lisede yaşadığım ibretlik dayak seks ve aşk

yaptığım en büyük hata sürterken hafiften bastırmamdı. ve birden deliğe hafifçe başı girdi. o 1 saniyede devam etsem mi çeksem mi çatışması yaşadım. nefsime yenik düştüğümden hafiften sokuyordum. tuğçe baya sesli bir biçimde lütfen yapma. dur acıyo bak oof dur diyordu. böyle demesi beni daha fazla tahrik etmiş oalcaktı ki biraz daha soktum sadece başı girmişti içeri. tuğçe sonra kendini çekerek çıkardı. sarıldı bana sıkı bir şekilde bende bacak arasına sokuyordum. ve o an rezilliğimi anlatamam sizlere boşalmıştım. yatağa hemde. bir terler akmıştı bi yandan rahatlamış bi yandan da kıza rezil oldum diyordum. umrunda bile değildi kızın sarıldık tekrar.bi 15 20 dakika öyle muhabbet ettik. sanki hiç sex yapmamışız gibi ders falan konuşuyorduk.

neyse lavaboya gitti üstünü giyinmek için. arkadan da onun güzel kalçasını izliyordum. keşke o kalçalarada birkaç sürttürseydim dedim içimden. neyse hemen yorganı peçeteyle sildim üstümü giyindim. dışarı çıktık başka ilçede oturduğundaun otobüse bindirdim bunu ve gitti.

daha sonra özgeyle yaşayacaklarımız. bir dayak hikayem daha var. şimdi dışarı çıkıyorum binler öptüm.

evet panpalar devam ediyorum işim var ama arada yazacağım.

tuğçeyle o ev olayından sonra bir daha ev müsait olmadı keşke olsaydı binler ama işte. 2 3 ay sevgili olarak takıldık bununla. lise 3 zamanları aralık ayındayız. binler 2 3 ay onunla mutlu olarak geçiriyorum aama onun dışında hayatım cidden berbat. sınıfta dışlanmış ve kimseyle konuşmuyorum. dersi bile dinliyemiyorum. derslerim kötüleşmeye başlamıştı zaten. özge sınıfta oldukça söz alıp konuşamıyordum yani. hoca bana birşey sorduğu zaman millet dalga geçmek için bir kelimeme bakıyordu. bu yüzden kafamı koyar uyurdum sadece derslerde.

sınıfta murat diye eleman var. bu 2 senedir özgeye yanaşmaya çalışıyor ama özge oralı bile değildi. ben onu tuğçeyle kıskandırdığımdan dolayı o da beni kıskandırmak için muratla takılıyordu. Muratta sınıfın bini. futbol oynayan içki içen zengin bi züppeydi. Açıkçası muratla takılması benim sinirimi bozuyordu. tuğçeyle mutlu olmam gerek miyor muydu? ama hayır olmuyordu işte. bir gün murat bini yanıma geldi. gel senle birşey konuşacaz diye. yanındaki yalakaları yolladı. anlat bakalım dedi özgeyle sevgili oldğnzda ne yaşadınız. bişey yaşamadık dedim. yalan söylemem ve özgenin benden iyice nefret etmesi için birşey uydurmamı bekliyordu. ve ona hava atıcam diye yalan söyleceğim sanıyordu ama beklediğinin aksine. yok hiçbirşey yaşamadık dedim. bana yalan söyleme sülaleni gibtirtme bana diye atarlanıyordu. bende küfür konusunda özellikle içine aile giriyorsa sabırsız biriyim.

bak dedim düzgün konuşacaksan konuş lafını geri al belanı benden bulma diye atarlanıyorum. uzun bi süre sustu çıkışta konuşalım bu konuyu uzun uzun dedi. anladım kesin kavga var artis bi biçimde yürüyerek gibtirdi gitti. bi yandan korkuyorum. bi yandanda rahatım. iki üç dayak yedikten sonra insan dayak yemekten çekinmiyor açıkçası. neyse çıkış oldu tuğçe mesaj attı servis son sınıfları bir saat daha beklicekmiş takılalım diye. ona durumu çaktırmamak için babamla bugn dedemn yanına gidicez diye yalan söyledim. biraz trip attı ama razı oldu sonunda. neyse muratı gördüm çantasını falan arkadaşlarına vermiş gel dedi sakin yere gidelim. bi yerdende gömleğini katlıyor seni dövücem imajı yaratıcak.

neyse yürüyoruz bi yandanda özgeyle birşey yaşadım demem için bana türlü türlü sorular soruyor. özgeye yaranmak için mi yapıyor bunu daha anlamış değilim. geçtik bi yere hadi anlat ciddiyim birşey yapmayacağım diyip duruyordu. artık sinir katsayım yükseldi. hemen hemen benim dengimde döverim diye düşünüyorum muratı. zaten ne kadar dibe batabilirdim ki daha. olum bak yeter birşey yaşamadım birşey diyeceksen de yoksa gibtir git işim var dedim. dememle benim boğazıma yapışması bir oldu. sen kimsin ulan. iki dakka delikanlı gibi konuşalım dedik artislenme bana diye itti. yere düştüm. dedim bu sefer ezik gibi kalmıcam.bi filmde görmüştüm o zaman. yumruğunun içerisine ağır birşey sıkıştırırsan yumruk daha sert ve etkili olur. yerdeki taşı sıkıştırdım elime. hızlıca kalkıp yumruk savurdum beklemiyordu heraldeki tam gözüne geldi. afalladı biraz

cesaret aldım bu durumdan savunmasız gibi gözüküyordu. vurdukça vuruyorum muallakye. bi yandanda bağıra bağıra küfür ediyorum. yere düştü en sonunda bana yaptıkları gibi bende buna yerde tekme sallıyorum. çocuk sen görürsn tarzı el işaretleri yapmaya çalışıyor konuşmaya çalışıyor ama izin vermiyorum. öyle kin doluyum ki. yaşadığım bütün acıları ondan çıkarıyordum resmen. meğerse muratın arkadaşları bizi orada izliyormuş. koşa koşa 5 6 kişi tam hatırlamıyorum saymayada vaktim olmadı bana doğru geliyordu. koşmaya başladm ama nafile nefes nefese kalmştm. bunlar yakalayıp beni orada bir dövdüler ayrıntıya girmiyorum. sağ elimin yüzük parmağı kırıldı ve yüzümdede baya darp izi vardı.

inanmayacaksınız binler yaklaşık olarak 1 ay okula gitmedim. muratın babasıda milli eğitimde çalışıyor okulda kötü imaj yarattığı için başka okula aldırmış kaydını. 1 ay sonra gittiğimde rahattım yani. millet sanki olayları unutmuş hiçbirşey yokmuş gibi devam ediyordu. Tuğçeyle bu arada iyice soğumuştuk kavga ettiğimde özge için kavga ettiğimi düşünüp ayrılmıştı. Açıklayacak halim bile yoktu o zamanlar. yani okulda vakit geçireceğim kimse kalmamıştı artık. o gün de yağmur yağıyor servisle gelmiyorum okula minibüse için 200 250 metre yürümek gerkiyor. Yağmur çok şiddetli yağdığı için okulun kapısının önünde bekliyordum.

Özgelerde servise biniyordu bi gözgöze geldik. sanki gözleriyle biz bu hale neden düştük der gibiydi. Murat başka okula gittiği için o serviste yer açılmıştı. özgeyle aynı yerde oturduğumu söylemiştim daha önce. servisteki adam gel istersen bugünlük zütüreyim seni dedi. itiraz edecek durumum yoktu bi an önce eve gitmek istiyordum. içeri geçtim en arkada en sağ yer boş. ve özgenin yanıydı. hiç ses etmeden geçtim oturdum. yolculuğa çıktıktan sonra özge bi ara. iyi misin suratın çok asık son günlerde dedi.

özgenin benle konuşmasına şaşırmamla birlikte anlam veremedim. evet dedim biliyosun olaylar hiçbirşekilde iyi gitmiyor benim için dedim. özge yaşından büyük bir laf etti. bunun sorumlusuda biraz benim dedi. senden ayrılmamla herşey alt üst oldu biliyorum dedi. merkeze gelmeden inelim yürüyerek eve beni bırakırsın anlatmak istediklerim var dedi. yağmur yağıyor ne yapıcaz peki dedim. sanki daha önceden planlamış gibi cafeye gideriz o zaman dedi. neyse bi cafeye gittik okul çıkışında.

@206 güldürdün panpa. ulan küfür edip liseli diyecekseniz dinlemeyin o zamanlar liseliydim tabi. kim cesaret edip böyle anlatır dıbına kodumun binleri. siz sanki 4 4 lük geçirdiniz.

acıkmış olacak ki birşeyler söyledi kendine. benim o an açlığı düşünecek vaktim yoktu boğazımdaki kuruluğu alması için bir içecek söyledim. hem yiyor hemde anlatıyordu. söze nasıl başlasam bilemiyorum dedi. öncelikle senden ayrılmam hataydı burda özür diliyorum ve seni seviyorum herşeye rağmen dedi. dayanamayıp bende seni seviyorum dedim. o kadar boşluktayım ki binler her yaklaşana kucak açıyorum yani düşünün. biliyorum dedi tuğçeyi de sevmediğinide biliyorum dedi. muratla olan kavgan dedi bi nefesi kesildi yara izlerime göz geçirdi. pişmanlık akıyordu yüzünden. ben söyledim dedi bi anlık nefretten oldu ama cidden özür dilerim yemin ederim böyle birşey olacağını bilmiyorum diye saydırıyordu. murata beni dövmesini söylemiş kahpe. neden diye bile sorgulayamadım. hemen çıktım gittim oradan hesabıda ona kitlemiş oldum.

içimden küfürler ettikçe kin kusuyordum. git gide nefretim azalıyordu ama daha çok beni dövdürmesi değilde seni seviyorum cümleleri yankılanıyordu aklımda. keşke çekip gitmeseydim diyorum. ama gurur ön plandaydı tabi. sonra mesaj atmış 2 3 tane özür dlerim gerçekten konuşmak istersen tekrar burdayım diye. dayanamadım konuştum beyler. ne gurursuz adam diyebilirsiniz ama adam akıllı muhabbet edebileceğim kimse yoktu okulda. ya evde internet başında ya da sokakta kaykayla geçiriyordum vaktimi.

okula 5 dakka gelen ben. yarım saat önceden gelmiştim. özgeyi görmek için hiç değişmemiş. kahvaltısını yapmamış ve erkenden gelmişti okula. eski günleri hatırlamak için kantine inelim mi dedi. indik. bu arada farkettim sürekli yemek yiyordu o narin vücudu bunu nasıl kaldırıyordu bilmiyorum. uzun uzun konuştuk ve birbirimizi sevdiğimizi ne olursa olsun artık ayrılmayacağımıza söz vermiştim. git gide bağlanıyordum özgeye 1 2 ay geçti. yarı tatil gelmişti. özge beni evine davet etti anne ve babası istanbulda okuyan ablası için gitmişlerdi. yurtta sorunu olmuş atılmış ve eve çıkmak istiyordu. özgeyide komşularına emanet edip gitmişlerdi.

özge beni aradı akşam onlarda kalabileceğimi belirtti. tuğçeyle yaşadıklarımı düşünüp gibimi avuçlamaktan bıkmıştım artık. gene dayanamadım ve geleceğimi söyledim. annemlere arkadaşlarda kalacağımı söylememle bi yandan şaşırdılar bir yandanda arkadaşım olduğu için seviniyorlardı. onlara giderken birşeyler alıyım diye para verip göndermişlerdi beni. özgeye içki içip içmeyeceğini sordum sabaha kadar dertleşiriz dedim. hergün içiyormuşçasına tuborg gold içerim ama diye cevap verdi. biraları alıp yola koyuldum. evlerine vardığımda saat 9 gibiydi.

kapıyı açtığında dolgun ve sert bacaklarını gösteren bir etek giymişti. üstündeyse tek omuzu açık bir tişört. siyah südyeni omuzundan belli oluyordu. onu görmem bile bu gece yaşayacaklarımı gözler önüne sermişti. içeri girdim. biraları dolaba yerleştirdik. birazdan komşu gelip yemek vericek o zamana kadar içmeyelim dedi. peki dedim. yemeği aldıktan sonra saat 10 a geliyordu. yavaş yavaş içmeye başlamıştık. salonda kare ve üçgen desenli halının üstünde oturuyor bir yandan içiyorduk. evleri çok sıcaktı üstümdeki gömleği çıkarıp pantolonla oturuyordum. onu etkilemiş olacak ki göğüslerimi ve karnımı elliyordu. 3 ya da 4 bira içmişti o zamana kadar ama gözleri kayıyordu. bense ağırdan gidiyordum bu zevki sarhoş olup unutmak istemiyordum çünkü.

gözlerinden yaş akmaya başlamıştı hiçbirşey yokken. gerçekten özür dilerim gerçekten diyip sarıldı. bende belinden sardım onu. o an onu teselli edecek durumda değildim. eteğini kaldırıp kalçalarında gezdiriyordum ellerimi. o da sıkı sıkı sarılıyordu. açık olan omzunu da öpüyordum bu sırada

benim eteği çıkarmama gerek kalmadan kendi indirdi. altında beyaz dantelli bir kilot vardı. dayanamayıp üstündeki tişörtü çıkardım. siyah südyen beyaz kilot ve narin vücuduyla beni tahrik etmişti. ters çevirip sırtını öpüyordum aşağılara doğru elimi atıyordum. bel kıvrımından geçtikten sonra çok güzel bi kalça karşılamıştı beni. bende pantolonmu indirdim ve kalçaya yasladım. elimlede belini tutuyordum. sanki daha önce anal yapmış gibi hafif eğildi. saçını toplayıp yana attı. o anki şapşallığımla özge çok tatlısın diyip belinden tutup kendime çekiyordum. hayal ettiğim o anal pozisyonlarını artık yapıyorum. sadece boxer ve kilot engeldi bize.

biraz daha devam etsem boşalacaktım. kalçaların o duruşu bel kıvrımı güzel sırtına bakmak bile boşalrtmaya yetiyordu. bu yüzden çevirip dudaklarına yapıştım. ellerim hala o unutamadığım kalçalarındaydı.bir anda elini boxerımın içine sokup elini daldırdı. ileri geri oynamaya başladı. boxerımı indirdi kendide beni öperek yavaş yavaş aşağı indi. biraz eliyle oynadıktan sonra dudağını yaklaştırdı. ilk ağzını açmadan etrafında gezdiriyordu. almaya niyeti yok gibiydi. ama ben dayanamayacaktım oral tecrübesinide yaşamalıyım diye düşündüm.

aletimi biraz ittirince dudaklarını açmak onun için zor olmadı. ilk bi kendini geri çekti. ama ellerimle kafasını tutuyordum.ilk bi elimde kafasını bastırıyordum. sonra alışmış olacak ki kendi yapmaya başladı. ağzına alıyor çıkarırken diliyle ittiriyordu aşırı zevke gelmiştim. artık kendimi ona bırakmıştım git gide daha iyi almaya başlıyordu. sonra bi an durdu ve o beyaz dantelli kilodunu indirdi. amı o kadar güzeldi ki teninin yanında çok pembe duruyordu. tuğçeninkinden sonra gördüğüm ikinci canlı amdı. uzandı ellerimden tutup kendine çekti beni. bacaklarını araladı.