/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +156 -11
    Babamın ölümünden sonra iyice dışa kapanık bi çocuk halini almıştım. Tepkisiz, somurtkan, isteksiz... Babamın geride bıraktıkları; bir araba, çok aşırı olmayacak miktarda para, iki oğlu ve ikisinede birer ev... Anneme gelince o ayrı bir sorundur benim için. Tam atlattım derken babam gitti, veda bile edemedim.

    +Ne yapsın hocam uyuyo işte (dalga geçer gibi bana dönerek. Duyuyorum seni)
    -Sanane kardeşim? (her zaman olduğu gibi)
    H: Dersim'de laubalilik istemiyorum.
    Yine klagib yaşananlar, dersler, konular...
    Zil çaldı. Kafamı hafif yana çevirdim. Çıkış saati. Zar zor kaldırdım kafamı.
    +Günaydın uyuyan güzel.
    -Günaydın
    Nihat' ı severim. Ama belli etmem, herkese yaptığım gibi. Arkamdan laf ettirmez. Çok da umrumda değil zaten laf etmeleri.
    Özge: Efe bugün gelecek misin?
    -Yorgunum.

    Hikaye bitmiştir. Hepinize teşekkür ediyorum ilginiz için. Merak ettiğiniz sorular varsa cevaplamaya çalışacağım.
    Umarım başka hikayelerde görüşmek dileğiyle sağlıcakla kalın...
    Ama eğer tadı kaçmaz at diyorsanız da atarım.

    EDiT: panpalar hikayeyi yarıda bıraktım diye bana kızmışsınız. Tam olarak yarıda bırakmadım. bi hikayeyi çok fazla uzatırsanız tadı kaçar inanın.
    Şunu söylemek isterim Bu hikayeyi bi sinemanın ilk bölümü olarak düşünün. Bu hikaye ilerde size atacağım iki-üç hikayenin ana hattıdır (hikayeler hazır ama biraz zaman geçmesini bekleyeceğim).
    ···
  2. 2.
    +49
    PART2
    Özge: Hep aynı şeyi yapıyosun ama (olur ya a harfini uzatarak ona bi de kırgın ses tonu)
    Nihat: Lan gel işte ne olucak. Ayda yılda bir geliyon zaten.
    Özge kumral düz saçlı 1.70 civarı yeşil gözlü bi kızdı. O yuvarlak camlı gözlüklerini de unutmamak lazım.
    -Bora var biliyorsunuz yalnız bırakmam onu. (Doğruluk payım var ama daha çok kıvırmaya çalışıyorum)
    Özge: Öff ne yaparsan yap be. (arkasını döndü, sırtındaki çantasıyla gitti)
    Nihat: Lan yine aynısını yaptın.
    Nihat Özge diye hafif bağırarak arkasından gitti.
    Çantamı sırtlatım. Boş olmasına rağmen bana içi taşla doldurulmuş gibi geliyodu. Uyku sersemliğinolsa gerek.
    ···
    1. 1.
      -1
      okuruz bi ara
      ···
  3. 3.
    +45 -1
    PART3
    -Bora nerdesin lan (anahtarla kapıyı açmış, ayakkabılarımı çıkarırken bağırıyodum.)
    +Burdayım abi burda.
    Ayakkabıları çıkardıktan sonra çantayı hemen hole attım. Salona geçtim.
    -Lan yine mi onun başındasın. En sonunda kırdırcaksın bana onu.
    (tek kulağına kulaklığı geçirmiş, bilgisayara gömülmüş.)
    +Ne var abi ya sanki hiç çalışmıyoruz.
    -Çalışmıyosun zaten o sınavlardan da nasıl yüksek alıyosan.
    +Ne yemeği var. (hala gözü bilgisayarda)
    -Daha yeni geldim ve oğlum.
    Odama geçtim, üstümü başımı değiştirdikten sonra mutfağa geçmemle mesajın gelmeside bir oldu.

    Panpalar emeğe saygıdan bi şukunuzu ekgib etmeyin kolay gelsin.
    ···
  4. 4.
    +49 -1
    PART4
    Mesajı atan Nihat'tı.
    +Niye böyle yapıyosun oğlum. Kızı doğum gününde yine mi yanlız bırakcaksın? (doğru en son iki sene önce gitmiştim.)
    Cevap yazmadım. Kapattım telefonu. Dolabı açtım. Dünden kalma bi mercimek çorbası vardı. Tadı güzel midir bilinmez. Annemin yokluğundan beri anneannemin geldiği günler dışında hep ben yaptım yemeği.
    Çorbayı ısıttım. Yanında bir kase yoğurt.
    -Bora gel ye.
    (Bırak şu oyunu tepem atmaya başladı)
    -Bora, diye bağırdım.
    +Tamam abi, diye seslendi.
    Mutfağa geldi, masaya oturdu. Mutfak son derece genişti, evde öyle. Ya da iki kişi olduğumuzdan bize öyle geliyodu.
    -Bi şeyi bile ısıtamamışsın.
    +Beraber yeriz diye. (ohoo bu çoktan başladı bile)
    -Yok ben tokum, dedim ve odama geçerken:
    -Ha bu arada akşam hazır ol.
    ···
  5. 5.
    +56 -1
    PART5
    Dolabı açtığımda bütün kıyafetler gözüme yeni gibi göründü. Kim bilir ne zamandır giymiyorum bazılarını.
    Sevdiğim mavi V yaka bi kazağın üstüne koyu lacivert kot bi ceket, alta siyah kot pantolon ve pek temiz olmayan siyah Harley Davidson bot. Dedemin 35 senelik saatini unutmamak lazım.
    -Bora giyindin mi lan? Saat 18.00 a geliyo, diye bağırdım.
    +Tamam çıkıyorum. Tamam.
    Salona geçtim oturmaya, Bora' yıl beklemeye başladım.
    +Nasıl olmuş, diye bi anda salona daldı.
    -iyi. Hadi çıkalım. (Belli etmesem de gerçekten iyi olmuştu.)
    Bora giyimine fazla önem veren birisi değildi. Zaten kıyafetlerini de ben seçerdim genelde. 1.78-1.80 arası kısa saçlı, hafif kilolu, esmer bi çocuktu.
    Aynı babam...

    Panpalar şu otuzbire muhtaç parmaklarınızla şukularsanız benim için kafii
    ···
  6. 6.
    +74
    PART6
    Botumu da giydikten sonra kapıyı kilitledim. Bora çoktan aşağı inmişti. Oturduğumuz üç katlı bi aile binasıydı (yani önceden şuan sadece ben ve kardeşim kaldık); bizim evle birlikte altı daire. Gerçi ben pek aile olduğunu düşünmüyorum. Hepsi birbirinden beter, anneme yapmadıklarını bırakmadılar; babamı kandırdıkları zamanları inkâr ettiler.
    Merdivenlerden aşağı inerken gözüm giriş kattaki iki evden birine kaydı.
    +Abi hadi gelmiyo musun? diye bağırdı.
    Dışarı çıktım.
    +Arabayla gidiyoruz dimi? (elindeki anahtarı sallayarak).
    Anahtarı elinden aldım. Öyle lüks bi araba değil. 12 model bi Honda (Jazz).
    +Ya nolcak. Bari bugün... (sözünü bitiremeden araya girdim)
    -Ehliyet alınca. Hadi yürü düş önüme. (benden iki yaş küçük olduğundan itiraz edemedi)
    Otobüs durağına doğru giderken gözüm arabada kalmadı değil.
    ···
  7. 7.
    +33 -1
    PART7
    Havanın güneşli olmasına aldanmamalıydım. Sağanak bir lodos başladı. Bulutlar güneşe izin vermiyordu. Hızlı adımlarla yürürken:
    +Nereye gidiyoruz?
    -Gidince görürsün.
    (birkaç adım attıktan sonra Bora tekrar başladı)
    +Bu arada haftaya salı anneannem köye gidicekmiş. Bizi de çağırıyo.
    -Okul var oğlum. Manyak mısın?
    +Onu bana değil. Anneanneme söylicen.
    Anneannemin bende emeği oldukça fazladır. Ama babamın vasiyetini yerine getirmem lazım)
    Durağa vardık. Otobüsü 5-10 dakika bekledikten sonra bindik. Boştu şansımıza. Dört kapılı olduğundan arkalara oturduk.
    -Senin şu ders işi nası gidiyo?
    +iyi gidiyo da bunu asıl sana sormam lazım. (Borayla arkadaş gibi konuşurduk hep, ben öyle isterdim)
    -Haziranda gircez bakalım.
    Yoru yarılamışken:
    +Şu kıza baksana abi taşş (azının suyu akıyodu adeta).

    ilginiz için sağolun panpalarım.
    Uzun bir hikaye olacak. iyi akşamlar.
    ···
  8. 8.
    +54
    PART8
    Kafasına elimle geçirdim bi tane. Sert vurmadım. Olur ya birisi size bişey anlatıyodur babanızda dinlemediğinizi görünce kafanıza hafif vurur.
    -Kafanı kırarım senin. Ayıp lan, Ayıp.
    (yolculuk kısmını geçiyorum)
    Otobüsten indik. Kadıköy'e gelmiştik. Doğum gününü kutlayacakları yer sahile bakan bi cafe idi. Saate baktım yetişmiş sayılırız. Telefonu elime alacaktım ki bulamadım. Mutfakta unutmuşum.
    +Ooo abi hayırdır buraya niye geldik. (işi gücü dalga).
    Cevap vermedim. Kadıköy sahilini bilirsiniz; arabalar solunuzda, sağda sahil.
    Biraz yürüdükten sonra aklıma hediye almadığım geldi. Ama yapacak bi şey yok okadar geldik. Cafe'nin önüne gelmiştik. içerden sesler gelmeye çoktan başlamış. Pastalar yeniyo, hediyeler veriliyo. Kapının önünde durdum.
    Daha önce onu bu kadar güzel görmedim, diyemem. Ama hiç beraber değildik ozaman.

    ilginiz ve şukularınız için sağolun panpalarım.
    ···
  9. 9.
    +44
    PART9
    +Neyi bekliyoruz abi? (dokunarak)
    Hafif dalmışım galiba. Sırtına dokundum ve içeri doğru girdik. Uzun zaman oldu böyle kalabalık bi yere girmeyeli. içeri girmemle gözler beni süzmeye başladı. Arkadaşı Özge'ye sanırım benim geldiğimi söylemiş olacakki Özge arkasına döndü ve:
    Ö: Hoşgeldin (şaşırmış bir şekilde)
    Sarıldı (kokunu içime çekmeyeli baya olmuş.) Böyle bir şeyi beklediğimi söyleyemem. Arkadaşça bir sarılma olarak kabul ettim bu sarılmayı. Başka ne olabilirdi.
    Nihat'ın aradan çıktığını farkettim. (Nihat 1.85 civarı siyah dalga saçlı, ela gözlüydü.)
    N: Sen gelir miydin yaa, dedi gülerek (daha doğrusu sevecen bir şekilde).
    Bora'ya bakarak:
    N: Naber lan Bora? (lan dediğine bakmayın. Dedim ya sevecen)
    B: iyi abi ne olsun.
    Ö: Gel otur, diyerek beni cam kenarındaki masasına zütürdü.(etrafıma baktığımda tanıdığım fazla yüz yoktu. Daha doğrusu onlar beni tanıyolar mıydı?)
    ···
  10. 10.
    +38
    PART10
    Karşımda Özge, sol yanında Nihat, benim sol yanımda Bora.
    Çok mu dikkat çektim bilmiyorum. Kendimi anlatmam gerekirse kumral düz saçlı, kahverengi gözlü 1.83 civarı bişeydim.
    Ö: Pasta ister misin Bora'cım? (elindeki bıçakla)
    B: Olur (sen hangi yemeğe olmaz dedin kız)
    Ö: Sen, dedi yeşil gözleriyle bana bakarak.
    -Yok sağol.
    N: Niye lan yesene.
    B: Abiminkini alabilirim. (yavaş yavaş yiyodu. Açgözlülükten çok bilerek yaptı sanki.)
    Özge güldü.
    (Bora'nın konuşmasından sonra dikkatim dağılmıştı. Karşı masada iki kişi dikkatimi çekti.)

    Panpalar bugün bi part daha atıp yarın devam edeceğim.
    ···
  11. 11.
    +36 -2
    PART11
    Ö: Neye bakıyosun (pasta yerken çok tatlı oluyomuş.)
    Özge'ye karşı içimde arkadaşça bi sevgi var. Çünkü kötü olduğum her zaman yanımda beliriverirlerdi Özge ve Nihat.
    -Hiç dalmışım öyle. (birinede benzetmiş olabilirdim, emin değilim.)
    Ö: Bana ne hediye aldın, dedi gülerek.
    (Ozaman mal gibi kaldım işte. Hiç bi şey yok elimde. Ne derim, bilmiyorum. Bi şey uydurmak lazım. Ne yapsam. En sonunda dayanamadım)
    -Şey eee özel olarak versem olur mu? (biraz utangaç, biraz çekingen bir tavırla)
    Keşke söylemeseydim. Bora ve Nihat bana tip tip bakıyodu.
    N: Ne özeli lan. Sütyen mi aldın, dedi gülerek. (o an bende kendimi tutamadım. Bora çoktan gitmişti. Kahkahalarla gülüyoduk Özge dışında.)

    Bu gece son parttı panpalar iyi akşamlar kusura bakmayın.
    ···
    1. 1.
      +2
      Lan ne kusura bakmayini amk gececiler icin yaz bari 10 part atinca bitiriyor musun
      ···
  12. 12.
    +30
    PART12
    Ö: Ne diyosun be aptal. (ciddiye almış olacakki)
    Ö: Ciddi sorucam. Öyle bişey almadın dimi? (Nihat ve Bora daha fazla ayıp olmasın diye çaktırmadan gülmeye devam ettiler)
    -Keşke almasaydım.
    Ö: Ya ciddi misin gerçekten sen? (Hayet ciddi. Daha fazla zorlarsam iş tatsızlaşacak.)
    -Yok be dalga geçiyoruz. Sonra görürsün.
    N: Güldük eğlendik. Şimdi biraz romantikleşelim.
    Biz bi şey diyemeden Nihat masadan kalktı ve görevlinin yanına gitti.
    Valse çalmaya başladı. Adını Bora'dan öğrendim o ara. Şarkı çalmaya başlayınca direk Valse demişti çünkü.
    Etrafta incin şekilde duranlar bir anda çift halini aldılar. Anlam verememiştim. Doğum gününde Valse ne alaka? Diye düşünürken Nihat, Özge'yi elinden tutup dansa kaldırdı.
    Önceden bu kadar samimi olduklarını hatırlamıyorum.

    NOT: Panpalar Valseyi Valsla karıştırmamanız için https://youtu.be/VYCOg-yglNM

    Panpalar saat8 e kadar 2 daha atıcam. 9-12 arası derste olduğumdan 2-3 part atmaya çalışıcam. 15.30 dan sonra seri olacağım
    ···
    1. 1.
      0
      Elim ayağım titriyor yaz amk
      ···
  13. 13.
    +32
    PART13
    Bora'yla yan yana oturuyoduk.
    B: Abi bende birini alsam, dans mı etsem?
    -Et oğlum nolcak. ileri gitmede.
    Hemen kalktı, uzaklaştı benden. Tek ben kalmıştım. Beş dakika sonra Özge ve Nihat bana doğru gelmeye başladı. (dans edenler hala vardı)
    Ö: Sen niye dans etmedin birisiyle? dedi otururken.
    -Sevmiyorum.
    N: Lan yakışıklı çocuksun, gitar çalıyosun, sporda yapıyosun. Git bul bi kız. Neyine sevmiyosun.
    -Yok be en son gitar çalalı iki seneye yakın oluyo. (Babam bizi bıraktıktan sonra bir iki kere çalmayı denedim. Ama yapamadım.)
    Nihat fazla zorlamadı beni.
    Güle, eğlene bitti doğum günü. Yavaş yavaş dağılmak üzere yol aldık. Nihat ve Özge'yle vedalaştık ve otobüs durağına doğu yürümeye başladık.
    (Cafeden çıkarken Nihat ve Özge' nin el ele tutuşması dikkatimi çekti).
    ···
    1. 1.
      0
      nihat ozge sevgiliyse ikisini ust uste koyup giberim
      ···
  14. 14.
    +32
    PART14
    Eve girince direk kendimizi yatağa attık. Sabah kalktığımda saat 9 civarı bişeydi. 1 saat olmuş ders başlayalı. Hazırlanmam falan derken 11 de falan okulda olurum. Olsam ne yazar, almazlar.
    Uykumu iyi almışım. Esnedim. Elimi yüzümü yıkadım. Mutfağa gidip telefonumu aldıktan sonra Bora' ya seslendim. Sonra salona yöneldim. (Salonda yemek masası vardır bizim evde.)
    "Ben çantayı alıp çıktım abi. Uyandırmaya gerek duymadım."
    Yazıyodu. içimden kardeşim olsa da en kötü bi züt dedim.
    Koltuğuma geçtim, elime kumandamı aldım. Keyfime diyecek yoktu diye düşünürken telefonun kapalı olduğu aklıma geldi. Anneannem aramış olabilir.

    +Neden gelmedin?
    ···
    1. 1.
      -1
      Seri yaz kanki
      ···
    2. 2.
      0
      Aynennjiyh
      ···
  15. 15.
    +27
    PART15
    Mesajı atan Özge'ydi. 10-15 dakika önce atmış. Derste olduğunu bildiğim için yazmanın en doğrusu olduğu kanısına vardım. Televizyonun başında kalmışım ki acıktım.
    (mutfağa gitme, yemek yeme kısımlarını geçiyorum kafanız karışmasın.)

    -Alo
    +Efe
    -Efendim Nihat
    +Merak ettik seni oğlum. Gelmemezlik yapmazdın.
    -Ne biliyim işte oldu bi şeyler.
    +Lan yoksa kız falan mı attın (bu çocuk neden bu kadar ibine anlamış değilim)
    Arkadan pislik gibi bi ses duydum. Özge olduğuna eminim.
    -Sorma ya attım attım. Hatta Bora'ya da bi tur verdim.
    +Uzatma züt aç şu kapıyı.
    (buraya mı geldiniz amk.)

    12-13 arası (öncesinde bi yeni part daha atabilirim belki) partı atacağım panpalar hayırlı günler.
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      Anneanne ni giberim seri at
      ···
    2. 2.
      0
      Seri la gardas
      ···
    3. 3.
      0
      Seri la gardas
      ···
    4. diğerleri 1
  16. 16.
    +26
    PART16
    Ö: Akşam böyle mi yattın sen? (hafif topuklu ayakkabısını çıkarıyodu. Nihat mı? Hemen bi ayağıyla basarak çıkardı içeri geçti.)
    -Evet. Yorulmuşum.
    Ö: Ne demezsin. Çok şey yapmış gibi (içeri girerken)
    Kapıyı kapattım. ikiside salona geçmişti. Yanyana oturuyolardı.
    -Eee hangi rüzgar attı sizi buraya?
    N: Gelemez miyiz oğlum. istersen gideriz. (ciddi değildi, şaka olsun diye söylemişti)
    -Olur mu öyle şey kardesim, burası sizin de eviniz.
    (Özge'nin gözleri bi anda parlamaya başladı)
    Ö: Ozaman evi gezebilir miyim?
    -Koridorun sonundaki odaya girme de ne yaparsan yap. (ciddiydim.)
    Ö: iyi tamam, dedi ve gitti.
    Biz kaldık Nihat ile baş başa. Nihat, Özge gidince hemen konuya girdi:
    N: Ya abi biz bi tatile gidelim diyoruz. (hevesle anlatıyodu. Umarım LYS'den önce değildir)
    -Gidin abi nolcak.
    (Bir anda söyledi)
    N: Özge'yle sizin yazlıkta bi kaç gün kalabilir miyiz?
    Yazlık dediğine bakmayın. Öyle varlıklı bir aile değildik. Babam proje aşamasında almıştı.
    ···
    1. 1.
      0
      seri at yahu
      ···
    2. 2.
      0
      Panpa seri at
      ···
  17. 17.
    +21
    PART17
    -Ne zaman?
    N: Şey işte ee bi hafta sonra falan
    Sorum hoşuna gitmemiş gibime geldi.
    -Elimde olsa anahtarı sana veririm. Ama Haziran'ın 20'sine kadar kiraya vermiştik orayı. Haziran'ın s... derken Özge'nin sesiyle sözüm yarıda kaldı
    Ö: Efeee. Geeelsene
    Nihat ile beraber Özge'ye doğru gittik.
    Ö: Sen neden bana bu odayı daha önce göstermedin?
    Tatlı bi şaşkınlık vardı suratında
    Ahşap olan kapıyı çektim ve kilitledim. Arka balkona gittim. Giderken aklımda kalan tek şey Özge'nin açtığına pişman olmuş bakışları.
    Balkona geçtim camdan beton izliyodum. Daha doğrusu binaları. Normalde gözyaşımı ailem dışında gören çok nadir insan olmuştur. Kolay kolayda göz yaşı dökmem.
    Bir iki dakika sonra Nihat yanıma geldi, oturdu.
    N: Halâ mı? dedi kafası yere bakarken
    ···
  18. 18.
    +18
    PART18
    Bişey diyemedim, susuyodum. Göz yaşları zemini kirletmesin diye tutuyodum. Çok fazla tutmaya çalışınca bazıları aradan düşüveriyor işte.
    -iki sene oldu. iki. 10sene önce öksüz, 2 sene öncede yetim kaldık
    Göz yaşlarımı silmeye çalışıyorum.
    N: Ya olur mu lan öyle. Benim annem seninde annen, benim babam seninde baban. Hem senide severler bilirsin, dedi.
    Gerçekten bana. davranıyorlardı. Akrabalarımdan bile iyi.
    Nihat benim durumuma üzülmüş gibiydi. Sıkıntılıydı.
    -Bak benim annem diyosun, benim babam diyosun.
    Yer iyice kayganlaşmaya başladı.
    N: Ya saçmalama öyle şey olur mu be kardeşim, demesiyle benimden kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı beni. Yavaş yavaş salona getirdi beni.
    Özge gitmiş.
    ···
    1. 1.
      +2
      huur özge
      ···
  19. 19.
    +19
    PART19
    Koltuğa otururmama yardımcı oldu.
    N: Özgeeee, diye seslendi Nihat.
    Ses gelmedi. Telefonla Özge'yi aradı, açmadı. Belli etmesemde merak etmedim değil.
    N: Ben bi şu kızı bulıyım.
    Yyanımdan kalktı.
    Kolunu tuttum.
    -Dur ben de geliyim. dedikten sonra elimi yüzümü yıkadım ve anahtarı alıp çıktık.
    Eskiden daha bi cıvıl cıvıldı bu sokaklar. Binalar eski olduğu için yıkacaklardı buraları hep. Aşağı inince yokuştan aşağı Bora'nın indiğini gördüm. Elinde bi cips. Acaleyle yokuş yukarı çıkarken:
    +Noldu abi?
    -Özge'yi gördün mü?
    +Haa ben arabadan inince otobüse biniyodu.
    Eve gitmiş olmalıydı. Ama Nihat:
    N: Kanka ben gidiyim bakıyım şu kıza. Sen kal burda. Halı Allahaısmarladık. dedi sırtıma vurarak ve ben cevap veremeden gitti.
    Bişey diyemedim. Bora açtır şimdi. Yıllardır anneside; benim babasıda benim.

    Panpalar sınav haftası malum. En geç 1-1.30 saat sonra yeni partı atıcam
    ···
    1. 1.
      0
      Kardeş niye bekletiyon at hepsini amk
      ···
  20. 20.
    +29
    PART20
    Yemeğini yedikten sonra etrafı toplamış, yine bilgisayarın başına oturmuş. Bense arka odamda, Özge'yi kırdığım yerde oturuyodum. Duvardaki resimler beni içine hapsetmişti. Beraber pikniğe gittiğimiz anlar. Sakarya'da dolaştığımız zamanlar, akşam üzeri sahile giderken... Hepsi gözümün önünden geçiyodu.
    +Abi anneannem geldi, diye seslendi bana.
    Kendimi anılardan kendimi ayırdılm. Kapıyı kilitleyip hemen anneannemin yanına gittim.
    Sarıldım.
    A: Özlemişim sizi be. dedi yaşlı gözlerle
    -Biz de seni özledik.
    A: Eee aç mısınız?
    B: Yok yedik biz, dedi Bora.
    Anneannem yaşlı olmasına rağmen çalışıyordu. Haftasonu boş olduğu iki günü de bize ayırıyodu. Biz istemiyoduk gerçi haftasonu bizimle olmasını. Sebebi istemediğimiz den değil. Zaten yorgun oluyor, boş olduğu iki günüde bizi ayırıyo.
    Ben böyle düşüncelere dalmışken:
    A: Ee evlat Salı günü geliyo musunuz? Onunla gitmemizi bekliyodu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Sakaryaya şuku
      ···
    2. 2.
      0
      hafızzz
      ···