lotodan çıkan büyük ikramiyeyi çarçur ettim

bundan 4 sene öncesine kadar asosyal, abaza, yapayalnız biriydim. çevremdeki kimse beni sevmiyordu. neden bilmiyorum ama bazıları bana kin duyuyordu. hayatımı düzene sokmaya karar verip spora başladım. ilk önce kilo almalıydım çok çelimsizdim. fiziksel görünüşüm çok kötüydü.

ilk 2 senem kilo ve kas almaya gayret ederek geçti. daha sonra spor salonuyla anlaşıp sürekli artan bilgimi değerlendirdim ve orda gayrıresmi eğitmenliğe başladım.

ne olduysa ondan sonra loto oynadıktan sonra oldu.

yalnızca beni takip etmek için:
http://inci.sozlukspot.co...ur%20ettim/@yeter%20ulann
---

önemli edit: beyler akşam devam edicem, sabah yazıyorum yazıyorum boş çıkıyor amk, 2 cümle 2 cümlede yazmak istemiyorum liselilere karşı önlemmi aldı bu serkan anlamadımki. teselli olsun diye arabanın ve vücudumun capslerini koydum. akşama görüşürüz yeniden.

edit2:
vücut capsi:
http://imgim.com/03062012120.jpg (ayrıca eski entrylerimde bir sürü vücut capsi var amk)

arabanın capsler:
http://imgim.com/img-20120525-wa0003.jpg
http://imgim.com/8733incit4861570.jpg iç kısmı
http://imgim.com/6390incih4393221.jpg buda motoru

vücudum kilo almıştı ve kaslanmıştı, ancak eskiden kalma komplekslerim ve sosyal fobim hala devam ediyordu. o geçen iki senedeki tüm hırsımı resmen vücut geliştirmeye vermiştim. eski varoş salonda, steroid bataklığındaki dambılların ve barların dilleri olsada konuşsalar.

hep hayal ederdim, arkamdan konuşan, beni ezik diye nitelendirmiş varlıklar birgün bana ulaşmaya çalışacaklar, birgün onlar beni arayacaklar ama ben onları gibime takmayacaktım. bugün bakıyorum ne kadar gereksiz şeylermiş.

sonunda tanrının dualarımı kabul ettiğini sanmıştım. evet, ciddi ciddi lotoda 6 tutturdum beyler.

loto sonuçlarına milli piyangonun internet sitesinden bakmıştım. önce anlayamadım, birkaç dakika olayın önemini kavrayamadım. sonra kalbimi hiç olmadığı kadar boğazımda hissettim ve düşündüm. hırs yaptığım body building günlerini düşündüm. yediğim binlerce yumurtayı kilolarca protein tozunu, kamyonla pirinci, kümeslerce tavuğu. okula bile gitmeyip gittiğim o salonu.

sonra o insanları düşündüm. bana acıyanları, taşak geçenleri, giblemeyenleri.

lisedeki sevdiğim kızı giben o kankamı.

@11 yalan amk, burdan devam:

evet kanka diye yanında geziyordum ve bir kızı çok seviyordum o zamanlar. bu ikisi gittikçe yakınlaşmaya başlamışlardı. daha sonra aralarında birbirlerine kanka demeye başlamışlardı. o zamanlar birşeyleri çakmıştım ve ona sormuştum "aranızda birşey varmı" diye. "yok bizde olmaz olum öyle şeyler" demişti.

kanka kanka diye diye birgün çıkmaya başlamışlar. ben ertesi gün olayı öğrendim başka birisi sayesinde. en tiksinç olan şey ise çıkmaya başladıktan sonrada bana kızı etkilemem için taktik vermeye devam etmiş olmasıydı. o zamanlar tek yaptığım durumu çaktırmamak olmuştu. şimdiki kafam ve gücüm yoktu. çocuk benden daha yakışıklı, karizmatik, uzun, yapılı ve sporcuydu.

@11 gibtirgit panpa

o günden 1 ay sonra aynı kaynaktan, sevdiğim kıza sakso çektirip zütünden gibtiğini duymuştum beyler. o günleri bilemezsiniz, anlayamazsınız. hergün rüyanda onları görmek ne demek bilemezsiniz. o kadar doluydumki hayvanlar gibi kiloları kaldırıp indirdiğimde her seferinde bunları düşünüyordum. salondaki steroid kullananlara yetişmeyi buna bağlıyorum.

lotoyu kazandığımı ise kimseye söylemedim. 3 gün boyunca sürekli düşündüm. en sonunda ankaraya bir bilet alıp gitmeye karar verdim.

lotoyu ilk kazandığım sıralarda tam bir body bağımlısıydım. hani şu kaslarım erimesin diye ciks yapmayanlardan. yolculuk boyunca param fazla olmadığı için bisküvi ile geçiştirmiştim. tam 8 milyon türk lirası almaya gidiyordum ve kaslarım daha ön plandaydı beyler. belki inanmayacaksınız ama bunu gerçekten yaşamıştım.

ve yanımda loto bileti ve 16tl vardı. tam 16tl idi. birde birkaç bozuk para vardı. ankaraya daha önce hiç gitmemiştim ve oraya gittiğimden kimsenin haberi yoktu. başıma birşey gelirse kendimi savunacak düzeydeydim, 2 senelik spor geçmişimin son 1 senesinde bir arkadaşım bedavaya mma dersi vermişti saolsun.

otobüsten indim. çok iyi hatırlıyorum koskocaman biryerdi ve en iyi hatırladığım, otobüsten ilk indiğimde karşıdaki kızın beni kesiyor olduğuydu.

içimden dedim, kesin ayıya bak hayvan gibi kas yapmış damızlık inek gibi şişmiş diyordur diye. böyle bir takıntım vardı çünkü, çok insanla konuşmazdım, sevgili aramayı kesmiştim sadece hayvan gibi yiyip hayvan gibi çalışmaya vermiştim o zamanlar kendimi.

kız ben oradan geçip gidene kadar beni izledi bende ara ara döndüm ona baktım çok sefer göz göze geldik. sonra gittim.

@21 al sana body yaptığımın kanıtı: http://imgim.com/03062012120.jpg

ayrıca, eski başlıklarımda çok caps paylaştım birde nickaltıma bakabilirsin.

ankaraya gelmiştim ve tam olarak nereye gideceğimi bile bilmiyordum. bir bayiye sordum milli piyango müdürlüğünün yerini öğrenip gittim ve yol parası olarak cebimdeki paradan 5tl yola gitti. birde aşırı acıkmıştım kaslarımında proteine ihtiyacı vardı(o zamanlar bunu çok gibliyordum) bir kafeye oturdum menüye bakıp fiyatları gördüğümde işim çıktı bahanesiyle oradan kalktım. garsonların bana olan bakışlarını hala unutmuyorum amk. yan taraftaki arkadaş grubuda benim hakkımda konuşmuştu.

allahtan oralarda biryerlerde bir dönerci görmüştüm ve fiyatı 6tl idi. ayranla beraber 7.5tl oldu ve bana 3.5tl kaldı. piyango müdürlüğünü sonunda buldum ve içeri girdim. bir miktar ikramiye çıktığını söylediğimde elemanın bana davranışını keşke size gösterebilsem. inanılmaz yapmacıktı ve suratından yalakalık akıyordu. sonunda gibtirdi gitti ve müdürün yanına girdim.

onada aynı şeyi söyledim ama 6 tutturduğumu söylemedim. o anladı ama. bir banka hesabı almamız ve parayı oraya yatırmamız gerekiyormuş. sanki senin paran amk bine bak. bu kadar yüksek miktar olunca bu işlerin ne kadar zor olduğunu o gün fazlasıyla anlamıştım.

tam o sırada telefonum çaldı. annem arıyordu açtım ve salaklığıma geldi, durumu telefonda anlatmaya başladım. ankarada olduğumu ve büyük ikramiyeyi kazandığımı söyleyince inanmadı, biraz daha üstüne basınca inandı ama cenabetlik değilmi amk telefonumun şarjı bitti. müdürün odasındaki telden yeniden aradım mecburen. kadıncağız kalp krizi geçiriyordu neredeyse. 20 dakikaya yakın konuştuk ve tüm konuşmayı mecburen müdürde duydu amk.

sonunda kapattım ve işlemlere başladık. o akşam bilenler çıkar heralde DoubleTree by Hilton diye bir otelde kaldım. müdür yavşağınıda başımdan gibtiredince o pis egzoz kokan havadan çıktım ve otelin mükemmel atmosferine girdim. o an ilk defa rahatlık ve lüksün keyfini yaşamıştım. cebimdeki 3.5tl ile odama gittim ve sıcak bir duş alıp yattım.

güzel düşünceler, rüyalar ile sabah uyandığımda pgibolojik olarak bambaşka biri olarak uyanacağımı bilemezdim.

sabah o kadar huzurlu ve mutlu kalktımki kaslarım falan sonradan aklıma geldi. Aşağı inip açık büfede protein patlaması yaşadıktan sonra jakuzide biraz keyif yaptım. artık zengindim ve bütün amlıları alabilecek kadar çok paraya sahiptim.

yinede o gün o otele 250tl bayılmam bana koymuştu. alışkanlıktan olsa gerek. geri dönüşümü türk hava yolları bussiness class ile yaptım. ona verdiğim para bile bana koyuyordu. sanki bitecekmiş gibi geliyordu. uçakta öyle hayallere daldımki beyler keşke hayatın kendiside o kadar güzel olsaydı.

geri döndüğümde özgüven patlaması yaşamıştım. hemen bir araba almayı düşündüm. hızlı, spor, bir porsche. yok yok bir lamborghini amk. gallardo, yada yok murcialago amk. kapıları yukarı açılsın, millet görsün yeter ulann kimmiş. kaslı vücudumada çok iyi giderdi. eve geldiğimde ailem bana çok kızdı ama aynı zamanda çok mutlulardı.

sonra hesap yaptım. bir adet murcialago 1 milyon tl civarındaydı. oha amk! paranın 8de biri bitmiş olacaktı. bizimkilerde kendine göre hesaplar yapıyorlardı ama onlarınki daha mantıklıydı. önce daha güzel bir eve taşınacaktık, bir kısmı iş kurmak için sermaye falan cart curttu.

tüm parayı kendilerinin sanıyorlardı. o zaman çok pişman olacakları birşey yapmıştım. içeri gidip "o para benim" demiştim.

babam hiç karşı çıkmadı. benim fikrimi sordu. o parayla ne yapmam gerektiğini sordu. gerçekten bilmiyordum. ama bir murcialago istiyordum. sonunda gittim ve bir tane aldım. kimseye sormadım. platin diye bir galeriye gitmiştim istanbulda göztepede. ve evet o arabaya 1 milyon tlden fazlasını bayıldım. sadece egolarımı tatmin etmek için. sırf o hain, çakal insanlara göstermek için.

kaslı caps istediniz attım, murcialago ilede bir fotom var yakında atarım.

@63 arabalara karşı ilgim çok fazla panpa sonuçta erkeğiz bütün modelleri ezbere biliyoruz.

o dıbına kodumun canavarı benim ilk arabamdı. tamamiyle bana aitti ve önümde cellat gibi duruyordu. bembeyaz sıfır bir lamborghini. herşey o kadar hızlı olmuştuki, sadece dört-beş yer araştırıp almıştım onu. en son kullandığım araba renault symboldü, onun dışında wv passat, peuagot ticari, tempra falan kullanmıştım. boyu gerçekten çok kısaydı yere çok yakındı ve arabayı ilk çalıştıramadım beyler :( bu size komik gelebilir ama bana çok acı geliyor. engine start düğmesiyle çalışıyordu bense normal bir renault gibi çalıştırmaya çalışıyordum.

başlarda bana çok yabancı geldi. ilk direksiyona oturduğumda, galeri sahibine durumu çok çaktırmıştım. yeni paralandığımı anladı çünkü doğru düzgün konuşamıyordum. motoru çalıştırdığımda çıkan ses internette izlediğimden çok çok farklıydı. iliklerime kadar gürültüyü hissettim ve birden otelde olan özgüven gene geldi. gazı sonuna kadar kökledim ve çıkan vahşi ötesi sesi sanki ben çıkartmıştım.

sanki bir kaplandım. ve vitesi bire takıp yavaştan gaza basarak uçmaya başladığımda tüm oç insanlara doğru vahşice gidiyordum. onların ebesini gibmeye gidiyordum.

araç gaza basmaya gelmiyordu amk. özellikle sokak aralarında ve minibüslerin olduğu caddelerde gazın yarısına bile dokunsanız arkanıza yapışıyorsunuz. evet bu hissi yaşadım ama bir yandan utanmaya başlamıştım çünkü çevrede size bakmayan insan yok gibiydi.

ilk işim palladiuma gitmek diye düşünürken giberim dedim ve karşıya gitmeye karar verdim. kendime yeni giysiler alacaktım. her geçtiğim yerdeki fıstık gibi kızlar bana bakıyorlardı ve duruma o kadar hızlı adapte oldumki giblememeye başladım. ama yakında birini gibecektim. malum bodyciyiz testesteronda baya yüksek, o kızlardan biri mutlaka bana verirdi.

arabanın asıl gücünü köprüde gördüm. bir seferliğine gazı kökledim. arabanın sesi birden olduğunun 2 katı daha vahşileşti ve 50kmden 120ye fırladı. hissettiğim adrenalini anlatamam burda.

daha sonra bir kırmızı ışıkta durdum ve mendil satan çocuk o kadar arabanın arasından beni seçmiş gibi buldu ve geldi. dediği şeyi hala çok iyi hatırlıyorum:
"abi paran var nolur alsana"

kıyamadım ve 100tl verdim çocuğa. bankadan çektiğimde parayı cüzdanıma değil torpidoya koymuştum ne kadar malmışım amk. çocuk aldığı gibi eyvallah dedi ve koşarak gitti. tam o sırada karşıdan karşıya geçen iki tane kız beni kesiyorlardı. resmen içleri düşmüştü.

o gün o kızları gibebilirdim ama yapmadım. henüz hazırlıklı değildim çünkü. gittim ve mağaza mağaza gezip kendime bir ton kıyafet aldım. abercrombie, lacoste, tommy hilfiger, pull and bear, daha sonra takım elbiseler aldım.

amk arabaya sığmadılar. ne kadar düşüncesizmişim. bagaj ön tarafta ama çok küçük bi tak sığmıyor, mecburen çoğunu yan tarafıma yığmak zorunda kaldım.

o gün eve gittiğimde olanları anlatıp canınızı sıkmayacağım. bizimkiler çok bozuldu çünkü paranın 8de birini harcamıştım. o gece olanları anlatmıyorum. arabayıda bizim gibtronik otoparka bırakmadım, gittim adam gibi parasıyla otoparka bıraktım. o gece ailemle uğraştım ertesi gün ise biraz gece hayatına atılacaktım ve artık zamanı gelmişti o insanlara kim olduğumu göstermenin.

hevesle o kadar çok şey almışımki bazı giysiler üstüme olmadı. bazılarının terziye yaptırılması gerekiyordu. malum amk bel ipince üst vücut öküz gibi. herneyse o günün öğleninde yine varoş salona arabayla gittim ve orda son kez spor yaptım. gören abilerimin ağızları açık kaldı ve beni soru yağmuruna tuttular bende söylemek zorunda kaldım. tur atabilirmiyiz dediler tabi dedim sizin bana çok yararınız dokundu zamanında.

biri steroidden öyle bir şişmiştiki arabaya zar zor sığdı amk. çarpacak diye ödüm koptu. en sonunda aldım hepsiyle beraber gittim mariott otelin spor salonuna 1 senelik gold üye yaptırdım hepsini.

o gün birşey farkettim. sortie'ye gidecektim ama yanıma çağıracağım hiç kız yoktu. bu olay içime öyle bir oturduki amk.