7 Mayıs geliyordu doğum günüm. Yağmur söz vermişti ve çok istiyordu doğum gününe mutlaka gelicem diye. Plan şuydu: Öğleden arkadaşlar bizim tayfa falan bizde buluşulacak, mortal kombat X turnuvası yapılacak yemekler çerezler pasta yenilecek, ordan isteyen evlere isteyen kadıköy'e gelecekti sabahlayacaktık bizim skype grubu da dahil. 7 Mayıs oldu Yağmur geldi aldım onu tekrardan. Bizimkiler geldi falan. Yağmur'u nasıl öpesim var ama imkan yok görmeniz lazım çıldırıyorum. Anlıyor olması lazım ki ne bakıyosun ya öyle öpücem o olucak şimdi falan diyor.

Bizim Skype grubunun bizden haberi yok tabi. Bu kadar yakın olduğumuzu falan bilmiyorlar. Her gece yine takılıyoruz. 1 hafta geçti aradan gece uyuyorum, Melisa arıyor başka numaradan. Açtım kimsin diye. Naptın o gün dedi. Ne naptın dedim. Yattın mı onunla dedi. Seni niye ilgilendirsin dedim. Söyle bilmek istiyorum dedi. Evet dedim. Güzel miydi o kadar bari dedi. Amacın ne dedim sorduğun soruya bak dıbına koyayım. Haklısın dedi kapattı. Uyumaya devam ettim gibimde bile değildi.

Annem aç ben geldim dedi açtım kapıyı. Yağmur benim odamda hazırlanıyordu. Elinde ekmek kola falan vardı annemin bakkala uğramış öyle gelmişti mutfağa doğru geçerken gitti mi arkadaşın dedi. Yok dedim o uyuyor yarım saatlik yattı öyle kaldırcam birazdan hiç uyumamış gitmeden önce biraz uyuyım dedi dedim geçtim içeri.

Annem büyük ihtimal anlamıştır diye çekiniyordum ama anlamamıştı beyler. Ne bileyim izin alırken falan sormuştu zaten eve kız mı atıyon lan doğru söyle diye, yahu atsam sana mı söylerim falan diye geçiştirmiştim yeterli olmuş baya. Gittim Yağmur'un yanına o da içeri geldi uyumuş gibi. Selamlaştılar bir kaç ayak üstü muhabbet veri Yağmur gitti. Kıl payı atlatmıştık durumu.

Hocam senin bu entryler uydurma değil gibi ya . Uydurmaysa bile ağzına sağlık efsane uydurmuşsun . Uydurmadıysan da şansımı gibeyim resmen lotoyu gibmişsin .

Hala merak ediyorum kim ilk seferinde 5 farklı pozisyon denemiştir diye. Ama ben şapmıyorum hani. Kendini zora sokuyordu ben odaklanamıyorum diye zevk almıyorum sanıyordu. Ben dedi ilkinin böyle olmasını istemezdim. Nasıl dedim ne alaka. Zevk veremiyorum sana dedi. Dedim sadece utanıyorum bu yani. Dediği şey şuydu : Şu an karşında çıplağım ve şeyin içimde farkında mısın? Bana tecavüz ettiğin falan da yok. Sen mi başlayacaksın ben mi debeleniyim kendi kendime burada?

O an içimdeki potansiyel ortaya çıktı. Başlangıç kısmını saymazsak çok güzel bir 15 dakika geçti. Yattım yanına. Kolunu başını göğsüme, bacağını bacağımın üstüne attı. 5 dakika sonra konuştuk. Uyuyalım mı yarım saat dedi. Olur dedim. Uyuyakalmıştık. 1 saat olmuş, kapı çalıyordu. Kapının çalışına uyandık ve ışık hızında kalktık. Hayatımın en hızlı hazırlanış sahnesiydi. Geçtim içeriye odamın kapısı kapalı, sanki pc'deymişim gibi sandalyeyi yan çevirdim kim o? diye seslendim.

Çıkardım zulaladığım yerden. içinden 1 tane alınmıştı, merak gidermek için. Bunu yeni almışsın dedi. Evet dedim de yani aklımda tam olarak yoktu n'olur nolmaz diye dedim. Sonrasında tam anlamıyla faciaydı o kadar çok çekinmiştim ki. O baya işin kaşarıydı bu konuda belli. Çıktı üzerime, kendini bana bırak falan diyordu ama çekinmekten bir şey düşünemiyordum odaklanamıyordum bile. Çavuş hazır olda görünüyordu ama sadece görünüyordu.

Bu beklediğimden daha güzel gidiyor ve şu an arkadaşlığımız dıbına koyduk biliyorsun di mi dedi. Arkadaş mıydık ki dedim sırıttım, güldü. Ya işte aklıma ister istemez ilerlemek geldi o yüzden durdum dedi. Buraya gelirken yoktu bunlar aklımda dedi. ilerlemek geldiğinde niye durdun dedim. Biliyosun ekipman gerekli onun için dedi hafifçe gülerek. Bende olmadığını nerden biliyosun dedim. Sen daha önce yaptın mı bunu dedi. Hayır dedim. Tip tip bakış attı. Ben buraya gelirken direk onu mu düşünüyordun dedi. Manyak mısın lan dedim hayır. Öyle bir şey olsa üstüne atlardım zaten herhalde dedim. Ama her ihtimale karşı olmalıydı yani bence dedim. ( Evet bunu içime doğmuş gibi arkadaşımla tartışmıştım ve almamda karar kılmıştık, hayat kurtarıyor hayat..)

Göğüslerine indim yavaşça. Zaafı vardı oraya orada anladım. Bir süre sonra yukarıya çekti beni, kemerimle uğraştı açamadı. Güldük, ben açtım ama kafamda artık n'olacağı hakkında en ufak bir fikir yoktu. Akışına bırakmıştım tamamen. Boşluktaydım acaba sonuna kadar gidecek miyiz diye düşünüyordum. Onun pantolonunu da ben çıkardım. Bir süre daha sevişmeye devam ettik, ben elimi kalçasına, o elini penisime atıyordu durmadan. Çok ıslanmışsın dedi. Garip bir utanç doğdu bir anda içime o zaman. Gel dedi buraya salak ne utanıyorsun. Üzerime çıktı sürtünmeye başladı. Bir süre sonra yattı yanıma. Aklında ne var dedi. Hiçbir şey yok desem inanır mısın dedim. Garip gelir ama inanırım dedi. Neden diye sordum. Ne bileyim şu an ben bir sürü şey düşünüyorum daha önce düşünmediğim dedi. Ne gibi yani anlamadım dedim. Ya nasıl söylesem ki şu an dedi. Söylücek misin yoksa utanmaya mı başlıyım garip davranışlarından dedim.

Her şeyiyle o yönlendiriyordu olayı. Odana geçelim mi dedi yatağına. Neden olmasın dedim. Odama girer girmez yeniden yapıştı dudaklarıma ama bu öyle böyle değildi. Aşırı tutkuluydu. Öpüşürken tişörtümü sıyırmaya başladı. Karşılığını hızlı verdim, ilk önce onun tişörtünü çıkardım. Göğüslerine hiç bakmadım o an sadece hemen yapıştım tekrar dudaklarına. Yatağa doğru onun arkası dönük şekilde yavaştan yürüdük öpüşürken. Yatağa hafif şekilde düşürdüm onu ve tişörtümü çıkardım. O sırada bir elini sütyeninin arkasına attı ve açtı. Öpüşüyorduk hala ve diğer elini penisime zütürdü. Pantolonun üstünden tutuyordu. iyice dikilmişti zaten çavuş. Çok sertsin dedi böyle bir cümleyi bile ilk kez duyuyordum ama o andan sonra zaten özgüven ekgibliği yaşayamazdım. Göğüslerine baktım 1-2 saniye tekrar öpüşmeye başladık.

Durduk sonrasında. Oturdu yanıma, benimle oynadığını biliyordu resmen. Utangaç olduğumu fakat çaktırmamaya çalıştığımı anlamıştı çoktan zaten. Buradan alıyordu gücünü. Konuşmaya başladık arada bir iyice dibime girip öpüp bırakıyordu. Orada biraz oyalandık, uzandık L koltukta. Beni üstüne çekti, göğüslerine çekti elimi.

Yemek aldık. Eve geçtik. Yemeğimizi yedik bir kaç muhabbet ederek, az biraz pc'ye geçtik. Bu arkadaki koltuğa gitti oturdu. Muhabbet açamıyordum daha hiçbir şey kalmamıştı. Ne yapsam diye düşünüp dururken sandalyemin başına geldi ordan bakıyor pc'ye. Bir kaç boş soru sordu. Kalktım sandalyeden istersen oturabilirsin bakacağın bir şey varsa derken tuttu beni ayaklarının ucuna kalktı öpmeye başladı. Hiçbir şekilde geri adım atmayacaktım o gün. Kız zaten rahattı ve hoştu. O şekilde bir dakika kadar öpüştükten sonra elimi kalçasına attım. Koltuğa geçtik, kucağıma oturdu devam ettik öpüşmeye. Biraz uzun bir öpüşmeydi ve gayet güzeldi.

Perşembe akşamı Melisa'dan uzun bir mesaj. Yalvarırım yapma Mete konulu. Seni ilgilendirmez yazdım o uzun mesajına. Cuma günü, Yağmur geldi. Aldım metronun oradan onu. Genele göre güzel denilebilecek, minik ama hakkaten taş gibi bir vücudu olan bir kızdı. Gayet sade takılırdı. Abartılı kıyafet veya makyajı hiç olmazdı. Yolda görsen off kıza bak demezdin ama hakkaten off kıza baktı yani.

Buluşma işi yattı beyler herkes sattı. Yağmur hariç. Beraber buluşacaktık. Ama bir şeyler ima ediyordu durmadan ya dışarıda ne yapıcaz ki falan. Zaten fazla duramıcam nerde hangi kafeye oturucaz. Melisa da Yağmur'u biliyordu facebooktan. Onun için ayrı çıldırıyordu peşimden. Bir gün yine Melisa bana yazarken dayanamadım cevap verdim. Sana ne lan dedim kimle takılıyorum sen yoksun artık kaç şansını kaybettin? O da bana Yağmur'u buldun tabi diyor yoksa yazmadan duramazdın bana diyor. Sen yoksun artık dedim sinirimi bile bozamıyorsun. Yağmur'u da buldum evet Cuma günü buraya gelecek hatta dedim. iyice çıldırdı. Baktım baya baya yine canımı acıtmaya çalışıyor ama nerede artık. Bu böyle yapınca düşündüm ulan dedim hakkaten niye Yağmur buraya gelmesin ki? ima da ediyor zaten. Yağmur'u bize çağırdım. Bizde takılırız alırız abur cuburumuzu yaparız bir şeyler diye. E annen falan olur evde ayıp olmasın şimdi dedi ağzımı aradı direk. Olmaz dedim. Annemi bir şekilde ikna ettim gönderdim o gün evden hakkaten.

Ertesi zamanlarda yine okul, muhabbet, Yağmur ile yazışma, skype derken bizim grup buluşmaya karar verdik hep beraber. Melisa da sataşmalarını bırakmış, tekrardan pişmanlık duyguları içerisine bürünmüştü ama zerre kadar umrumda değildi. Skype buluşmasına gün ayarladık 1 hafta sonraya tam olarak 3 Nisan Cuma günü 2015'e. Tarihi neden bu kadar net verebiliyorum mevzusuna geçersek.

Ben okuldayken rp sever misin diye sordu. Sıra arkadaşım Tayfun'a sordum sence de roleplay i mi kastediyor la diye. Odur yani dedi o da. Yani daha önce ciddi anlamda bir rp yapmadım ama sevmem diyemem dedim. Seninle oynayalım mı dedi. Sen başlatacaksan olur dedim. Tamam dedi kurdu hikayeyi. Rp üzerinden açık açık bana yürüyordu. Devam ederken bir cümlesiyle gözlerim açıldı. Çavuş uyandı. Baya baya işi zütürmüştü. Pek ileriye gidemedim roleplay de olsa. Eve geçtim okuldan. Bununla konuşurken sevgilisinin olduğunu öğrendim. Sevgilisi vardı ve benle konuşuyordu. Gereksiz suçluluk duydum. Sanki sevgilisini ben aldatıyormuşum gibi. Mete dedi ben senden hoşlanıyorum. Sevgilim var onu seviyorum ama kalbim 2'ye bölünmüş durumda. Aha dedim yine sorunlu bir binle karşı karşıyayım. Ama ne yalan söyleyeyim gençler. Ben de ondan hoşlanıyordum. Sevmiyordum bakın hoşlanıyordum. Konuşmak iyi geliyordu, takılmak iyi geliyordu. ilaç gibiydi. iplemedim sevgilisini. Benlik bir durum bile yoktu sonuçta. ilk başlarda ne kadar suçluluk hissetsem de konuşmaya devam ettikçe yok oldu bu. Ne o bana bağlandı ne ben ona. Ama durmadan konuşuyoruz. O gece aradı beni telefondan konuşuyoruz. Mevzuyu cinselliğe kaydırdı. Kendime güvenim tam şekilde konuştum utanmadan çekinmeden. O bir şey söylüyor ben esprisini yapıyorum. O beni sıkıştırmaya çalışıyor ben onu. iş o gece üstü kapalı bir telefon ciksine kadar dönüşmüştü. Tabi bende tık yoktu o konuda öyle rahat olamazdım birden bire. Ama o gayet rahattı.

O mesajı atarken bir yandan skype grubundayız. Yapma ya dedim mikrofondan. Kimse bir şey anlamadı tabi de bu güldü o tepki neydi ya dedi. Video izliyorum da ona verdim dedim. imalı bir şekilde güldü. Hmm demek videodan diye mesaj attı whatsapptan. Bilemicem artık dedim güldüm. Seziyordum beyler hani artık zaten açılmıştım bir nevi biraz. Normal konuşmalarda bir sorunum kalmamıştı. Hatta kızdan cesaret alıp biraz üstüne gidebiliyordum.

Ben o mesajı okuduktan sonra içim kıpır kıpır şunu düşünüyorum : Ne dedi la bu kız acaba? iyi bir şey olmuş olmalı ki heyecan yarattı. O gece konuşurken ya dedi sen okuldayken çok yoğun oluyo musun telefonuna bakabilirsen numaramı vereyim. Beklemeden ben direk verdim numaramı. Cevabını almışsındır herhalde dedim güldük falan. Hemen mesaj attı. Hmm bu foton ciksiymiş diye esprili bir şekilde. Dediğim gibi rahat bir kızdı. Tam olarak ciddi mi ya da bana özel mi o tavrı anlayamıyordum.

O hafta bir gün okuldan geldim. Akşama yine grupta toplanacaktık, sabaha kadar lol atardık artık. Yağmur yazdı skype'dan n'apıyorsun diye. Konuşmaya başladık. Çağrı attık öyle konuşuyoruz. Bir el oyuna girdik. Çıktık daha çok muhabbet ettik. Sesime takılıp duruyordu durmadan. Espriyle karışık iltifat edip duruyordu. 3 saate yakın konuştuk. Kapandı çağrı. 5 dakika sonra dediği şey aynen şuydu : Seninle konuşmak sarhoşluk hissi yaratıyor, akşam görüşürüz tatlı ses

Gençler gitmedim o hafta okula. Evde bütün gün skype grubunda takılıyorduk hayatımın en neşesiz haftasıydı. Bir gece Uğur Melih ben kaldık skype grubunda. Noldu lan hayırdır seni böyle bilmezdik hiç konuşmuyorsun eğlenemiyoruz bak dediler. Baştan sona anlattım tüm her şeyi o zaman onlara. Çok iyi gelmişti. Biraz daha takıldık skype grubunda. Dağılmalar oldu skype grubunda artık Yağmur, ben, burcu, Uğur, Ömer diye saf bir çocuk vardık.

Skype grubunun has kadrosuydu o kadro. 5 kişiydik ve aşırı eğlenceliydi. O hafta skype'ta da takılsam, eğlensem de 7 günde 9.5 kilo vermiştim gençler. Gören n'oldu sana kanser misin olm bu ne hal diyordu. Ben farkında bile değildim içten içe olan bir şeydi bu. Ertesi haftadan itibaren bunu düzeltmeye başladım. Pazartesi günü okula gittiğimde sınıf hocamla bir güzel konuştuk. Adam pgibolog gibiydi zaten. Aramız iyiydi arada konuşurduk. O günden itibaren Melisa yoktu artık. Melisa'nın gözünde nasıl biriyim diye düşünmek yoktu. Ona kin tutmayı yediremezdim eskiden kendime, artık bana tek sataştığında ağzına sıçıyordum. Kendime gelmeye başlamıştım.

Melisa için son ağlayışım olucağını bilmiyordum o an tabi de, öyle de oldu. Saat sabah 11 e kadar ağladım. Uyuyakalmıştım en sonunda annem de o sıralarda işten geliyordu. Akşama doğru kalktım ölü şekildeyim. O kadar berbat haldeydim ki annem yatmaya hazırlanırken beni gördü. N'oldu falan dedi. Hani annem anlamaz benim canımın sıkkın olduğunu normalde düşünün artık ne haldeydim. Baktım öyle sadece bir şey demedim. Melisa mı dedi? Evet dedim. Olm bırak şu kaşarı artık mahvolmuşsun dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. Niye öyle dedin dedim. Anlamıyo muyum sanıyosun bayadır eski neşen yok gibi zaten dedi. Bırak çocuk daha o senin gibi düşünemiyor falan kendini yıpratma dedi. Ki amacım da oydu. Sadece zaman lazımdı birazcık.