/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 16.
    +6
    Erzakları çantamı aldım Melisa'nın yanına gidiyordum ki birkaç adamın sesini duydum hemen eğildim ve adamları izlemeye başladım. Adamın birinde silah diğerinde ise levye gibi bişey vardı biraz uzaktaydı tam göremiyordum. Adamlar Melisa'nın yanındaydı ve hayla birbirlerini fark etmemişlerdi. Sonra adam Melisa'yı fark etti ve silahı ona doğrulttu. Adam "tek misin yanında başka biri var mı ?" diye bağırarak konuştu. Melisa benden tarafa bakıyordu elimle işaret ettim."Hayır başka kimse yok erzak toplamaya buraya geldim yemeğim kalmadı" dedi. Silahım elimdeydi başka şansım kalmamıştı dost canlısı gibi görünmüyorlardı. Melisa'ya işaret ederek levyeli adamı itmesini söyledim kafasıyla onayladı. Silahımı silahlı olan adama doğrulttum onu vurabilirdim. Ve tetiği çektiğim anda adamı omzundan vurmuştum Melisa'da levyeli adamı itti adam raflara çarptı ve raf üzerine devrildi. Hemen yanına koştum iyi gibi görünüyordu."iyi misin ? Sana zarar verdi mi ?" dedim."Hayır adamların üstünü kontrol et hemen gidelim burdan" dedi. Kafamla onayladım silahlı olan adamın silahını almak için arkamı döndüm ve sağlam bir yumruk yedim. Afallamıştım. Yere düştüm adam Melisa'ya doğru gidiyordu. Kolundan tuttu ve hızlıca raflara doğru attı. Adam Melisa'yı attığı tarafa doğru gidiyordu son anda adama bir çelme attım yere düştü. Yerdeki bıçağı aldım ve adamın göğsüne sapladım birkaç saniye homurdandı sonrada öldü. Adama bakıyordum onu öldürmüştüm evet ben öldürmüştüm ama bize zarar vermeye çalışmıştı. Melisa yere kıvranıyordu. Yanına gittim bacağı kanıyordu. Adamın yanında ki tişörtü parçaladım ve yaraya tampon yaptım. Kanamayı durdursam bile mikrop kapabilirdi eczane bulmam lazımdı yara için tentürdiyot bulmalıydım. Melisa benim suçluluk duyduğumu anlamış olacak ki "Doğru olanı yaptın sağol" dedi. Cevap vermedim veremedim. Konuşamıyordum. Burdan çıkmamız lazımdı çantalarımızı aldık Melisa zor yürüyordu koluna girdim arabaya gitmeliydik...

    Panpalar bölüm 3 uzundu part part atabilirim uzun olan bölümler ve kötü haber işim çıktı maalesef geceyi bu enrty ile bitiriyorum eski başlık gibi trend yapıcaz beyler inanıyorum şukuları ekgib etmeyin bu arada siz bunları okurken ben 8. bölümü de bitirmiş bulunacağım hadi sağlıcakla kalın
    ···
  2. 15.
    +6
    --- Bölüm 3 ---

    Uyandığımda aşağıdan sesler geliyordu hemen balkona çıktım 2 kişi 1 kadını kovalıyordu. Kadın yardım istiyordu ne yapacağımı bilemedim. Kadına gittikçe yaklaşıyorlardı. Kadına bu tarafa gel diye bağırdım. Binaya doğru koşmaya başladı. Bende kapının önündeki barikatı kaldırdım. Kadın merdivenlerden koşar adım geldi. Hemen kapıyı kapattım. Adamlar kapıya vurmaya başladılar kapı deliğinden baktım bunlar beni kovalayan adama benziyordu. Kadın nefes nefese kalmasına rağmen konuşmaya çalışıyordu. Sakin olmasını dinlenmesini söyledim. Kadın ise onları öldürmemiz lazım dedi. Ben hiçbir şey diyemedim öldürmek mi ? Yapacağım son şey buydu sanırım.

    Kadın : Bak olayları sana anlatırım ancak kesici bir şeyin ya da bir silahın var mı ?

    Ben : Ee..şey..e..evet..v..ar al

    Kadın : Tamam kapıyı aç ve kapının arkasına geç.

    Dediğini yaptım kapıyı açtım ve 3 el silah sesi duydum. Ses çok yankılanmıştı. Bütün bina bu sesi rahat bir şekilde duyabilirdi. Adamları dışarıya attı ve yanıma geldi oturdu. Ben öylece boşluğa bakıyordum. Şaşırmıştım neden onları vurmuştu onlar neden kapıya vuruyordu bunu sormam gerekliydi. Biraz su içtikten sonra kadının yanına gittim.

    Ben : Merhaba adım Berke dedim elimi uzatarak

    Kadın : Merhaba adım Melisa sanıyorum ki beni bir suçlu ya da katil olarak görüyorsundur ?

    Ben : O adamları neden vurdun ve onlar neden bize doğru koşuyorlar ? Ve siz kimsiniz neden buradasınız ?

    Melisa : Onlar adam değil insan bile değiller onlar artık ısırılmış aylaklar. Hani şu izlediğimiz zombi filmleri varya işte o artık gerçek anladın mı ?

    Ben : N... Nasıl y..yani ? şimdi... ??

    Melisa : Bak onlar artık taze et isteyen canavarlar ben bir muhabirim. Buraya devlet tarafından son durumları bildirmek için gönderildim. Birkaç aydır bir salgın hastalık var ve etkileri şimdi yaygınlaşmaya başladı. Devlet bazı yerlerde karantina bölgesi oluşturacağını söyledi ama kesin değil yinede Sivil Örgütler'den beklentimiz var. Birkaç güne kadar devlet ile iletişim kurabiliyordum. Daha doğrusu ekibimiz vardı ancak saldırıya uğradı ben kaçtım diğerlerini bilmiyorum belki kurtulmuş olabilirler. Doğu bölgesi daha soğuk "aylaklar" oralarda yavaşlıyorlar soğuk onları etkiliyor. Ayrıca onlar sadece yemek yani taze et isterler gördükleri yerde seni kovalayabilirler sadece insan değil diğer hayvanları da yiyebilirler. Onları öldürmek içinde beyinlerine hasar vermen lazım ya da kafalarını vücutlarından ayır ölmez ama etkisiz hale gelir hiç yoktan iyidir öyle değil mi ? Sese karşı duyarlılar etrafta fazla aylak olmadığı için şanslıyız buraya fazla uğramıyorlar sanırım.

    Ben : Peki "aylaklar" hakkında bu kadar bilgiyi nereden öğrendin ?

    Melisa : irtibat kurduğum bir profesör sayesinde öğrendim. Bunlar aslında çok fazla şey değil ancak işe yarar şeyler.

    Ben : Evime gitmeliyim.

    Melisa : Burası değil mi ? Peki nerede ?

    Ben : Burdan uzakta değil hemen ileride burdaki eşyaları toplayıp gidelim.

    Kafam karışmıştı ona güvenebilir miydim ? Bana bu kadar şey anlatmıştı hepsini 5 dakikada uyduracak değil ya ! Bu kadın doğru birşeyler biliyordu ve bana yardım edebilirdi. Silah kullanabiliyordu o "aylakları" tam kafasından vurmuştu. Eşyaları topladım. Binadan çıktık ve eve doğru gidiyorduk.

    Ben : Dur. Burada bir arkadaşım var onunla şehirden ayrılmak isterken kargaşada yaralandım şimdi onu ve ailemi bulmalıyım ayrıca onun bize yardımı olabilir.

    Melisa : Pekala ama çabuk olalım heryerdeler.

    Eren'in evine doğru gittik etraf temizdi sadece uzakta 1-2 tane "aylak" görünüyordu. Kapı açıktı içeri girdim. Belimdeki silahı çıkardım. Eren diye seslendim cevap gelmedi. içerideki eşyalar alınmıştı muhtemelen Eren'in aldığı eşyalardı. Odalara tek tek göz gezdiriyordum. Arka tarafta kalan küçük odada yerde kırmızılık vardı eğildim bu kan olabilirdi. Evet kırmızı ile kanı ayırt edebilirdim. Kan duvarda da vardı burda bir kavga olmuş olabilirdi tabiki emin olamazdım. Melisa dışarıdan beni çağırdı hemen yanına gittim. "Bak!" dedi. Etrafımızda 10 kadar "aylak" vardı. Durduk yere nerden çıkmıştı bunlar ?!. Hemen gitmeliydik ancak bizi görmemişlerdi bunu sessizce yapmalıydık yan taraftaki bahçede bir merdiven vardı. Hemen aldım ve duvara sabitledim."Hadi yukarı çık" dedim. "Tamam" dedi yukarı çıktı. Ardından ben çıktım. Aslında tam olarak buraya gelmiyorlardı ya da bir şey dikkatlerini çekmişti. Evlerin çatısından geçtik en son geldiğimiz evden atlamak zorundaydık. Yüksek değildi zorda olsa ikimizde atladık ve eve doğru gidiyorduk. Eve geldiğimde dış kapı bıraktığım gibi açıktı yukarı doğru emin adımlarla çıktım. Kapıyı açtım ve odama gittim şimdi bana bir sırt çantası gerekliydi. Dolapları kurcaladım ve en son Lisedeyken kullandığım büyük bir çanta buldum tam bir çöpçü gidiydim eski şeyleri atmaz bir gün kullanacağımı ve işe yarayacağını düşünürdüm ilk kez işe yaramıştı. Çantayı aldım ve diğer evden "çaldığımız" erzakları çantaya koydum konserve cips gibi uzun süre dayanmayan gıdalar vardı ancak idareli kullanırsak birkaç gün gidebilirdi. Erzak bulmalıydık nereden bulabilirdik hiçbir fikrim yoktu. Ben çantayı hazırlarken Melisa da balkondaydı dışarı yola bakıyordu sanırım. Yanına gittim :

    Ben : Ne oldu ? Neyin var ? dedim (iyimisin diye sormak çok aptalca olurdu)

    Yolu göstererek ;

    Melisa : Bak buradan şehir dışına ya da bu şehirden herhangi bir yere gitmek istemişler ordaki arabalardan birşeyler almak zorundayız ne dersin ?

    Ben : Bende yemeğim kalmadığı zaman almak zorunda kaldım birkaç şey bulabilmiştim çok saçma geliyor insanlar neden hemen kaçsın ki ?

    Melisa : Anladığını sanıyordum. Durum ciddi insanlar karantina bölgesine gitmeye çalışacaklardır. Ya da soğuk yerlere gitmek isteyecekler bizde gitmeliyiz devletin durumunu bilemiyorum belki banttan yayın yapılıyordur arabaların radyosunu kullanalım bakalım yayın varmı

    Sırt çantamı taktım evden çıkmadan Melisa yanına bir bıçak aldı tam "neden aldın ?" diyecekken aklıma aylaklar geldi konuşmadım. Aşağı indik silahım her zamanki gibi belimdeydi ancak kullanmamalıydım gerek yoktu ve Melisa'nın dediği gibi ses onları çekebilirdi ölmek için çok gençtim. Arabaları kurcaladık sahipleri olmadığı için şanslıydık bir toyota markalı araba buldum anahtarı gaz pedalının oradaydı sanırım düşmüştü. Aldım ve kontağı çevirdim. "Evet!" diye bağırdım Melisa'da hemen yanıma geldi mutluyduk artık gidebilirdik burdan. Radyoyu açtım sadece cızırtı birkaç kanal gezdim ve evet bir yayın bulmuştum ikimizde yayını dinliyorduk. Bir adam konuşuyordu.

    Adam : Be..ni..duyan var... virüs... kont... kalın... sa *cızırtı sesleri*

    Adamın söylediği şeyi ikimizde anlamadık. Sesi kegib bir şekilde duyuluyordu. Acaba devlet ne durumdaydı büyük ihtimal hükümet ayaktaydı bazı yerlerde karantina bölgesi oluşturulmuş diye düşünüyordum. Çünkü Melisa'da böyle söylemişti o benden daha fazla şey biliyor gibiydi ben habersizdim. Arabaya bindik Melisa "ben kullanırım" dedi. Onayladım inmişken bagajıda kontrol etmek istedim bagajı açtım bir okul çantası vardı. içini açtım içinde az miktarda erzak buldum ama bize yetmezdi çantalarımızı doldurmalıydık. Yakınlarda market olmalıydı şehir gelmeyeli değişmişti bazı yerlerde marketler kapanmıştı. Melisa arabayı dikkatlice kullanıyordu. Yol kenarında birkaç adam vardı ve araba sesini duyunca bizden tarafa yönelmiş arkamızdan koşuyordu Melisa'ya baktım sakin görünüyordu. Onun sakinliğinden cesaret aldım. Bir süre sonra bir market bulmuştuk market güvenli olmayabilirdi belimdeki silahı kullanmam gereken zamandı sanırım. Silahı elime aldım. Melisa'da evden aldığımız bıçak vardı. Yavaşca markete girdik bu zamanlarda her şeyi yavaşca ve sessizce yapmalıydık sanırım. Markete bizden önce birileri geldiği belliydi rafları tek tek baktım ve uzun süre dayanabilecek yiyecekleri aldım. Melisa giriş kapısı önündeki rafları kontrol ediyordu ben ise marketin arka tarafındaydım. Erzakları çantamı aldım Melisa'nın yanına gidiyordum ki...

    Edit : Yazım hatalarını ve mantık hatalarını söyleyin panpalar gözden kaçabiliyor
    Tümünü Göster
    ···
  3. 14.
    0
    Rezerved
    ···
  4. 13.
    +3
    Gececi tayfa için atıyorum liseliler sabah okusun xd
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi at 3. Ve 4. Bölümü
      ···
    2. 2.
      0
      panpa 3. bölümü attım işim çıktı yarın sabah hızlıca part part atıcam bölümleri yazım hatalarını düzeltmeye çalışıyorum ayrıca açtığım ya da açacağım konuları tekrar editliyorum yanlışlarım var ayrıca bu hikaye için yeni şeyler planlıyorum kolay değil hikaye elimde var diye kolay sanmayın planlama yapmazsam yetişmez hikaye siz bu bölümleri okurken ben 8. bölümü de bitirmek üzreyim yarın ki atacağım bölümler değişik olacak
      ···
  5. 12.
    0
    Rez pampa
    ···
  6. 11.
    0
    Rez sardi
    ···
    1. 1.
      0
      ne ara okudun len mq
      ···
  7. 10.
    +6 -1
    --- Bölüm 2 ---

    Uyandığımda küçük bir odadaydım. Yavaşca ayağa kalktım tarif edilemeyen bir susuzluk hissediyordum. Tuvaletten su içmek zorunda kaldım en azından musluktan içmiştim. Ardından çantamı aradım ama bulamadım yanımda hiçbirşeyim yoktu derken elimi belime zütürdüm. Silahım yoktu Eren gerekli dediyse gerçekten ihtiyacım olabilirdi ona güvenirdim bir bildiği vardı mutlaka odaya göz gezdirdim ve bir dolabın çekmecesinde buldum. Mermileride yerinde duruyordu. Şimdi tekrar eve gitmem gerekliydi cebimi yokladım evet anahtarım vardı dış kapıyıda bir şekilde açarım diyerek kapıdan çıktım. Burası bir hastaneydi yada bir sağlık ocağı olabilirdi. Hastanede kimse yoktu. Çok sessizdi bu sessizliği bozmak yürek isterdi ve bende ondan yoktu. Yavaşca ses çıkarmadan hastaneden çıkacaktım ve şehir merkezinden uzak duracaktım. Çünkü tahminen oralarda yine insanlar olacaktı ve sıkıntı olabilirdi. Ara sokaklardan eve gittim ve kapı açıktı. Yukarı doğru çıktım kapıyı açtım. Eve girdim acıkmıştım. Dolap çalışmıyordu içindeki bazı yiyecekler bozulmuştu. Hayla yenebilecek olanlardan yedim. Ailemi ve Eren'i düşünüyordum acaba ne yapmalıydım hiçbir fikrim yoktu. Kanepeye uzandım ve uyudum. Uyandığımda güneş tepedeydi akşam yorulmuştum. Silahımı belime taktım dışarıda küçük bir tur atacaktım. Dışarı
    çıktım artık o kalabalık ve insanlar yoktu. Sadece insanların bıraktığı bavullar , çantalar , arabalar vardı. Bavulları kurcaladım çünkü yemeğim suyum yoktu yapmak zorundaydım ayrıca sahipleri de burda değil di ya da ben öyle sanıyordum. Bavulları çantaları kurcaladım bir çantanın içine yiyecekleri içi dolu pet şişeleri doldurdum. Korkuyordum sanki Dünya'da sadece ben kalmış gibi hissediyordum. Çantaları aldıktan sonra bana bir araç gerekliydi ve araba kullanmayı oyunlardan öğrenmiştim desek yeridir. Bazı arabalar çalışır durumdaydı. Onları almak hoşuma gitmesede terk edilmiş durumdaydılar. Ama şimdi almamam gerekiyordu önce eve gitmeliydim. Eve çıktım karnımı doyurdum biraz da su içtim. Ardından Eren aklıma geldi acaba nerdeydi. Acaba evde olabilir miydi ? Bakmaktan zarar gelmezdi. Silahımı aldım ve Eren'in evine doğru gittim. Yavaşca Eren'in evine yaklaştım. Kapının önünde biri vardı. Uzun süre sonra bir insan görmek beni rahatlatmıştı.

    Ben : Merhaba birini arıyorum adı Eren acaba tanıyor musunuz ?

    Adam : ...

    Ben : Bakar mısınız ?

    Dedim adam bana doğru döndü yüzü yara bere içindeydi giydiği tişört yırtılmıştı. Pantolununda da yırtıklar vardı. Aramızda 10 metre gibi bir mesefa vardı tahminen. Bana doğru önce yavaş sonrada koşar adımlarla gelmeye başlayınca korktum ve arkamı döndüğüm gibi koşmaya başladım. Yakınlarda bir site olmalıydı oraya saklanabilirdim. Pembe büyük bir binanın giriş kapısına koştum. Kapının camları kırılmıştı ama açıktı. içeri girdim ve adamı yavaşlatır diye kapıyı kapattım cam kapının büyük bir kısmını kaplıyordu ve içeri girebilirdi. Bunları neden düşünüyordum bilmiyorum vücudum fazla adrenalin salgılayınca sanırım biraz daha "akıllıca" düşünmeye başlamıştım. Uzun bir koridor vardı. Adam kapıda vakit kaybediyordu. Hemen yukarı doğru çıktım ilk kattaki ev boştu ama girmedim yukarı katlara doğru çıktım. Hangi kata geldim bilmiyordum. Kapısı açık bir odaya girdim. Hemen kapıyı kapattım. Sağlam bir çelik kapıydı. Silahım yanımdaydı ama durduk yere cinayet işleyemezdim. Kapının önüne küçük bir dolabı koydum. Üstüne de küçük bir sehpa koydum. Şimdi adamın gitmesini bekleyecektim. Odalara göz gezdirdim temizdi herhangi bir şey yoktu. Evden apar topar çıkılmış gibiydi. Herhangi birşey alınmamış eşyalar temizdi. Anlamadığım şekilde su akıyordu. Mutfağa gittim 2 tane çanta vardı. içini açtım içinde yemekler vardı cips konserve ve kuru gıdalar vardı. Anlaşılan hazırlık yapmışlardı ama neden bunları almadın gitsinler ki ? Daha da önemlisi neden evinden durduk yere gidesin ki ? Balkona çıktım ve dışarıyı seyretmeye başladım. Tahminen 4 ya da 5. kattaydım. Burdan şehri görebiliyordum. Yine Eren'le gördüğümüz tarafa doğru kuşların gittiğini gördüm. Bu sefer o kadar kalabalık değildi. Oraya gitmek ister miydim bilmiyorum ama orda önemli bir şey olabilirdi...

    3-5 demeyelim şukuları ekgib etmeyelim.

    Edit : Yazım hatalarını ve mantık hatalarını söyleyin panpalar gözden kaçabiliyor
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    +2
    Panpalar gece okuyan pek olmuyo ama ben yinede uzun bölümleri atıyorum buyrun
    ···
  9. 8.
    0
    Rezzzzzz
    ···
  10. 7.
    +1
    trende sokun şunu amk
    ···
  11. 6.
    +1
    şuraya yerleşeyim değerlenir
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa diğer başlık birinci sıraya gidiyodu çaylak yedim değerlenicek buralar eskisi gibi inş
      ···
  12. 5.
    +1
    Upup up
    ···
  13. 4.
    +1
    ya panpa niye baştan başladın ya
    ···
    1. 1.
      0
      Sakin ol panpa takip et başlığı gececi tayfa gelsin hızlıca atıcam partları
      ···
  14. 3.
    -2
    ananıda zombiler gibto
    ···
    1. 1.
      0
      Türkçeyi öğren.
      ···
  15. 2.
    0
    Brad pit oynuyordu dimi bu filmde. Bu salgını tifo kızamık gibi bakterilerle yenmislerdi. Lan mal bize filmi anlatma...
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa daha yeni çaylak yedim artık hiçbişey söylemicem film ismi filan xd bu arada tamamen kurgu o dediğin filmi izledim bana saçma geliyor biraz
      ···
  16. 1.
    +35 -5
    3-5 demeyelim şukuları ekgib etmeyelim panpalar eski başlık gibi istiyorum beyler hadi

    Panpalar salgın dünyanın sonu 2023 isimli hikayenin devamıdır. Hikayeyi ilk defa okuyanlar direk burdan başlasın. Önceki başlıkta hikayenin bir kısmını okuyanlar ise bölüm 3 den sonrasını okuyabilirler bölüm 3 ün son kısımlarını da okuyun oraları da atmamıştım sözlüğe bölüm 3 den itibaren başlayın (2. kez okuyanlar için)

    --- Bölüm 1 ---

    Adım Berke 23 yaşındayım. Ailemin ilk çocuğuyum küçük bir kız kardeşimde var. Annem babam ve kız kardeşimle beraber Ordu'nun Ünye ilçesinde yaşıyorum. Üniversite için şehir dışındayım ama artık okulum bitmişti telefondan gördüğüm yüzlerini artık gerçek olarak görebilecektim. Bir otobüse bindim ve ilçeye gidiyorduk. Cam kenarındaydım otobüs çok dolu değildi karşı şeritte trafik çok fazlaydı otobüs hızlıca gidiyordu ama trafik bitmiyordu epey uzun bir trafik vardı ve birkaç saatte ancak bitebilirdi. Ama insanlar neden aynı anda gitsinler ki bayram yada özel gün değildi bugün. Anlam veremedim kulaklığımı takıp geriye yaslandım ve uyumuşum. Sonunda yaşadığım ilçeye gelmiştik ilçede her zamankinden fazla bir yoğunluk hemen göze batıyordu. Evim şehrin merkezinde sayılabilecek bir yerdeydi. Ailemin bugün geleceğimden haberi yoktu onlara sürpriz yapacaktım. Sonunda evime gelmiştim özlemiştim evimi hemen kapıya doğru gittim ve zile bastım ev biraz büyük olduğundan kapı uzaktı yani kapıyı açmaları uzun sürerdi hep, bekledim ama kapı açılmadı. Bende üst katımda oturan birinin ziline bastım pencereden çıkıp "kimsiniz ?" dedi. Bende kapıyı açmasını anahtarımın olmadığını söyledim. Bulunduğumuz apartman 3 katlıydı her katta 3 daire vardı kalabalıktı ama diğerleriyle muhatap olmazdık genelde. Cebimi yokladım dış kapının anahtarını kaybetmiştim ama ev kapısının anahtarı vardı. Kapıyı açtım evet evde kimse yoktu. Telefonumun şarjı bitmişti zaten en son kontör de almamıştım. Telefonu şarja koyup odama gittim. Oda düzgün bir şekilde duruyordu. Üstümü değiştirdim otobüs yolculuğu beni hep yoruyordu. Biraz kestirmek için yattım birkaç saat sonra uyandım. Hava tam kararmamıştı. Haberleri izlemek için televizyonu açmak istedim ancak açılmıyordu ve televizyon tamirinden de hiç anlamazdım sanırım bizimkiler bozmuştu ya da ben açmayı beceremiyordum her neyse.

    Birşeyler atıştırdım ve kanepeye uzandım acaba bizimkiler nerdeydi diye düşünürken en yakın arkadaşım Eren aklıma geldi. Evleri yakındı yanına gidebilirdim üstümü değiştirdim telefon ve anahtarımı aldım ve dışarı çıktım. Dışarıda anlam veremediğim bir gariplik vardı. Sanki biraz fazla kalabalıktı. Evimin önünden yol geçerdi ve yol araba dolmuş otobüs doluydu ne yani yaz tatili bu kadar erken mi başlamıştı ? ister istemez kalabalık gürültüde yapıyordu. Kestirme yoldan arkadaşımın yanına gittim. Eren'le çok ortak yönümüz vardı ikimizde bilgisayar hakkında çok bilgiliydik tabii oyunlarla da içli dışlıydık ortaokuldayken internet kafeye kaçardık beraber ama yinede benim notlarım her zaman ondan iyiydi ve üniversiteyi kazanmıştım sonuçta ama bunun bir önemi yoktu tabiki arkadaşımdı. Evleri zemin kattaydı cama tıklattım ve bekledim. Birazdan Eren çıktı :

    Eren : Ooo kanka ne zamandır görüşemiyoruz nasılsın ?

    Ben : iyiyim kardeşim dışarı gelsene hem konuşur hem özlem gideririz.

    Eren : Tamam bekle geliyorum.

    Birazdan Eren geldi sarıldık özlemiştik birbirimizi. Daha sonra hep yaptığımız gibi şehir içinden sahil tarafına doğru giderdik. Deniz havası bize iyi gelirdi. Eren'le baya konuştuk okuldan , hayattan bahsederdik güvenirdik birbirimize. "Şehir bu günlerde biraz fazla kalabalık" dedim. O da "Evet biliyorum ama nedenini bilemiyorum" dedi. ikimizde habersizdik bu durumdan ne olmuştu ki şehir merkezinden uzaklaşıyordu bunu öğrenmemiz gerekiyordu. Sahile gelmiştik tek tük insan vardı bir bank bulup oturduk ufka doğru baktım içimde bir sıkıntı vardı ama neydi bilmiyordum. 5 dakikalık bir sessizliği Eren bozdu.

    Eren : Ee kanka üniversiteyi bitirdin ne yapıcaksın şimdi ?

    Ben : Gemi mühendisliği düşünüyorum.

    Eren : Bence iyi bir bölüm deniz ile ilgili bir okul zaten seversin denizi iyide para var.

    Ben : Parasında değilim sevebileceğim bir meslek olsun yeter.

    Eren : Doğru söylüyorsun da para da lazım ama bence.

    Ben : Sevdiğin mesleği severek yaparsan para da gelir merak etme.

    Bu konuşmadan sonra epey bir sessizlik oldu üstüme yorgunluk çökmüştü ve hava kararıyordu. Eren "hadi kalkalım akşam oluyor" dedi. Eve doğru yavaş adımlarla gidiyorduk ve üstümüzde bir karaltı gördüm.

    Ben : Bune lan.

    Eren : Karga işte dıbına koyim ne olcak.

    Ben : Onu bende biliyorum dangalak bu kadar kargamı olur lan akşam akşam.

    Eren : Karganın vaktimi olur gerzek istediği zaman uçar işte.

    Durdum ve kargalara baktım üstümüzden geçiyordu yani Batı tarafına uçuyorlardı sanki göç ediyo gibiydiler ancak kargalar göç etmezdi bildiğim kadarıyla. Eren'i evine bıraktım ve bende eve gittim. Bizimkiler hayla gelmemişlerdi endişelenmeye başlıyordum. Sabahleyin onları bulmalıydım ama nasıl olacak hiçbir fikrim yoktu. Güneşin yüzüme vurmasıyla uyandım dışarıda akşamkinden daha fazla gürültü vardı. Pencereyi açtım ve sokağa baktım. insanlar sağa sola hızlıca koşarak gidiyorlardı arabalar sağda solda duruyordu. Trafik epey uzundu anlaşılan. Ama neden insanlar koşarak adeta kaçarak uzaklaşsınlar ki. Birazdan polis geldi aşağı inmek istemedim. Az sonra da Eren geldi. Bana baktı duraksadı. Ve sonra ciddi bir şekilde "toparlan burdan gidiyoruz hemen" dedi. Neden niçin demeye kalmadan yanında getirdiği sırt çantasını bana verdi. "Bak soru sorma sadece gerekli şeyleri al gidiyoruz" dedi. Dediklerini yaptım evde bulduğum erzakları aldım bir iki çeşit de kıyafet aldım ve bir aile fotoğrafını aldım ve hazırım dedim. Bana baktı ve bunu al lazım olabilir dedi. Uzattığı bir altıpatlardı. Eren'in yüzüne baktım büyük bir endişe ve korku vardı. Silah kullanmayı onla beraber öğrenmiştik lisedeyken fazla aksiyon oyunu oynardık ve şehre yeni bir atış poligonu açılmıştı bizde hemen gitmiştik. Bunun yanında at sürmeyi ve ok atmayı da biliyordum. Ama unutmuş olabilirdim en az 4 yıldır bunların hiçbirini yapmamıştım.

    Çantayı sırtıma taktım eve son bir göz gezdirdim. Anahtarımı aldım kapıyı kilitledim ve aşağıya doğru hızlıca indik. Cebimi yokladım telefonumu unutmuştum. Eren "Bak artık hiçbir şey eskisi gibi değil artık herşey için geç burdan gitmeliyiz" dedi ses tonunda daha önce hiç duymadığım ciddilik vardı bu ciddilik onun karakterine tamamen zıttı önemli birşeyler olduğunu o zaman anladım. Kapıyı açar açmaz gürültü kulaklarımızı sağır ediyordu. "Eren bak soru sorma dedin ama bu kalabalık ne nereye gidiyoruz ?" dedim. Cevap vermedi. Durmadı da sürekli yürüyordu hızlıca. insanlar sürekli bağırıyordu "gidin hadi koşun" ne gibim oluyordu bilmiyorum ama bildiğim 3 şey vardı ailemi bulmak , burdan gitmek ve güvende olmak..

    Eren hemen önümde gidiyordu sonradan fark ettim yerde yatan ya da bayılmış biri vardı. Koluna takıldım ve düştüm kafamı yerdeki parke taşına vurdum sanırım. Son gücümle Eren diye bağırdım ama beni duymadı ve bayıldım...

    Edit : Yazım hatalarını ve mantık hatalarını söyleyin panpalar gözden kaçabiliyor
    Tümünü Göster
    ···