şimdi okula gitmiycem bugün desem dün gece yüzünden zaten sinirli herkes, ağzıma sıçarlardı, zaten benim gitmeme gibi bir lüksüm yoktu, buse orda beni bekliyordu,
ama bu halde de gitmem imkansızdı, bir naneli limon istedim öğleden sonra gidicem biraz kendime geleyim felan dedim sorun olmadı,
hazırlandım felan kendime gitmek istemiyorum derken buse diye bir ses yankılanıp duruyordu içimden, hızlı hızlı yola koyuldum.
Sınıf koridoruna vardığımda ilayda ve sinirli bakışlarıyla karşılaştım, koş içerde buse dedi,
buse çoktan anlatmıştı bile tabiki en yakın arkadaşı, birşeyler söylemezse olmaz, ama güzel huylu işte başkasına da anlatmamıştı, gereksiz reklam yapmamıştı.

sınıfa girdim, sınıftaki en yakın arkadaşım, serdar diyelim bunada, serdarın nerde kaldın yarram okul bitti diğerlerinin de hiç gelmeseydin dıbına koyim kısımlarını atlattıktan sonra,
siyah dar pantolon, okul lakosu üzerine kırmızı süeteriyle beni kendine çeken doğal afetle karşı karşıya kalmıştım.
istemsizce sırıtarak yanına gidip sarıldım ve o mütiş parfümüyle karışık büyüleyici kokusundan günlük dozumu aldım ve o sırada bir hapşuruk daha koydum,
anladı hasta olduğumu klagib ay hasta mı oldun gibi sevgi gösterileriyle geçmişti 20 dakikamız, sonrasında da zil çalmıştı,
neyse ki hayatım boyunca çarşamba günleri son gün olan rehberlik o dönem 6. dersti.
Yatabileceğim bir dersti yattım ve düşünmeye başladım,
eğer başkası olsa başka bir kız onu o saatte eve bıraksam ve annesi normal karşılasa huur bunlar derdim,
ama işte önyargı kötü birşey birde onların hafiften zengin ve daha kültürlü olmasının da bunda etkisi büyük, busenin okulun en yakışıklı çocuklarını gözümün önünde reddettiğine şahit olmuştum, burdan yola çıkarak ergensi gereksiz ilişkilerle işinin olmadığı kanısına vardım, derslerine önem veriyordu, ailesiyle arası iyiydi, özellikle annesiyle herşeyini paylaşırdı, burdan da hayatında bir erkek olup olmadığını annesinin bilmesini ve uzun süredir bir erkek, ciddi bir ilişkisi olmadığı kanısına vardım, böyle bir güzellik nasıl bu zamana kadar başıboş kalmıştı ve bana kalmıştı cidden hiçbir fikrim yoktu,

önceden konuştukları vardı, demekki istediği tipler değilmiş, muhabbetten öteye gidememişler, biz nasıl böyle birbirimizin olmuştuk bu konuda da hiçbir fikrim yoktu,
annesi bile bu duruma şaşırmıştı.

herkes içeri girerken bizde girdik, direk kantine indik,
serdar buseyle aramızda neler olduğunu zaten biliyordu, bar akşamından felan haberi yoktu ama çıktığımızı biliyordu en azından o yüzden birşey diyemiyordu, ben direk busenin yanına yöneldim beden hareketleriyle belirterek tabi, oda okeyledi bizimkilerin yanına geçti,
buse ve ilayda duvar kenarındaki masada oturmuş sohbet ediyorlardı,
yandan dolanarak gidip busenin yanağına bir öpücük kondurdum, fazla öpücükte benim için zarardı, fazla gelen güzelliği benim gereğinden fazla olan sevişme isteğimle bütünleşip aklımı gibime kaydırıyordu çünkü,
öptükten sonra bir sandalye çekip yanlarına oturdum,
ee naptınız dedim klagib test çözdük dediler hatta çözemedikleri 1 2 sözel soruyuda ben çözmüştüm, ilayda vay be çekmişti, ne sandım yarram bakışı atarak ezik durumundan çekip kurtarmışım bile kendimi, bu durumun hoşuma gitmesinden dolayı gidip 3 çay alıp masaya döndüm,
çayların yanında getirdiğim 9 şeker bunları baya şaşırttı tabi,
o kantin çaylarının büyüsünü anlayamıyorum amk 5 şekerden önce tadını alamıyorum nedense, buseye bakınca sürekli farklı bir hayranlık duyduğumdan acaba çaya şeker atıyor mudur diye düşünmedim değil, güzelliğini bir şekilde koruması gerekiyordu çünkü, dedim sonra dönüp bir daha şeker mi alıcam klagib 2 şer şeker de onlara almıştım sonra gidip bunlara 1 er şeker daha almıştım, vay dıbına koyim ne düşünüyoz ne çıkıyor dedim kendime, busenin bu denli güzel olupta bu denli normal olması da biraz daha bağlıyordu beni kendine, bu kadar herşeyiyle tam bir kızım olsa bende ona güvenebilirdim annesini o an daha iyi anlayabiliyordum.

ilayda benimle ilgili sorular sormaya başladı, ulan zaten 4. senemiz 3 senedir gördüğün benden ne gibi bir farkım olabilir ki, benim nerde oturduğumu ve bizim mahallenin o sıra apaçi kaynadığınıda biliyordu, buda semt sözleri söyleyip duruyordu,
nerden öğreniyordu bizim mahalledeki duvar yazılarını, işi gücü yok bunları mı ezberliyordu cidden merak ediyordum ama komik gelmişti bana ve buseye, beraber gülüp eğleniyorduk,
sıra müzik zevklerimize geldi,
ikiside bende bulunduğum mahalleden ötürü arabesk rap dinleyen bir yanım olduğundan şüpheleniyordu, ve haklılardı da ama burda bizimkilere yapılan muamelenin farkında olduğumdan bu yanımı pek göstermedim, teoman dedim sadece çünkü farklı bir yeri vardı teomanın hayatımda, bu arada arabesk rap dinlemiyordum tabikide amk sadece sevdiğim birkaç parça vardı, öyle arsız bela tarzı felan değil yani,
örnek vereyim bi iki tane,

https://www.youtube.com/watch?v=2hyEteevrzs
https://www.youtube.com/watch?v=dneR_jWe-qg

arada bizimkilerle takıldığımda parkta arabesk rap felan dinlemeye yeltenirlerdi,
bende bunları açtırırdım diğerlerine göre daha güzel gelirdi bana,
kötünün iyisi gibiydiler işte ..

ayrıca rap, metal, arabesk hepsine ayrı ilgim vardı, kendi kafama uygun şarkıları özenle seçer beynime arşivlerdim,
sonrasında rock, metal ağırlıklı ilerlemiştim tabi o ayrı konu,
ilayda klagib zengin züppe amk popçunun teki ama busenin bir alt kademesi gibi birşeydi güzelliği,
buse ise hafif zengin, güzel, , mütevazi birisi müzik zevkide caz ve rocktı. Benim bi değişik versiyonum gibiydi, hayat klasmanı yüzünden cazza kapılmış ama tek başına kendisiyle kaldığında rock, metal duruma göre eski şarkılardan arabesk ya da sadece 80, 90 ların şarkılarını severdi, dinlerdi.