1. 1.
    0
    santa monica pier'de her yaz work and travella gelen turkler sebebi ile ufak gecici turk semti bulunduran a$$$mi$ sehir. alabildigine sahil, sicak kum, deniz, hollywood ,hills. work and travel ile gelen elemanlarin cogu anasi gibilircesine balik temizlerken alaskada, ufak bir zeki azinlik burda hayatlarinin tatilini yapar. :666:
    ···
  1. 2.
    +1
    hey yavrum
    ···
  2. 3.
    +1
    Guitar centre adındaki cennetin bulunduğu şehir.
    ···
  3. 4.
    0
    adam gerizekalı beyler
    ···
  4. 5.
    0
    benim mekanim ulan
    ···
  5. 6.
    0
    long beach giber.
    ···
  6. 7.
    +1
    long beach nedir la. zenci mekani
    ···
  7. 8.
    +1
    şehir am kokuyormuş doğrumu
    ···
  8. 9.
    +1
    bu sehirdeki inciciler bana ulassin icabında
    ···
  9. 10.
    0
    burda yaşayanlar bi iletişime geçsin lan benle
    ···
  10. 11.
    0
    rezervleyeyim
    ···
  11. 12.
    0
    abd california'da bir şehir.
    ···
  12. 13.
    0
    saat farkı nedeniyle zor alışırsınız ama alışınca da dönmek istemezsiniz lan. santa monicası, malibusu, venice beachi, hollywood, beverly hills derken iyice bağlanırsınız. öyle sanıldığı gibi sabahlara kadar eğlence meğlence de yok ha.. akşam 22:00'den sonra açık bar bulana züt veriyolar amk, ankarada bile gece 3'te çıkıyoduk.

    ama candır, hakkaten güzeldir..
    ···
  13. 14.
    0
    malibu beach giber.
    ···
  14. 15.
    0
    beyler burada yaşıom. derdi sıkıntısı olan dönsün amk. böbrek.avi
    ···
  15. 16.
    0
    reserve
    ···
  16. 17.
    0
    vay amk millet los angelasta sürtüyor biz burada sürünüyoruz :/

    adaletini gibeyim dünya :/
    ···
  17. 18.
    0
    avcumun ici gibi bilirim lan
    ···
  18. 19.
    +1
    @2 gta san andreas terk amk! bende gittim buraya hemide 2004 yılında
    ···
  19. 20.
    +3
    Los Angeles… Amerika içindeki ayrı ülke. Kaliforniya eyaletinin gözbebeği, dünyanın en zengin şehirlerinden biri...

    Akla hayale sığmayacak genişlikte bulvarlar, ardı arkasına birbirine bağlı ve birbirinden meşhur sahiller, palmiye ağacının her türü, üzeri açık arabaların şehri…. Los Angeles… dünyaya sinemayı sunan şehir. Hayalleri yaptığı kadar hayalleri yıkan, verdiği kadar alan, göğsünü Pasifik Okyanusu'na, sırtını ise dağlara vermiş bir şehir. Los Angeles… zenginliğin boyutlarının test edildiği, mesafelerin ulaşılamadığı, turistlerin akın akın geldiği bölge. Mickey'nin, Spielberg'un, Spelling'in yuvası. Los Angeles…. "meşhur" Larry Flynt'in deyimi ile "her türlü sapıklığın normal karşılandığı yer"…

    1781'de şehire geldiklerinde 44 köylü ispanyol'un Downtown'a (şehir merkezi) verdikleri isim "El Pueblo de Nuestra Senora la Reina de Los Angeles" imiş. Yani, "Şehrimizin Leydisi, Meleklerin Kraliçesi". Bugün bu "Melekler Şehri"nde 140 ülkeden yüzlerce farklı etnik kökenli, yüzlerce farklı kültürel geçmişli insan bir arada yaşamakta. Los Angeles Mekgibalılar, Ermeniler, Koreliler, Filipinliler, El Salvadorlular ve Guatemalalıların kendi ülkeleri dışında en yoğun yaşadıkları şehir. Nüfusla, herkesi her yönden besleyen birşey var yani anlayacağınız bu şehirde.

    Asırlar boyunca Los Angeles şan, şöhret ve yılboyu sunduğu enfes iklimi ile çekmiş milyonları kendine. Yaklaşık 8 milyonluk nüfusun sadece ufak bir yüzdesi bugün o şan, şöhrete sahip olsa da, iklimi hakkında söylenen herşeyi fazlasıyla vermiş insanına LA. Doğu sahili bazen aylarca yerden kalkmayan karın altında sürünürken LA'de Şubat ayının ortasında sahilde güneşleniyor olmak hayal değildir.

    Bir LA'liye ne zaman olursa olsun bir mesafeden diğerine gitmek için gerekli olan zamanı sorsanız "20 dakika" cevabını alırsınız. Gerçekte LA sınırları içinde malesef hiçbir yere ulaşmanız 20 dakika sürmez. Olağan trafik koşulları gözönüne alındığında LA içinde bir şehirden diğerine ulaşmak için bir saat tanımalısınız. LA trafiği gibi, (son yıllarda hızla azalmasına rağmen) suç oranı ve ırkçılık dalgaları da LA'in negatif taraflarındandır. Ve zamanında birinin dediği gibi "Eğer burası cehennemse, neden bu kadar popüler!?"

    ilk bakışta LA kollarını her tarafa salmış dev bir metropolis gibidir. Bir belediyeden diğerine, bir şehirden ötekine geçiş belirsiz gelebilir. Santa Monica'yı Venice'den ayıran o nüansı görebilmek için bu şehirde yaşayıp havasını solumanız gerekir. Bir süre sonra LA'de gerçek anlamda farklı şehirciklerin olduğunu ve bunların yabana atılamayacak kadar çok sayıda olduğunu anlarsınız.

    LA, Amerika'da araba kültürü en büyük olan şehirdir. Bu nedenle bu sayısız ufak şehircik arasında yol almak LA'li için son derece keyifli ve olağandır. Uçaktan inerken bakıldığında (ki gözünüzden kaçması olanaksızdır) matematik defterinin karelerini andıran bu dev şehirde yol bulmak neredeyse tek koridorlu labirentte çıkış kapısını bulmaya benzer. Şehirde çok kısa bir süre yaşadıktan sonra, LA'e ilk defa gelen birini gezdirdiğinizde hayretler içerisinde bunca yolu nasıl öğrendiğinizi soracaktır. Gülümseyerek "Çok kolay! Herşey birbirine paralel zaten" dediğinizi duyar gibi oluyorum.

    Dünyanın başka hiçbir bölgesinde olmayan başka bir olaya da burada alışmanız gerekecektir. Yön tayini. Gerçek anlamda mantık sınırlarının ötesinde büyük olan bu şehirde bir noktadan diğerine gidişinizi tarif ederken insanlar sürekli olarak "101 ile kuzeye çık, oradan 405 kuzeyi al ve 138 ile doğuya doğru devam et" gibi cümleler kullanacaklardır. inanması zor bile olsa bir süreden sonra hangi istikamette gittiğinizi siz de hisseder olacaksınız! Örneğin Beverly Hills içerisinde dolaşırken bir mağaza için Wilshire Bulvarı'nda Doheny ile Rodeo arasında, caddenin kuzey tarafında dediklerinde ilk önce Wilshire Bulvarını bulmalı, Doheny ile Rodeo'nun Wilshire'la kesiştiği yerleri tespit etmeli ve daha sonra dağlara bakmalısınız. Çünkü dağlar Beverly Hills'in kuzeyinde kalmaktadır! Bütün bunları okurken Japonca gibi gelse de aslında hepsi birkaç ay bu şehirde yaşamanıza bağlıdır.

    LA suç oranı yüksek bir şehir olarak bilinse de, bunca farklı kültürün çok yoğun olarak konuşlandığı bir şehirde bu oran normal sınırların oldukça altındadır. Hatta son yapılan araştırmalara göre, LA Amerikan şehirleri arasında suç oranı olarak ilk 15'e girmemektedir. Tabii ki her gelen turiste veya öğrenciye yapabileceğimiz önemli bir uyarı South Central ve Watts gibi bölgelerden uzak durmasıdır.

    Genel olarak doğuya gittikçe havanın ısınmasını ve hava kalitesinin düşmesini beklemelisiniz. Sıcak hava ile birlikte en büyük hava kirliliği LA'in üzerine yaz aylarında çökmektedir.

    Yaşam tarzı olarak şehire baktığınızda son derece rahat giyimli ve dünyanın en konforlu araçlarını süren bir nüfusla karşılaşacaksınız. LA'de herşey New York'un tam tersidir. Hayat standardı çok yüksek, kazandığınız para ile yaşamanız çok daha kolay, kıyafetleriniz çok daha ince ve kısa, evleriniz çok daha büyük, güneşiniz ise daimidir. Doğu sahilinin kalabalığına karşılık Batı sahili geniş toprağı nedeniyle çok daha boş görünmektedir.

    Mesafelerin uzunluğu ve araç satışlarındaki inanılmaz imkanlar ve fiyatlar nedeniyle LA'de toplu taşıma diğer şehirlere oranla ölüdür. Hemen hemen her noktaya otobüs olmasına rağmen toplu taşıma araçları her zaman boştur ve taksiler bazen gün içinde rastlayamayacağınız kadar nadirdir. Zaten bu kadar büyük mesafelerde taksiye binmeyi de istemezsiniz! Acil bi durum anında taksiler sadece telefonla yola çıkarlar ve trafiği de göz önüne alırsanız taksiye yarım saat önceden haber vermeniz gerekecektir.

    Bunun yanısıra LA, dünya üstü açık araba tüketiminin merkezidir. Senenin yaklaşık 10 ayı boyunca hiç rahatsız olmadan üstü açık arabanızın keyfini sürebilir, korkmadan da hemen hemen her tarafa park edebilirsiniz. Muhtemelen doğru olan bir söylentiye göre Ford şehirde araba satışlarını arttırabilmek için zamanında toplu taşıma aleyhine oldukça büyük bağışlar yapmıştır. Bugün kesenize gore LA'de 1000 hatta 500 dolardan başlayarak araba bulabilirsiniz. Tabii 1000 dolarlık aracın sene içinde size 2000 dolar masraf çıkarabileceğini de unutmayın!
    Tümünü Göster
    ···