Kıskançlık güven ekgibliğiyle alakalı birşey değildir beyler, tamamen sevgi fazlalığıdır. Paylaşamamaktır, sizin olanı başkasıyla paylaşmayı istememektir. Ama siz siz olun kıskandığınızı o kişiye belli etmeyin, karşıdakinin size bakış açısı değişebilir. Sizi çantada keklik olarak görmeye başlayabilir, buda benden sizlere bi tavsiye.

'Bende özledim' dedim, sarılmak istedi ama okulun önünde sarılmayı pek istemedim beyler, sevgilimle hava atıyormuş görüntüsü oluşturmaktan çekindim. Arkamı dönüp anılı görmeye çalıştım, ayıp oluyordu çocuğada. Gördüm, el işareti yaparak yanımıza çağırdım. Gamzeyle merabalaştı, hadi gidelim dedim, anıl 'benim işim var kardeşim' dedi. Lan ben dünyada bu çocuk kadar anlayışlısını görmedim amk, biz başbaşa olalım diye gelmiyor. Ne kadar ısrar etsemde kabul etmedi, bizden ayrıldı. Allah herkese Anıl gibi arkadaş, dost, kardeş nasip etsin beyler. Neyse gamzeye bizimkilerin memlekete gittiğini söyledim, 'bize gidelim film izleriz' dedim, tamam dedi. Sana bi yemek yapayım da parmaklarını ye diye ekledi, hem güzel hem de marifetli olacağına pek inanmıyordum açıkçası beyler. Zaten zengin bi ailede büyümüş, nerden bilecek yemek yapmayı diye geçirdim içimden. Bizim eve doğru yola koyulduk.

Marketten cips&kola alıp eve geçtik, ev önceki geceden kalmaydı, biraz ıncıntı. Ben üzerime değişmeye odama geçtim, döndüğümde gamze etrafı topluyordu. Belki ergen diyeceksiniz ama o an 'işte evleneceğim kadın' dedim kendi kendime..

insan başına neler geleceğini bilerse o kadar çok korkmaz beyler, kendini hazırlar o duruma. Ama en kötüsü bilinmezliktir, neler olacağını bilmemek kadar kötü bi durum olduğunu sanmıyorum. Biraz daha yürüdükten sonra bi mekana geldik, pek elit bi yer değildi.

Girdik içeriye, oturdu bu masaya, bende geçtim karşısına oturdum. 2 çay söyledi, çaylar geldikten sonra konuşmaya başladı, her kelimesini dikkatlice dinliyor, kafamda yorumluyordum. Bak evladım dedi, müdür olduğu daha ilk cümlesinden belliydi. Gamzenin babası olduğumu bildiğin halde sevdiğini söylediğine göre iyi çocuksun, adam beni övmüştü baya baya. Lan bu ailenin tamamı beni sevecekti heralde ha, iyi bakalım ne güzel dedik. Devam etti, ama sadece iyi çocuk olmak yetmiyor benim için, kızımın hayatında bi erkek olacaksa herşeyiyle tamam olmalı dedi. Sanırsın damadıyla konuşuyor herif, hem kızın beğendikten sonra sen kimsin demek gelse de içimden yemedi.

Delikanlı, seninle tanışacaz bi süre ama o süre içinde gamzeyi üzersen, mahvederim seni dedi. Alttan alttan tehdit mesajınıda vermişti. Açıkçası benim çekinmem gereken bi durum yoktu beyler, kendime göre herşeyiyle tamam bi erkektim ben. Neyse daha sonra bazı sorular sormaya bşaladı beni tanımaya yönelik, tahmin ettiğiniz gibi okuduğum okuluda sordu..

Bazen ne yapacağınızı bilemezsiniz beyler, ne söyleseniz olmaz. Hani iki ucu taklu değnek deyimi var ya, öyle bi durumdu adeta. Doğruyu söylesem liseli olmamı sorun edecekti büyük ihtimalle, yalan söylesem hiç olmayacaktı. Benim hayat felsefem ne şartla, ne durumda olursa olsun yalan söylememektir beyler, bunu çiğneyemezdim.

x.x Anadolu lisesindeyim dedim, gözleri açıldı, göz bebekleri büyüdü. Ecel terleri dökmek var ya, sırtımdan öyle terler dökülüyordu resmen. Hiç göstermiyorsun, gamze senden büyük mü? dedi, iyi birşey mi söyledi kötü mü anlayamadım. Evet ama iyi anlaşıyoruz biz dedim hemen savunma moduna geçerek. Bak bu olmadı dedi, ne olmadı lan şerefsiz adam? Seviyorsan yaş farkı önemli mi?

Moralim bozuldu bu cümleden sonra, ne diyebilirdim ki? insanlar kendilerinden 10 yaş büyük kişilerle birlikte oluyor, 3 yaş önemsiz bi fark dedim. Moralim dipte, cümleleri zor kuruyorum. Bilmiyorum delikanlı, bide gamzeden dinleyelim bu hikayeyi dedi, birkaç soru daha sorduktan sonra kalktık. Evlerimiz aynı yönde olmasına rağmen daha fazla konuşmamak adına ters yoldan gittim. Ne lanet bi geceydi dıbına koyayım

Votkayı bardaklara doldurup dağıtırken anılla sevcana baktım, araları düzelmişti, hatta anıl elini atmıştı sevcanın omzuna, çocuk ciddi ciddi benden hızlıydı amk. Kuzenle sevgilisi desen zaten öpüşmek dışında yaptıkları aktivite yok. Bi biz mesafeliydik gamzeyle, ama o mesafede bu gece kalkacak gibiydi, hissediyordum.

Votkaları dağıttıktan sonra gamzenin yanına oturdum tekrar, bizimkiler barışmış dedim. Dönüp anıl ve sevcana baktı 'oo işi ilerletmiş bunlar el atmalar falan, senden hızlıymış' dedi, güldük. Bu cümleden sonra kafasının güzel olduğunu anladım beyler. Birden ciddileşti sonra 'questzum başkalarının yanında gülme olur mu?' dedi, çok mu çirkin oluyodum amk? Dalga mı geçti anlamadım.

Neden dedim ciddi bi ses tonuyla. Sonrasında ise ağzından hiç beklemediğim şu kelimeler döküldü çünkü çok güzel gülüyosun ve başka kızlarında gülüşünden etkilenmesini istemiyorum Yanlış okumadınız beyler, kız bana yürümüyordu artık uçuyordu dıbına koyayım. Artık karşılık verme zamanı geldi dedim ve yapıştırdım cevabı sende diğer insanlara bana baktığın kadar güzel bakma

Beyler akşam 9 gibi devam edelim şimdi dışarı çıkmam lazım okuyan dostlar 9 gibi burda olun hadi allaha emanetsiniz

Yine bi şarkı bırakalım geceye, bu şarkıyı gamze göğsümde yatarken dinlemiştik ilk kez https://www.youtube.com/watch?v=FWueiedcQjI

Doktorun polisi aradığını görünce kuzenin arabasına atladık, kaçmaya başladık. Bu kadar atraksiyon yeterli kızları bırakıp eve geçelim dedik, önce bizim kızları bırakmak için yurda doğru yola koyulduk. Ama hayat atraksiyona devam dercesine şeyler çıkarıyordu karşımıza, gece çevirmelerini bilirsiniz beyler. 100 metre kadar ileride çevirme vardı ve yolda sadece biz olduğumuzdan fark etmişlerdi bizi, geri dönemezdik.

Yapacak birşey yok, mecbur gidicez belki es geçer bizi dedik ama polis kenara çek işareti yaptı. Ehliyet ruhsat istedi, verdi kuzenim, daha sonra gelip içki kullandınız mı diye sordu. Ulan hayır desek arabadaki alkol kokusu metrelerce öteden alınıyordu, evet desek ceza yiycez. Kuzenimin tatlı dili devreye girdi o sırada evet aldık biraz abi kız arkadaşımın doğum günüydü, şimdi evlerine bırakmamız lazım geç kaldılar, şu genç adamlara bi kıyak geçsene dedi. Memur durdu, önce kadir abiye baktı, sonra arka camdan içeriyi süzdü sert bakışlarıyla.

Bi daha alkol alıp araç kullanmak yok tamam mı genç dedi kuzenime, vay amk cidden kıyak geçiyordu adam, anlayışlı biriydi demek ki. Kadir abinin memura ettiği yeminlerden sonra yola devam ettik, inşallah başka birşeyle karşılaşmadan eve gideriz diye dua ettim içten içe.

Neyseki başka bi atraksiyon yaşamadık ama olanlar adrenalin kat sayımı son seviyeye çıkarmaya yetmişti. Sevcanı yurda bıraktık, gamzede orda kalacağını söyledi. indim arabadan, 'herşey için teşekkürler' dedi ve yanağıma öpücük kondurdu, bu diğer öpücüklerden biraz daha uzun sürmüştü. Arabaya binmek için arkamı döndüm, anılla sevcanın sarıldığını gördüm amk çocuk sevgili olmadan önceki son adıma ulaşmıştı. Anılda sevcanı gönderdikten sonra kuzenin sevgilisini bıraktık. Oradanda kuzenin evine geçtik, koltukta sızıp kalmışız yine..

Yanıma oturdu, elimi omzuma atıp sarıldım sıkı sıkı, kendime doğru çektim. Belkide gerçekleri duyduktan sonra suratıma bakmayacaktı, belkide son anlarımızdı birlikte. Ben bunları düşünürken çok düşünceliyiz, anlat bakalım noldu? dedi. Şimdi zamanı mıydı acaba anlatmanın? Hazır mıydım bilmiyordum açıkçası.

Söyleyip söylememek konusunda çok kararsızdım ama yapamazdım. Onu kaybetmek hayatımda çok büyük bi kayıp olurdu benim için farkında olmadan hayatımın merkezine gamzeyi koymuştum. Sabah uyandığımda düşündüğüm ilk şeydi, seviyordum beyler ve bu denli yoğun duygular her zaman olmuyordu. Söyleyemedim, 'anıl biraz dertliydi, onun derdine ortak oldum' diye geçiştirdim. Senin gibi bi dostu olduğu için çok şanslı anıl dedi, göğsüme yaslandı.

Gamzenin her hareketi beni mutlu ediyordu, mutluluk kaynağım olmuştu adeta. Saçlarıyla oynamaya başladım, çok hoşuna gitmişti. Kafasını kaldırdı daha sonra, bütün şehir ayaklarımızın altındayı yine, gözlerime bakmaya başladı. Çok güzel, çok anlamlı bakıyordu. Bu defa ilk hamleyi ben yaptım ve gözlerimi kapatıp yaklaşmaya başladım, nefesini suratımda hissedecek kadar yaklaştığımızda gözlerimi açtım çaktırmadan, o da kapatmıştı. Alt dudağına zarif, hoş bi öpücük kondurdum, karşılık verdi..

binler insan 1-2 güzel mesaj atar, mesaj atan herkes sövüyor dıbına koyayım, bizde insanız yoruluyoruz. Her neyse iyi geceler dostlar her ne kadar sövsenizde Allaha emanetsiniz

Gamzenin babası olabileciği ihtimali yüksekti. Bu yüzden ya aşkta cesur olan sözüne inanıp ben kızınıza aşığım diyecektim, ya da sadece arkadaşız ayağına yatacaktım. buyurmam gereken bi durum mu var dedim, kurduğum cümlenin yüklemini gibeyim, bu nasıl cümle amk. ''O kızla ne işin var senin yeğenim' dedi, yeğenim dediğine göre verdiğim gibimsonik cevap kafasını karıştırmış olmalıydı ki biraz yumuşamıştı.

Bi süre düşündüm beyler, nadir düşündüğüm anlardan biriydi. Adam elit birine benziyordu ve böyle tipler aşka inanırdı, sevgi karşısında saygıyla eğilirlerdi. Hem en kötü dayak yerim o da gamzem için değer diye düşündüm. Ben... seviyorum dedim gözlerinin içine bakarak, gayet net bir biçimde. Sert bakışlarla beni süzdü, suratı gerçekten çok sertti, soğuktu. Az önce yeğenim diyecek samimiyeti gösteren adam gitmiş, yerine dünyanın en soğuk adamı gelmişti. Gel sen benimle dedi. Aha dedim ortalıkta dövmemek için bi mekana falan zütürüyor heralde. Sesimi çıkarmadım cesur olduğum mesajını vermek adına, takıldım arkasına, yürümeye başladık.

Bi müddet yürüdükten sonra durdu, haliyle bende durdum. Ben kimim biliyor musun? dedi, bu soruyu yaklaşık 10 dakika önce sorması gerekiyordu aq, şimdi mi sorulur. Gamzenin babası değil misiniz? dedim, bıyık altından güldü..

Şampiyon Galatasaray, sesimiz kısıldı bağırmaktan amk. inşallah darısı Fenerbahçenin başına euroligde. Neyse beyler burda mısınız, başlayalım mı?

Gölgemden beni fark etti, yere bakarak yürüyordu, yavaşladı. Acaba yanına gidip özür dilememi mi bekliyordu? Ama yanımdan kalkıp gitmişti 3 gün içinde dusunceleri ne kadar değişebilirdi ki?

Ben bunları dusunurken farkında olmadan yanına kadar gelmişim, bana baktı gamze. Çok özlemiştim lan, o an dakikalarca sarılabilirdim. Tuttum kolundan durdurdum, bu hareketi yapmayı bende beklemiyordum. Konuştum sonra, ne dusunuyorsam, ne hissediyorsam söyledim; Gamze biliyorum bana olan inancın azaldı ama ben bunu göze alarak herşeyi söyledim. Ne olursa olsun gerçekleri bilmek hakkın dedim, belki en başta söylemeyerek hata yaptım çünkü seni kaybetmekten korktum. Çünkü seni gerçekten seviyorum çok.

Cevap vermedi, işe yaraması gerekiyordu amk. Lan sonra bi baktım ağlıyor, atar falan dinlemedim çektim kendime sarıldım. Özür dilerim gamze dedim, seni seviyorum, bundan sonra gerçekleri saklama benden dedi. Sarildik 1-2 dakika, sıkı sıkı. Barışmıştık, mutluydum, huzurluydum..

Günaydın dedim, gözlerine kenetlenerek. Şimdi benim söylediğim yere sürüyorsun arabayı dedi, şaşkınlıkla peki diyebildim sadece. Kahvaltı yapmayı teklif etsemde kabul etmedi, gideceğimiz yerde yaparız dedi, iyi tamam dedik.

Yarım saat kadar bi yolculuğun sonunda gelmiştik. Şehrin biraz dışına çıkmıştık, sakin bi yerdi. Yazlık bi eve gelmiştik. 'Neden buraya geldik' dedim, burası bizim yazlık evimiz, günün tamdıbını seninle geçirmek istiyorum dedi. Tamam da neden bugün kızım?

Neyse girdik eve, anahtarı yanında getirmiş. Arabayı park ettikten sonra beni markete gönderdi amk kahvaltılık malzeme almam için. Yolda o kadar yiyelim dedim, yok illa eziyet. Yakındaki marketten alışveriş yaptıktan sonra eve gittim, güzelce karşılıklı kahvaltımızı yaptık. O an neden yolda yapmadığımızı anladım beyler, başbaşa yapmak, kendi evinde yapmak gibisi yoktu..

Bu denli mutlu olduğumu hatırlamıyordum, özel olmak güzel hissettiriyordu. Gamze çok teşekkür ederim diyebildim sadece, gözlerim gözlerine kenetlenmişti yine. Elindeki pastayı önüme indirdi ve dilek tut dedi. Kapattım gözlerimi, bu kız keşke hep benim kalsa diye geçirdim içimden.

Mumları üfledim, yanıma oturup ne diledin bakalım dedi. Söyleyemem dedim, 'amaaa' dedi ağzını bükerek. Kulağına yaklaştım ve her zaman benim kalmanı diliyorum dedim, boynundan öptüm. Ellerini sırtımda gezdirmeye başladı, kendinden geçiyor gibiydi. Dudaklarımı boynundan dudaklarıma aldım, öpüşmeye devam ederken ayağa kalktık. Kucağıma aldım gamzeyi, bacaklarını okşuyordum öpüşmeye devam ederken. Pürüzsüz, dolgun sayılabilecek bacakları vardı.

Gamze kucağımda öpüşmeye devam ederken odadan çıktım, dudaklarımı çekip yatak odası nerede dedim, benim sağımdan 2. kapı dedi ve hemen öpmeye devam etti. Kendini alıkoyamıyor gibiydi beyler, yatak odasına geçtik. Yatağa attım, üzerimizde sadece iç çamaşırlarımız vardı zaten, herşey ortadaydı. Yanına yattım, kucağımda tutmaktan yorulmuştum biraz. Üzerime çıktı, french kiss yapmaya başladı. ikimizde birbirimizi istiyorduk..

Üzerimde oturuyordu, beni öpebilmek için karnıma oturmuştu. Birkaç dakika öpüştükten sonra kafasını kaldırdı ve biraz geriye doğru gitti, tam üzerine oturmuştu. Üzerimizde iç çamaşırları olmasına rağmen vücuduyla ileri gel git yapmaya başladı. Kafamı kaldırıp omzundan öptüm beyler, öpmeyi geçtim hatta yavaşça yalıyordum. Kızların omuzlarından tahrik olduğunu biliyordum, aslında gamzeyi o an tahrik etmeye gerek yoktu ama bildiklerini uygulama hissi oluşuyor insanda.

Biraz daha geriye doğru gitti, bacaklarıma oturdu ve elleriyle boxer'ımı yarıya kadar çekti. Herşeyim ortadaydı artık, eliyle gelgit yapmaya başladı. Onunda hoşuna gitmiş olacak ki biraz uzun sürdü bu işlem, en son ben dayanamayacak duruma geldim ve durdurdum, gamze, geldi dedim. Gülümsedi, gecikti bile dedi. Bi an tecrübeli olduğu hissine kapilsamda çok gereksiz bi hissiyat olduğunu fark ettim. Daha sonra yavaşça onun iç çamaşırını çıkarmaya başladım, fiziksel olarak tüm benliğiyle karşımda duruyordu. O an erkeksel hormonlarım olmasa kıza dokunmaya kiyamazdim beyler, o derece güzel, temiz bi bedeni vardı.

Birkaç dakikalık gelgit işlemleri oldu, işlemler sırasında gamze tırnaklarını vücudumun neredeyse her noktasına geçirmişti. Böyle yapınca ben daha fazla tahrik oluyordum. En son içindeyken patlayacağımı hissettim, kendimi sıkmam sonucunda başımıza açılabilecek olumsuz durumlardan kurtulduk. 1-2 hatta 3 saat kadar seviştik, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. ikimizde yorulmuştuk ve yan yana yatmaya başladık. Birbirimize sarıldık ve kulağıma seni seviyorum diye fısıldadı, bende seviyorum seni çok dedim. O mutlulukla uyuduk...

Hızlı adımlarla yanımıza doğru geliyordu yanında 4-5 adamla, sinirli olduğu yüzünden anlaşılıyordu. iyice yaklaştıktan sonra 'konuşmamız lazım' dedi. iyi dedim konuşalım, yalnız dedi. giberim seninle özel ne konuşabilirim ki diye düşünüp yürümeye devam ettim, giblemedim sinanı. Arkamdan tekrar bağırdı questzum diye, bu defa anıl bağırma lan diye karşılık verdi.

Bu sinan muallaksinden bahsedeyim, her okulda olur ya beyler böyle kızlara kanka ayağına takılan, ortam yapmak uğruna zütünü gibtirebilecek, yavşak olduğu suratına yansımış tipte biri. Boyu fazla uzun değil, vücududa yok hani teke tek çıksak rahat alırım kaldı ki okulda anıl dışında kimsede zorlanmam teke tekte. Ulan bacağıma kadar gelen çocuk yanında 4-5 adam var diye artistlik yapıyordu. Gelemem ben böyle insanlara amk ne muhabbet ederim ne selam veririm.

Neyse döndüm tekrar arkamı, sinana doğru 1-2 adım attım. konuşmak istiyorsan önce o sesini biraz düşereceksin dedim, okuldakiler iyiden iyiye etrafımıza toplanmaya başlamıştı. Ben biraz üzerine yürür gibi olunca geri vites attı gevşek, bak düşman olmamıza gerek yok, ben zaten konuşup anlaşmaya geldim dedi. Adam olmayana düşman bile olmam dedim, çok sevdiğim aşık veyselden alıntı yaparak. Etraftakiler gülmeye başlayınca bu iyice sinirlenmeye başladı..

O gün evdekilerin hazırlık telaşıyla geçti, akşama doğru yola çıktılar ve ev 4-5 günlüğüne bana kalmıştı. O sıralar play-off sistemi çıkarılmıştı beyler, yanlış hatırlamıyorsam ligin ilk 3 sırasındaki takım kendi aralarında maçlar yapıyorlardı. Akşam Galatasaray - Fenerbahçe maçı vardı, sınıftan bazı binleri ve anılı çağırdım bizim evde izledik derbiyi. Zevkli maçtı, her ne kadar kaybetsekte.

Maçtan sonra herkesi yolcu ettik, anıl bizim evde kalacaktı. Etrafı biraz toparlayıp yattık. Sabah telefonumun çalan zil sesiyle uyandım, gamze arıyordu. Birşey oldu diye korktum, sabah sabah niye arasın yoksa, açtım telefonu. questzum, uyanma vakti, okul var bugün dedi. Vay anasını gibeyim, kız beni benden çok düşünüyordu. Başlarda bu size güzel birşey gibi gelebilir beyler ama etraflıca düşününce değil. Bi insanın sizi bu kadar düşünmesi sizi bunaltabilir, sıkabilir, onu üzmekten daha fazla korkacağınız için hareketlerinizi çekinerek yapmaya başlayabilirsiniz. Benim için bu saatte uyandın mı cidden dedim, evet dedi hemen. Hoşuma gitmiş gibi yaptım, biraz daha konuştuktan sonra kapattık. Anılla bişeyler atıştırıp okula geçtik. Okul yine gibimsonik bi durumdaydı, hiçbir şey olmamıştı, ta ki öğle arasına kadar. Öğle arası kantinde yemek yiyorduk, okulda epey havalıydık beyler, dikkat çekiyorduk, bizden uzunu yoktu, iriydik. Bunlar hep avantajdı bizim için.

Öğle arası yemek yerken ezgisu geldi yanımıza oturdu, naber nasılsın falan konuştuktan sonra ben işimiz olduğunu söyleyip kalktım, anılda arkamdan geldi. Gamzenin dün ki tavrını unutmamıştım, ezgisuyla hiçbir şekilde samimiyet kurmak istemedim o yüzden. Neyse biz çıktık kantinden, arkadan 'questzum' diye yüksek sesle seslendi birisi. Sesi oldukça sinirli geliyordu, arkamı döndüm, okulun yavşağı, pekekenti sinandı bağıran.

Anılın yanına gittim 'ne söylediği şerefsiz' dedi, anılda benim gibi kıl oluyordu. Belkide çoğu zaman aynı düşüncelere sahip olduğumuz için bu kadar iyi anlaşıyorduk anılla. Zor zamanlarımızda birbirimize destek oluşumuz da küçümsenmeyecek bi sebep tabi.

Anlattım konuştuklarımızı, sinanın beni tehdit olarak gördüğünü de söyledim. Seni görmeyecekte kimi görecek dedi bin gülüşü atarak. Bu gülüşün altında bişeyler saklıydı, 'niye' diye sordum. Ezgisu senin için bi çocukla tartışmış demiştim ya, o çocuk sinanmış dedi. Vay anasını satayım, olaya bak lan sen. Meğer ben okulu giblemezken, okulda benim için neler olmuş. 'ilginç' dedim, o sırada zil çaldı ve hiç alışkın olmadığım şekilde atraksiyonlu geçirdiğim öğle arası bitmişti. Diğer tenefüsler birşey olmadı, ezgisunun beni keskin gözlerle kesmesi dışında. Okul çıkışı, güvenlik ahmet abiye gorusuruz dedim, 'karşı tarafta biri seni bekliyor questzum' deyip göz kirpti. Kim acaba diye karşıya bakiyordum ki arkadan biri dokundu.

Arkamı dönünce ezgisuyu gördüm, nereye gidiyorsun dedi. Sanane kızım, sen hayırdır yani? Tabi kırılmasın diye 'işim var' dedim sadece. O sırada yolun karşısında parlayan bi güzellik gözlerimi aldı, lan bi baktım gamze. Okulumu nerden öğrenmişti amk? Hem okul konusu açılınca bile çekindiğimi bildiği halde okuluma gelmişti. Sonra birden içimde korku oluştu, acaba ezgisuyla konuştuğumuzu görmüş müydü?

Geceye bi şarkı bırakarak başlayalım dostlar, güzel şarkıdır karadeniz müziği dinleyen panpalarım bilir https://www.youtube.com/watch?v=AY002EbA9DI

insanlar sevince gereğinden fazla kırılgan ve üzülmeye meyilli olur. Sevginizin büyüklüğüyle orantılı olarak kötü duyguların oluşmasıda kolaylaşır. Oldukça kolay bi şekilde güveniniz kırılabilir, duygularınız incinebilir. Gerçekten seven insanlarda durum böyle olur ve beyler gamze gerçekten biraz fazla seviyordu beni, bu yüzden çok çabuk kırılabilirdi, güveni sarsılabilirdi. En çok korktuğum şey ise sürekli bahsettiği inançtı. inancını yitirebilirdi. Bi kızla konuştun diye bunlar mı olacak amk demeyin beyler, kızlar küçük durumlardan büyük sonuçlar çıkabilir.

Gamzenin yanına doğru hareketlendim, yaklaştıkça kaşlarının çatık olduğunu fark ettim. Ezgisuyla konuştuğumuzu görmüştü ve sinirlenmişti anlaşılan. Neden geldin? dedim, yine soruyu sorma tarzım biraz yanlış olmuştu. Gideyim istersen, hem kızlarla konuşacakların varsa ben tutmayayım dedi, kıskançlık triplerine girmişti. Sevdiğinizin sizi kıskanması güzel bişeydir, tabi abartmadığı sürece. Benimde hoşuma gitmişti, güldüm. 'Komik mi amk' bakışı atınca ciddileştim bende. Kim o kız dedi dayanamayıp, ezgisu dedim, bak sennn dedi sondaki harfi uzatarak. Neden böyle bi tepki verdiğini düşünüyordum ki şu seni dün arayan ezgisu dimi dedi, vay dıbına koyayım, kızdaki hafızaya bak unutmamış. Ben daha öğle arası ne yediğimi hatırlamıyorum anasını satayım.

Evet, o da sen neden geldin okul konusunda çekiniyorum dedim konuyu kapatmak adına, seni özlemiştim dedi, önceki mevzuyu uzatmanın saçma olduğunu anladı. Ama ezgisuyu kıskanıyordu, kıskanmasındaki en büyük etkense kızın liselilere göre fazla güzel olmasıydı..

Merhaba dedi kadir abi, tanıştırdım bende. sevgilimle canımız sıkılıyordu da bizde sizle takılalım dedik hem 3 çift uyumlu olduk dedi. Bi susta ben konuşayım amcık ağızlı. Kızlar pek sorun etmedi neyse ki bu durumu. Anıl hiç konuşmuyordu beyler, birden patlar diye korkuyordum nitekim öylede oldu. Sevcan 'anıl sen nasılsın' dedi, sanane diye tersledi kız ilk başta. Noldu şimdi ya dedi sevcan, sonra anıl içindekileri kustu adeta, tüm öfkesini boşalttı.

O sorada kadir abi baktı ki gece uzun sürecek, bi büfenin yanında durdu. 'Ne konuşacaksanız 10 dakika daha sabredin gençler, questzum sen benle gel' dedi. Büfeden kişi başı 2 amsterdam, 2 extra, 2de shot aldık. Poşeti bagaja atarken, bagajdaki votkayıda gördüm. Arabayı sakin, ormanlık bi mekana doğru çekti. indik arabadan, ben içkileri aldım(votkayıda tabi) dağıttım herkese içkilerini. Anılla sevcanı kendi hallerine bıraktık, aralarında konuşup anlaşsınlar diye, bizde gamzeyle dip dibe oturmuştuk.

Parfümün çok güzel kokuyormuş, banada bulabilir miyiz aynısından dedi gamze. Vay amk kız bana asılıyordu basbaya, içimden parfüm senin köpeğin olsun diye geçirdim. 'malesef bu bana özel, çok beğenende sık sık yanıma gelip koklayabilir' dedim, sürekli yanımda olmasını istediğim mesajını vermiştim, güldü. Gece böyle devam ederken kızlar biralardan sonra hafif kafayı bulmuştu. Aslında herşey burdan sonra başladı..

'Neden' dedim, acaba 1 hafta konuşmayınca soğumuş muydu benden? Cevap vermedi, tekrar mesaj attım 'noldu gamze' diye. "Sevcan herşeyi anlattı bana" dedi, ee yani? Bu tepkiyi vermesini sağlayacak ne yaptım ki ben?

Ee dedim, "ne ee'si benden gizli başka kızlarla konusuyormussun daha ne olsun" dedi. Vay amina koyayim, ne kızları, ne konuşması? 'Gamze öyle birşey yok' yazdım, yine cevap yok. Böyle olacak gibi değildi, yüz yüze konuşmamız lazımdı. Anılla ayrılıp gamzenin evinin önüne gittim, 'müsaitsen 5 dakika aşağı iner misin' yazdım. Hemen aradı, gerçekten aşağıda olup olmadığımı sordu, şaşırdı. Bunda şaşılacak ne var anlamadım aq.

15 dakika kadar beklettikten sonra aşağı geldi, apartmanın kapısından çıktığı an kalbimin ritmi değişmeye başladı, çok özlemiştim. Yanıma geldi onun konuşmasına fırsat vermeden sevcanın anlattıklarının doğru olmadığını söyledim. "Sen varken ben başka hiçbir şeye ihtiyaç duymuyorum" dedim, o çok beğendiğim gülümseyişi suratında belirdi yine. 'Neden ayrıldı o halde bunlar' dedi. Meğer karaktersiz sevcan gamzeye olanları çok farklı anlatmış. Sevcan bi gün beni başka kızla gezerken görmüş, el ele hemde, yanımdan geçmiş ben utanayım diye. Sonra bende bunu tehdit etmişim eğer gördüklerini gamzeye anlatacak olursan bende seni anılla ayırırım diye, sevcanda ne olursa olsun ben gerçekleri arkadaşımdan saklayamam demiş. O yüzden bende aralarını bozmuşum. Yalanlara bak lan sen, şerefsizi görüyor musun amk hemen senaryo uydurmuş..