/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +45 -4
    lise 3 e gidiyoruz. ergenlik ateşinin doruklara ulaştığı zamanlar. bir yandan da etrafımız kızlarla çevrili olduğundan sürekli aklımız uçkur da tabi. genel olarak playboy bir tip değilim ama lise 3te sosyal ilişkilerim biraz yükselmişti nedense. sınıftaki kızlarla falan içli dışlıydım. okulu dersi falan da giblediğimiz de yoktu. liseye bir daha mı gelicez dıbına koyum kafasıyla salıvermiştik her şeyi. aptallık işte.

    günlerden hangi gün tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım pazartesiydi. okula gece geç yatmanın da etkisiyle zombi gibi gelmişim. avare avare sınıfa giderken bir yandan da dersin bilgisayar dersi olmasına sövüyorum. çünkü o derste kafayı vurup yatamıyorduk. zaten sınıfta bodrum katındaydı. loş bir ortamı vardı. tam uyumalıktı. 2-3 arkadaş sınıfın önüne geldik. daha açılmamıştı. kitliydi. sövecek bir nedenimiz daha olmuştu o an. derken eray isimli arkadaş gülerek yanımıza geldi:

    -laan sınıfa yeni biri gelmiş. hem de iranlı!!

    ...
    ···
  2. 2.
    +13
    ...
    -laan sınıfa yeni biri gelmiş. hem de iranlı!!
    +lan inşallah kızdır ya
    -adını sordum da garip bir şeydi. anlamadım kzı mı erkek mi

    (gibi taktan bir muhabbet dönerken karşıdan etrafını bizim sınıfın kızlarının sardığı biri gelmeye başlamıştı)

    hasgibtir erkekti bu. şansıma sokayım. derin bir of çektikten sonra eraya dönüp "buna mı seviniyordun lan?" deyip dalgasına hafiften vurdum. sonrasında göz ucuyla gelen kişiye tekrar baktığım da ise şok olmuştum. kızdı lan bu. sadece saçlarını kısa kestirmişti ve ortamın da karanlık olmasından dolayıp uzaktan erkek sanmıştım. e bu kızdı ama diğer kızlar gibi değildi. hollywood filmlerinden fırlamış gibi bir güzelliği vardı. bir an elim ayağıma dolaştı. hemen avcı iç güdülerim harekete geçmişti. sonuçta karşıdan gelen kız benim için en mükemmel avdı ve onu avlamayı bekleyen bir dolu rakip vardı etrafımda. hepsi de ağızlarının suyu aka aka kıza bakıyorlardı.

    ne yapıcam lan ben şimdi? yanına gidip selam falan mı versem? e bu türkçe biliyor mudur ki? diye düşünürken bir kaç adım uzağımda olan kıza müthiş mizah anlayışımla ve meslek lisesinde olmamızın da verdiği etkiyle "welcome to hell" diye bir espri yapmıştım. ahah şu işe bak, gülmüştü lan. öyle bir gülmüştü ki kalbim normalden daha hızlı atmaya başlamıştı.
    ···
  3. 3.
    +22 -2
    -önemli-

    -önemli-

    beyler okuduğunuzu anlamam için biraz şuku atarsanız berhudar olurum

    -önemli-

    -önemli-
    ···
  4. 4.
    +25
    pek öyle karşı cinsle konuşurken heyecan yapan, eli ayağında dolaşan bir tip değildim ama bu kızla konuşurken ne yapacağımı gerçekten bilemiyordum. basit ilkokul ingilizcemle kıza adını sordum:

    +what is your name?
    -Türkçe biliyorum, benim adım Asal
    +Ha öyle mi? (aptal bir sırıtış) bende s4ir.
    3. şahıs: Namı diğer pompacı hahahaha. (diye bağırdı erhan gavatı.)

    oysa avrupa standartlarında cool bir tanışma faslı gerçekleştirmek istemiştim. erhana sinirli sinirli baktıktan sonra Asalın sesiyle irkildim. "Ne demek istedi, anlamadım? diğer ismin pompacı mı?" diye sordu yavru ceylan. Türkçe esprileri tam bilmeyip bana yapılan bu aşağılayıcı mizaha gülmemesine mi sevineyim, yoksa sorduğu bu soruyla tüm sınıfın yarılmasına mı üzüleyim bilemedim. 10 dakika içinde az önceki havamdan eser kalmamıştı. bir iki dakika daha ayak üstü aptal liseli muhabbetinden sonra saim hoca geldi. sonra da zaten üstümün serbest olduğunu görünce beni dersten attı. buradan da onun tekrar dıbına koyayım. ben arkamı dönüp orayı terk ederken 1 yıldır kavgalı olduğum mehmet bini arkamdan kinayeli kinayeli "asal bana emanet s4ir merak etme sen" deyip huur çocuğu gibi sırıttı. sinirden deliye döndüm.

    bu gece yazmaya devam edicem beyler. takipte kalın.
    ···
    1. 1.
      0
      (Asal) çarpanlarına ayır onu panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Kardeş gavat ettin bizi :D
      ···
  5. 5.
    +6 -1
    Beyler öncelikle supheniz olmasın hikaye yarim kalmayacak.

    Ve şu an spor salonundayim. Eve gecince sıradaki parti aticam..
    ···
  6. 6.
    +13 -2
    Beyler eyvallah rez aliyonuz da 8 saatte 12 suku ne aq benimde yazarken motive olmam için biraz destek görmem lazım lütfen
    ···
    1. 1.
      0
      31 şuku var toplamda
      ···
  7. 7.
    +20 -1
    sonra koyuverdim kapının yolunu tuttum. daha tanımadığım yabancı bir kız için gibik bir kekoyla kavga etmeye değmezdi. zaten dediğim gibi kekoydu, asal ona bakmazdı. taktığım kulaklığı kantinin yolunu tuttum. serhat abiden bir bardak çay isteyip teneffüs zilinin çalmasını bekliyordum. dinlediğim şarkıyı çok net hatırlıyorum: https://www.youtube.com/watch?v=p9TYBmDEs08

    biraz kızı yorumlamaya gelirsek. saçı kısaydı. gülüşleri sahteydi. evet bir gülüşüyle kalbimi hızlandırmıştı ama sahteydi, bunu anlamıştım. gözlerini kaçırarak gülmüştü. ve sürekli ellerini bir şeyle oyalamaya çalışıyordu. saçıyla, kolyesiyle falan. demek ki endişeliydi. tedirgindi. özgüveni zayıftı. ya hep öyleydi, ya da onu ta irandan buraya sürükleyen olay asalı derinden yaralamıştı. bunu çözebilirsem onun hayatında daha farklı bir yer kaplayabilirdim. sonuçta hangimiz sorunlarımıza ortak olan bir kişiye hayır diyebiliriz ki? zil çalar çalmaz sınıfın yolunu tuttum. fakat o an gördüğüm şey karşısında öfkeyi, kıskançlığı, dramı aynı anda yaşatmıştı bana beyler.
    ···
  8. 8.
    +12
    bu keko dediğim mehmet bini asala el falı bakıyordu. lan ne anlardı bu gibtiğimin kekosu faldan? ne alaka dıbına koyayım. ben böyle yavşaklık görmedim hayatımda. tam yanlarına gidiyordum asalı bu kekonun elinden kurtarmak için ki, mehmet asalın elini bıraktığında asal "biraz daha bakar mısın?" demişti. evet bunu demişti. benim de tüm pgibolojimi gibmişti. hani olur ya bazen, zaman dursun istersiniz. uzay boşluğunda savrulmak, dünyadan soyutlanmak. işte tam öyle bir ruh haline büründüm bir anda. 2-3 saniyeliğine sınıfın ortasında ot gibi dikildim beyler. o an asal beni fark etti, sonra giblemez bir tavırla geri mehmete döndü. oyunun kuralı bu mudur yani? bir kızı iki kişi sever ve kızı elde etmek için birbirleriyle yarışırlar? giberim böyle oyunu deyip mehmetin omzuna dokundum, bana doğru bakar bakmaz da kafasına yumruğu geçirdim. o an hatırladığım en belirgin şey sağdan soldan gelen kız çığlıklarıydı. sanki adam kesiyoruz dıbına koyum ilk defa mı kavga görüyorsunuz.

    burada size slow motion edasıyla kavgayı her anına kadar anlatmak isterdim ama malum o anki adrenalin sayesinde kavgaya dair hiç bir halt hatırlamıyorum. kavgadan sonra üstümde kan vardı. kimden geliyordu lan bu kan. kimden gelecek aq benden geliyor tabi. burnumdan musluktan akar gibi kan akıyordu. canım yanıyor muydu? burnumun direği sızlıyordu be. ama asıl mesele bu değildi. asalın bu kekoya iyi misin diyerek ilgi göstermesi canımı yaktı. anlamadığım nokta şu, bu kızların keko merakı nedir lan?
    ···
    1. 1.
      0
      Devam reis
      ···
  9. 9.
    +12
    mehmetle kavga ettiğim gün bir şeylerin farkında vardım. aptal bir acizliğin içine düşmüştüm. kız hayatıma gireli sadece 1 gün olmuştu ve ben saatler sonra yerde kanlar içinde yatıyordum. belki bu taktanlığın sebebi bendim, belki mehmet belki de o iranlı kız. fark eder miydi? işin ucunda aşk denen pgibolojik çöküntü vardı. gerçekten bu muydum lan ben? neden hormonlarıma yenik düşmüştüm ki?

    asalı gördüğümde kanımda salgılanan adrenalin, serotonin ve cinsel istek hormonu beni ona bağlı kılmıştı. asal bana gülmüştü ve uyuşturucudan ilk dozu almıştım. şimdi ise o dozun daha fazlasını istiyordum. daha fazla gülümseme, daha fazla göz teması, daha fazla aşk. üstelik ben bunları düşlerken benim bağımlılığıma başka biri daha ortak olmuştu. o da aynı şeyleri yaşıyordu, ama farkında değildi. onun için aşk yaşanması gereken muhteşem duygulardan birisiydi. benim içinde öyleydi. ta ki taşlar yerine oturana kadar.

    beyler yarın işe gidicem bu yüzden diğer partı sabah atıcam. sizde bu gece boştan yere bekleyip kendinizi yormayın. yarın okumaya devam edersiniz. iyi geceler.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzzzzz
      ···
  10. 10.
    +10
    yerden kalkıp bize şaşkın gözlerle bakan kalabalığın arasından sınıfı terk ettim. taktan hissediyordum, aynı zamanda da özgür. belki özgürlük taktandı, belkide ona kavuşmanın bedeli taktandı. ama artık bir kaç hormonun esiri olmayacaktım. bunu biliyordum. belkide olay nefrette gizlidir ha? belki de sevgimize karşılık alamıyorsak, tek ihtiyacımız olan şey nefrette karşılık bulmamızdır? zaten gerçek duygu da nefret değil midir? günün sabahında asal bana yalandan gülmüştü. peki benden yalandan nefret edebilir miydi? bunu başarabilir miydi? hayır. çünkü nefret gerçektir. bunu gerçekten hissetmesi gerekiyor. ve bende bunu ona yaşatacaktım.

    mehmete gelirsek, o şu an zaten istediğim konumda. büyük bir taktanlığın merkezinde ve bunun farkında değil. neden bunu bozayım ki? o aşkına karşılık almak için, yani uyuşturucusundan bir doz daha alabilmek için her şeyi yapmaya hazır. üstelik beni rakip olarak görmeye başladı, şu an aşk denen taktan kavramın yanında bir de hırs eklendi. bunu çok iyi biliyorum. çünkü daha sabah aşk denen pgibolojik pranganın ve hırsın bana neler yaptırdığını gördüm. asal onun olsun, ben asaldan daha fazlasını elde edeceğim.

    sokayım böyle işe, bunları neden daha önce düşünememiştim?
    ···
  11. 11.
    +11
    -önemli-

    -önemli-

    biraz canlılığınızı belli edin panpalarım.

    -önemli-

    -önemli-
    ···
  12. 12.
    +13
    https://www.youtube.com/watch?v=9muzyOd4Lh8

    şu müziği dinleyerek kafa yapıyordum beyler. alkol, sigara falan almazdım ama sırf dinlediğim müzikler bile beni başka dünyalara sürükleyebilirdi.

    o gün hastaneye gidecektim ama burnumun kanaması durunca gitmekten vazgeçtim. eve de gitmedim. ailevi durumlar taka sarmıştı zaten. oralara hiç girmicem. erhanı aradım, okuldan çıkıp yanıma gelmesini istedim. ilk başlarda biraz binlik yaptı kem küm etti ama delikanlı oğlandı, kırmadı beni. bu arada o kavga esnasın da erhanla eray sınıfta yoktu beyler. bunlardan başka kimseyle de öyle çok bi samimiyetim olmadı hiç bir zaman. aramızda kalsın ama bunları da pek sevmezdim. aslında sevmemekten daha çok anlaşamazdım. kafa dengi değildik. hayatım boyunca hiç bir zaman kafa dengi arkadaşım olmamıştı. o yüzden sürekli bulunduğum şehre ait olmadığımı düşünürdüm.

    erhanla gittik bi cafeye oturduk. direk bana sayıp sövmeye başlamıştı. haklıydı da.

    erhan: sen gerizekalı mısın lan? gibeyim asalı da mehmeti de ne diye kavga ediyorsun?
    ben: tamam uzatma ya, oldu bitti işte.
    erhan: bitti mi? ne bitmesi lan? mehmet bini seni rahat bırakır mı şu saatten sonra?
    ben: sence şu saatten sonra umrumda mı?
    erhan: ne yapıcaz peki şimdi?
    ben: çay içicez.
    erhan: olum bundan bahsetmediğimi biliyorsun
    ben: sıkıntı olmayacak merak etme. sen erayı ara zütünü kollasın yeter.
    erhan: aga işte orada da bi sıkıntı var.
    ben: ne sıkıntısı?
    erhan: (gülerek) bizim bu eray malı da asala vurulmuş

    kız büyücü gibi dıbına koyayım. etkilemediği kimse yok. gerçi bu konuda söylenemiyorum. kızdaki güzelliği görseniz bana hak verirdiniz.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi bro okuyorum hadi
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz bin yaz
      ···
    3. 3.
      0
      3 saatte 1 part mı atacaksın aminakodugum?
      ···
    4. 4.
      0
      Panpacim hadi be
      ···
    5. diğerleri 2
  13. 13.
    +8
    Yaklaşık 5 dakika sonra telefonum çaldı. Özel numara arıyordu. Açtığımda bir kaç saniye nefes alma sesi duydum. Sonra biraz sert bir sesle 'kimsin kardeşim?' dedim. gelen cevap karşısın da nefesim kesilmişti. Arayan asaldı.

    A: Ben.. asal. Ne yapmaya çalışıyorsun?
    Ben: Bir şey yapmaya çalışmıyorum. Ne demek istiyorsun?
    A: Neden Mehmete saldırdın? (bir şey daha söylemeye çalıştı ama anlayamadım, Türkçesi o kadar iyi değildi)
    Ben: Eskiden kalan bir meselemiz vardı. Seninle ilgili değil yani merak etme.
    A: Benimle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Olamaz da zaten. Lütfen Mehmetten uzak dur.
    Ben: ... lan ... ne saç... (konuşamıyordum dıbına koyum)
    Dııtt

    Şimdi olayları kuş bakışı inceleyelim. iranlı güzel bir hatun gibik bir meslek lisesine gider, 3 kişi bu kıza vurulmuştur. ben eray ve keko. ana karakter ile keko birbirine girer, erayın ne tak yediği belli değildir. ve güzel kızımız tarafını kekodan yana seçer. olay bu. saçma değil mi? çok saçma. film yapsan izlenmez, hikaye yapsan okunmaz. (sahi sen neden okuyorsun?)

    ama ben bu olaylara dar açıdan bakmıyordum. derdim asalla güzel bir aşk hayatı yaşamak değildi. derdim mehmetten intikam da almak değildi. derdim kendimi geliştirmekti. ne açıdan mı? pgibolojik olarak ben zayıftım beyler. bir kıza vurulunca mantıklı düşünemiyor, hırsıma yenilip aptalca hareketler sergiliyordum. o an kendimi bir nevi sınamaya almıştım. bu olaylara bir tecrübe gözüyle bakıyordum. yaptığım doğru ya da yanlış ne varsa benim için bir öğreti olacaktı. artık buna emindim. gibeyim aşkı. oyun daha yeni başlıyor.
    ···
  14. 14.
    +11
    -önemli-

    -önemli-

    beyler normalde yazdığım hikayelerde şuku falan pek istemem de, sizde bir kaç şukuyu çok görmeyin aq biz de insanız lütfen.

    -önemli-

    -önemli-
    ···
  15. 15.
    +12
    o gün erhanla vedalaşıp evlere dağıldık. akşam saat 8 gibi erhan aradı.

    erhan: lan çabuk mevsim parka gel, acil
    ben: noldu la?
    erhan: olum asal burda koş dıbına koyayım soru sorma

    bu çocuk beni çok sıkıyor. siz bundan önceki olayları bilmiyorsunuz ama tanıştığımızdan beri beni ikide bir arayıp acil şuraya gel, buraya gel diye beni çağırıyor aq. ver eline kamerayı magazin programlarına bin basar. havanın züt donduran bir soğuklukta olmasına rağmen bir kot bir de tişörtle çıktığım sokağa. ama nasıl koşuyorum görmeniz lazım. erhan ölüyorum yetiş dese o kadar koşmazdım. 10 dakikalık yolu 2-3 dakikaya indirmiştim.

    parkın yakınına geldiğimde erhanı arayacaktım nerede olduğunu soracaktım ki 40-50 metre ileride asalı gördüm. yanında biri daha vardı. kafasındaki şapkadan, zütündeki tayt gibi dar pantolondan ve hacı sakalı gibi saç uzatmasından acayip bir tip olduğunu anlamıştım. ya milli berkecanımızdı, ya da iranlı bi binti. o ara erhan beni aradı. açar açmaz "sağına bak lan" dedi. baktım bu çalılığın arkasına bağdaş kurmuş bana bakıyor. ne o ajanlık mı oynuyoruz lan dedim, yanına gittim.

    anlattığına göre bunlar ortalama yarım saattir burada oturuyorlarmış. işin ilginç kısmı bunlar baya samimiydiler. ne kadar mı? bin olarak nitelendirdiğim çocuk kolunu asalın omzuna atmıştı. saatler önce bu görüntüyü görüyor olsaydım gider kavga ederdim. neyseki o kafadan çıktım artık. biz erhanla bunları konuşurken erhanda bunların fotoğrafını çekiyordu. bir an kendimi garip hissettim. napıcaz biz bu fotoları, evde bakıp bakıp dedikodularını mı? neyse buraya kadar gelmişken elimiz boş gitmeyelim. zaten bu mehmet kekosu da asalı seviyordu. ona karşı bir kozumuz oldu bu sayede
    ···
  16. 16.
    +3
    şu ana kadar hikayede kafanıza takılan, anlamadığınız bir yer var mı?
    ···
    1. 1.
      0
      Aşırı derecede yavaş yazman haricinde kafamiza takilan bir sey yok panpa , şuku beklemek yerine seri yazsan her partina sukuyu basicaz aslinda
      ···
      1. 1.
        0
        dostum benide anla biraz. bazen millet o kadar pasif takılıyor ki kendi kendime yazdığımı sanıyorum.
        ···
      2. 2.
        0
        1 kişi 1 kişidir hocam , bu hızda gidersen bizde koparız kimse kalmaz okuyan
        ···
  17. 17.
    +8
    ertesi gün erhandan fotoları aldım. okulun yolunu tuttum. erhan okula gelmeyecekti, hastaneye mi ne gidecekmiş. yine okula zombi gibi gittim beyler. kafam bir milyon zaten. sınıfa girdiğimde erayı asalın yanında gördüm. ne işin var senin orada aq.

    ben: eray!
    eray: ne oldu?
    ben: gelsene buraya
    asal: erayada mı saldıracaksın?
    ben: yok sana saldırıcam (bin bir sırıtış ile)

    eray yanıma gelmişti. asal ise cevap veremedi. erayla oturduk konuştuk biraz. kızın kaşar olduğunu, gibtir etmesini falan söyledim. dinledi mi peki? hayır. onu kıskandığımı falan sandı. salak dıbına koyum. bir yandan mehmetle uğraşırken bir yandan da bu çıkmıştı. bu arada mehmet ortalıkta gözükmüyordu. asala sordum, tersledi beni. ulan 2 günde kızın bütün nefretini kazanmıştım. oysa ona hiç bir tak yapmadım. ilginç. aynı zamanda ders boştu beyler. hoca falan gelmemişti. tabi ben hoca gelmedi diye sevinirken, mehmet gelmişti. hemde baya sinirli bir şekilde. buna kızın huur olduğunu falan söylemeyecektim. bırak peşinden koşsun dursun. kız zaten buna biraz yüz verip tekmeyi basacaktı. bu da benim mehmete bastığım tekmeden daha etkili olacaktı. erayı da fazla giblemedim. pasif çocuktu.

    gerçi en son mehmet için böyle düşündüğümde asala el falı bakıyordu dıbına koyum.
    ···
  18. 18.
    +5
    https://www.youtube.com/watch?v=TdrL3QxjyVw

    mehmete bundan sonra dalyarak dicem beyler. böylesi daha hoşuma gidiyor. bu dalyarak sınıfa girer girmez direk bana doğru gelmeye başladı. ben o an gerildim tabi, anladım kavga çıkacak. ayağa kalktım, bir yandan da asalı dinliyorum. bu kaltakta hemen bağırmaya başlamıştı "hey hey durun yapmayın" diye. hey hey ne dıbına koyum meslek lisesi burası.

    dalyarak yanıma geldiğinde vurmaya çalışmamıştı. cebinden ufak bir kağıt çıkarıp bana verdi. sonra asalın yanına gidip 2-3dk konuştuktan sonra sınıftan çıktı. ne konuştular bilmiyorum. kağıtta da bilmediğim bir numara yazıyor. numarayı sordum ama "sadece ara" demişti. ne yapmaya çalışıyordu?

    ardından yanıma eray geldi. bana mehmetin ne verdiğini falan sordu. geçiştirdim. onu kıskandığımı düşünmesinden beri eraya güvenmiyordum. ama onu aradan çekmem lazımdı. mehmet için ayırdığım fotoları eraya gösterdim. bu tabi ilk önce biraz afalladı, üzüldü falan. sanki 40 yıllık karısını kendisini aldatırken falan yakaladı aq. neyse gibtir edelim bunu. benimde o sıralar devamsızlık 16 gün olmuş. zaten sınıfta kalmışım. dersler falan da tak gibi. çıktım sınıftan bi parka oturdum. erayla da konuşmuştum bana asal hakkında bilgi verecekti. işte mehmet okula falan gelirse haberim olacaktı.

    bende çok düşünsem de en sonunda dalyarağın verdiği numarayı aramaya karar verdim. zaten bir tak olacaksa, ben aramasam bile yine olurdu.
    ···
  19. 19.
    +4
    kulaklığımı çıkarıp mehmetin verdiği numarayı tuşladım. ancak kimse cevap vermemişti. bende kağıdı yırtıp attım. giberim bununla mı uğraşacaktım dıbına koyum? fakat 5 dakika olmuştu ki az önce açmayan numara beni geri arıyordu.

    ben: alo?
    x: s4ir sen misin?
    ben: evet, benim. sen kimsin? numaranı mehmetten aldım
    x: biliyorum. sen şu an neredesin aslanım? seninle bir şey konuşmam gerek
    ben: ne konuşucaz?
    x: sorun çıkartmak değil niyetim merak etme. düzgünce konışucaz. korkmana gerek yok.

    böyle deyince bende verdim bulunduğum yerin ismini. yarım saat içinde karşı yola bir araba geldi ve kornaya bastı. az önceki telefondaki adam mı emin olamadığım için tepki vermedim. sonra arabanın arka camı indi ve içinden bir adam bana gel işareti yaptı. kalktım gittim yanına.

    x: arabaya bin
    ben: hayırdır siz kimsiniz? ne diye biniyorum arabanıza?
    x: lan ya şu arabaya binersin ya da seni şuracıkta giber öldürürüm

    hasgibtir. sanırım şimdi sapı tutmuştum. el mahkum arabaya bindim beyler.
    ···
    1. 1.
      +1
      Senin yazma hizini gibeyim
      ···
  20. 20.
    +3
    arabaya bindim. şoförle beraber 3 kişiydiler. bana camdan gel işareti yapan adam söze girdi.

    x: bana bak len velet. bir daha değil mehmete saldırmak ona lan bile dersen seni şerefsizim gebertirim.
    ben: ...
    x: duydun mu lan?
    ben: ya o bana atar gider yaparsa?
    x: sen rahat dur yeter, o da sana bulaşmayacak. ama ondan en ufak bir şikayet alayım seni yaşatmam.
    ben: peki sonra?
    x: ne sonra?
    ben: beni yaşatmayınca ne olacak? elini kolunu sallayarak gezebilecek misin?
    x: sen orasını düşünme. ben yine yoluma bakarım. (deyip sırıttı.)

    ben cevap vermedim. ondan sonra beni yolun kenarında indirip gaza basıp gittiler. e anasını satayım yok ki mafyacılık oynayan bir tanıdığımız şunları şikayet edeyim. erhanla erayı çağırsam kıçımızı kurşunla doldururlar. neyse. en azından mehmette bana bulaşmayacaktı. erayı da elemiştim. şimdi sıra geldi asal kahpesine haddini bildirmeye.
    ···