Merhaba beyler , şu an üni 3.sınıf öğrencisi bir kardeşinizim. Lise3.sınıfta başıma gelen hayatımın en güzel ve en acı olayını anlatıcam sizlere.

Lise 3.sınıftaydım. Okuldan yeni gelmiştim eve , üniformayı çıkarıp pijamaları geçirdim zütüme televizyonu açtım Cedric puştunu izliyordum. Birden telefonum çaldı. Arayan kankardeşim Kemaldi.

K: Kardeşim napıyosun çıktın mı okuldan ?
B: Çıktım kardeşim ne yapayım eve geldim tv izliyorum sen napıyosun ?
K: Kardeşim bende dershaneye geldim , sende gelsene beraber soru falan çözeriz hem sınavlarda geliyor iyi olur.

Normalde hiç bir kuvvet beni kaldıramazdı o üçlü koltuktan. Kardeşime olur dedim telefonu kapatıp üstümü başımı değiştirdim. Saçım başım paspas gibi bir halde düştüm dershane yoluna. Bu arada boyum 1.80 sarışın ve kaslı vücutlu bir kardeşiniz değilim. Boyum 1.74 cılız ve esmer bir kardeşinizim.

Neyse dershaneye yaklaştığımda kapıda gördüm Kemal'i yanında iki kız vardı. Biri hoca gibi gelmişti bana lakin değilmiş sonradan öğrendim. Ama diğer masum mu masum yüzlü bir kızdı. Sarışın mavi gözlü bebek yüzlü bir kız.. Yanlarına gittim kardeşime selam verdim tokalaşıp sarıldık. Sonra büyük gösteren kızla tokalaştım arkasından da o masum bebekle..

Edit: Beyler hikayeyi dinlemeyen olmasada yarım bırakmayacağım. Ama okuyan kardeşlerim kendini lütfen belli etsin. Hikaye kısa değil biraz uzun sürecek sabrınızdan öpüyorum.

Edit2: Hikaye de aşk var dram var mutluluk var ancak gibiş yok gibiş için gelen gelmesin.

Kemal bana soru çözücez demişti kimse olmayacak sanıyordum. Sadece ikimiz soru çözücez diye beklerken bu iki kız nerden çıktı diye düşünürken bi sigara da ben yaktım. Sonra muhabbet etmeye başladık. Kızlar dershanede kemalle aynı sınıftaymış. Ve aynı lisede okuyorlarmış. Bizim ne dershanelerimiz nede okullarımız aynı değildi ben başka bir dershanede başka bir lisede okuyordum.

Kızların birinin ismi Merve diğerinin isminin Sema olduğunu öğrendim.
Neyse sigaralar bitti yukarıya kütüphaneye çıktık , kızlar eşyalarını toplayıp gittiler bizde iki soru çözdük arkasından da kemal dayanamadı ;

K : Kardeşim hadi kalk gidelim zaferin orda bir sıcak çikolata içelim.
B: Tamam hadi gidelim zaten canım soru falan çözmek istemiyor..

Kalkıp zafere gidip sıcak çikolatalarımızı söyledik...

K: Kanka bu semayı sana mı yapsak ? Çok hoş kız. Aslında kendime düşünürdüm de biliyorsun ne kadar o beni sevmesede ben Gizemi çok seviyorum.

Kemal'in delicesine sevdiği bir kız vardı. Gizem.. aylarca beraber o kız için ağlayıp o kız için yaktık sigarlarımızı..

Ben birden durdum ; Kardeşim bence bana merveyi yapalım o daha güzel..
K: Olum saçmalama o kızın neresi güzel delirdin mi ?
B: Olum sema iri yarı deli misin sen ben cılızım kız daha erkek duruyor !
K: Lan ufak tefek olanın adı Sema mal. O merve dediğin uzun olan.

Beyler.. ben kızların isimlerini karıştırmışım.. Semayı merve , merveyi sema sanıyordum.

O zaman olur lan dedim.. Sonra kemal ben ayarlarım dedi. Çikolatalar bitti bizde eve doğru gittik. Gece saat 12 gibi birden telefonum çaldı arayan Kemaldi.

K: Kardeşim sana semayı yapalım dedim ya hani ben..
B: ee dedin ne olmuş ?
K: La gibtiret ya başka kız mı yok o kızı yapmayalım sana.
B: iyi sen nasıl istersen..

Kemale böyle demiştimde ben içten içe vurulmuştum beyler bu kıza.. Dertlendim bir sigara yaktım. Tabi ki vazgeçmeyecektim. Vazgeçmek korkakların işiydi..

beyler burada mısınız ?

Dinleyen 3-5 kardeşim varsa yinede anlatırım. Hikaye tamamen doğrudur. Tek bir noktada yalan yazarsam dıbıma koysunlar.

Dayanamadım , Kemali geri aradım bende.

K: Kardeşim ne oldu neden aradın ?
B: işin yoksa şu sizin evin üstünde ki kahvede buluşalım.
K: işim yok , tamam geliyorum 10 dk sonra kahvede olurum.
B: Tamamdır. Acele et giberim belanı.

On dakika sonra kahvede buluştuk.

B: Neden olmazmış neden başka kıza bakıyoruz birader ?
K: Kanka kızın unutamadığı biri varmış kimseyi istemiyormuş.
B: Ya birader gibicem belanı , ben hoşlandım bu kızdan. Öyle kolayca vazgeçmem amk. Dur ben faceden falan ekliyim bi şunu , konuşayım biraz.
K: Ne tak yersen ye , üzülme diye diyorum bin.

Kalktık evlere doğru yürüdük. Ben Semayla konuşmaya başlamıştım.
2 gün boyunca konuştuk ettik , Sema hep mesafeli duruyordu. Her gün dershaneden çıkıp onların dershanesinde buluşup çay içip tavla falan oynuyorduk. Onun arkadaşlarını tanıyor , onu iyice inceliyordum. Allah canımı alsın çok masumdu beyler.. Gözlerime bakmaya utanıyordu.

Bi gün derste hoca yakaladı telefonu el koydu. O gün hiç konuşamadım..

Ertesi gün telefonu aldım hocadan okul nöbetçisiydim hemde dış kapı. Çok rahattım yani , mesajaştım rahatça.

B: Naber Sema ?
S: iyim , dün neden yazmadın ?
B: Canım sıkkındı yazıp seni de kırmak istemedim. ( Yalan , hocaya yakalattım diyemedim rezillik dıbına koyim)
S: Fırtına öncesi sessizlik oldu.
B: Ne demek o ?
S: sivilenginar benden bişeyler beklediğinin farkındayım ama olmaz. Benimle olmaz. Çok iyisin ama olmaz işte.
B: Benim bişey beklediğim yok konuşuyoruz işte ilerde ne olur kimse bilmez.

Gururuma yediremedim ulan deli gibi seviyorum gibseler vazgeçmem demeyi.
Aradan bi kaç gün geçti biz yine aralıklarla mesajlaşıyoruz beyler.

Ve sonunda o güzel gece geldi.. Fırtına geldi ardından da mutluluk.. Keşke o gece ölseydim.

15 Mart 2012 Saat 23:00 civarı

16 Mart doğum günüm bu arada.

Evden içeri zebani gibi girdim. Semayla kavga etmiştik. Ard arda iki üç sigara yaktım. Ve sonra Semaya bir mesaj atma kararı aldım. Sigara mı içerkende bu mesajı yazmaya başladım.

Sema.. Ben gitme kararı aldım. Bu durum senin hayatında hiç birşeyi değiştirmeyecek. Dershane çıkışlarına gelmeyeceği ve sen beni asla görmeyeceksin. Bu durum Kemalle olan arkadaşlığınızıda asla etkilemeyecek. Umarım hayatın boyunca hep mutlu olursun. Kendine iyi bak hep mutlu ol.

Yolladım mesajı ardından da telefonumu kapadım.
Dayanadım 15 dakika sonra açtım telefonu. Artık saat 24:00 ı geçmiş 16 Marta girmiştik yani benim doğum günümdü..

Bi sigara yakıp Ahmet Kayadan kafama sıkar giderimi açtım dinliyorum. Kafam çatlayacak gibi.

O sırada Sema dan bir mesaj geldi.

ŞUKULAYIN BiNLER EMEK VERiYORUZ.

varlık gösterin beyler kendim çalıp kendim oynamayayım bende

Semadan mesaj geldi.

Doğum gününde benim yüzümden üzülmeni istemiyorum. Gitmene falanda gerek yok. Çok aceleci davranıyorsun istiyorsun ki bir haftada olsun bitsin herşey. Ama öyle olmuyor sivilenginar. Ben kırılmaktan korkuyorum. Lise hayatım boyunca bir kişiye bile açmadım kalbimi kırılmamak için. Kolay mı sanıyorsun ? Tamam istediğin olucak ama bana biraz zaman ver hemen sana aşkım canım cicim dememi bekleme.

Beyler bu mesajdan sonra sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Ama yinede içimde bir parça olsun mutluluk olmuştu. Hemen Kemale mesaj attım anlattım durumu. Ayrıca ona sormam gereken bir soru da vardı.

B : Lan bin ! Hani bu kızın unutamadığı biri vardı ?
K: Var olum da ne oldu ?
B: Lan bin semayla ben birlikteyiz artık ve lise boyunca kimseye açmamış kız kalbini bana yalan mı söylüyo ?
K: Kardeşim ben sana yalan söyledim. Sema o gün senin bakışlarından anlamış böyle bir harekete kalkışacağını bana böyle söyle dedi. Üzülmeni istemedim bende. Böyle söylersem vazgeçersin sandım.
B: Neyse tamam önemli değil. Ama bidaha bana yalan söylersen dıbına koyarım bin. Sen benim kardeşimsin sana inanamayacaksam kime inanıcam ?

Sabah oldu kalktım. Duş alıp saçlarımı yaptım. Cumartesi günüydü sabah 8 de dershanede dersim başlıyordu. Kemalle buluşup atladık metroya. Dershanelere doğru yol alırken aramızda konuşuyoruz ne olucak diye. Ben bile ne olduğundan emin değildim. Sevgiliydik ama ne kadar ? Durum iyi miydi kötü müydü bilmiyordum.

Yanlarına geldik onlarda masada oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Sema ve tayfası oradaydı. Bizde Kemalle yanlarına oturduk. Ben hayatımda bu kadar ezilmedim beyler. Yer yarılsaydıda yerin dibine girseydim. O anları yaşamasaydım.

Masada resmen adam yerine konulmadım beyler. Kimse bana selam bile vermedi doğru düzgün insanların gözünde kızla zorla sevgili olan bir adamdım ben. Üstelik bu kalıba uğruna girdiğim Sema bile doğru düzgün selam vermedi bana sadece kafa sallayıp geçti. Sabaha kadar ağlamıştı belli ki gözlerinin altı kıpkırmızıydı.

Sadece Kemale selam verip kendi dershaneme doğru yürüyecektim. Kemal dur bende senle yukarı kadar geleyim dedi. Olur dedim o arada da konuştuk biraz.

K: Kardeşim, yıllarca yan yana yürüdük durduk. Ulan hayatımın tek bir anında bile seni bu kadar ezilmiş görmedim. Semayı ayırıp soruyorum lan sana ! Şu huurlar mı sana selam vermeyecekler ? Kendine gel biran önce topla kendini.

B: Olum dur gelme üstüme. Bende farkındayım ama , ayıya dayı dedik bi kere. Bide bu köprünün sonrası var. O zaman görüşeceğiz.

Kendi dershaneme doğru yürüdüm beyler. Derse gittim. Bitkinim. Yaşama isteğim kalmamış öylesine ezdiler ki beni. Gururuma yediremiyorum bir yandan diğer yandan kalbime hakim olamıyorum. Dershaneden çıkınca Semaya mesaj attım.

Neden ya söylesene gerçekten merak ediyorum neden ? Yüzüme bakmamak için mi gitme dedin bana ? Lan ben zaten gidecektim. Madem böyle yapacaktın niye gitme dedin. Bu iş böyle devam edecekse ben gitmeye razıyım. Böyle kalmaktansa gitmem yeğdir.

Atladım metroya düşünceli düşünceli eve gidiyorum. Metroda telefon çekmediğinden mesaj falanda gelmiyor. Metrodan inince mesajlar gelmeye başladı..

Semanın cevabı şuydu beyler..

Dün gece olanları Merveye anlattım , benide anla çok sıradışı bir olay benim başıma gelende. Ama sana soğuk davranmıyorum sadece sıcak olamadım. Bunu sana söylemiştim hemen öyle aşkım canım kıvdıbına gelemiyorum. Gitmeni istemiyorum ama bana biraz zaman vermen lazım sivilenginar. Alışmam lazım..

Gitmeyecektim ulan ! Ne olursa olsun vazgeçmeyecektim.

Eve geldim yemek falan yedim arada Semayla mesajlaştım nasılsın napıyorsun kısımlarını yazmıyorum beyler.

Ertesi gün uyandım malum pazar günü dershaneye gitmem lazımdı onların dersi öğlendi ama benimki sabahtı. Duş alıp dershaneye gittim.

Semaya günaydın mesajını atıp Merve napıyor diye sordum dersleri saat 1de başlıyordu. Merve saat 11de dershaneye gitmiş biriyle buluşacakmış.

Düşündüm , arkadaşlarımdan benim düşüncelerimle oynacak tek adam Kemaldi. Kemal benim içim neyse Merve de Sema için oydu işte. Dördüncü derste çıktım dershaneden Merveye mesaj attım. Yanına geliyorum bir yere ayrılma.

Mervenin yanındaydım. Sordum Sema ne zaman gelecek diye 12buçuk gibi gelir dedi. Konuşmaya başladık.

B: Biliyorum kızgınsın bana. Biri Kemali üzse ciğerini sökmek isterim. Senide anlıyorum. Semanın üzülmesini istemiyorsun. Şimdi üzdüğümün farkındayım ama yemin ederim onu en çok mutlu edende ben olucam Merve. Bir aydan uzun süredir tanıyorsun beni , bi yanlışımı gördün mü şimdiye kadar ?

M: Sivilenginar gerçekten iyi bir insansın lafım yok. Ama Sema çok masum kimseye güvenmezdi sebebi üzülmek istememesiydi. Onu üzgün görünce dayanamıyorum. Umarım dediğin gibi olur. Mutlu edersin onu , yoksa elimden çok çekersin.

Gülüştük. Sonra Sema geldi.. Şimdi işte köprüyü geçmeye başlıyorduk.. Asıl hikaye şimdi başlıyor.

Bi sigara yakıp gelicem beyler.

beyler arada şukuda atın la :D yazıyoruz o kadar emeğimize değer verin. trende taşıyın demiyorum ama bu kadar da çok görmeyin bi şukuyu kardeşinize

Sema geldi Merveyle sarılıp selamlaştılar sonra benim yanıma geldi biraz da sıcak bir gülümsemeyle sarıldı bana..

Ulan dünya benim oldu desem yeridir. Hemen sordum ne içersin diye kuşburnu içicem dedi.

Kuşburnu geldi. Tavlayı aldım oturdum karşısına.
B: Hadi şu eski hesabı kapatalım bakalım bu sefer kazanabilecek misin ?
S: Olur. Bence kazanırım .

Tavlayı oynadık bilerek yenildim.

Merve : Noldu yenildin ? Hani kimse bükemezdi bileğini ?
B: Ben ona en başında yenildim.

Gülümsedi..

Neyse biz kalkalım daha çok işimiz var dedi. Nereye derse girmeyecek misiniz diye sordum yok bu gün kitap fuarına gidicez derse girmeyeceğiz dedi. Kalkıp gittiler bende Kemali aradım nerdesin dedim evdeyim derse gitmicem dedi. Atladım otobüse kemaller gittim.

Kemalin evine geldim. Gitar falan çalıp eğleniyoruz kendimizce.

K: Kardeşim nasıl gidiyo düzeliyor mu durum ?
B : Valla kanka iyi ye gidiyor ya. inşallah böyle gider.
K : Kardeşim ne olur bidaha o duruma düşme. Dayanamıyorum seni öyle görmeye.
B: Merak etme kardeşim halledicem ben.

Biz biraz daha şarkı türkü çığırırken bi mesaj geldi telefonuma.

Kemalin annesi Fatma Teyze bişeyler hazırlamıştı atıştırırken okudum mesajı.

" Keşke yanımda olsaydın.. "

Yüzüm bin gülümsemesiyle yazdım mesajımı.

B: Ne oldu özlemeye mi başladın beni ?
S: Yok ondan değil bir sürü kitap aldım ağır taşıyamıyorum.

Evin ortasında kahkaha atmaya başladım. Ben ne sandım o ne dedi diye.

Bende keşke yanında olsaydım hepsini taşırdım falan yazıp gönderdim. Akşam olunca da kendi evime geçtim. Mesajlaşmaya devam ettik.

Hafta içi dershaneden çıkınca buluşuyorduk. Hatta derse gitmeden öncede buluşuyorduk ama hiç yalnız kalmıyorduk yanımızda hep arkadaş grubumuz oluyordu.

Henüz hiç elini tutma fırsatım bile olmamıştı. Öylesine seviyordum ki uzaktan izle sadece dese ona bile razıydım.

Bi gün arkadaşlarla yine otururken öğrendik ki Gizem ve Okan adındaki iki arkadaşımızda sevgili olmuş. Bu herkesi mutlu etti ama beni etmedi. Okan benim okuldan onlarınsa dershaneden arkadaşıydı. Gizemse semanın yakın arkadaşıydı.

Okanı kenara çekip konuştum.

" Bak Okan olurda birden bire kızdan soğursun ayrılırsın birbirimizi tanıyoruz senin yüzünden benim ilişkim zarar görür o zaman senin ensende biterim. Haberin olsun. ilişkilerimiz bağımlı olamaz birbirine. "

Okan : Kardeşim merak etme olmaz öyle şey hem ben seviyorum bu kızı.

Umarım dediğin gibi olur.

Okanın hepimizin ağzına sıçacağını biliyordum ama yapacak birşey yoktu. Kendimi fırtınaya hazırlamaya çalışıyordum sadece ve tabi ki gözümden sakındığım biricik sevgilimi.. Canımın parçasınıda.

Okuyonuz mu binler ?

Sonra geri döndük masaya. Sema yanıma geldi , zaten normalde bile yüzüm serttir ama olayın etkisiyle biraz daha gerilmiştim.

S: Noldu gerginsin ?
B: Bişey yok canım , şu an başımız kalabalık sonra konuşuruz olmaz mı ?
S: Tamam olur ama ne zaman konuşucakmışız ?

O an aklıma sadece ikimizin olduğu bir günü geçirmek geldi.

B: Pazar günü sabah 10 da buluşalım bütün günü birbirimize ayıralım olur mu ?
S: Olur ama pazar ablam gelicek üniden 3 gibi falan dershaneye gelelim ayıp olmasın onada.
B: Tamam canım , nasıl istersen.

S: Gülümse biraz , gizem yanlış anlayacak sanki onların mutluluğunu istemiyor gibisin.

" Ah be Mavim. Sen tanımıyorsun ki Okanı ben bilmiyormuyum onun ne kadar bin olduğunu 2 haftaya bırakacak o kızı ceremesini sen ve ben çekicez " dedim içimden sonrada kimseye belli etmemek adına sırıtmaya başladım..

Pazar günü gelmişti sabah saat 8 gibi uyandım. Duş alıp saçımı başımı topladım. Açtım dolabımı akşamdan ütülettiğim jilet gibi beyaz gömleği geçirdim sırtıma altına kot pantolon üstünede mavi bi hırka. Hazırdım artık evden çıkabilirdim.

Semaya mesaj attım " Canım günaydın , ben hazırlandım evden çıkıyorum 20 dakikaya her zamanki börekçide olurum. "

20 dakika sonra börekçiye geldim bi çay söyleyip sigaramı ateşledim. Sigaramı söndürmeye kalmadan Mavim geliyordu.

S: Çok bekletmedim dimi ?
B: Çok değil 5 dakika.. Bir ömür beklemeye razıyım ben seni.
S: Ya şapşallaşma hemen
B: Nasıl şapşallaşmayayım çok güzelsin

Abartısız bir makyaj , teniyle uyumlu giysileri adeta cennetten bir huri vardı karşımda.

S: Napıcaz bakalım planın nedir ?
B: Kültürparka gidelim diyorum hem eğleniriz hemde konuşuruz işte.
S: Bana uyar , çarpışan arabayı ben kullanacağım ama ?
B: Tamam sen nasıl istersen Mavi.
S: Mavi mi ? O nerden çıktı ?
B: Gözlerin çok güzel , tüm ruhuna işliyor sanki..

Gülümsedi..

Gizem ve Okan meselesini konuşacaktım ama şu an uygun değildi. Kendimi onun gülümsemesini izlemeye bırakmıştım.

Ve içten içe bir dua ediyordum..

" Allahım , bu kızı bana hayırlı bir şekilde nasip et.. "

Beyler mobilden yazıyorum inanın en seri haliyle yazmaya çalışıyorum. Amacım prim falan da değil 3 5 şukuya 10 part hikaye girdim daha ne yapayım.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra kültürparka doğru yürümeye başladık. Kültürparka geldiğimizde ne yapalım diye sordum oda dönme dolaba binmek istedi. Biletlerimizi aldım ve bindik dönme dolaba. Ben açmadan o açtı konuyu.

S: Okan ve Gizemin ilişkisi seni neden rahatsız ediyor ?
B: Bende seninle bunu konuşacaktım , Okan benim okuldan arkadaşım biliyorsun , tamam çok yakın değiliz birbirimizin nasıl insanlar olduğunu az çok biliyoruz.
S: Ne demek istiyorsun yani ? Okan kötü biri mi ?
B: Canım hayır kötü değil neden kötü olsun , sadece Okan olaylara kafa göz dalan biri ve ben duygularından emin olduğunu sanmıyorum. Umarım ben yanılıyorumdur ancak bana söz ver ne olursa olsun Gizem ve Okan ilişkisi bizim ilişkimizi etkilemeyecek.
S: Tabi ki etkilemeyecek. Onlarla başlamadık ki onlarla bitirelim. Sivilenginar , sen bu ilişkiyi zorla başlattın ama iyi ki başlattın. iyi ki o gece sana gitme demişim. Kaldığın için yanımda olduğun için teşekkür ederim..

Tam o anda durdu en tepede dönme dolap..

Duyduğum cümlelerin sözlerin heyecanıyla ayaklandım...

" Bütün Bursa duysun ulaaan ! Seviyorum bu kızı seviyorum ! "

S: Ya rezil ettin bizi herkese , bidaha sana güzel sözler söylemeyeceğim.

Ben biraz da sırıtarak girdim söze ;

Ya sabahın köründeyiz kimse yok zaten parkta kim duyucakta kime rezil olucaz Mavi ?

Beyler hayatımın en güzel günlerinden birini yaşıyordum.

Uğruna rezil olmayı göze aldığım kız ( ki normalde çok egoist bir insanım ) artık gerçekten benimle olmaktan mutluydu. Zoraki bir ilişki değildi artık.

Ama şimdi önümde Okan ve Gizemden yana oluşabilecek bir tehlike vardı çok dikkatli olmalıydım. Tırnaklarımla kazıdığım ilişkimi Okan bininin gibinin keyfine mahfetmeyecektim kararlıydım.

Biraz daha oyuncaklarda takılıp eğlendikten sonra minigölün başında oturmaya başladık.

Banka uzandım , kafamı dizlerine koydum.
Saçımla oynamaya başladı.. Çok severdim böyle yapılmasını hemen uykum gelirdi. Kafasını eğip gözlerime baktı. O kadar güzeldi ki o mavi gözleri içinde boğulsam gıkım çıkmazdı..

Düzeldim , gözgöze gelince bana birden Seni seviyorum dedi..

Gardı düşmüştü , yaklaştım dudaklarıyla dudaklarımın arasında 3-5 mm kaldı desem yeridir. Onu öpmeyi çok istiyordum ama ondan sonra oluşabilecek sorunları düşününce kafamı çevirip yanağından öptüm..

" Mavi , seni Mimar Sinanın Mihrimah sultanı sevdiği gibi seviyorum.. Masum ve karşılık beklemeden. "

Olum bari ses verin dıbına koyim dağa taşa mı anlatıyoruz burda