sonu kötü bitti diyen binler bi tak anlamamış amk.

şimdi size olayı anlatayım binler de lafınızı geri alın. başlamadan önce şunu söyleyeyim: hepiniz malsınız, dünya tarihinin gelmiş geçmiş en iyi dizilerinden biri en iyi sonla bitti ve her seferinde finali izlediğimde ağlarım amk.

şimdi kimi binler diyo ki işte uçak kazasında hepsi öldü, yaşananlar öbür dünyada yaşandı. bunu diyen safkan huur çocuğu, bu bir. uçak kaza yapıp, hepsi ölse jack'le kate, jack'le desmond nasıl tanışacak dıbına goduklarım. yaşananaların hepsi gerçekti. uçak düşünce kimse ölmedi, kurtuldular. kısacası 6. sezonun başına kadar olan herşey g e r ç e k amk.

şimdi, juliet kevaşesi bombaya vurunca bomba patladı, öldü diyenler var. bunlar ikinci derece mal. şöyle açıklayayım, başlıyoruz: juliet bombaya vurunca adada zamanda yolculuk yapıp 2007'ye geldiler amk. kimse ölmedi. juliet ölürken sawyer binine ne dedi, işe yaradı dedi. bunu da açıklayacam. sonra işte kara duman, hepsinin dıbına koydu falan filan. yani olanlar gerçek.

peki paralel evrende noldu bin ? paralel evren diye bişey yok mallar, paralel evren aslında ölümden sonrası ve cennet arasında biryer. yani paralel evrendeki jack falan hepsi ölmüş ve cennete gitmeleri gerekiyor fakat öldüklerinden haberleri yok ve öyle mal gibi yaşıyorlar. burada karşımıza "aslanım charlie" çıkıyor. charlie 815 uçağında claire'i görünce geçmişi hatırlıyor, ulan karıya bi çakamadık gitti diye düşünüyor, ve claire ile başka bir hayatta tanışmış olduğunu anlıyor. burada paralel evren bir bakıma flashforward amk çünkü charlie claire'i görünce flashback yapıp geçmişi anlıyo.

sonra bu charlie, desmond ile arabada giderken onu denize sürüyor. desmond suyun altında charlie'yi kurtarırken 3. sezon finalini hatırlıyor(not penny's boat amk) ve kafasına bişeyler oturuyor. hatta charlie sende bişeyler gördün di mi falan diyor. işte pısırık charlie yerine desmond olayın amından girip zütünden çıkıyor ve bu flashback'leri anlamaya çalışıyor. penny'i araştırıyor, penny'i buluyor ve böylece tüm flashback'leri hatırlayınca aslında ö l m ü ş olduğunu anlıyor amk. adam bu dünyada sıkışmış. 815 uçağı yolcularının listesini görünce aslında herkesin öldüğünü paralel evrende, ama hiçbirinin haberi olmadığını anlıyor. işte önce hurley'le libby'i buluşturup hurly ve libby'e flashback yaşatıp, öldüklerini anımsatıyo, hurley sayid'e, sayid shannon ve boone'a, desmond kate'e ve sawyer'a, sawyer juliet'e biraraya gelince flashback'leri görüp, öldüklerini anlıyorlar.

peki adada noluyor aq ? ada geçmiş gibi dedik, 2007'de. jack dumanı öldürüyor, hurley'e jacob görevi veriyor, amcık tıpasını takıyor ve bambunun orada ölüyor. bu sırada uçağın gittiğini görüyor. şimdi diyeceksiniz sawyer falan noluyo, hani kaçmışlardı? onlar kaçıp, hayatlarını yaşıyolar, ve sonra ölüyolar. jack ölüyo, hurley ve ben adayı koruyup, görevi başkasına verip ölüyolar.

paralel evren, ölüm sonrasında jack babasının tabutuna dokununca ve aynı zamanda adadaki jack ölürken hatıralar birleşiyo. juliet ne demişti sawyer'a, işe yaradı. juliet ölürken, ölümden sonra dünya sıkışmış, habersiz juliet, geçmişteki juliet'in öldüğünü hissediyo ve kendisinin de öldüğünü anlıyo. en son jack de öldüğünü anlıyo. tabii eğer tüm arkadaşları çoktan öldüğünün farkına varamazsa cennete gidemezler. tabii kilisede buluşuyolar, beyaz ışık hepsi cennete.

bence bir dizi ancak böyle bitebilirdi çünkü anlayan kadar anlamayan mal da çok. dizi kötü diyen özet geç bin demek yerine şunu okusun, ve arka sokaklar izlemeyi bıraksın amk.