-
74.
0anlatsanaa
-
73.
0YAZSANA AQ LAN
-
72.
0yaz hocam yaz beklemedeyiz
-
71.
0Yazsana mq
-
70.
+5dinleyen ses versin dıbına goyim
-
-
1.
0Kanka sen yaz dinliyoz
-
1.
-
69.
+32. Dönem başladı böylece, 1. Dönemin aynısıydı dıbına koyim. Hiç uzun uzun anlatmak istemiyorum o yüzden. 2. Dönemi pas geçiyorum ve yaz tatilinden başlıyorum. 10. Sınıfın yazıydı, geçen sene çalıştığım iş yerine tekrar girdim ve çalışmaya başladım. Burcu da yine benim gibi yapmış ve girdiğim iş yerinde o da çalışmaya başlamıştı. Burcu ile hergün istemeye istemeye sohbet muhabbet ediyordum. Ama onu her gördüğümde o ilk gibişim aklıma geliyordu direk çadırı kuruyordum. Patronumuz vardı hüseyin abi. Buradan onun anasını gibeyim. Çok çektirdi Mehmet kardeşim ile bana. Hüseyin abi ananı avradını gibeyim buradan.. Mesela oturuyorduk müşteri 0 iken, hikâyeci hadi bakalım abicim bi mıntıka yapın diyordu. Oturuyorduk müşteri 0, mıntıka yapılı, sandalyeler düzgün, bulaşıklar yıkanmış. Gerçi bulaşıklar ile biz ilgilenmiyorduk, içeri de bir ablamız vardı sağolsun o ilgileniyordu. Bu sefer de bir iş çıkarıp diyordu ki, Hikâyeci hadi bakayım abicim gidin şu küllükleri değiştirin. Be ananı gibeyim hüseyin abi 2 dakika otursak ölür müsün nasıl bi huur çocuğuymuşsun sen? Neyse gibeyim Hüseyin abinin anasını dedikten sonra asıl mevzuya gelelim. Birgün mutfakta yemek yiycem, bizim orası hiç kalabalık olmazdı. Sürekli otururduk. Müşteriler akşam 10 civarında gelirdi. Cafe 1 gibi kapanırdı. Benim mesaim öğlen 3 gece 3'tü. Neyse yemek yiycektim, burcu geldi. O kadar güzel göründü ki gözüme, gözlerimle gel işareti yaptım. Ve bodruma çektim burcuyu, 2 posta da bodrumda attım Burcu'ya. Burcu ile 2. ilişkimizi cafenin bodrumunda yaşadık. Fuckbuddy gibi birşey olmuştuk ama içim bir kötü olmuştu. Neden? Çünkü Melis'e ihanet etmiştim..
-
68.
+2Aradım Melis'i.
+Alo, sevgilim izni aldım. Seni de okuldan almayacak baban.
-Ney ciddi misin?
+Evet aşkım ciddiyim, bu günden sonra dünyalar bizim.
-Oley ya oley.
+Neyse aşkım, şimdi duşa girmem lazım kapatıyorum duştan çıkınca ararım.
-Tamam aşkım, görüşürüz.
Girdim çıktım duşa. Peder boynumu gördü haliyle, ne oldu lan o boynuna? diye sordu. Yok bişey baba ya, arkadaşlarla şakalaşırken oldu. Olm o nasıl bi şakalaşmak lan, bildiğin boğazını kesmişsin gerizekalı. Ya baba öf ya şakalaşıyoduk işte abartılcak bişeyi yok. Lan salak az daha kessen ölüyormuşsun, soktumun salağı. Ne yapmaya çalışıyorsun lan sen? dedi ve bir tokat koydu. Babamdan ilk tokadımı o zaman yemiştim işte. Babam o günden önce bana hiç vurmamıştı, babamı da çok severdim. Baba dedim kısık bir sesle, bunun bedelini ödeyeceksin. Ne bedeli lan yarram dedi bir tokat daha koydu. Bildiğin tokat manyağı yaptı adam beni. Neyse o gün de geçti. 10. Sınıfın 1. döneminin sonuna doğru geliyorduk. Melis'in morali çok bozuktu, gittim yanına. Ne oldu melis? diye sordum. Yok birşey hikâyeci ya dedi. Ne oldu söylesene diye ısrar ettim. Ecem moralimi bozmaya başladı, en son kavga edicem dedi. Ne oldu ya ne dedi o boşboğaz yine? Seni sevdiğini söyledi bana, seni benden almak için elinden gelen herşeyi yapacağını. Of ya Melis takıla takıla buna mı takılıyorsun? Allah için ben seni bırakabilir miyim? Bilmem, bırakabilir misin? Bırakabilecek olsam, şu gördüğün yara burada olmazdı be Melis. Bak nasıl da izi kaldı. Ölürüm lan sana dedi ve sarıldık. 1. Dönem de bitmişti. 15 Tatili yine k.o oynayarak geçirmiştim, o 15 Tatilde bir mucize daha oldu ve bu sefer de shard bastım 8'e. 000000 Abimize satmıştım, o da düpeleyip 9 a basmıştı sağolsun. Serverin anasını giben reyizimiz. -
67.
0hızlı hızlı :D
-
66.
+3Eve geldiğim de Melis arıyordu, ağlamaktan mosmor olmuştu sanırsam, çok kötüydü sesi.
+Alo, hikâyeci bitti.
-Neden melis, yine ne oldu?
+Babam beni okuldan alacak, bitti hikâyeci.
-Nasıl okuldan alacak lan? O adam senin hayatını karartmaz.
+Kararttı işte, başka okula verecek beni, senden ayırarak kararttı hayatımı.
-Saçmalama, ben babanla konuşacağım merak etme.
+Tamam hikâyeci ama acele etsen iyi olur.
-Tamam gülüm, sen merak etme, hadi şimdi ağlama. Sakinleş biraz.
+Tamam hikâyeci şimdi kapatmam gerek, kendine iyi bak.
-Sende gülüm.
Melis'ten bunları duyunca adamla bugün konuştuğumun hiçbir gibe yaramadığını farkettim. Daha etkili birşeyler yapmam gerekiyordu. Aşkım için gerekirse ölmeliydim. Ertesi gün okul bittiğinde, eve gittim ve bir ekmek bıçağı kaptım. Babasının iş yerine gittim. Girdim içeri, adam beni gördüğüne şaşırdı ve şöyle bir tepki verdi.
+Ooo hikâyeci hoşgeldin.
-Hoşbulduk abi, 2 dakika senin odaya geçebilir miyiz?
+Geçelim kardeşim, geçelim.
Geçtik odaya,
+abi Melis'i okuldan alacakmışsın?
-Evette bu seni ilgilendirmez.
+Abi, ne olur alma. Bitirme bizi abi, abi sen hiç aşık olmadın mı?
-Olduk tabi, bizde oldukta sevdiğimizin babası bize bunları dese, saygımızdan iki bir etmezdik.
+Abi Allah'ını seversen ayırma bizi.
-Bitti koçum bitti, bugün almaya gidicem şimdi kızımı okuldan.
+Çıkarttım ekmek bıçağını verdim eline, kes abi beni o zaman. Gebertte kurtulayım bu hayattan.
-eeh saçmalama lan al şunu.
Aldım bıçağı dayadım kendi boğazıma.
+Kesiyim mi lan boğazımı, vermiyor musun izin dedim.
Vermiyorum dıbına koyim kes lan dedi. Çektim biraz bıçağı, ucundan kan akmaya başlayınca dur lan salak dur diye bağırdı adam. Bende ki züt korkusu ile birlikte durdum. Tamam ne halt ediyorsanız edin, izin veriyorum. Almıyorum kızı da okuldan, lanet olsun ya size dedi. Adamı da oracıkta hayatından bezdirmiştim anlayacağınız gibi, çok salça bir bintim eskiden. Babasından izni kaptıktan sonra, döndüm eve. -
65.
+2+Alo, Hikayeci sen misin?Tümünü Göster
-Buyrun benim, siz kimsiniz?
+Ben Melis'in babası, bir daha Melis ile görüşmenizi istemiyorum.
-Niye?
+Öyle işte, birdaha kızımı ararsan ikiniz içinde çok kötü olacak. Bundan emin olabilirsin.
-Abi, ben kızını seviyorum.
+Sevmeyeceksin, benden izin aldın mı severken?
-Abi, nolur bırak yaşayalım aşkımızı, benden zarar gelmez kızına. istersen yanına da uğrarım ayağına kapanırım, abi lütfen bırak devam edelim.
+Tamam koçum adres veriyorum yaz, yarın okul çıkışında damla buraya. '... 30 sokak. no:21''
-Tamam abi uğrarım yarın.
+Hadi iyi akşamlar.
-iyi akşamlar.
zütüm üç buçuk atıyordu beyler, yarın gidince belamı gibecek diye düşünüyordum. Hasan sordu; kim lan o? Melis'in babası mı? Hee yarın yanına gidecem, dedim.
Bizimkiler gülmeye başladı, Ibrahim yarağı yedin olm sen diyip diyip gülüyordu. Amk muallaksi o gülüşü hala aklımdan gitmiyor.. Ne olacak be olum, gider görürüz. En fazla da dayak yeriz dıbına koyim dedim ve konuyu kapattım. Oyun oynamaya devam ettik, bu sefer de pis yediliye geçtik. Kartları dağıtıyordum işte, o sıra da kapı açıldı. Ali muallaksi geldi yanıma oturdu, nörüyon lan hikâyeci? dedi. iyi aga ya sen falan dedim. iyi ya nasıl olsun, dedi ve herkese selam verdi. Kendine çay söyledi. Aga biz Buket ile tekrar barıştık, onu söyleyim diye geldim dedi. Bende iyi yarak yedin dıbına koyim, kız yüzünden kaç kere dayak yedin. Uslanmayacan mı lan sen yannanım dedim, ensesine vurdum bir tane. Olm ne uslanması hem her şeyi anlattı bana, eleman ona salça olmuş. Onun bi suçu yokmuş. Heeeee dıbına koyim Heeee dedim ve pisyediliye devam ettik. Gece bitti, eve döndüm. Girdim yatağa, yarın ne yarak yiyeceğim diye düşünürken uyuyakalmışım. Sabah uyandım, dişlerimi fırçaladım, duş aldım. Saçımı taradım ve okula gittim. Sıra faslı geçildikten sonra sınıfa girdik. Oturdum sırama başladım Melis'i beklemeye. 5 Dakika geçti, hoca gelecekti biraz daha geç kalsa yok yazılabilirdi. Hoca'dan saniyeler önce damladı sınıfa, geldi yanıma oturdu. Hikâyeci dedi, babam bizi öğrendi. Yine öğrendi, nerden öğrendi bilmiyorum. Tamam Melis dedim, ben babanla konuştum. Bugün okul çıkışı yanına gidicem, bu mevzuyu kapatıcam artık. Kız sanki duyduklarına inanamadı. Neeey? Babamın yanına mı gideceksin? Saçmalama lütfen ağzını burnunu kırar dedi. Tamam dedim, ben halledicem sen merak etme. O gün öyle geçti. Melis ile dün ki gibiydik. Hiçbir değişiklik olmamıştı, babasının öğrenmesine rağmen. Okul bitti, aldım çantamı eve bıraktım. Üstümü değiştirdim, tuttum Melis'in babasının verdiği adresi. Vardım verdiği adrese, babasının dükkanı olmalı diye düşündüm. Babası tekstilciydi sanırsam. Çünkü verdiği adres bir tekstil dükkanı idi. Girdim dükkandan içeri, adam beni bekliyormuş. Hoşgeldin hikâyeci dedi ve oturmam için önünde ki koltuğu gösterdi. Gittim oturdum, bu geçti kendi masasına. Bak kardeşim, daha çok küçüksünüz. Kızım daha okuyacak, okurken de aklının karışmasını, derslerini aksatmasını istemiyorum. Zaten ileri de ne olacağı belli olmaz, daha sizin ki küçücük bir kıpırtı. O daha da büyümez zaten, gelin vazgeçin bu işten. Sinirlendim bunları duyunca ama belli edemedim. Ağzımdan şu cümleler döküldü; Abi ben kızını çok seviyorum, bildiğin gibi değil. Şurada benim ağzımı yüzümü kırsan da, beni öldürsen de ben vazgeçmem. Öyle mi? dedi ve kalktı ayağa. Geldi başıma tuttu omuzlarımdan çok fena sıkmaya başladı, beyler o güne kadar canım hiç öylesine yanmamıştı dıbına koyim. Gebertecekti resmen, ama bende en ufak bir kıpırdama görmedi. Bak aslanım dedi, ben kızımı senin gibi çakallara yedirmem. Şimdi ağzını yüzünü kırarım burada ama benden çok çok küçüksün, babanla konuşacağım gerekirse. Bu iş daha fazla büyümeyecek. Abi dedim istersen tüm sülalemle konuş, ben bu aşktan vazgeçmem. Tamam hadi git şimdi dedi. Kalktım ayağa, elini sıktım ve dönüp gittim. Eve vardım. -
64.
+2Toparlandık falan işte, Burcu üstünü giydi. Film'de o sıralar bitmişti zaten. Burcu'yu uğurladım ve girip gusül aldım. Akşam Burcu'dan bir mesaj, çok pişmanım hikâyeci keşke hiç yapmamış olsaydık. Bu üzerimde ki pişmanlık nasıl kalkar bilmiyorum. Niye pişmansın? diye sordum. Yaptığımız yanlış birşeydi, ne nikâh var, ne evlilik var. Herhangi bir bağımız yokken bu kadar ileri gitmemeliydik. Haklısın Burcu, bende pişmanım. Bundan sonra görüşmememiz ikimiz içinde en iyisi olacak. Burcu bunu gördü ve haklısın, bence de yazdı. Burcu ile gibişmemizden sonra ayrıldık. Ve böylece hayatımda ki ilk ciks deneyimimi yaşamış ve Melis'i de geri kazanmıştım. Pazartesi günü geldi çattı, okula gittim sırama geçtim. Melis yanıma geldi eee hikâyeci? şimdi ne olacak? ne mi olacak melis? şimdi tekrar eskisi gibi olacağız dedim ve sarıldım. Bi 2-3 dakika öyle kaldık ve sınıfta alkış kıyamet kopmaya başlayınca kendimize geldik. Bıraktık birbirimizi ve Melis ile yanyana oturmaya başladık. Gözlerim bir ara Ecem'e gitti. Ecem bana o kadar kızgın bakıyordu ki tırsmıştım. Sanki Melis ile kavga edecek gibi bir havası vardı. 1 Hafta filan bir süre geçti. Melis ile ilişkimiz gayet güzel gidiyordu, Ali, Deniz, Mert filan eskisi gibi devam ediyodu arkadaşlığımız. Bir akşam mahalle de ki arkadaşlar ile kahveye gittik. Geçtik en arkalardan bir masaya 52 istedik. 52 geldi, batak oynadık. Tabi ben bunların eline verdim falan, telefon çalmaya başladı. Arayan Melis'in babasıydı...
-
63.
0yazıyonmu knk
-
-
1.
+2yazcam hocam, biraz ara vermem gerek. Olayları tam olarak size yansıtabilmem için, bi 10 dakika içersinde gelirim.
-
1.
-
62.
+4Akşam hemen Burcu'ya bir mesaj attım, Burcu bu pazar günü bize gelsene, film falan izleriz, yazdım. Yaklaşık bir 2 dakika sonra mesaj geldi. Tamam aşkım, olur. Arkadaşlar Burcu tam bir huurydu. Hatta orul orul huurydu. Sırf bir nebze olsa da Melis'i unutmak için sevgili olmuştum Burcu'yla bir de gibebilirim umuduyla. Neyse bekledim pazar gününü beklemeye, cumartesi akşamıydı. Burcu ile mesajlaşıyorduk, erotik konuşmalarımız da oluyordu tabii ki. Yarın kaçta geliyim aşkım? yazdı. Yarın 13:00'da bizde ol yazdım. Bizimkiler teyzemlerde kalıyordu o sıra. Sabah oldu, duş aldım. Kahvaltı ettim, bekledim 13:00'ı beklemeye. Saat 13:00 olduğunda kapı çaldı. Gelen tabii ki Burcu'ydu. içeri davet ettim, salona geçtik hemen. Bilen bilir Hayvansal içgüdü diye bir film var bir şekilde filmcilerden buldum bu filmi. Burcu geldiğinde VCD'de hazırdı. Ne filmi izleyeceğiz diye sordu? Hayvansal içgüdü dedim. Tamam olur dedi ve izlemeye koyulduk. Filmin en azdırıcı sahnelerinden birinde ilk atağı Burcu yaptı. Elini gibime attı ve bundan aldığım cesaret ile kafamı memelerine gömdüm. Üstünde beyaz gömlek, altında zütüne yapışan siyah bir pantolon vardı. Gömleğinin düğmelerini açtım, ve gömleği çıkarttım. Memeleri çok büyüktü beyler, o yaşta bir kıza göre devasa memelere sahipti. Kafamı gömdüm memelerinin uçlarını emmeye, acıtmadan ısırmaya başladım. Zevkten inliyor, kafamı daha çok bastırıyordu. Yalaya yalaya pantolonun düğmesine kadar indim. Ve pantolonun düğmesini çözüp, çıkarttım. Bir kenara fırlattım. içinde pembe bir külot vardı, külodu bacaklarına kadar sıyırdım, ve kafamı Burcu'nun amcığına gömdüm, klitoris'e ufak ufak darbeler atıyordum. Burcu zevkten çıldıracak gibiydi, delicesine bağırıyordu. Resmen ev burcunun sesi ile inliyordu. Yarağım dimdik olmuştu, artık çıkarıp burcuya sokmak istiyordum. Ve hemen pozisyon değiştirdik, kanepeye oturdum. Burcuyu kaldırdım ve sakso çekmesini söyledim. ilk başta istemedi, sakso çekmeyi reddetti. Çekmezse burada bırakacağımı söyledim. En sonunda ısrarlarım ile kabul etti ve başladı yalamaya, 10 saniye ya geçti ya geçmedi. Hemen burcunun kafasını kaldırdım ve boşaldım. Ama gibim inmemişti, yatırdım Burcu'yu kanepeye. Yarağımı amcığa doğru hizalayıp sonuna kadar soktum. Çok şaşırmıştım çünkü Burcu kız değildi seri seri git gel yapıyordum. 10 Dakika geçti ben memelerinin uçlarını yalayarak git gel yapmaya devam ediyordum. En son kendimi tutamayıp içine boşalacaktım son anda kendimi çektim, ve spermlerim zütüne doğru fışkırdı. Üstümden koca bir yük kalktı sanki. Ondan sonra attım kendimi kenara, bir 5 dakika dinlendik. Sonra tekrar devam bi 2 saat kadar gibiştik. En son Burcu bayılacaktı az kalsın.Tümünü Göster
-
61.
+1+Evet dinliyorum hikâyeci?
-Melis bak tamam, seninle kötü günler geçirmiş olabiliriz. Beni sevmiyor olabilirsin, sevmek zorunda da değilsin. Zaten sevsen de hayatımda Burcu diye bir gerçek var. Ama iyi geçinmek zorundayız, birbirimize bu seneyi zindan etmeyelim. Bu sınıf ikimize dar gelmesin. Lütfen artık şu saçma olayları kapatalım.
+Tamam Hikâyeci ama zaten biliyorsun ki son aramam da sana içimden geçenleri söyledim. Senden niye nefret ediyim? Hiç mi dinlemedin beni?
-Niye dinlemiyim Melis? Dinledim tabi ama söylediklerin inandırıcı gelmedi. Çünkü bana o kadar aşağılık biriymişim gibi davranıyodun ki, artık söylediklerine inanmamaya karar vermiştim.
+Aşağılık mı davranıyordum? Sırf seni babamdan korudum diye aşağılığın tekiyim öyle mi? Sana verdiğim sevgiye yazıklar olsun be hikâyeci. Seni boş yere sevmişim meğer.
-Ney babandan korumak için mi?
+Sen ne sanmıştın? Ben senden o kadar kolay vazgeçebilir miydim? Babam seni öldürmekle tehdit etti beni, birgün cep telefonumda mesajlaşmalarımızı görmüş. Beni tehdit ederek senden ayırdı. Senden ayrılmasaydım, şuan mezarda yatıyor olabilirdin.
-Abartma be Melis. Ne mezarı? Baban birini öldürmeyi o kadar kolay göze alamaz.
+Sen daha babamı tanımamışsın Hikâyeci ne sert adamdır bilmezsin.
-Neyse yine de bana baban yüzünden olduğunu söylemeliydin. Perişan oldum.
+O zaman benden hiç vazgeçmezdin ama.
-Neyse o zaman, tekrar birlikte olacağız, bir süre bekleyelim sadece.
+Peki hikâyeci öyle olsun.
Evet arkadaşlar aramızda ki diyalog buydu. Sonra Melis gitti ve yerine oturdu, Burcu'dan ayrılmaya karar verdim. Ama önce gibmek istiyordum.. -
60.
+2Yaz tatilinin ortalarında Mehmet ile bir cafe de işe girdik. Mehmet'in tanıdıklarının aracılığı ile. Çok nezih bir yerdi. Hep Lüks içinde yaşayan, fakirin halinden anlamayan huur çocukları gelirdi. Amacım para kazanmak değil de. Evde boş boş oturmamaktı. 1 ay kadar o cafe de çalıştık. Biraz para biriktirdim. Okulda harcayabileceğim. Zaten istesem peder de verirdi ama neyse.. Okulun açılmasına çok az bir süre kalmıştı. Artık açıldı açılacaktı. He bu arada cafe de ne mi oldu, bizim yaşlarımızda 2 kız daha çalışıyordu cafe de. Burcu, evet burcu ile yeni bir ilişkinin temellerini attık. Melis'i kovalamayı bıraktım. Melis'in nereden haberi oldu bilmiyorum ama bir gün telefonum çaldı;Tümünü Göster
+Alo, hikayeci.
-Efendim, kimsiniz?
+Ooo numara mı bile silmişsin.
-Hala çıkartamadım, Melis sen misin?
+Evet benim, nasılsın?
-iyi ya Melis nasıl olsun, tatilin son aylarında işe girdim çalıştım. Öyle işte.
+Hatta o iş yerinden bir de kız buldun kendine. Gördün mü hikâyeci o kadar zor değilmiş işte.
-Neymiş o zor olmayan?
+Beni unutman tabii ki. Bak hemencecik unutuverdin.
-Sen istememiş miydin? Seni unutmamı istediğini sanıyordum.
+Bende öyle sanıyordum.. Ama öyle değilmiş işte, keşke eskisi gibi olabilseydik.
-Kusra bakma Melis, sen artık eskisi gibi olmayı haketmiyorsun. iyi geceler...
+iyi geceler hikâyeci, iyi geceler.
Bu konuşma bende derin bir yara açmıştı beyler. Kısa bi süre önce daha yeni yeni kabuk bağlamış bir yarayı tekrar açmıştı. Öyle böyle derken okullar açıldı. Bölümler seçildi. Dil bölümünü seçmiştim, eskiden beridir ingilizce'ye hep bir sempatim olmuştur. Başladı maraton arka da amcalar hesabı okul başladı. O nasıl bir şans dıbına koyim diye de düşündürdü okul beni. Çünkü Melis'te dil seçmiş ve aynı sınıfa düşmüştük. Sınıf tam bir rezaletti evet kadroyu sayıyorum.
Ben, Ecem, Melis, Sevgi, Yasemin, Yağmur, Çağla, Neslişah. Sınıfımızda ki başlıca karakterler bunlardı, gerisi pekte önemli kişiler değildi işin doğrusu. işte sınıfımızın güzel kızlarını saydım. işin garibi sınıfta benden başka erkek olmamasıydı. işte garip bir şanstı benimkisi. Hem 9 da hem de 10'da sınıfımızda erkek sayısı oldukça azdı. 10'da hele hiç yoktu. Geçtim gene kendi köşeme, pencere kenarına. Oturuyorum salak salak, bizim Deniz sayısal, Ali ve Mert'te TM seçmişti. Ali ile Mert aynı sınıftaydılar. Salak salak otururken zil çaldı, Ecem geldi yanıma. Nasılsın hikayeci? diye sordu. iyiyim Ecem sen nasılsın? iyi bende ya nasıl olsun işte. Melis ile ayrılmışsınız? dedi. Bunu Melis duydu ve Ecem'in yanına gelerek derdin kavga etmek mi Ecem? Eğer öyleyse hiç farketmez ederiz. Dedi. Ecem'e lütfen bi gider misin? dedim. Ecem kalktı gitti, Melis'te gitmek üzreydi ki kolundan tuttum ve dur şurda dedim. Konuşacaklarımız var.. -
59.
+2Melis uykulu bir sesle açtı;
+Alo?
-Alo, Melis.
+Ne var hikayeci ya, gecenin bu saatinde tak mu var arıyorsun?
-Hayır, çok seviyorum çünkü. Sen olmadan aldığım her nefes bana haram çünkü.
+Of ya fakir edebiyatı yapma gece gece, bıktım senden artık anlamıyor musun?
-Anlıyorum da, vazgeçemiyorum be Melis. Onca hatırayı bir çırpıda silip atamıyorum.
+Umrumda değilsin artık, yat zıbar. Hem bu nasıl bir konuşma tarzı ya belli sen içmişsin.
-içtim Melis senin yüzünden içtim. Ağzıma bir damla içki sürdüğümde kusan, bir damla içkiyi içemeyen ben şuan 15. Birayı bitiriyorum. Sırf senin yüzünden.
+Banane ya içersen iç, hadi iyi geceler. Lütfen beni bir daha bu saatlerde rahatsız etme.
-Tamam Melis... Tamam...
Ve telefon kapandı. Ama ben telefonu hala kulağımda tutuyor bir yandan da hüngür hüngür kahpe karı gibi ağlıyordum. Hayatımda ilk defa o kadar içli ağlamıştım. Mehmet'in telefonundan aramamın sebebiyse benimkinin kontorü yoktu dıbına koyim. Neyse aklınızda bir şüphe uyanmasın diye belirtmek istedim. Telefon elimden düştü, bira kucağımda uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda kendi kusmuğumda boğuluyodum galiba. Kalktım işte, bizim binler hala horul horul uyuyordu. Hem kusup hem daha nasıl uyumaya devam ettim bilemiyorum. Gittim elimi yüzümü yıkadım, baktım ki bizim binler de kusmuş, etrafın anasını gibmişler anlayacağınız. Uyandırdım hepsini kalkın kalkın lan etrafın anasını gibmişiz. Temizleyelim şurayı. Kaldırdım bu binleri ve temizlemeye başladık. Bi yarım saat falan sürdü temizledik. Gittik plaja yüzdük. O gün son kez yüzdük. Artık çok sıkılmıştık tatilden ve geri dönmeye karar verdik. Daha otelde 2 gün daha kalabilirdik ama dönmek istedik. Hemen aldık biletlerimizi öğlene doğru ve çıktık yola. Geri döndük yaşadığımız şehire. -
58.
+2Melis bana çok soğuk davranıyordu beyler, anladım ki bu gibtimin yerine gelmem bir gibi değiştirmeyecek ama gene de 2 hafta güzel bir tatil yapmadan da gibtir olup gitmeyecektim. En azından bu tatil sırasında Melis'i yakından takip edebilirim diye düşünüyordum. Tatilin ilk haftası geçti. 2. Haftanın ortalarına doğru geldik. Melisten yana çok kederliydim yine. Hepimizin cebinde 400 YTL'den hesaplarsan 1600 YTL para vardı. 1100'ünü harcamıştık. 500 YTL kalmıştı, arkadaşlara dedim ki aga buraya kadar gelmişiz, bari bişeyler içelim de öyle dönelim. Gittik bi 70'lik rakı aldık. Bir de 20'ye yakın bira aldık. Meze falan aldık ve 300'ü yakın buldu cebimizde 200 Lira para kaldı onu da cebimizde kalsın diye harcamamaya karar verdik. Bir güzel kafa olduk, gece 3 ya da 4tü sanırsam. Çıktım balkon'a hala içiyorum. Bizim binler de bu sırada zıbarmış uyuyor. Onlar çabuk devrildi, biraları içmeye kalamadılar.. Sigarayı aldım, Bira'yı aldım. Yavaş yavaş ikisini de içiyorum işte. Bir yandan aklımda Melis, o sarhoşluğun verdiği cesaret ile aramaya karar verdim Melis'i. Mehmet bininin telefonunu aldım ve ezberimde olan numarasını çevirdim..
-
57.
+2Hemen üstümüzü değiştirdik ve sahile indik. Yerlerimize yerleştik havlularımızı serdik ve başladık yüzmeye. Benim gözlerim sürekli Melis'i arıyordu. Sahile gelseydi de görseydim diye iç geçirip duruyordum. Melis için çıldırıyordum. 3-4 Saat geçti tam ümidim kesilmişti ki Melis'im sahile adımını attı. Bikini giymesi beni sinirlendirmişti ama hiç belli etmiyordum. Arkadaşlar aha lan senin ki falan diyordu. Denizden çıktım, sahilde Melis'in aniden karşısında belirdim. Bir tesadüfmüş gibi yapıp aaaaaa Melis sende mi buradaydın? dedim. Aaaaa hikayeci çok şaşırdım seni burada bulabileceğimi hiç tahmin etmemiştim. Ailenle mi geldin? Yok ya arkadaşlarla geldik 4 kişi, dedim. Hangi arkadaşlar? diye sordu. Mahalleden ibrahim, Hasan ve Mehmet. Dedim. Tamam Hikâyeci nasılsın? dedi. Kötüyüm be melis, nasıl olsun. Hala bildiğin hikayeci işte dedim. O mevzuları geçmemiş miydik? Geçmiş miydik Melis? Sen geçtin, o yüzden biz deme hiç. Ben senden hiç vazgeçemedim ki dedim. Of hikayeci ya, bırak artık şu işleri hadi görüşürüz sonra dedi ve ailesinin yanına gitti. Ailesine okuldan bir arkadaşım diye bahsetti sanırım.
-
56.
+2Haberi aldığımdan 2-3 gün sonra Melis yola çıktı ve Çeşme'ye gitti. Melis'le benim ortak bir arkadaşımız vardı. Adı Pınar. Pınar ile arattım ve Çeşme'nin hangi bölgesine gittiğini söylettim. Çeşme Ilıca'ya gitmiş. O aralar durumumuz çok iyiydi beyler, zengin bini gibi birşeydim ama halden de anlardım. Gittim pederin yanına 400 YTL istedim iki bir etmedi çıkarttı verdi. Arkadaşlarla çeşmeye gideceğimizi ve bizi odaya sokması için de onun da yanımda gelmesini istedim. Tamam olur dedi ve ben Hasan, Mehmet, ibrahim ve babam tuttuk çeşmenin yolunu. Babam bizi arabayla zütürecek, odaya kaydımızı yaptırıp geri gelecekti. Öyle de oldu, gittik oraya babam kaydımızı yaptırdı. 2 Haftalık paramızı peşin ödedi çıktı eve gitti. işte şimdi Melis'lerin kaldığı otelde 2 hafta geçirecektik...
-
55.
+2Ama ben Melis'i yaz tatili boyunca sürekli takip ettim, neler yaptığını kiminle nerede buluştuğunu, evinin adresini, gün boyunca kaç adım attığını. Herşeyini ezberlemiştim. Melis'in tatile çıkacağını arkadaşımdan duydum. Ailesi ile birlikte izmir Çeşme'ye gidecekti. Bir haltlar edip benimde gitmem lazımdı o gibtimin Çeşme'sine. Melis'i orada yalnız bırakamazdım.
başlık yok! burası bom boş!