lisedeki ilk sikiş hikayemi anlatıyorum

yani bilmiyorum ya buse dedim. 4 ay sonra beni kabul edeceğine söz ver dedi.
baktım ki gözlerinden beni ne kadar arzuladıgı belli oluyor. dayanayamadım ve peki söz diyiverdim. hemen boynuma atladı ve sarıldı. gözlerinden boncuk boncuk yaslar damladı.
aradan haftalar aylar geçti.
ben össye hazırlanıyordum. bir yandan onunla arkadaşlıgımız sürüyordu. bu ara sıra geri sayımdn bahsediyordu ama ben konuyu değiştiriyordum.
artık yarın doğum günüydü

ona en sevdiği şey olan galatasarayın milan baros formasından almıstım. ne kadar değer verdiğimi anlasın istiyordum. çünkü her zaman iyi niyetli olmustu. benden baska da hiç bi erkekle konusmuyordu dogru düzgün.
doğum günü pazara denk gelmişti. güzel bir mayıs akşamıydı. annesi beni eve davet etmişti. artık annesi ve babası da beni tanıyor ve güveniyordu. ancak aramızdaki duygusal bağı farketmemişlerdi. biraz rahat, geniş bir aile idiler. hediyemi alıp evlerine gittim.
güzel bir pasta kestiler. kzı cok mutluydu. en sevdigi insanlar, annesi babası kardeşi ve benim yanında olmamız, ziyadesi ile sevindirmişti onu.

doğum günü bu şekilde geçti. ertesi gün okulda teneffüste görüştük. hala mutlu idi. gözleri neşe içinde parlıyordu. ee, dedi. 4 ay önce verdiğin sözü hatırlıyor musun?
ben de geçen bunca ay içinde iyice hoşlanmaya baslamıstım. ve artık çıkmamız için hiç bir neden yoktu.
gülümseyerek "tabi ki. sözüm söz. hem söz vermeseydim bile, su an en cok istedigim sey seninle beraber olmak" dedim. bu sözlerim onu kat kat mutlu etti. öğretmenleri yanımızdan geçmesine rağmen aldırıs etmeden sarıldı bana ve yanagıma öpücük kondurdu. çok etkilenmiştim.

ve yine okul çıkısında beraber yola koyulduk. "ilk günümüzde güzel bi gün geçirelim ya lütfen. hadi ormana gidelim çekirdek çıtlayalım" dedi. ben de memnuniyetle kabul ettim.
ancak hava kapalıydı. ve biz ormana girdiğimizde yavastan ciselemeye basladı. ancak fazla sorun degildi bu. biz muhabbete çekirdeğe girdik. zamanla yagmur hızlanmaya basladı. bu beni rahatsız etmesine ragmen buseyi daha da heyecanlandırdır. heralde romantizm arıyordu engen işte. çekirdeği atıp yaşlı bir ağagın altına girdik. bu bizi biraz daha koruyordu ama yine de ıslanıyorduk. hafiften üşümeye basladık. busenin üşüdüğünü hissettim ve ceketimi çıkarıp omzuna attım. güldü. ben de "bosuna o kadar türk filmi izlemedik dimi" dedim. kahkaha attı.

iyice birbirimize sokulduk ve sarılmaya bASLADIK. yagmur hızını artıyordu ve biz de artık bunun tadını çıkarmaya basladık. gülüyor eğleniyorduk. siyah uzun dalgalı saçları yagmurun altında o kadar tatlı olmustu ki, yüzüne inen bir tutam saçı buseyi karsı konulmaz bir çekiciliğe bürümüştü.ben de nefsime daha fazla hakim olamadım ve elimi saçlarına atarak yüzünü açtım. sürekli gözlerimin içine bakıp gülüyordu. sap elim yüzünde idi. saçlarını oksuyordum. bi an gözleriyle dudaklarımı süzdüğünü farkettim. ve bunu öpüşmek istemesine yordum. ancak korkuyordum. yanlıs anlamıs olabilir mi idim. eğer öpersem sert tepki gösterip gider mi idi? sırılsıklam dudakları bana dünyanın en tatlı varlıgı gibi geldi. ve bir anda bu muhteşem dudakların dudaklarımla birleştiğini, busenin gözlerinin kapalı vaziyetteki tatlılıgını farkettim.

artık kendime karsı koymuyor ve bu güzel dudakların tadına varıyordum. ben de gözlerimi kapattım ve utandıgımı belli ederek kibarca ve çekingence öpmeye devam ettim. sonra gözlerimi açtım. ve "seni seviyorum" dedim. "biliyorum" dedi ve gözlerimiz açıp şekilde öpüşmeye devam ettik. 4-5 dakika bu benzersiz anın mutlulugunu tüm vücudumuzdA HiSSETTiK. sonra daha fazla ileri gitsem mi diye düşündüm. etrafa bakındım. kimsecikler yok bizden baska. herkes yagmuru görünce kaçmıs. bembeyaz uzunca olan boynuna baktım. çok tatlı duruyordu. öpmeye yeltendim. ses etmedi. ben de öptüm. bi daha. tekrar derken yalamaya basladım. buse de kendinden geçmişti. eleriyle saçımı oksuyordu.

artık üzerindeki ceketimi alıp yere attım. ardından gömleğinin üstteki düğmeleri açtım. altından giyindiği siyah sütyeni göründü. bir kaç düğme daha açıp sütyenin üstünden göğüslerini yalamaya basladım. ancak memeleri ufacıktı. neredeyse hiç yoktu. küçük biirer elma gibiydi. busenin çok zevk aldıgını farkedince, gömlegi tamamen çıkardım. ardından sütyeninin bağını çözerek çıkartıım yere attım. artık memelerinin o kücük tatlılıgı tüm cıplaklıgı ile karsımdaydı. hiç konusmadan sevişiyoduk. yaladıkça daha da fazla bir iniltiyle karsılık veriyordu

göğüslerinin tadına henüz tam anlamıyla varamamıştım ki birden beni geriye doğru itekledi. korktum. ancak buse gülümsüyordu. ne yapmaya calıstıgını kestirmeye calısırken aniden önümde eğildi. elini pantolonumun kemerine attı. kemeri çözüp fermuarı açtı. altımdan sexy boxerımı okşamaya başladı. benim ki zaten sımsıkı taş gibi dimdik olmuştu. boxerı indirmeden 1 dakika kadar okşadı. ve boxerı aşağı indirdiğinde zeytin lap diye dışarı çıkarak kendini gösterdi. buse kıkırdadı. eliyle okşarken kibarca 31 çektiriyor gibiydi. sonra dudaklarıyla öpmeye basladı. önce ucunu hafifçe öptü. ardından kenarlarını ve dibine kadar öptü. sonra basından kücük bir kısmını ağzına aldı. ben zevkten dötr köşe olmustum.

basıyla ileri geri yaparak zeytinimin 5-6 santimini yalıyordu. ancak ben dayanamayıp busenin basını iki elimle kavrayarak ileri geri yaptım. artık tümünü sokuyordum boğazına kadar. ancak bu hareketim buseyi şaşırtmıs biraz da ürkütmüştü. midesi bulanır gibi oldu. ancak yavasca alıstı. ve o da bana senkronize bi şekilde basını hareket ettirdi. hızla boğazına kadar sokuyordum. henüz dün sadece arkadasım olan bir kızla, bugün çıkmaya baslamıstık ve şimdi benim gibim bu genç, tatlı kızın ağızındaydı. boşalacağımı hissettiğimde çıkardım ve biraz bekledim. o anladı neden bunu yaptıgımı. belli ki o da cok ferre izlemiş. bu duygu beni nedense rahatsız etmedi.

2-3 dakikalık dinlenmenin ardından buseye bakıp "sence yeter mi" dedim. kendinden emin bir şekilde "hayır ben sadece seni istiyorum" dedi. "peki sonra pişman olmayacağından emin misin, iyi düşün dedim." ve kesinlikle devam etmek istediğini söyledi. bunun üzerine ben de, eteğini kaldırarak çorabını indirdim. altında gerçekten de tanga vardı. ip ince siyah bir tanga. önce ellerimle kalçaını okşadım. uzun süre okşayarak yaladım. sonra tangasının arasını kenara çekerek ortasını yalamaya basladım. dilimle kuşunun heryerini hatta içini yalıyordum. bununla birlikte arkasını da yalıyordum

sadece dıbının değil, züt deliğinin tadı da bana çok güzel gelmişti. dilimi züt deliğinin etrafında gezdiriyordum. kücücük deliğinden içeri sokuyordum. burnuma sadece yağmurun ıslattığı toprağın kokusu geliyordu ve bu beni daha da fazla şehvetlendiriyordu. ayrıca yağmurun sesi busenin iniltileriyle karıstıgında beni sanki bir göreve davet ediyormus gibi heyecanlandırıyordu. ben de bu görevi -buseyi zevke getirme- layıkıyla yerine getirmek için tüm benliğimle mücadele ediyordum. kendimi tamamen sevişmeye odaklamıstım. hiç bir şekilde erkenden boşalmak istemiyordum

yalama görevimi başarıyla tamamladıgıma inandıgım an ayaga kalkarak buseyi tekrar öptüm. biraz öpüştükten sonra az önce yere attıgım ceketin üstüne oturarak busenin elinden tuttum ve kucagıma çektim. yüzü bana dönük halde otururken acaba neresiyle içine alacak diye merak ettim. yoksa buse daha önce biriyle ciks yapmıs mı idi? ya da benim onu patlatmamı mı istiyordu? saniyelik düşünceler zihnimi oyalarken birden arkasıyla oturdu ve içine aldı. yağmurun ıslattığı gibim biraz zorlansa da pek zahmet vermeden içine girdi. önce kücük bir "ah" sesi, ardından dudaklarımdaki öpüşünün verdiği şaplama sesi beni daha fazla coşturdu

bir yandan bana "sadece senin olmak istiyorum" demesine rağmen, öte yandan neden önden yapmadıgını sorguluyordum. ancak elleri basımda, memeleri göğsümde, kucağımda zıplarken bu düşünceleri içgüdüyle uzaklastırdım zihnimden. ve anın tadını çıkartmaya basladım. artık deliği iyice genişlemiş daha rahat sokuyordum. o da zıplama hızını artırmıstı. tamdıbını içine alamıyordu ama ben busenin belinden tutup hızla tümünü içine sokmaya çalısınca yüksek sesle çığllık attı. attıgı çığlıgı duyan olup olmaması beni ilgilendirmiyordu. aldırıs etmeden daha sert bir kuvvetle tümünü sokmaya basladım. artık çektiği acının belirtisi yüzündeki buruşuk ifadeden rahatlıkla anlaşılıyordu.

bir yandan öpüşüyor, memelerini yalıyor, sonra yeri geliyor elimle dıbını oksuyordum. diğer yandan ise belimin tüm kuvvetiyle arkadan sokuyor, kucagımda hoplatıyordum. birden durdum ve belinden tutarak üstümden kaldırdım. ben de kalktım, buseyi önümde domaltarak arkasına geçtim. abaca önden girsem karsı çıkar mı diye düşünürken sonra bundan vazgeçtim ve arkadan tekrar soktum. türk kızı olmasına rağmen domalmayı iyi biliyordu. bir eli yerde, sol eli ise kalçasındaydı, deliği açıyordu. ben de çok hızlı bir şekilde sokmaya devam ediyor sağ elimle ise bir yandan şaplak atıyordum. sol elimle ise küçücük olan memelerini avuçluyordum.

soktukça zevkleniyorduk. kız da artık iyice çıldırmıs ve delice bagırıyordu. o an ki pgiboloji ile birinin bizi duyma olasılığını göz ardı ediyorduk. dakikalarca bu şekilde gibtikten sonra dönerek gibimi ağzına aldı. yalamayı da geçerek ısırmaya basladı. yalayıp tertemiz ettikten sonra "aşkım önden de istiyorum, sadece sana ait olmak istiyorum" dedi. bu cümle her erkeği olduğu gibi beni de gururlandırdı. normal bir zamanda hiç bir kızı bozmayı kabul etmezdim ancak iş bu noktaya geldikten sonra bu güzelliği reddetmem mümkün değildi. hiç cevap vermeden tekrar önümde domaltarak yavasca soktum. biraz ilerleyip, sertçe soktuktan sonra busenin keskin çığlığı geldi. ardından amından bir kaç damla kan dışarı sızdı. ilk kez bır kıza sahip olmanın verdiği özgüvenle eğilip kanı yaladım ve tükürdüm. bu busenin de hosuna gitti. dıbını tertemiz ettikten sonra biraz acısının geçmesini bekledi.

acısının geçtigini söyleyince bu kez yan yatar pozisyonda yeniden soktum. ancak sokarken yine acıdıgını söyledi. ben ise aldırıs etmeden sertçe sokmaya devam ettim. ancak bu pozisyon pek hosuma gitmedi. busenin melekler gibi bembeyaz yüzünü göremeden zevk alamıyordum. belli etmeden bir iki dakika gibtikten sonra kalktım. buseyi sırtüstü yatırıp narin, inca bacaklarını havaya kaldırarak elime aldım. bacaklarının arasında vücudumu girdirerek dıbına ulastım. bu pozisyon coh daha zevkliydi. memeleri ellerimde dudakları dudağımda idi. hızlı sokmaya devam ediyordum. artık iyiden iyiye zevke gelmiştik. o da ben de inliyorduk. birden amından bir sıvının dışarı taştıgını farkettim. buse eliyle dıbının üst kısmını dürtüyordu. ben de gibimi çıkararak ülkücü işareti yaparak ortadaki iki parmagımı soktum ve yukarı aşağı cok hızlı çekmeye basladım. kız iyice çıldırdı ve amından sular fışkırttı. yüzüm bile onun zevk suyuyla ıslanmıstı.

boşalması bitince ağzımı tümüyle dıbına dayayıp emdim. yalayıp yuttum. gayet mutlu görünüyordu. buseyi ciksin verdiği hazzın doruklarına ulastırdıgım için kendimi tam anlamıyla bir erkek olarak hissediyordum. sonra aynı pozisyonda tekrar gibimi sokarak çatır çatır soktum. hala zevk alıyordu. ve benim de artık son demlerim oldugu belliydi. yavastan geldiğini hissediyordum. boşalmadan önceki son 1 saniyenin verdiği sonsuz zevki tüm gerçekliğiyle bedenimin her bir zerresinde hissettim. son anda kendime hakim olarak gibimi çıkartıp yüzüne tuttum. hayatımda bu kadar çok boşalmamıstım. 8-9 hamle attırdım yüzüne, ağzına ve gözlerinin içine. her bir atışımda küçük parmak uzunlugunda geliyordu. ve rengi bembeyazdı. busenin o tatlı yüzü şimdi spermlerimle kaplanmıs gözleri bile görünmüyordu. ağzından bir kaç damla tükürerek dışarı memelerinin üstüne attı. ve elleriyle kücücük memelerini okşadı.

ben artık bitap düşmüş ve bedenimi busenin çıplak vücudunun üstüne bırakıvermiştim. buse ise üstündeki ağırlıgın tadını çıkarttı ve sonra beni üstünden iterek ayağa kalktı. yağmur suyu ile yüzünü ve memelerini iyice temizledikten sonra, yerde ki ince tangasını, arkasını bana dönerek, striptiz yapar gibi giyindi. sonra çorabını ve eteğini. sütyenini ve gömleğini derken, sanki hiç ciks yapmamıs gibi masum, ancak yağmurda ıslanan kıyafetlerin üzerine yapısmasının ve saçların yüzünü örtmesinin verdiği bir ciksilikle yanıma geldi. gibime son bir öpücük daha kondurduktan sonra boxerımı verdi. ben de üstümü giyindim. ve el ele vererek otobüsün yolunu tuttuk.

---S-O-N---