1 saat kadar olmuştu o masaya oturalı, 1 saatte farketmeden geçip gitmişti şimdi fasıl zamanıydı yani öyleymiş bende her gün bara giden bir adam değildim sonuçta ortama ayak uyduralım dedik, nerden bileyim hayatta görebileceğim en güzel ortama denk geldiğimi,

O elit diye tabir ettiğimiz takım elbiseli adamlar ve iş arkadaşıdır dediğimiz bakımlı siyah marka etek ve süslü beyaz gömlek giyen eşleri ..
işte onların dağıtma kısmı oluşturuyordu burada o faslı .
kravatlar bollaştırılmaya, kadınların gömleğindeki üst düğmelerden 1 2 tanesini açmasından anlaşılıyordu, sen nerede yaşıyorsun diyenler olacak gerek yok bu soruya,
herkes popiymiş elitmiş falan filan evet ama nasıl evet,
sokağa çıktığımda gayet normal insanlar, hatta beterleri vs.
ama kaderin oyunu işte bende çocukken pet şişeyle top oynayan bir çocuktum,
o zamanlar ise girdiğim ortamlar hep güzelleri oldu bende ayak uydurdum, uydurmak zorunda kaldım, eğer uyduramasaydım şuanda sevdiğim kıza nasıl açılabilirim diye başlık açanlardan olurdum, bu yüzden o arkadaşları da çok iyi anlıyorum,

her neyse müziğin sesi yükselmişti, insanlar yavaş yavaş masalarından kalkıp dans etmeye başlamışlardı bizde onları alkışlayarak izlemeye devam ediyorduk,
tabi bu bar öyle clup felan değil, hareketli şarkılar yok pek, arada bir olursa oluyor,
sonra görseniz bu şarkı o barın konseptine aykırı dersiniz ama güzel eski bir dans şarkısı çaldı,

https://www.youtube.com/watch?v=vbd5JNEch08

nedense bu şarkı kafam güzelken bana çok hoş gelmişti ve birden atılıvermiştim sahneye,
çektim busenin kolundan kaldırdım, o an ikimizde orda saçma kahkahalar atarken birden değişik bir şey olmuştu,

dans etmeye başlamıştık, ortamda herkeste bir sessizlik olmuştu o başını koymuştu göğsüme sallana sallana dans etmeye başlamıştık, evet memesiymiş koluymuş bacaklarıymış bütünleşmiştik resmen ama o an farklı bir his vardı içimde dediğim gibi boyum buseden biraz uzundu kendimi buna takmıştım işte o an,

şarkıda küçüğüm dedikçe bende buseye karşı birşeyler oluşuyordu,
zaten sarılmıştık,
kokusu burnumdaydı,
tüm güzelliğiyle benimdi, benimleydi,
ilk defa tüm gözler bende gibi hissetmiyordum, tüm gözler bende değildi,
sadece ikimiz vardı,
kimse yoktu sanki orda bizden başka

şarkının sonlarına doğru kafasını çevirmişti, gözlerimiz birleşmişti bile,
ilk defa kaygı duymamıştım suradıma dikkatlice baktığında beğenmezse diye,
öyle boş boş bakıyorduk birbirimize, ama içimde onunla konuşan sevgi pıtırcıkları var gibiydi,
hiç böyle olmamıştım ki ben nasıl anlayayım bunun ne olduğunu,
o minnak suradıyla kedi gibi masum bir şekilde bana bakarken onun hakkında kötü şeyler düşünmenin hiçte sırası değildi, en azından o akşam değildi ..

gittim yemeğimi yedim, baktım bu kızlarla geliyor kantine, bu kötü birşeydir beyler dıbına kodumun kaşarları çekiştirip durur sizi, kızın sizden soğumasına sebep olur dıbına kodumun lanet yaratanları,

dedim böyle olmaz lan erkek adam trip mi atar, bak bak liseli hallerime bak, tüm ergen hissiyatlarım kabarcıklanmıştı birden, gittim yanına gel bakalım tatlı şey dedim çektim kolundan, gibtiğimin kızları da ordan anlamsız anlamsız nameler atıyorlar, benimki de onlara uyum sağlamaya çalışıp nabıyosun ya felan demeye çalışıyor mırın kırın ediyor,
sus giberim ağzını diyip çekesim gelmişti o an da gel gel gel sessiz ol dedim,

kantinde bir ton sıra var tabi, dedim ne istiyosun ne alıcaksın,
ben alırım diye diretti, ulan aşık felan değilim ama bana zimmetli kız amk tek başına kantine sokar mıyım benim gibi abaza binlerin arasına,

zorladım ama yemedi hayır kendim alıcam diye trip attı, en son dedim tamam al,
gibtir git bin yedirir miyim ben onu o abaza muallaklere,
hemen arkasından ben girdim sıraya ulan iyiki direnmiş tam arkasındaydım,
sahiplenme adı altında dayamak için bundan daha iyi bir fırsat olabilir miydi,
ister istemezse bir çekişme olurdu ya o kantin sırasında herkes birbirine girerdi, birisi yemek aldıktan sonra çıkarken yol açılmak için edilen gayret esnası, işte o andır kantinin sıra büyüsü, yaslayabildiğin kadar yaslarsın, hançeri saplarsın ya o dolgun zütlere ..

boyum biraz daha uzundu ondan meme arasına kaydı gözüm bir ara baktım benim çavuş ben harekata gidiyorum diye anons geçmeye başladı iç istihbarattan, onayımı bekliyordu,
o züt ile arka baldırı tam gibim ile baldırlarıma yapışmaya başlamıştı yavaş yavaş,

aklımdan arkadan kollarım ile sararak memelerini sıkmak, o dolgun zütüne gibimi yapıştırıp içeriye doğru zorlamak geçiyordu, saçlarının kokusu burnumdaydı, kadın kokusu off..

tam şişko bir muallak aldığı 3 tost ile çıkmaya çalışırken, çavuşa emri verdim ve bir hançer gibi sapladım buna arkadan ama uzun sürmesi halinde sıkıntı çıkacağının farkındaydım,
alabildiğimi almalıydım o anlık,
öyle bir yapıştımki o dolgun zütüne arkadan tek vuruş yaptım diyebilirim,
bir yandan da bozuntuya vermemek için millete sallıyorum yavaş olun lan biraz gibisinden,
sonra hafif bir ıslaklık hissettim zevk suları gelmeye başlamıştı yavaştan, geri çekilmek zorunda kaldım bu aynı fethedebildiğiniz bir ülkeden geri çekilmek gibidir, çok zordur ama yapmak zorundaydım yoksa kendimi tutamayıp herşeyi mahvedebilirdim,

o bana o günlük yetmişti üstüne bu tavrımı beğenmişti ve aramızdaki tatlı husumetin hem etinden sütünden yararlandım, hem de olay halloldu,

yemeğini felan aldı çıktık sınıfa çıkış ziline kadar yine rutin devam ettik.
ve sonunda eve gitmiştim.

ama olayın en güzel kısmıda sonra tamamen ciddileşip akşamın büyüsünü bozmadık,
geçtik şarkı bitince masamıza,
3 tane içmenin ve ortamın verdiği etkiyle hala hoş bir kafadaydık hatta yeni girmiştik, tam güzel zamanlarıydı,
sonra zaten ortamda şenlendi felan,
baktım bizim rıfkı geldi, ee hani içmiyonuz mu ya niye içmiyonuz olum diyor ama çocuk çok kral çocuktu suradından tebessüm ve kahkaha ekgib olmazdı hayat doluydu.

yok kanka daha almayalım ya dedim, çünkü gerçekten kafamız olması gerekenden biraz daha güzel olmuştu, buse ise tam kıvamındaydı fazlası onuda bozardı,

derkeen bizim rıfkı votka shotlarla geldi masaya, bunlar olmadan tadı çıkmaz be kanka dedi gülümseyerek, ulan rıfkı dedim yine yaptın yapacağını, eyvallah be kanka dedim, ne demek kardeşim dedi işinin başına döndü,

6 tane shot duruyordu masada,
aynı zamanda çerezler tekrar yenilenmişti,
buseye 3 sen 3 ben aynı anda dedim, kusmaktan çekinme diyede ekledim niye dediğimi hala çözemiyorum ama galiba kusarsa kendini rezil olmuş hissetmesin diyeydi,

a a dedi öyle olmasın,
4 sen 2 ben dedi,
kız resmen kendi sınırını biliyordu da ucu ucuna ayarlamıştı,
saat 11 civarıydı kış zamanı olduğu için barın en güzel saatiydi bu saat,
ışıkları kıstılar, kıstılar dediğim loş bir ortam yarattılar mumlar yakıldı,
birisi eşinin doğum gününü kutluyordu,
önce hala aratıp bulamadığım değişik ama çok güzel bir doğum günü şarkısı çalındı,
sonrasında güzel bir şarkıyla pekiştirdiler herkes enerji yenilemişti resmen,

doğum günü şarkısından sonraki o enerji veren insana çılgınlar gibi eğlen diyen şarkı başlar başlamaz,
buse dedim baktı, hadi şimdi bebeğim dedim,
tamam ama nasıl içicez tekte dime dedi,
evet tek atışta dedim, kafasını sallayarak onayladı,
aynı anda vurduk kafaya, saçları felan dağılmıştı iyice hiç olmadığı kadar güzeldi o an,
mutluluktan ölürcesine kahkaya atmaya başladık,
ardından yapıştım ben bunun dudağına,
her saniyesinde hissediyordum onu,
zaten oturduğumuz masa duvarın arkasında kalıyordu,
herkeste kendinden geçmiş, dağıtmış durumdaydı mutlulukta oydu ulan bence,
çılgınlar gibi eğleniyordu herkes şarkılar, kahkahalar havada uçuşuyordu,

alt dudağını ısırarak çektim yavaşça, daha sonra sol elimle bacağını kavradım ve hissediyordum işte onu, sıcaklığını, tenini,

hemen hemen sevgilimdi, yanıbaşımdaydı ama tutupta gibemiyordum, bu çaresizliktir,
kararsız kalır insan elini uzatman sorun değil, sorun nereye uzatacağın,
belinden kavrayıp o dolgun zütüne yaslanmak istiyordum, benim değil miydi ulan neden yapamıyordum, neden elim belinde kalıyordu, neden elim gibimde geziyordum hala,

evet doğuştan gelen bir güzelliği vardı, ama bu ona sahip olamayacağım anldıbına gelmiyordu ki, bende insanım ve ona elbet birisi sahip olucaktı,
benim ise bir eksiğim yoktu,
aslında beyler tipsiz olmak diye birşey yoktur, aslında vardır ama gelip geçicidir,
farkettiniz mi bilmiyorum ama işlenmemiş odun gibiyiz, yontulmamış demir ..
şekil alabilen saçlar, tene benliğini kazandıran, yada bir benlik kazandıran kremler var,

kızlar bunun farkında, yada daha önce farkına varmışlar ki makyaja önem vermişler,
peki kendine önem veren bu hatunlar neden kafasında martı taşıyan leş gibi ter kokan bizlere gelsin lan mantıklı düşünün,

size top gibi makyaj yapın demiyorum tabi ama bakımlı olun saç, sakal, parfüm vb. bunlar önemli şeylerdir, zorda değildir fazla ..
kimse sizi kaşlarınızı alırken görmez ama gidip muallak gibi dümdüz kaş yaparsanız ananızı giberler buda bir gerçek, kendi kotanızı belirleyin ve aşmayın belirli bir karakterde sınırlı kalın size en yakışanında,

bende bunları o zaman çözmüştüm işte saçlarım ve sarıya çalan rengi üstünde küçük oynamalar yapınca gayet güzel bir hal alıyordu mesela, sonraki adım ise giysidir,
gaza gelip amerika tişörtü almayın, şekilli saçma sapan giysiler giymeyin,
tarz olmaya çalışmayın, kendi tarzınızı yaratın,

ve hayır ben bu hikayeyi ego kasmak için anlatmıyorum her şeyi en iyi ben bilmiyorum, ama olması gereken bu değil mi sizcede ?

bakın gidin vücut yapın felan demiyorum size, balon gibi kendinizi şişirin demiyorum, olanı kullanın diyorum.

bende liseliydim bende sorun ederdim bazı şeyleri hala ediyorum, günde 2 karı gibecek halim yok hoş ..

neyse buse ile bir günüm daha geçivermişti. Eve gidip rutin postamı attım. Ama artık korkmaya başlamıştım her gün abanıyordum kendi kendime bu güzelliğe. Ya aniden bir gibişte bulursam kendimi ya kalkmazsa gibi düşünceler sonrasında gelen pişmanlığa dram katıyordu adeta. Evet her zaman ki gibi bundan sonra çekmeyecem lan dedim.
hiç çekmedim canım o günden sonra hiç çeker miyim :DDDD

bu kararımın arkasında 2 gün durabildim, çekmediğim 2 günün azgınlığından ötürü 2. gün kızla buluşmak istedim.

Ben : ben Buse : buse

Ben : Buse bugün buluşalım mı ? (Halbuki zaten hep yakınındayım yanındayım amk)
Buse : Nerden çıktı birden *
Ben : Zaman geçiririz işte kötü mü olur ?
Buse : Bugün çıkamayabilirim ya sonra buluşalım zaten birlikteyiz hep ..

kırılan umutlar, yeni hayallere yelken açar,
yıkılan hayaller peşini bırakmaz,
yeni hayaller yabancı geliyorsa eğer,
yıkılan hayaller de hala bir umut vardır ..