bende Melisa'yı uyandırmak için yavaşça seslendim uyanmadı. Dürttüm yine uyanmadı. Bu sırada Binbaşı

    uyanmıştı.

    Binbaşı : Berke sen benle gel şu ev güvenli mi bakalım.

    Ben : Tamamdır.

    Melisa'nın kafasını yavaşça omzumdan aldım ve arabadan indim. Silahımı çıkardım 3 katlı apartmana

    girecektik.

    Binbaşı : Silahı kullanma yürüyenler sese gelirse karanlıkta göremeyiz.

    Bıçağımı aldım bu sefer ben öndeydim binanın demir kapısını açtım ilk kata girdik yerdeki ahşapın

    gıcırdaması endişemi artırıyordu. Binbaşı her ihtimale karşı bir elinede silahını almıştı ben ise rambo

    edasıyla ilerliyordum. Mutfak temizdi. Sıra diğer odalardaydı. Yatak odasına yaklaştım bir ses geliyordu

    sanki biri birşeye vuruyor gibiydi tak , tak adımlarımı daha dikkatli atıyordum. Odanın kapısını siper

    alarak odaya doğru baktım evet biri vardı ve bu bir zombiydi. Duyduğum ses ise zombinin kafasını

    duvara vurmasından dolayıydı. Vurmaya devam ediyordu ancak odaya girersem beni duyabilirdi kapının

    yanında durdum ıslık çaldım birkaç saniye sonra tak diye duyduğum ses kesildi sanırım sese doğru

    geliyordu. Kapıdan çıktığı an ayağımı zombinin önüne koydum yere kapaklandı. Kalkmasına fırsat

    vermeden bıçağı sapladım. Hırıltı sesi de kesilmişti ölmüştü. Şimdi diğer odalara bakmalıydım. Bir süre

    sonra kontrol işini bitirmiştim en azından bu kat temizdi. Yukarı katlara doğru çıktım Binbaşı orada

    olmalıydı. "Hey binbaşı orada mısın ?" biraz sonra yanıma geldi. "Burada 3 kişi vardı üst kata baktın mı ?".

    "Hayır bende alt katı yeni temizlemiştim". Üst kata binbaşıyla beraber gitmiştik. içeriye girer girmez kötü

    bir koku vardı elimle burnumu kapattım. Koku arka taraftan geliyordu. Çocuk odasında bir leş vardı

    demekki kötü kokunun sebebi buymuş. Evin güvenli olduğunu anladıktan sonra aşağıya indim.

    Ben : Ev temiz hadi gidelim artık yoruldum.

    Eren : Tamam arkadaki çantaları ben getiririm sen Melisa'yı zütür.

    Ben : Melisayı mı zütüreyim ?

    Kafasıyla arkayı işaret etti Melisa uyuyordu hala kucağıma aldım üst kata çıkardım yatak odasına

    zütürdüm ve yatırdım kapıyı yavaşça kapattım ve aşağı kata indim.

    Binbaşı : iyi uyumaya çalışın yarın zorlu bir gün olacak ben içerideki odada kalırım.

    Eren : Ben yatak odasında kalıyorum.

    Ben : Çocuk odası da bana kaldı o zaman Melisayı üst kata bıraktım rahat uyusun.

    Eren : Tamam. iyi geceler

    Çocuk odasına girdim burada genç bir kız kalıyormuş anladığım kadarıyla yatak yumuşak ve konforluydu

    yattıktan tahminen birkaç dakika sonra uyumuş olmalıydım çok yorgundum. Gözlerimi güneş ışınlarının

    gözlerime vurmasıyla açtım. Saat geç olmamıştı hatta erken bile kalkmıştım içeriye gittim bizimkilere

    seslendim ses yoktu uyuyor olmalıydılar onları uyandırmak istemiyordum. Sokağa bakan pencereden

    dışarı baktım birkaç düzine virüslü herif vardı. Sanırım sabah antrenmanı bana iyi gelebilirdi ?

    Meşhur rambo bıçağımı aldım silahımı belime taktım. Zaten dışarı çıktığımızda birkaç aylak temizlemek

    zorunda kalacaktık bunu neden ben yapmayayım ki ?. Birkaç derin nefes aldıktan sonra kapıyı açtım

    sağıma soluma dikkatlice baktım. Sesimizi duyabilecek kadar yakında olan fazla virüslü vardı. Biraz

    aksiyon iyi gelebilirdi. Sol elime silahı sağ elime bıçağımı aldım artık bir Rick Grimes'tim. Kapıdan çıkar

    çıkmaz bana yakın aylağı kafasından vurdum diğerleri ise homurdanarak ve hırıltı çıkararak bana doğru

    baktılar. "Şu 3. Haha ne oldu beyinsizler beni yakalayamıyor musunuz ? Hadi gücünüz yetiyorsa beni

    yakalayın."
    Tümünü Göster
    ···
  11. 106.
    0
    Ayrıca çok büyük bir sürpriz geliyor
    ···
  12. 105.
    0
    Devamı geliyor beyler sakin.
    ···
  13. 104.
    0
    Sayfa 6 Bölüm 8
    ···
  14. 103.
    0
    Yılda bir yazma az seri
    ···
  15. 102.
    +3
    --- Bölüm 8 ---

    Uyandığımda dışarıdan konuşma sesleri geliyordu. Kapıyı açtım. Binbaşı diğerlerine birşeyler anlatıyordu. "Günaydın" dedim. Günaydın diye karşılık verdiler. Binbaşı şehir haritasını bir arabanın üzerine koymuş nereden gitmemiz gerektiğini anlatıyordu. Aslında bir tekne bulsak sahil boyu gitsek çok daha güvenli olurdu diye laf attım ortaya. Binbaşı bana baktı. "Bütün sahil şeridini çalışan tekne varmı diye aramayacağım" dedi. Yemek yedik artık yola koyulma vaktiydi. Arabayı yine Binbaşı kullanıyordu. Yanında Eren vardı ben Melisa ile arka koltuktaydım. Gidiş rotasını bilmiyordum sadece gidiyorduk işte. Melisa dışarıya doğru anlamsızca bakıyordu. Eren ise haritayla meşguldü. Bende sol tarafa bakıyordum. Ailem çok kolay vazgeçmiştim onlardan belkide şu anda şehirde olabilirler belki kaçmışta olabilirler belkide öl-

    Binbaşı : Önümüzde insanlar var.

    Eren : Ne insanı ?

    Binbaşı : Bilmiyorum. Arabanın yanında duruyorlar silahlarınızı alın bir bakalım.

    Bir araba duruyordu yolun kenarında. Silahımı aldım Melisa'da gelmek istedi. Eskisi kadar topallamıyordu artık. Binbaşı ve Eren önden gittiler bende Melisa'yı indirmekle meşguldüm.

    Eren : Bakın biz kötü insanlar değiliz yardım ister misiniz ?

    ...

    Bunu hatırlıyordum Eren'in evinin önünde de böyle olmuştu ve sonuç aklıma geldi

    • Bağırarak* Ben : Onlar insan değil çabuk arabaya binin!

    Sanki benim bağırmamı bekliyorlarmış gibi ben bağırınca aylak oldukları anlaşıldı ve bize doğru geliyorlardı. Herkes hızlıca arabaya binmişti. Binbaşı soğukkanlılıkla arabayı çalıştırdı. Gaz pedalına yüklendi birkaç aylağa çarpmamıza rağmen pekte sarsılmadık. Yola tekrar devam ediyorduk. Sanırım 4 ya da 5 saat geçmişti. Binbaşı arabayı durdurdu "mola verelim" dedi. Yorulmuş olmalıydı. Yemek yedikten sonra biraz geride tabela vardı yanına gittim Alucra yazıyordu (Giresunlulara selam olsun). Eren'in köyüne gelmiştik (kadere inanmayanlara gelsin).

    Ben : Lan Eren köyüne gelmişiz.

    Eren : Harbimi la bende bu güzel hava ne diyodum (xd)

    Ben : Ee daha ne kadar yolumuz kaldı ?

    Eren : Valla trafik yokmuş (za xd) birkaç saate orda oluruz.

    Ben : Nerde oluruz ?

    Binbaşı : Dadaşların yerinde.

    Ben : Erzurum mu ? (Erzurumlu kardeşlerime selam olsun)

    Binbaşı : Evet hadi artık gidelim Eren direksiyona sen geç ben biraz dinleniyorum.

    Eren : Tamamdır komutanım. (Çok komik lan valla)

    Binbaşı sırıttı ve yan koltuğa geçti. Bende yine aynı yerime geçtim. Ve yolculuk başlamıştı.

    Ben : Melisa neyin var bugünlerde çok sessizsin ?

    Melisa : iyiyim.

    Ben : iyi değilsin.

    Biraz durakladıktan sonra konuşmaya başladı :

    Melisa : Sadece eski günleri düşünüyordum birkaç hafta önce normal bir hayatım varken şimdi..

    Ben : Bak bu günlerde geçecek inan bana karantina bölgesine gittiğimizde artık hayat daha güzel olacak.

    Melisa : Bilemiyorum.

    Ben : Bana orada karantina bölgesi kurulacağını sen söylemiştin ayrıca Binbaşıda bunu doğruladı biliyorsun.

    Melisa : Biliyorum sana ben söyledim ama ya işler yolunda gitmediyse ? Ya da farklı bişey olduysa ?

    Ben : Çok endişelisin biraz rahatla bak yiyeceğimiz silahımız suyumuz arabamız var.

    Hava kararıyordu ve biz daha Erzurum'a varamamıştık. Melisa uyumuştu Binbaşı dinleniyordu Eren zaten arabayı kullanıyordu. Benimde biraz uykum gelmişti biraz kestirebilirdim...
    Tümünü Göster
    ···
  16. 101.
    0
    Hadi rezzzzzz
    ···
  17. 100.
    0
    Rezzerve
    ···
  18. 99.
    0
    Hadi rezzzzz
    ···
  19. 98.
    0
    Atsana lan
    ···
  20. 97.
    +1
    Anlat reis
    ···