-
1.
+71 -8bundan 3-4 yıl önce lise 2 deyken bir dersten kalmıştım ve telafi sınavına girecektim, sınav zamanı rehberlik dersindeydi sınıf hocamız kağıdı aldı ve rehberlik sınıfına indirdi, rehberlik sınıfıda zeminkatta kalorifer dairesinin yanındaydı orada genelde pis işler dönerdi sadece lise sonların hakim olduğu bir mekandı. her neyse gittik aşağıya hoca diğer arkadaşları dışarı bahçeye yolladı ben sınav olurken yanımda durup kopya vermesinler diye hepsi gitti sınıfa girdik en ön sıraya oturdum içeride çok kasvetli bi hava vardı içeride bir ışık vardı ama oda cidden karanlık gözüküyordu. hoca kağıdı önüme koydu başladım yapmaya çalıştığım yerlerden geldi yarısını ilk 5 dkda çatır çutur yazmıştım. bi anda hocanın telefonu çaldı ve irkildim hoca "hemen kapının önündeyim şu telefona bakmam lazım ses çıkarma yap sınavını" diyerek dışarı çıktı. bende "tamam hocam" dedim. dışarı çıktı sınavı çözmeye yeniden başladım 4 soru falan kalmıştı. biyandan sınavı olduğum yere bakıyorum biyandan kağıda. sıranın altını yokladım yeminlen 2 tomar örümcek ağı geldi elime amna koyim diye irkildim kalem yere düştü. hemen yerlere bakındım yerlerde garip izler vardı hiç dikkatimi çekmemişti. ve yere yazılan yazılar gördüm. genelde sıranın üstü duvarlar hatta tavanda bile yazılar gördüm ama yere yazı yazanıda ilk defa gördüm. böyle yuvarlak şeyler çizilmişti ama yuvarlaklar kesinlikle kusursuz çizilmişti sanki pergelle çizilmiş gibi. kalemi aramayı bıraktım ve o garip sembolleri incelemeye başladım. cidden ilgi çekiyodu. ve belirli yerlere belli düzen içerisinde tam eşit olarak çizilmişti. o düzeni aramaya çalıştım. fakat ilgi çeken bir detay daha vardı bu sınıfta duvara vesaire sıraya yazılan yazıların hepsi eşit şekilde matematiksel olarak çizilmişti. rastgele bir çizime hiç rastlamamıştım. tam o anda kalemimi gördüm ve aldım biraz daha incelerken pat diye sınıfa hoca girdi (sınıf demek için bin şahit lazımda neyse) bir anda ayağa zıpladım hoca ise haklı şekilde ne yapıyosun oğlum diye sordu bende hocam kalemim düştüde onu aradım diye cevap verdim. hocada neyse sınav süren bitti ver kağıdını diyerek kağıdı sıranın üstünden çekti ve sıranın üstüne baka kaldı. ve sinirlenerek üstüme yürüdü sağlam bir tokatla beni yere yığdı. ben olayın şaşkınlığı ve yediğim tokatın beynimde yarattığı beyin amcıklamasıyla ne yapıyosun lan dedim. hoca dahada sinirlenerek benim yakamdan tuttu ve sıramın yanına getirdi. " eğ bak lan kafanı" dedi. hemen baktım ve çok şaşırdım. sıranın üstünde benim ismim soy ismim yazıyordu. yine düzgünce düzenli bir şekilde yazılmıştı. ama ismimdeki f harfi diğerlerinden büyük yazmıştı. noluyo lan diye kendimi sarstım ...Tümünü Göster
devamı reze göre gelecek -
2.
+21 -1geldim picler
benim ismimi kim buraya yazmış nasıl yazmış bütün gün bu sırada idim. hoca cevap versene lan vatan haini diye tekrardan beni sarstı. hemen müdürün yanına zütürdü ve gerekli disiplin işlemleri benim adıma başlatıldı. ben ise ne sınavın kötü geçmesinden nede hocadan yediğim dayaktan nede uzaklaştırma aldığımı aklıma takmadım. bu saatten sonra kimse bana inanmaz diyerekten tek başıma bu olayı çözmeye başladım. aradan 1 ay gibi bir süre geçti fakat o sınıfa bidaha hiç giremedim. girmem lazımdı. sınavını olduğum ders zamanı gelmişti hoca kağıdımı yinede bu olanlardan sonra okuyup değerlendirdiğini söyledi. her öğrenci gibi notumu merak etmiştim. kaç diye sordum hoca f diye cevap verdi. beynimden vurulmuşa döndüm. o gün o sırada ismimin kazılı olduğu sırada F harfi büyüktü . her şey bir düzenbazlıktan ibaret olduğunu düşündüm. o gün hiç moralim yoktu. kafamı sıraya gömdüm ve tüm bu yaşananları sakince düşünmeye başladım. sonunda zil çalmıştı. eve döndüğümde direk odama girdim. bilgisayardan daha detaylı bir arama yapmam gerektiğini anladım. ve asıldım klavyeye. hemen okulun eski tarihini araştırdım. her okul gibi normal sıradan hafif olayları olan bi okuldu. sadece bir olay dışında. haber sitesinde yazan haberde; zamanında lisenin yanındaki çalılıklarda bir kıza tecavüz ettiklerini ve kızın başını taş ile ezdiklerini yazıyordu. içim ürpermişti. bu tecavüze uğrayan kızın videosunuda almışlardı 12 saniyelik bir video idi. yarısı sansürlü fazla birşey anlaşılmıyodu. sadece videonun en başında kızın üstünde beyaz bir gecelik olduğu gözüküyordu ve beni öldürün diye bağırıyodu. zavallı kızcağıza neler yapmışlarsa kız artık ölmek istiyordu. fakat elbisede dikkatimi çeken birşeye rastladım elbisenin ortasında garip bir sembol var idi. muhtemelen tecavüz edenler garip bir sadistlik peşindelerdi. bir ayine benziyordu. ve videonun sonunda kız saçma sapan birşey söyledi. hangi dil acaba diye içimden geçirdim. okunuşunu yazdım fakat hiç bulamadım.
devamı gelecek -
3.
+23 -1devam ediyoz sabırlı olan panpalara teşekkür
bu dediği sözü hemen bir yere not aldım. sembolüde ekran fotosu çekerek kaydettim. video çok kalitesizdi o garip sembol hiç gözükmüyordu. ama yuvarlaklı birşeyler saçmaca çizilmişti. uyku bastırınca dayanamadım yattım. sabah olmuştu hemen hazırlanıp okulun yolunu tuttum. biryandan kağıda not aldığım o sembolü ve biçimsiz kelimeyi inceliyordum biryerden de yola bakmaya çalışıyordum. otobüs sonunda gelmişti. hemen bindim ve tüm yolcuların arkada oturmadığını gördüm. yolcular bu eylemi hep bizim mahallenin delisi olan yusuf otobüse bindiğinde yapıyordular. ben ise o deliden hiç çekinmezdim komik birisiydi. otobüs ilerlemeye başladı ve duraklar geçe geçe otobüs dolmaya başladı. kafamı cama yaslayıp kağıdı incelemeye devam ediyordum. yanımda oturan deli yusuf hemen elimden kağıdı çekti ve incelemeye başladı. ilk başta len olum nabıyon diye mırıldandım fakat kağıtta birşeyler fark ettiğini gördüm belkide deli meli ama şifreyi çözmüştür diye düşünerek bıraktım. kalem kalem dedi hemen çantamdan bir kalem çıkardım. o anlamsız kelimenin doğru okunuşunu yazdı ve kelimeyi görünce cidden kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı. korkudan titremeye başlamıştım. o anlamsız kelime benim ismimin tersten okunuşuydu. nasıl lan diye kendi kendime düşündüm. rastlantımıdır acaba tecavüzcülerin isimlerinden birisimidir diye düşündüm. haberde isimleri kısaltmışlardı bir isminde baş harfi benimkisiyle aynı idi. kendi kendime konuşmaya başlamıştım. ortalık karışıktı cidden. otobüs sonunda okula gelmişti hemen yusufun elinden kalemi kağıdı alıp çantama koydum eyvallah yusuf sen çoğu kişiden akıllısın diyerek ayrıldım. hala olayın şokundaydım. artık o sınıfa girmem kesinlikle şarttı.
devamı gelecek -
4.
+21 -1geldim geldim patlamayınTümünü Göster
sınıfa doğru ilerledim aklımda hala deli sorular, o video, kızın ismimi söylemesi gerçekten sıralı olaylar birbiri ardına geliyordu. rehberlik dersine giricektik. benim ise kafam başka yerlerdeydi. rehberlik hocası içeri daldı hemen herkes ayağa fırladı benim ise aklım o olayların karmaşıklığından bulanıktı. hoca zaten bana takıktı bir anda hönkürdü; lann ben geldim ehoo, diye bağırdı bir anda kendime geldim. hoca hala o sıranın üstünü benim çizdiğimi sanıyordu o yüzden ön yargılı davranmaktan çekinmedi. derste ailelerin geliri hakkında falan konuştuk tasarruf gibi şeylerden bahsedildi fakat ben pek dinleyemedim. defterimin her kısmına ismimi yazıyorum ismimde bir şifremi saklı acaba diyede düşünüyorum. o gördüğüm yarım yamalak sembolü defterin her tarafına çizmiştim incelemiştim. en sonunda hoca bana seslenmişti ben ise fazla duymamıştım sonra bir kez daha seslendi ben yine duymamıştım gerçekten yaptığım işe odaklanmıştım. sonra sert bi şekilde elindeki su şişesini bana fırlatarak lan sana diyorum vatan haini dedi. bende o sinirle yeter lan diyerek hocanın üstüne yürüdüm sağlam bir yumruk geçirdim hoca yere yığıldı. bir anda kendimden geçmiştim. hoca ise sakinliğini koruyup kalktı gel lan dedi beni herhalde dövmeye zütürüyordu kolumdan tutmuştu diğer arkadaşlar müdüre seslendi ve hoca beni 6 aydır girmeye çalıştığım rehberlik odasına zütürüyordu. yine o kasvetli ortamlardan geçtim herkesin üstü bendeydi. hoca anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı beni içeri itti ve kendiside girdi. senin sorunun ne evlat dedi. hocam anlatsam da inanmayacaksınız kendimizi yormayalım dedim. olum anlat bakalım anlat biz öğretmeniz o kadar yıl okuduk oluruz derdine bir deva. hocam çok karmaşık şeylerin içine bulaştım çıkamıyorum. hoca yerine oturdu fakat sandalyesinin bir ayağı kırık olduğu için oturduğu gibi düştü ve düştüğü an odadaki tek ışık kaynağı olan lambada söndü. ben cidden çok korkuyordum. dizlerim zangır zangır titriyodu. hocaya seslenmeye çalıştım fakat bana cevap vermiyordu. sıralara çarpa çırpa ilerlemeye çalışıyordum sonra bir anda ışık yanmaya başladı hoca etrafta gözükmüyordu. ışık tekrardan söndü ve beni bir şey şiddetle sıraların üstüne itti. ve ışık bir daha yandı. bir daha söndü yine aynı şekilde sıraların üstüne bir güç beni itti sıralar yine kaydı. ama ne yaptığını sonunda anlamıştım. sıraları ortadan çekmemi istiyordu bende dur diye bağırdım. o an her şey durmuş gibiydi. hemen sıraları kenara çekmeye başladım. sınav zamanı yerde gördüğüm simgeler daha değişik bir hal almaya başlamıştı. sonra bir anda ışıklar tekrardan söndü ve tekrardan yandı. hoca tam ortada bulunan büyük dairenin içindeydi. ve sonunda başardım ayinimin son halini gerçekleştireceğim diye bağırdı. ben ise odanın kapısını zorlamaya çalışıyordum. ışıklar bir daha söndü ve tecavüze uğrayan kızın cesedi dik bir biçimde mumyalanmış heykel gibi duruyordu. kızın üstündeki işaret hala oradaydı. hoca kızın ayağına tekme atarak kızı yere düşürdü ve garip bir şekilde sözler okumaya başladı. sözler tamamiyle anlamsız geliyordu. belli bir düzende değildiler. sonra bir anda bir sarsılma oldu ve ben olduğum yerde uyandım. hoca beni o odaya zütürürken büyük ihtimalle korkudan bayılmıştım ve bu saçmalıkları görmüştüm.
devamı gelecek -
5.
+17geç girdiğim için üst üste 2 tane atiyim dedim yarın akşama devamı gelir
gerçekten olaylar sarpa sarmıştı hemen bu olayı çözüp bu işin içinden çıkmak istiyordum. ama çözülesi kıvamda kolay bir olayda değildi çok fazla olasılık ve gizem mevcuttu. bayıldığım için hastanelik bir durumum olmadığından evime geri döndüm ve direk yatak odama gittim. hemen sembolü kaydettiğim dosyayı bilgisayarda aramaya koyuldum dosyayı bir türlü bulamadım. bu olay hakkında yazdığım tüm tezler buradaydı. hepsi bir anda silinmiş gibiydi. hemen kabataslak kağıttan gördüğü kadarıyla sembolü tekrardan çizdim. bu kez google görseller kısmından resmi aratmaya karar verdim. ve bu sembole benzer bir sembol daha çıkmıştı. evilbird şeytani kuş isimli bir tarikatın evilbirth şeytan doğumu sembolüydü. fakat bu sembolü Türkiye de böyle bir okulda görmek çok şaşırtıcı gelmişti. hemen tarikatın tarihini araştırmaya başladım. en son aktivitelerini fransada 1880 yılında tam 7 çocuğu katletmiş şeytani bir örgüttü. şeytanın doğumu da gerçekten çok ciddi bir semboldü. yer yüzünde şeytanın bir vücuda ihtiyacı olduğu için ona bir vücut adamak için kullanılan ayin sembolü idi. bunlar deli saçması diyerek fazla bulaşmamaya çalışsamda bu işin içine bulaştığım için erken pes etmemek gerek diye düşündüm. şeytanın doğumu adlı ritüel şu şekilde gerçekleşecekti ; ayinin giriş kapısının bulunduğu yerden başlayarak her yıl 3 günahsız çocuk kurban edilecekti. toplamda 2 milyon çocuk katledildiğinde ritüel tamamlanacak şeytanın üstünde hakkı bulunduğu tüm ruhlardan arınmış olup serbest kalacaktı. bu örgüt ise en son 6 yıl önce gerçekleştirmişti. bu yüzden örgütten sağ kalan kişiler çocuk ölümlerinin arttığını gözüne kestirerek ayinin giriş kapısını gazzedeki güvenli ortama taşımış. bu şeytani giriş kapısı ise gazzede kutsal bir şey sanıldığı için ne dokundurtuluyor nede başka bir şey yaptırılıyor. orada ölen her çocuk için ise ayindeki istenen çocuk sayısından düşüyordu. örgüt her şeyi gerçekten iyi planlamıştı.
devamı gelicek (geceyi bekleyin) -
6.
+10hadi benden size güzellik geceyi bekletmeden devam
ayinde istenen çocuk sayısı 2 milyondu ve gazze de ölen çocukların sayısıda ciddi derece fazla idi. acaba o girdiğim rehberlik odasında şeytan doğumu ritüeli mi düzenlenecekti veya düzenlenmişti. odanın etrafında biraz araştırmalar yapmaya karar verdim ,derse girmeyerek odanın kapısının önüne geldim biraz zorladım açılmamıştı. kapıyı incelemeye başladım sıradan bir kapı gibiydi. her zamanki normal eski püskü bir kapıydı. kulaklarımda "hey çocuk" diyen birinin sözleri çınladı hemen arkamı döndüm. okulun eski hademelerindendi sanırım diyerek efendim dedim. zaten okulda çalışanları fazla bilmiyordum. adam "buranın sırrını mı öğrenmek istiyorsun" dedi. bende hafiften heyecanlanmıştım sonunda olanları bilen birini bulmuştum. "ne sırrı anlamadım" diye cevap verdim. adam " şeytan bu odada doğacak ve güçlenecek" diye mırıldandı. sonra " ne " diye bağırdım. adam her şeyi biliyordu. "lütfen daha detaylı anlat" diye rica ettim. adam bir anda geri çekildi odanın kapısını göstererek "içeride içeride daha fazla konuşamam" diyerek geri çekildi ve oradan hemen kayboldu peşinden gidememiştim.
devam edicek -
7.
+10 -1sıcak sıcak
her okulda girişinde tüm çalışanların resimleri ve altında isimi yaptığı iş , öğretmense branşı yazan bir tablo vardı. odanın kapısında birşey bulamayınca direk o tabloya gittim. resimlere baktım fakat hademeyi bulamamıştım. müdür yardımcısının yanına giderek "hocam burada erkek bir hademe vardı onun ismi hakkında bir bilginiz var mı?" diye sordum. hoca ise şaşırarak "delirdinmi oğlum burada 20 yıldır erkek hademe yok hepsi kadın" diye cevap verdi. peki ya o gördüğüm adam ? cidden işler çığırından çıkıyordu. hademe ortadan kaybolmuştu kimse tanımıyordu. işler iyice korkunç bir hal almaya başlamıştı. zil çaldı ve tüm herkes evlerine dağıldı. rehber hocasında bulunan anahtarı almam şarttı. eve giderek bir plan yaptım. gece okulda kalacaktık ve o odaya sızacaktık. en samimi dostumuda bu işe ikna ettim ve benimle birlikte okulda gece kalıcaktı. sonraki gün geldi çattı çantama el feneri bolca pil ve yiyecek, su depoladım. okulun yolunu tuttum. dersler geldi geçti ve okul dağıldı. biz ise sınıftan çıkmamıştık kimsede sınıfta biri varmı yokmu diye kontrol etmemişti. akşam 7 ye doğru sonunda müdür ve yardımcılarıda okuldan ayrıldı. okul tamamen bize aitti. arkadaşa seslendim hafiften sızmıştı. uyandı ve silkelendi. tam zamanı dedim. arkadaşta deli dolu manyak zıpır bir picti. hemen feneri istedi tutuşturdum eline ilerlemeye başladık. aşağa kata yavaş yavaş ilerledik. oradan hemen öğretmenler odasına gittik. rehber hocasının dolabını açmak için çantama koyduğum ince uçlu tornavida ile kapağı hafif zorladım ve tak diye açıldı. anahtar oradaydı hemen kaptım ve o anda arkadaşım başının döndüğünü söyledi ve bir anda yere yığıldı elindeki fener yere düşerek sönmüştü hemen seslendim " iyimisin lan heeeyy" diye bağırdım ve feneri aramaya başladım. yeri yoklarken bir el elime çarptı ıslaktı. irkilerek geri çekildim. elime bulaşan sıvıyı kokladım. çok kötü kokuyordu. etrafa tekmeler savurmaya başladım.
devamı gelicek * -
8.
+12devam devam bakalım
arkadaşımın sesini koridorun sonunda duydum. feneri bulamıyordum. sonunda ayağıma çarptığını fark ettim. hemen eğilerek yerden aldım. feneri yaktığımda fenerin ışığı beyaz iken kırmızıya dönmüştü şaşırmıştım. hemen koridorun sonuna doğru koştum ve sesin yeri değişmişti bu kez ses koridorun başından geliyordu. hemen oraya yöneldim. artık sınıflardanda onun sesi yankılanmaya başlamıştı. çok şaşkın haldeydim. her yerden arkadaşın sesi yankılanıyordu. ne yapacağımı bilemedim ve okuldan kaçarak çıktım. anahtar hala bende idi. hemen polisi bir kulubede arayarak yeri ihbar ettim. polisler maalesef arkadaşımın ölü cesedini ve yanında iki çocuğun daha cesedini rehberlik odasında bulunmuştu. olay araştırılıyodu. gerçekten herkes şokdaydı. bende dahil. en sevdiğim arkadaşımı kaybetmiştim ve yanında iki çcouk daha katledilmişti. okulda yas vardı. o gün fazla ders işlenmemişti. ben ise hem olayın şoku hemde yaşadıklarım beni delirtmeye yetmişti. son bir gece daha dayanıp o odaya giricektim kafaya koymuştum. yine o gün okulda kaldım. çantamdan fener vb malzemeleri çıkarmamıştım zaten. zamanı gelmişti feneri yakıp tekrardan aşağı inmiştim. kapının önünde biraz bekledim. içeriyi dinledim. herhangi bir ses yoktu. anahtarı deliğe taktım ve yavaşça çevirdim. kapı açılmıştı. işığı yaktım ve içeriye yöneldim. rüyamda gördüğüm gibi sıraları ortadan çektim ve yeri inceledim. burada garip bir his vardı. burası normal bir yer değildi. ve o gördüğüm hademe karşımdaydı kapıyı hızla açıp içeriye bakmıştı. üstünde ne bir kıyafet vardı nede başka bişey çırılçıplaktı. şeytanın doğumu sembölünü karnına bir bıçakla kazımıştı. ve bana mırıldanarak "tam 1 milyon 999bin 999 ve son olarak sen kaldın" hademe ilerledi ve arkasından rehberlik hocası çıkmıştı. beni iki kolumdan tutup yere yığmıştı. ben ise çığlık atıyordum birisi sesimi duyar diye. ikisi birden ayin sözlerini okumaya başlamıştı.
devam edicek -
9.
+13 -1sıcak sıcak, başlığı oylayın picler
ayin sözleri son bulmuştu ve ikisi birden ayağa kalkmıştı. ben ise olduğum yerden kımıldayamıyordum. hoca ilk olarak karın bölgeme o şekli çizmeye başladı. diğeri ise içeriden şeytani kuş örgütünün kutsal bıçak diye hitap ettikleri son çocuğu bununla katletmeleri gereken bıçak. çok parlak ve altın işlemelerle doluydu. o an sordum " nedenn neden şeytanı yeniden doğurmak istiyorsunuz nedennn!" diye bağırdım. hademe "şeytan yer yüzünde var olmayan adaleti sağlayacak!" öğretmen ise " şeytanımız herkesi koruyacak ve kollayacak" dedi. şeytan normalde kötülük yapan illet veya zillet olarak bilinirdi. bunların cidden beyni yıkanmıştı. "şeytan size iyilik yapmaz sizi kandırır onun geçmişide böyle gelmişide sizi kandırmış" diyerek haykırdım. hademe yüzüme sağlam bi tekme atmıştı. ve o an ayağı içine göçmüştü. şeytan benim hasar görmememi istiyordu. sonuçta son çocuk ben olduğum için benim bedenimi kullanacaktı. hademe büyük acılar içinde yere yığıldı ve ayağı cidden ters dönüp kırılmıştı. hoca ise çok sinirlenerek " şeytanın yeni vücuduna ne yapıyorsun salak herif!!" diye bağırdı. o da bir tekme yapıştırdı. hademe acıdan ağlıyordu. hoca elinden kutsal bıçağı alıp hademenin boğazını kesmişti ve kendisininde bileklerini kesmişti. bende bu olanları dehşetle izledim. kan oluk oluk üstüme akıyordu. bir anda bedenimin hakimiyetini kaybettim ve sağ elim bıçağa doğru yöneldi ve karnıma defalarca sapladım. bunu yapan ben değildim acılar içinde kıvranıyordum. biranda şiddetli bir ses ile polisler içeri girdi ve beni gördüler. uzaklaşın diye bağırdım. polisler tüm gün beni izlemişti ve bu işlenen cinayette bir parmağım olup olmadığını görmek istiyorlardı. baskın yapan polis elimden bıçağı alarak telsizden ambulans istedi. çok kan kaybetmiştim hemen ambulansta müdahele yapıldı ve hastanede iyi bir amileyattan sonra iyileşmiş idim. polisler sorgu için yanıma geldiklerinde hiçbir şey hatırlamadığımı söyledim ve suçsuz olduğum odada bulunan kamera+ -
10.
+1 -3gerçek sonu yazmıyacağım kusura bakmayın gencolar, halden anlayın
-
11.
+5 -1restorasyonlu gerçek bitiş
gerçekten anlattığım kadar şanslı değildim polisler baskın yapmamıştı haberleri bile yoktu...
birden bire gözlerimin önüne bir perde indi ve heryer kapkaranlık oldu. şeytan artık vücudumu esir almıştı. ritüel tamamlanmıştı... artık şeytan yer yüzünde özgürce dolaşabilecekti. fakat bilmedikleri bir şey var idi ritüelde kullanılan şeytan doğumu sembolünde ufak tefek değişiklikler yapmıştım. ritüel tamamlansa da çok güçlü bir yapıya sahip değildi. ritüelde ismimin yazılı olduğu yere yani sıranın üstünü kazıyıp tekrardan natyeş yazmıştım. ritüelin tamamlanması için şeytanın ölmesi gerekliydi. resmen bu döngüyü buga sokmuştum. şeytanın doğumu için şeytanın ölmesi gerekliydi. bunu tabiki de şeytanda er geç fark etti ve sinirlenerek sen insan, kendini akıllı birimi sanıyorsun ? o aciz fani bedenin benim elimde bir meleğe dönüştü. bu yaptığın hilebazlığı unuturmuyum sanıyorsun? seni ve 7 ceddini lanetleyeceğim diyerek hemen odadaki dolaba gitti ve içinden bir kağıt çıkardı. parmağını ağzına alarak sertçe ısırdı ve akan kan ile birşeyler çizmeye başladı. ben vücudumda hakimiyeti tam olarak kazanamasamda arada bir refleks olarak el ve kolumu hareket ettirebiliyordum. ani bir kasılma ile kendimi yere düşürdüm. şeytan benime oynamayı bırak veled-i zina sen kaşındın cezasını çekeceksin dedi. ve çizime devam etti. kağıdın ortasına bir altıgen çizmişti her köşeye ş e y t a n harflerini yerleştirmişti. ortasına ise ritüelde kullanılan sembolü çizmişti. altına da arapça kelimeler yazmaya başlamıştı. şeytan bu benim bedenimi ritüelden çıkaracak olan büyü, seni buraya yerleştireceğim dedi. hemen dilim ile yerleri temizledi midem kalkmıştı yerdeki sembolü silerek büyüde bir değişiklik yapmak istedi ve yeni çizdiği sembolü yere kanım ile çizdi. maalesef buradan sonra kendimi engelleyemiyordum...
devam edecek -
12.
-3geldi geldi
eline kağıdı aldı ve yere düşen kutsal bıçağı kıyafetime silip kağıdın ortasına bıçağı sapladığında büyü değişmiş olacaktı hemen ani bir silkelenme ile elindeki bıçağı yere düşürttüm. şeytan " bu küçük çabalamalar sonuçsuz kalacak seni zavallı" diyerek yere eğildi. o anda bacaklarımı ileriye doğru atmaya çalıştım. hafif şekilde sendelenerek yere düşürdüm. şeytan " benimle oyun oynama lann!" diye bağırdı ve ayağa kalktı. hemen kağıdı yerden kaldırıp bıçağı ortasına yani isminin olduğu yere sapladı. bir anlık şeytan içimden çıktı gibi hissettim. direkt yerdeki kanı ayağımla silmeye başladım. şeytan bir yerden bağırıyordu "eğer o sembolü silersen anneni acılar içinde kendi kanında boğarak öldürürüm" diye tehdit etti. donakalmıştım... ben "neden dünyaya dönmek istiyorsun nedenn!!" diye haykırdım. sesim anlık olarak kesilmişti. ışıklar sönmüştü. şiddetli bir ses duyulmuştu. kulaklarım kanamaya başlamıştı. duvarlar üstüme üstüme geliyordu. kapıya doğru koşarken bir anda kapının orada olmadığını gördüm. ortada kala kalmıştım. şeytanın sesini tekrardan duymaya başlamıştım sürekli bir kızın uğultuları çığlıkları geliyordu. şeytan " çabuk şekili kanını akıtarak tamamla, yoksa annene elveda et" dedi. fazla düşünmeden "tamam tamam ona birşey yapma nolur" dedim. kutsal bıçak ile parmağımı kesmiştim. kanım normalden çok akıyordu. sembolü tamamlamıştım. o an ışıklar söndü ve sembol alev almaya başladı. sembolün içinde kapana kısılmıştım.
devam edicek...