Lise ikinci sınıfta beden hocamla yaşadığım yasak ilişkiyi anlatıyorum beyler. ciks sevmiyorum, gibiş sokuş sevmiyorum diyen panpalarım okumasın. tarihte bir insan bir insanı bu kadar gibmemiştir çünkü.

Aslında beden derslerine erkek bir hoca geliyordu. Adamın karısı da rehberlikçiydi. Adam hastalandı, karısıyla beraber izne ayrıldılar. Bizim beden derslerine diğer hoca gelmeye başladı. Nisan ayıydı. Bahçede basketbol oynuyoruz. Ben o zaman okulun en uzun boylusuydum. Ama okulun basket takımında değildim, basketboldan da pek anlamıyordum. Bedencinin kocası da özel bir kolejde basketbol hocasıymış. Senden basketbolcu olur, biraz önem göster falan dedi. Ben spor yapmayı sevmiyorum hocam dedim.

Pgiboloji derslerine rehberlikçi giriyordu, onun yerine de bedenciyi göndermişler, ders boş geçmesin diye. Kadın derse geliyor ama makara yapıyordu. 35 yaşlarındaydı, çok da güzel sayılmazdı. Ama fiziği mükemmeldi. Ders geldiği zaman şakalaşıyorduk. Pgiboloji dersi cuma günü son dersti. Törene kalmamak için aradan sıvışalım diyorduk hocaya. izin veriyordu.

Bir cuma günü biraz gerginmiş bize izin vermedi. Ben de hort zort ettim biraz. Sınıfta bir bağırdı amk dedim beni gibecek herhalde. Neyse pazartesi günü ilk dersimiz de bedendi. Yanıma geldi ya kusura bakma başka bir şeye sinirlenmiştim hırsımı senden çıkardım dedi.
Önemli değil hocam olur böyle şeyler dedim.

Öğle arasında okula yakın bir yerden kır pidesi alıyorduk arkadaşlarla. Okulda da kavga çıkmış, müdür kapıları kapatmış, kimseyi dışarı bırakmıyor. Bedenci beni güvenlikle tartışırken gördü, geldi. dedi ben gönderiyorum onu, bana pide alacak. Güvenlik tabi açtı kapıyı sağolun hocam dedim çıktım. Yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı.

Sınıftaki kızlar da hocayla samimi olmuşlar. Dedikodusu dönüyor. Kocası aldatıyormuş falan filan. Kimisi müdürle ilişkisi var diyor. Bir süre böyle devam etti durum. Sonra bir cuma okul çıkışı mac donalds a gidelim dedik arkadaşlarla. Maltepe sahile inicez. 4 kişiyiz. Sahile gittik, baktık hoca da orada. Sigara içiyoruz, uzaktan güldü bize. Hocam buyrun ikram edelim dedim. Aldı bir dal.

Migrostan alışveriş yapıp eve gidecekmiş. Maltepede oturuyor zaten. Alacak çok şeyim var yardım eder misin dedi. Dedim hocam ne demek. Tabiki yardımcı olurum.

Elemanları sattım. Girdik hocayla migrosa. Alış verişe epey uzun sürdü. Bazı şeyleri alırken gülüyoruz falan. 7-8 torba doldurdu sağolsun. Yüklendik, tren yolunun altından geçtik, altayçeşmeye doğru yürümeye başladık. Amk poşetler gavur ölüsü gibi. Bir de artislik yaptım taşırım ben falan diye. Taksiye binelim dedi hoca, yok dedim ya, erkeğiz biz alooo.

15-20 dakikalık yürüyüşten sonra eve geldik. Dedim hocam ben asansöre bırakayım siz taşırsınız. Belki kocanız evdedir şimdi yanlış anlamasın falan. Kocam okul takımıyla bursada turnuvada dedi. Dedim fırsat bu fırsat.

Bindik asansöre 7. katta oturuyordu. Kapıyı açtı, dedi hepsini mutfağa bırak. Sonra da git elini yüzünü yıka. Tabi okuldan çıktık yemek de yemedik, kurt gibi açım. Aç mısın dedi , açım valla hocam dedim. Ben bir şeyler hazırlıyım hemen, sen salonda oturabilirsin dedi.

2-3 dakika sonra gel yardım et buraları toparlayalım dedi. Poşetlerden bazılarını banyoya zütürdüm. Buzdolabına bazı şeyler koyduk falan. Dedim hocam çok yoruldunuz isterseniz dışarıdan bir şeyler söyleyelim. Cebimde o zamanın parası 15 milyon ya var ya yok. Mac donaldsta bir menu + minibüs parası. Yalnız hocam dedim bende çok para yok. Kadın gülmeye başladı. Sen çok şapşalsın dedi. Bozuldum tabi bende. Neden hocam dedim, az paramız var diye şapşal mı oluyoruz? Şaka da kaldıramıyorsun dedi. Neyse hocam sağolun dedim, kapıya yöneldim çıkıcam. Gel buraya hemen dedi. iyi günler hocam dedim, tribi basıyorum anlayacağınız. Tamam şaka yaptım alındıysan özür dilerim dedi. Sen de çok kaprislisin be yavrucum dedi. Hocam ben böyleyim, poşetlerinizi taşıdım, şimdi de gideyim en iyisi dedim. Yok gidemezsin, bir şeyler yiyelim önce dedi. ilk defa bir öğrencim evime geliyor, bırak da biraz ilgileneyim dedi. Bunu derken öyle şuh bir bakışı vardı ki, kafamdan çinnnn diye bir ses geldiğini hatırlıyorum.