+1
-1
Londra dünyanın en önemli iş ve finans merkezlerinden biridir. Yaklaşık 8 milyonluk nüfusuyla AB'nin 2. kalabalık kentidir. Bağlı yerleşim birimleri ile birlikte (Greater London) nüfusu 12-15 milyondur. Km²'ye 4.573 kişi düşmektedir. Avrupa'da en fazla beyaz ırk harici insanın yaşadığı şehirdir. 300'den fazla farklı dil konuşulmaktadır.
Uluslararası turizmin kesişme noktasıdır. Dünyanın en kalabalık hava trafiği Londra hava trafiğidir. 5 uluslararası havaalanı bulunmaktadır. Bunların en büyüğü Heathrow'dur. Heathrow dünyanın en fazla uluslararası yolcu taşıyan havaalanıdır [1].
En önemli turistik mekanları, Parlamento Binası, Tower Bridge, Tower of London (Londra Kulesi), Buckingham Sarayı, Trafalgar Meydanı ve Londra gözü(ingilizce: London eye)'dür (Londra Dönmedolabı). Londra, Merkez şehir (City of London) ve 32 ilçeden oluşur.
Yeşili bol olan bir şehirdir. Londra'da 143 adet kayıtlı park ve bahçe vardır. Thames Nehri şehri ikiye böler. Ayrıca 0 meridyenının geçtiği Greenwich londra yakınlarındadır.
Tiflis
Tiflis, endüstri, sosyal ve kültür merkezi olan bir kenttir. Ayrıca önemli bir global enerji projesinin (bak. Baku-Tiflis-Ceyhan Boruhattı) geçiş hattı üzerinde bulunur. Kent, tarihsel ipek Yolu üzerinde yer alır ve bundan dolayı Rusya'nın Kuzey Kafkasya bölgesi, Türkiye ve Güney Kafkasya’daki (Transkafkasya) Ermenistan ve Azerbaycan arasında önemli tarihsel bir role sahip olmuştur.
Kuruluş efsanesi [değiştir]
Kentin Gürcüce adı Tbilisi'nin bir efsaneden geldiği kabul edilir. Bu efsaneye göre Tiflis, M.Ö. 5. yüzyılda ormanlarla kaplı bir yerdir. Bir gün Kral Vahtang Gorgasal ava çıkar. Aralıksız uçan sülünün peşine eğitilmiş atmacasını salar. Aradan zaman geçer, ne atmaca ne de sülün görünürde yoktur. Onlara aramaya başlarlar ve kısa süre sonra ikisini de sıcak suya düşmüş olarak bulurlar. Kral orayı çok beğenir ve bir kent kurmalarını buyurur. Kente, orada bulunan tbili (ılık) sudan dolayı Tbilisi adı verilir.
Tarih [değiştir]
Arkeolojik araştırmalar Tiflis’in M.Ö. 4. binyılda yerleşme alanı olduğunu gösterir. Ama yazılı kaynaklara göre Tiflis’e ilk yerleşme iS 4. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşti ve Kral Varaz-Bakur döneminde bir kale inşa edildi. Aynı yüzyılın sonunda iranlılar kaleyi ele geçirdiler. 5. yüzyılın ortalarında Kartli kralı kaleyi geri aldı. Tiflis’i gerçekten imar eden kral Vahtang Gorgasal'dir. Ne var ki kral, başkenti Mtsheta’dan Tiflis'e taşıyamadan öldü.
Vahteng Gorgasal’ın halefi Kral Ucarmeli I. Daçi (6. yüzyılın başları), başkenti Mtsheta’dan Tiflis’e taşıdı. Ancak o tarihlerde Tiflis, birleşik Gürcü devletinin değil yalnızca Doğu Gürcistan’ın, Kartli veya iberia denen krallığın başkentiydi. Batı Gürcistan’ı kapsayan Kolheti, ayrı bir devletti. I. Daçi döneminde kentin kale inşaası tamalandı ve kentin yeni sınırları ortaya çıktı. 6. yüzyılda, Avrupa’ya bağlanan ticaret ve taşımacılık yolu üzerinde, giderek gelişti ve stratejik bir önem kazanmaya başladı.
Tiflis, yalnızca Kartli’nin stratejik öneme sahip başkenti değil, aynı zamanda bütün Kafkasya’nın da önemli kentiydi. Kafkasya’da, Avrupa ve Asya arasında merkezi bir konuma sahipti. Bu yüzden kent, Bizans, iran, Arap ve Selçuklular arasındaki güç mücadelesinin de aracı haline geldi. Tiflis’in kültürel gelişimi de bu duruma bağlı olarak şekilleniyordu. Kent, 6. yüzyılın ikinci yarısı ile 10. yüzyılın sonlarına değin değişik güçler arasında el değiştirdi.
Tiflis (1910, Sergey Mihailoviç Prokudin-Gorski)
Tiflis'e giren 11. Kızıl Ordu (25 Şubat 1921)
Eski Tiflis
Tiflis
570-580 yıllarında Tiflis iranlıların elindeydi ve kenti yaklaşık on yıl iranlılar yönetti. 627 yılında Bizans-Hazar ordusu kenti ele geçirdi. 736-738’de II. Mervan komutasındaki Araplar kente girdiler. Araplar burada bir emirlik kurdular. 764’te Hazarlar kente girdiyse de Araplar kontrolü yeniden ele geçirdi. 853 yılında Arap komutan Buğa Türk[kaynak belirtilmeli], bir halifelik kurmak için kenti istila etti. Arap egemenliği 1050 yılına değin sürdü. 1068’de, bu kez Büyük Selçuklu sutlanı Alp Arslan kenti feth etti.
Kral Kurucu Davit, 1122 yılında Tiflis kentine girerek kesin egemenliği sağladı. Birleşik Gürcü devletinin yönetim merkezini Kutaisi’den Tiflis’e taşıdı ve Tiflis Gürcistan’ın başkenti oldu. Gürcistan’ın altın çağını yaşadığı 12-13. yüzyılda Tiflis büyük gelişme gösterdi ve kentin nüfusu 80.000’e ulaştı. Kent, kültür ve edebiyat merkezi haline geldi. Kraliçe Tamar döneminde ünlü şair Şota Rustaveli Tiflis’te çalışmalarını sürdürdü ve büyük bir olasılıkla Kaplan Postlu Şövalye adlı ünlü destanını burada yazdı. Bu dönem, Gürcüstan’ın Rönesansı veya Altın Çağı olarak anılır.
Tiflis’in “Altın Çağı” bir yüz yıl bile sürmedi. 1236 yılında, Moğol istilasından sonra Gürcistan Moğol egemenliğine girdi. Tiflis, hem politik hem de kültürel açıdan sonraki yüzyıl güçlü bir Moğol etkisi altında kaldı. 1320’lerde Moğollar ülkeden çıkarıldı ve Tiflis Gürcü devletinin yeniden başkenti oldu. Ne var ki kent, 1366’da yeni bir yıkımla karşı karşıya geldi. 14. yüzyıldan 18. yüzyılın sonlarına değin Tiflis, değişik güçlerin istilasına uğradı. Timurlenk, Cihan Şah, Uzun Hasan, Ağa muhafazid Han kenti yağmaladılar.
Tümünü Göster