-
51.
0rez sardı knk
-
52.
0vay amk sayfa 3 rezzz
-
53.
0rezzzzzz, yarin ofiste okuyacağım dıbınakoyam
-
54.
0Yazsana züt
-
55.
0Yaz sardı panpa
-
56.
0burdanda bi rez alalım yazınca okuruz
-
57.
0rezerve
-
58.
0Rezzerve
-
59.
+1Kalktım ve Ecem'e sert bir bakış attım ve dedim ki iyi hatırla. Ben senden ayrıldım. Kızın ağzı açık kaldı, züt gibi kalmıştı karşımda. O olaydan sonra okulda bayağı bir popüler oldum. Bu dövdüğüm çocukla Yiğit abinin bir mevzusu dahi varmış. Bu çocuk yiğit abiyi dövüp, ağzını yüzünü eline vermiş. 12'lerden, 11'lerden 10'lardan bir sürü kızın dikkatini çekmeye başlamıştım. Bir kaç şey kulağıma geldi, yan sınıfımdan bir kız benden hoşlanıyormuş. Adı Melis. Melis o sıralar pek yaygın bir isim değildi, arada bir iki tane Melis çıkardı. işte bu da onlardan biriydi. Melis ömrümü gibme yolunda ilk adım atanlardan olacaktı. Melis... Melis'im... Melis araya arkadaşını sokarak benimle tanışmak istediğini söyledi. Bende kabul ettim ve bir okul çıkışında buluştuk, oturduk bankta. Dedi ki ben Melis. Memnun oldum ben de hikayeci. Memnun oldum dedi ve minicik ellerini uzattı. Sıktım elini hiç incitmedim ama. 1 Hafta kadar bir süre geçti. Melis ile aramız çok iyi oldu. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Melis orta boylarda, yeşil gözlü, sarı saçlı asi bakışlara sahip güzel mi güzel bir kızdı. O aralar ailem bana bir telefon almıştı o zamanların en güzel telefonu. Nokia'nın bir serisi ama tam hatırlamıyorum. Hani Gamze Özçeliğin ferresi vardı ya heh işte o telefon. Hepiniz hatırlarsınız. 400 Lirayamı ne almıştım telefonu. Biz sürekli Melis ile mesajlaşıyorduk. Bir gece aklıma eseni yaptım ve ondan hoşlandığımı söyledim. O da bende senden hoşlanıyorum, ne zamandır senin bunu söylemeni bekliyordum dedi. Bende işte öğrenmiş oldun dedim ve o gün itibari ile Melis ile sevgili olmuştuk..
-
60.
+1Melis benim Lise'de 4 yıl boyunca yanımda olacak kızdı işte. 4 Yıl boyunca beni hiç terketmeyecek, daima yanımda, daima sağ'ım da kalacak kız Melis'ti. Sözlükte hikayeci988 vardı galiba. Onunda manitasının adı Melis'miş. Analizlerime göre benden küçük bir kardeşim. Ona buradan selamlar yolluyorum.. inşallah o da kendi Melis'i ile mutlu olmuştur. Melis ile temellerimizi kurmuş, mutlu bir hayata doğru yola çıkmıştık. Tabii bizi nelerin bekleyeceğini, Melis'in değil de benim hayatımın nasıl gibileceğini göreceksiniz bu hikâye de. Hayattan en ufak bir keyif almadığım ile karşılaşacak ve bu nasıl bir hayat dıbına koyayım diye soracaksınız kendinize.. 2. Dönemin ortalarıydı sanırsam, Melis çok güzel geliyordu gözüme. Sürekli bir cafe de oturuyor ya çay içiyorduk, ya da sinemaya gidiyorduk. Sırılsıklam aşık olduğum için asla art niyet ile bakmadım Melis'e. Ne sinema da ellemek gibi bir niyetim oldu, ne de gibmek veya benzeri birşey yapmak gibi.. Onu daima sevdim, daima da sevecektim.. O beni sevecek miydi peki? işte şimdi yavaş yavaş oralara geleceğiz..
-
61.
0rez laaaaaaan sardı devam
-
62.
+2yine bir okul gününün tenefüsünde koridor da Melis ile masum aşkımızı yaşıyorduk. Ecem ile çok kötüydü aramız ama aldığım duyumlara göre Ecem hala beni seviyordu.. Melis'e Ecem'den hiç bahsetmemiştim. Ama o Ecem'in benimle çıktığını biliyordu, zaten beni o kavgadan sonra farketmişti. Gene de bu muhabbetin hiç açılmamasını söylemiştim Melis'e. O aralar bir takıntı gibiydi o kavga benim için, hiç bahsetmek istemezdim nedensiz bir şekilde sevemedim o kavgayı. Aslında Melis'im ile tanışmama vesile olmuştu ama öyle işte, sevemedim bir türlü. Tenefüs bitti biz derse girdik. Oturuyorum işte sınıfta salak salak espriler şakalar falan yapıyoruz arkadaşlarla birbirimize. Ecem geldi yanıma oturdu.
+Hikayeci naber?
-iyi Ecem senden naber?
+Eh iyi işte nasıl gidiyor Melis ile ilişkiniz?
-iyi gidiyor da böyle konuştuğumuzdan haberi olursa kötü gider.
+Hımm tamam o zaman ben gideyim
-E bi zahmet git istersen.
Kızı gibtir ettim başımdan, o zamanlar ne akıllı tahta var ne başka bir gib var. Eğitim şimdi ki gibi değil biz de arkadaşlarla oyun oynuyoruz. Şimdi tam hatırlayamıyorum ama ya isim şehir hayvan bitki ya da SOS oynuyorduk. O gün de öylece geçip gitti. 2. Dönemin sonlarına doğru geldik artık, okul bitecekti. Önümüzde Tatil'e gidebileceğimiz bir 3 ayımız vardı. Bu 3 ayın her gününü Melis ile yaşamak istiyordum, aklımda sürekli bunun hayalini kuruyordum.. -
63.
+2Karne günüydü. Aldık karneleri, arkadaşlarla vedalaştık. Melis ile sarıldık birbirimize ve 9. sınıf böylece bitmiş oldu. Yaz tatiline girdik. Bi 2-3 hafta geçti, Melis'ten bir mesaj. Hikâyeci artık seni sevmiyorum, ayrılmak istiyorum.. Beyler çay içersiniz de böyle midenize şlap diye oturur ya. Mideme öyle birşey oturdu. Çok pis yanıyordu midem. Kalbim güp güp güp güp atıyordu. Yaraklara yan basmıştım anlayacağınız. Neden yazabildim, başka hiçbir şey yazamadım. Haykırasım geldi, arayıp yüzüne bağırasım geldi. Neden dıbına koyayım neden? Herşey böylesine güzelken neden? Neden? Neden? Neden? Neden dıbına koydumun kızı neden? yazdım ve gönderdim işte Neden? diye. Sevmiyorum işte seni artık, eskisi gibi heyecanlı değilim. Herşey rutinleşmeye başladı, hem hayatımda başka biri var. Herşey güzeldi ama bitti. Lütfen affet beni, özür dilerim. Hayatını mahvettiğim için çok özür dilerim.
Beyler hani kızlar ilk önce hayatınızı gibip atar da ondan sonra özür diler ya. işte hayatımda en çok bundan nefret etmiştim. En çok bu olay sinirimi bozdu. En çok bu işte, herşeyden daha çok sinir olurdum buna. -
64.
+2Hayatımda ki en büyük üzüntüyü yaşıyordum resmen ama bu ileride yaşayacaklarımın yanında hiçbir şey değildi. Bunlar basit şeylerdi, tekrar barışırdık ne de olsa. Tamam yazdım. Ve şöyle ekledim ama unutma Seni hala çok seviyorum... Evet bu yaptığım şuan bana da çok aciz bir davranış gibi geliyor bence de Tamam gibtir git yazmalıydım ama yazmıştım artık. O günden sonra Melis'ten yaz tatili boyunca hiç mesaj gelmedi. Beyler kusruma bakmayın, kızım uyuyamıyor onu bir uyutup geleyim demek isterdim ama yarın iş var. Kızımı uyutup uyuyacağım izniniz ile. Yarın devam ederim işten gelince sağlıcakla kalın..
-
65.
+2Ama ben Melis'i yaz tatili boyunca sürekli takip ettim, neler yaptığını kiminle nerede buluştuğunu, evinin adresini, gün boyunca kaç adım attığını. Herşeyini ezberlemiştim. Melis'in tatile çıkacağını arkadaşımdan duydum. Ailesi ile birlikte izmir Çeşme'ye gidecekti. Bir haltlar edip benimde gitmem lazımdı o gibtimin Çeşme'sine. Melis'i orada yalnız bırakamazdım.
-
66.
+2Haberi aldığımdan 2-3 gün sonra Melis yola çıktı ve Çeşme'ye gitti. Melis'le benim ortak bir arkadaşımız vardı. Adı Pınar. Pınar ile arattım ve Çeşme'nin hangi bölgesine gittiğini söylettim. Çeşme Ilıca'ya gitmiş. O aralar durumumuz çok iyiydi beyler, zengin bini gibi birşeydim ama halden de anlardım. Gittim pederin yanına 400 YTL istedim iki bir etmedi çıkarttı verdi. Arkadaşlarla çeşmeye gideceğimizi ve bizi odaya sokması için de onun da yanımda gelmesini istedim. Tamam olur dedi ve ben Hasan, Mehmet, ibrahim ve babam tuttuk çeşmenin yolunu. Babam bizi arabayla zütürecek, odaya kaydımızı yaptırıp geri gelecekti. Öyle de oldu, gittik oraya babam kaydımızı yaptırdı. 2 Haftalık paramızı peşin ödedi çıktı eve gitti. işte şimdi Melis'lerin kaldığı otelde 2 hafta geçirecektik...
-
67.
+2Hemen üstümüzü değiştirdik ve sahile indik. Yerlerimize yerleştik havlularımızı serdik ve başladık yüzmeye. Benim gözlerim sürekli Melis'i arıyordu. Sahile gelseydi de görseydim diye iç geçirip duruyordum. Melis için çıldırıyordum. 3-4 Saat geçti tam ümidim kesilmişti ki Melis'im sahile adımını attı. Bikini giymesi beni sinirlendirmişti ama hiç belli etmiyordum. Arkadaşlar aha lan senin ki falan diyordu. Denizden çıktım, sahilde Melis'in aniden karşısında belirdim. Bir tesadüfmüş gibi yapıp aaaaaa Melis sende mi buradaydın? dedim. Aaaaa hikayeci çok şaşırdım seni burada bulabileceğimi hiç tahmin etmemiştim. Ailenle mi geldin? Yok ya arkadaşlarla geldik 4 kişi, dedim. Hangi arkadaşlar? diye sordu. Mahalleden ibrahim, Hasan ve Mehmet. Dedim. Tamam Hikâyeci nasılsın? dedi. Kötüyüm be melis, nasıl olsun. Hala bildiğin hikayeci işte dedim. O mevzuları geçmemiş miydik? Geçmiş miydik Melis? Sen geçtin, o yüzden biz deme hiç. Ben senden hiç vazgeçemedim ki dedim. Of hikayeci ya, bırak artık şu işleri hadi görüşürüz sonra dedi ve ailesinin yanına gitti. Ailesine okuldan bir arkadaşım diye bahsetti sanırım.
-
68.
+2Melis bana çok soğuk davranıyordu beyler, anladım ki bu gibtimin yerine gelmem bir gibi değiştirmeyecek ama gene de 2 hafta güzel bir tatil yapmadan da gibtir olup gitmeyecektim. En azından bu tatil sırasında Melis'i yakından takip edebilirim diye düşünüyordum. Tatilin ilk haftası geçti. 2. Haftanın ortalarına doğru geldik. Melisten yana çok kederliydim yine. Hepimizin cebinde 400 YTL'den hesaplarsan 1600 YTL para vardı. 1100'ünü harcamıştık. 500 YTL kalmıştı, arkadaşlara dedim ki aga buraya kadar gelmişiz, bari bişeyler içelim de öyle dönelim. Gittik bi 70'lik rakı aldık. Bir de 20'ye yakın bira aldık. Meze falan aldık ve 300'ü yakın buldu cebimizde 200 Lira para kaldı onu da cebimizde kalsın diye harcamamaya karar verdik. Bir güzel kafa olduk, gece 3 ya da 4tü sanırsam. Çıktım balkon'a hala içiyorum. Bizim binler de bu sırada zıbarmış uyuyor. Onlar çabuk devrildi, biraları içmeye kalamadılar.. Sigarayı aldım, Bira'yı aldım. Yavaş yavaş ikisini de içiyorum işte. Bir yandan aklımda Melis, o sarhoşluğun verdiği cesaret ile aramaya karar verdim Melis'i. Mehmet bininin telefonunu aldım ve ezberimde olan numarasını çevirdim..
-
69.
+2Melis uykulu bir sesle açtı;
+Alo?
-Alo, Melis.
+Ne var hikayeci ya, gecenin bu saatinde tak mu var arıyorsun?
-Hayır, çok seviyorum çünkü. Sen olmadan aldığım her nefes bana haram çünkü.
+Of ya fakir edebiyatı yapma gece gece, bıktım senden artık anlamıyor musun?
-Anlıyorum da, vazgeçemiyorum be Melis. Onca hatırayı bir çırpıda silip atamıyorum.
+Umrumda değilsin artık, yat zıbar. Hem bu nasıl bir konuşma tarzı ya belli sen içmişsin.
-içtim Melis senin yüzünden içtim. Ağzıma bir damla içki sürdüğümde kusan, bir damla içkiyi içemeyen ben şuan 15. Birayı bitiriyorum. Sırf senin yüzünden.
+Banane ya içersen iç, hadi iyi geceler. Lütfen beni bir daha bu saatlerde rahatsız etme.
-Tamam Melis... Tamam...
Ve telefon kapandı. Ama ben telefonu hala kulağımda tutuyor bir yandan da hüngür hüngür kahpe karı gibi ağlıyordum. Hayatımda ilk defa o kadar içli ağlamıştım. Mehmet'in telefonundan aramamın sebebiyse benimkinin kontorü yoktu dıbına koyim. Neyse aklınızda bir şüphe uyanmasın diye belirtmek istedim. Telefon elimden düştü, bira kucağımda uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda kendi kusmuğumda boğuluyodum galiba. Kalktım işte, bizim binler hala horul horul uyuyordu. Hem kusup hem daha nasıl uyumaya devam ettim bilemiyorum. Gittim elimi yüzümü yıkadım, baktım ki bizim binler de kusmuş, etrafın anasını gibmişler anlayacağınız. Uyandırdım hepsini kalkın kalkın lan etrafın anasını gibmişiz. Temizleyelim şurayı. Kaldırdım bu binleri ve temizlemeye başladık. Bi yarım saat falan sürdü temizledik. Gittik plaja yüzdük. O gün son kez yüzdük. Artık çok sıkılmıştık tatilden ve geri dönmeye karar verdik. Daha otelde 2 gün daha kalabilirdik ama dönmek istedik. Hemen aldık biletlerimizi öğlene doğru ve çıktık yola. Geri döndük yaşadığımız şehire. -
70.
+2Yaz tatilinin ortalarında Mehmet ile bir cafe de işe girdik. Mehmet'in tanıdıklarının aracılığı ile. Çok nezih bir yerdi. Hep Lüks içinde yaşayan, fakirin halinden anlamayan huur çocukları gelirdi. Amacım para kazanmak değil de. Evde boş boş oturmamaktı. 1 ay kadar o cafe de çalıştık. Biraz para biriktirdim. Okulda harcayabileceğim. Zaten istesem peder de verirdi ama neyse.. Okulun açılmasına çok az bir süre kalmıştı. Artık açıldı açılacaktı. He bu arada cafe de ne mi oldu, bizim yaşlarımızda 2 kız daha çalışıyordu cafe de. Burcu, evet burcu ile yeni bir ilişkinin temellerini attık. Melis'i kovalamayı bıraktım. Melis'in nereden haberi oldu bilmiyorum ama bir gün telefonum çaldı;Tümünü Göster
+Alo, hikayeci.
-Efendim, kimsiniz?
+Ooo numara mı bile silmişsin.
-Hala çıkartamadım, Melis sen misin?
+Evet benim, nasılsın?
-iyi ya Melis nasıl olsun, tatilin son aylarında işe girdim çalıştım. Öyle işte.
+Hatta o iş yerinden bir de kız buldun kendine. Gördün mü hikâyeci o kadar zor değilmiş işte.
-Neymiş o zor olmayan?
+Beni unutman tabii ki. Bak hemencecik unutuverdin.
-Sen istememiş miydin? Seni unutmamı istediğini sanıyordum.
+Bende öyle sanıyordum.. Ama öyle değilmiş işte, keşke eskisi gibi olabilseydik.
-Kusra bakma Melis, sen artık eskisi gibi olmayı haketmiyorsun. iyi geceler...
+iyi geceler hikâyeci, iyi geceler.
Bu konuşma bende derin bir yara açmıştı beyler. Kısa bi süre önce daha yeni yeni kabuk bağlamış bir yarayı tekrar açmıştı. Öyle böyle derken okullar açıldı. Bölümler seçildi. Dil bölümünü seçmiştim, eskiden beridir ingilizce'ye hep bir sempatim olmuştur. Başladı maraton arka da amcalar hesabı okul başladı. O nasıl bir şans dıbına koyim diye de düşündürdü okul beni. Çünkü Melis'te dil seçmiş ve aynı sınıfa düşmüştük. Sınıf tam bir rezaletti evet kadroyu sayıyorum.
Ben, Ecem, Melis, Sevgi, Yasemin, Yağmur, Çağla, Neslişah. Sınıfımızda ki başlıca karakterler bunlardı, gerisi pekte önemli kişiler değildi işin doğrusu. işte sınıfımızın güzel kızlarını saydım. işin garibi sınıfta benden başka erkek olmamasıydı. işte garip bir şanstı benimkisi. Hem 9 da hem de 10'da sınıfımızda erkek sayısı oldukça azdı. 10'da hele hiç yoktu. Geçtim gene kendi köşeme, pencere kenarına. Oturuyorum salak salak, bizim Deniz sayısal, Ali ve Mert'te TM seçmişti. Ali ile Mert aynı sınıftaydılar. Salak salak otururken zil çaldı, Ecem geldi yanıma. Nasılsın hikayeci? diye sordu. iyiyim Ecem sen nasılsın? iyi bende ya nasıl olsun işte. Melis ile ayrılmışsınız? dedi. Bunu Melis duydu ve Ecem'in yanına gelerek derdin kavga etmek mi Ecem? Eğer öyleyse hiç farketmez ederiz. Dedi. Ecem'e lütfen bi gider misin? dedim. Ecem kalktı gitti, Melis'te gitmek üzreydi ki kolundan tuttum ve dur şurda dedim. Konuşacaklarımız var..
başlık yok! burası bom boş!