daha doğrusu son 2 yılı tamamen atlamadan anlatıcam bol gibişli ve heyecanlı

bi kaç kişi rez alsın başlıcam

2 eylül
okuyan arkadaşlar sağolsun kafama göre girip yazıyom elimden geldiği kadar. şimdi devam edicem gece içerim büyük ihtimalle 1-2 arası girerim.

gördüğüm anda sinirlendim. canımı yakmıştı çok fazla, yüzüne bakmadan geçmeyi düşündüm göbekli yapma dinle beni dedi.
+ne var dinleyecek? bi de nasıl yaptığını anlatma bari
-nolur dinle bak
bayağı yalancılık vardı leylada.
atacağı her yalanı bu kez yemeyecektim. kafamda çoktan bitmişti o sevgimde tükenmişti.
uzatma geç kalıcam deyip çekip gittim yoluma.
sınıfa girdiğimde yanıma ilk gelen burcu oldu. noldu yüzün asık vs bişeyler dedi. tenefüste konuşuruz diyerek biraz zaman kazandım.
hemen anlatırsam sinirle karışık bi taka benzemeyecekti muhabbet.

artık ondan tamamen kurtulmuştum. kafam tertemiz ve rahattım. burcuyla ilgilenmeyi düşündüm ama bi sevgilisi vardı. her ne kadar tanımasamda bunu o çocuğa yapamazdım.
okul bitince cenkle biraz yürüdük platonik aşkından bahsetti yine yol ayrımına gelince salaksın sen deyip eve doğru ilerledim. gelir gelmez yattım.
akşam burcunun mesajıyla uyandım.
-yarına ne yapayım öğle yemeğine *
şaka yapıyodu ama güzeldi konuya girişi sevdim.
+yorulma yarın ben ısmarlarım
-yok ya gerek yok ben yerim
sınıftakilerden çekiniyodu yine aq dedikoducuları.

burcu böyleyken kanım ona daha fazla ısınıyodu. okulda bu kadar yakın değildi ama mesajlaşırken adeta başka birine dönüşüyodu. 1 hafta böyle burcuyla mesajlaşmalarla ve leylanın bitmeyen konuşma istekleriyle geçti. sanırım leyla ağlayarak söyleyince affedeceğimi düşünmüştü.
bi çakallık vardı leylada.
haftasonu sınıftan arkadaşlarla içtik. üç kişiydik masada, hepimizde çocukluktan beri beraberiz. onlara söylemedim bunu. daha doğrusu platonik aşklarından sıra gelmedi bana amk.
neyse kafam bayağı dağılmıştı. leyla içimdeki sevgiyi sıçıp bitirmişti bide bu yaptığı tüy dikmek gibi oldu.
burcu pazartesi sana poğaça getiricem demişti maharetliydi yapardı böyle şeyler. evde kahvaltı yapmadığımı biliyodu ve beni sevindiriyordu.

konuyu fazla uzatmadan haftasonu akşam için buluşma ayarladım. en azından şu hiç açmadığı sevgili konusunu öğrenecektim, bu konudan kaçmaya başlamıştı nedense. dikkatimi çekmişti artık el atmam gerekiyordu. haftayı gibko şeylerle geçirdim okulda uyu evde uyu içtik cenkle falan.
burcuyla gece yarısına kadar mesajlaşıyoduk, cinsel konular bel altı şakalar falan gırla gidiyodu artık. bende hem sevgilisi var hemde böyle nasıl konuşuyo diye düşünüyodum. o gecede konuşmuştuk böyle yüz yüze gelince tepkisini merak ediyodum.

ders bitti gittim yanına. hemen ayı gibi poğaçalara saldırdım. midemin gurultusu aklımın önünü geçmişti ancak ikinciyi gömdükten sonra bana baktığını farkettim.
-nasıl olmuş *
+harika olmuş eline sağlık. bide elinle beslesen tamamdır
-yok artık burda mı?
+şansımı denedim işte
sınıftakiler bişey çakmasın dedikodu yapmasın diye benim aç arkadaşıma da vermişti. cenkti adı. hayvan gibi daldı oda poğaçalara yemekten bizi duymuyodu bile.
+e sizin hasanla nasıl gidiyo
-eh işte
bi sorun vardı ama üstelemedim, böyle işlere karışmayı pek sevmem nasılsa nasıl banane amk dedim kendi kendime.

pazartesi sövmeden yoluma koyuldum, sigaramı içtim köşeyi döndüm ve okula girdim. beni karşılayan leylanın arkadaşı oldu. sağlam bi sövdüm, sövdürdü.
-göbekli bak dinle beni leylanın yaptığı büyük şey ama affedebilirsin çok üzülüyo kaç gündür
+kendini benim yerime koy, içimde kalan son zerre sevgisini kendi elleriyle bitirdi. artık buna son versin sende bana gelme onun için, görüşürüz.
gittim bahçede banka oturdum bizimkiler oradaydı. yine taşak muhabbeti hocaya sövmeler falan, bende eşlik ettim sevmiyodum 2 kişi dışında diğerlerini. neyse istiklal marşından sonra girdik sınıfa. burcuya günaydın deyip sırama geçtim, işaret yapıyodu noldu gibisinden kafa salladım poğaçaları gösterdi tenefüste dedi. gülerek tamam dedim. ruhumu okşuyodu amk

tenefüste yanıma ilk gelen burcu değil leyla olmuştu. leyla yine konuşalım diye darlıyodu bende sert bi şekilde istemiyorum diyip yolladım onu. burcu geldi oturdu yanıma.
-noldu yine bozuksunuz seninkiyle
+bu kez çok daha büyük bişey yaptı
-naptı ki
+aldatmış beni kendi ağzıyla söyledi. vicdan yaptı heralde ağlayarak konuştu bide
-(gözlerini iyice açarak) yok artık
+tam anlamıyla böyle işte cidden bitirdi bu kez
-bi daha affetme onu. seni gerçekten hak etmiyo. ben senin yanındayım bana anlat
bunu herkes gibi söylediğini düşünmüştüm o an. sonradan leyladan hoşlanmadığını öğrendim ve terslediğine de şahit olmuştum bi kaç kez ama aldırmamıştım.

karnımı bi güzel doyurduktan sonra burcuya teşekkür edip cenkle sigara içmeye kaçtık duvarın dibine. cenk iyi doyduk sevdim bu işi dedi. sen iste ben yine yaptırırım aramız iyi dedim tabi zütsün sen dedi gülerek.
içeri girdiğimizde koridorda leyla vardı, gördüğüm gibi keyfim kaçtı amk. cenk git bi söv rahatla dedi gibtir deyip sınıfa iteledim onu. leylaya doğru yürüdüm, konuşup tamamen içimdekilerden kurtulucaktım. öyle duvara dayanmış benim giriş yapmamı bekliyordu.
+ne konuşacaksın konuşalım buyur leyla
-bak göbekli hatam büyük ama affet beni nolur seviyorum seni
+buna inanmamı bekleme. bitti artık benim için sıradan birisin.
-sıradan?
+bu sevinmen gereken bişey, senin için şuan neler hissettiğimi bilmek istemezsin. bana bınu yapmayacaktın, hak etmedim. bi daha arkadaşlarını da yollama yanıma, bitti artık.
başka bişey söylemesine izin vermeden uzaklaştım girdim sınıfa.

ilk yanaklarını okşadım ardından boynunu öpmeye başladım ufak ufak göğüslerini okşuyodum, kokusunda boğuluyodum bildiğin sarhoş oldum.
kalçalarını sıkmaya başladığımda dudaklarımı deli gibi emiyodu. okulda kimseler yoktu bizim gibi enayilerden başka ama yine içim rahat değildi, sonuçta evimizde değiliz amk.
elini malafata attığında titredim deli gibi sıkmıştı, sakin dedim ve biraz daha öpüştük. o pozisyonda yakalansak acaba nolurdu? neyse işi fazla tehlikeye atmadan çektim kendimi.
-erken pes ettin
+daha rahatına saklıyorum kendimi, hadi gidelim
-ben eve gidicem seni görmeye gelmiştim
+peki ben okuldayım biliyosun devamsızlık
-tamam hadi görüşürüz
vedalaşıp o eve ben tekrardan uyumaya sınıfa döndüm

+e yazsana benden bekleme. napıyon bakalım
-yattım işte öyle müzik dinliyom sen
+yeni uyandım sana yazdım hemen
-ne zaman buluşucaz bugün konuşamadık zaten
+evet konuşamadık. istersen pazar günü denize gidelim?
-olur berabersek sorun yok *
böyle mal mal gülmesine kızıyodum ama böyle şeylere takılmamam gerekiyodu. sonuçta karşılıklı haz ve keyife dayalı bi ilişkimiz vardı.
yine bi yerden bel altına bağladı ve sabahın ilk ışıklarına kadar elim gibimde mesaj bekledim. uyuyup kaldı en sonunda, bende 31 çekip yattım.
cumartesi tüm gün evde takıldım, havadan sudan şeyler konuştuk ne zaman buluşacağız falan filan.

klişelerinden vazgeçmeyecekti bugün de anlaşılan.
-ben seni anlamıyorum beni sevdiğini söylüyosun ama bana karşı kötüsün.
+sana karşı gayet normalim hatta davranışlarına göre fazla iyiyim
-iyi tamam böyle devam et üzüyosun beni
bunun gibi onlarca şey daha söylemeye devam etti susmadan. her seferinde son anda beni sinirlendirip haklı çıkmayı başarıyordu. çünkü sinirlenince kendimi kaybediyodum ne söylediğimi bilmiyodum.
yine aynısı oldu ve sinirden ağladım en sonunda. başarmıştı amk yine delirtmişti beni, sonra sakinleştim ve sigaramı yakıp yürümeye başladım. nereye deyip peşimden geldi
+eve gidiyorum
-beni bırakmayacak mısın?
hala şirinlik yapıyodu bunu söylerken
tamam deyip devam ettim yola bıraktım eve geldim.
leyla gerçekten çok salaktı.

-iyiyim işte sevgilimle konuşuyorum aramız bozuk biraz keyfim yok.
+ üzülme takma kafana bak bizim ilişkimize tak gibi ben umursamıyorum artık leylayı
-leyla zaten kafayı yemiş sana neler diyo
beyler bunu deyince inceden kızdım nasıl olsa hala sevgilim ama haklıydı da amk. kız deli gibi yapıyodu kendini. neyse konu dertleşme kısmına gelmeden inceden kapatayım muhabbeti dedim kendime ve yatıcağımı söyleyip iyi geceler dedim.
nasılsa yarın okulda görecektim konuşurdum. ertesi gün gittiğimde gözüme cidden farklı geliyordu dıbına kodumun sınıfında benimle gerçekten ilgilenen bi kız vardı sonunda.

pazar saat 13.30'da buluşacaktık. havlumu donumu falan çantama koydum şimdiden yarın enayi gibi geç kalmak istemiyodum. yarın hem gibişecektik hemde öğrendiğim şeyi çakıp kurtulacaktım kafamdaki sorudan. fazla uzatmıştım, sırası gelmişti. gece geç kalma bekletme falan şakalaşıp yattık. sabah kalktım kahvaltı falan etmedim, zaten yıllardır da etmem su içip çıktım. anlamsız bi heyecan geldi, karnımdan taşaklarıma kadar soğuk soğuk terliyodum. sigaramı yakıp otobüse atladım ben çıktım mesajını çoktan atmıştı geç kalmiyim diye acele bile ediyodum. otobüsten indim sözleştiğimiz yerde yoktu 2 mesaj attım cevap yok ana avrat sövmeye başladım, bekletilmekten nefret ediyorum. 20-25 dakika kadar bekledim, aradı geldim ben nerdesin dedi.
sözleştiğimiz yeri karıştırmış 10 dakikadır orda bekliyomuş.
burcu alımlı güzel ama gerçekten gerizekalı.

tamam olur dedim ve koridorun sonuna doğru ilerledik kütüphaneye. kütüphane züt kadar bi yer böyle tek göz oda gibi bişey içeride de büyük bi masa ve 2 dolaptan başka bişey yok. girdik oturduk sırtımı dolaplara yasladım öyle boş boş yüzüne bakıyodum onun oyunlarını ona oynamaya başlamıştım çok zevksizdi.
burcu iyi hoştu ama böyle şeylerden keyif alan bi dangalaktı.
pek bişey söylemeden yanıma sokuldu yüzüme bakmıyodu fazla dudaklarımdaydı gözleri bende fazla oyalanmayı sevmediğim için yaklaştım dudaklarına iyice ve öpmeye başladım. deli gibi öpüşüyoduk uzun zamanın acısını çıkarırcasına, ısırıyodu dudaklarımı zaman zaman duraksayıp emiyodu. iyice gaza gelip ayağa kaldırdım karşımızdaki duvara yasladım sırtını ve öpüşmeye devam ettik. geçen seferki gibi değildim elim kolum durmuyodu.

bu saçmalıktan sıkıldım ve başka bi yere gitmeyi teklif ettim
-hayır gitmeyelim güzel burası başbaşayız sakin
+ee bişeyler de içmeyelim mi? ne içersin sen
-sen ne içersen onu içerim farketmez
+tamam geliyorum 5 dk bekle
market yakındı hemen aldım geldim. onunda bayağı içeceğini sanıp kişi başı 3er tane aldım geldim.
-ne kadar çok almışsın ben içemem bu kadar
+ne biliyim sorun değil ben içerim başla başla bekleme *
biraz binlik yapıp yüzünü kızartmak istedim.
+geceleri çok güzel oluyo
-nasıl?
+konuştuğumuz şeylerden bahsediyorum. çok eğleniyorum
-he evet
bunu gülerek söyledi ve birayı yudumladı.
zaten züt züte oturduk iyice yakınız her kelimesinde nefesi boynuma değiyodu huylanıyodum hoşuna gitmişti üfleyip eğleniyodu.

merakımı ancak akşam buluşunca giderecektim. öğlen gibi uyandım bişeyler yedim akşama kadar vakit geçirdim. duş alıp güzelce giyindim ve haber vermek için mesajımı atıp çıktım. sahilde buluşacaktık içip eğlenecektik sözde ama aklımı kurcalayan ise sürekli kaçtığı sevgili konusuydu, bunu çözüp rahatlayacaktım. buluştuk dar bi kot krem bi tişört giymişti sade ve güzeldi. çok güzel bi kokusu vardı, bunu daha sonra çok kullanacaktı.
+hoşgeldin çok hoş görünüyosun
-hoşbuldum sağol sende öyle
+hadi gel oturalım şöyle biraz
orada biraz oturduk konuya hemen giresim yoktu girizgahı kafamda ayarlamıştım alkollüyken öğrenecektim istediğimi.
yarım saat falan havadan sudan konuştuk okulun bitmesi yaklaşmıştı onun muhabbetini yaptık. bilirsiniz klagibtir bütün sene gözden geçirilir çünkü tak vardır.

gece görüşürüz okuyanlar sağolsun eyvallah

bu biraz sıradan muhabbetten sonra tuvalete sigara içmeye gittim, tuvalette bizim çocuklar gülerek bana bakıyolardı.
+noldu lan gibikler
-burcu seninle bayağı ilgilileniyo he
+düşündüğünüz şeyi gibiyim normal konuşuyoz işte
uykulu uykulu pot kırarım diye uzatmadım fazla hocaya sövüp konuyu değiştirdim. yarın sınav var muhabbeti falan. son sınavlar gelmişti artık, okul yavaş yavaş kapanıyodu bende kaderime sövüyodum yazın yine çalışıcam diye.
sıradan geçiyodu okul burcuyla boşluk buldukça yan yana az biraz konuşuyoduk, sınıftakilerden kaçınıyordu niyeyse. sınavlara çalışıyoduk akşamları da anca bi kaç mesaj oluyodu bu dönem biraz kuraktı.
sınavdan sonra klagib millet toplanıp soru cevap yapar, bizde kaçıp sigara içerdik. sigara içmiş dönüyoduk sınıfta dedikoducu iki uyuz kız vardı onlar yine kaynatıyodu bişeyler. yanlarına gittim makara çıkar belki diye, burcudan konuşuyolardı. vay amk! burcu deyince hemen dikkat kesildim.

ben ikinciyi açarken o daha yarıdaydı çok yavaş gidiyosun dediğimde pek içmem aslında diye cevap verdi. alkole dayanıksız olduğu anlaşılmıştı.
burcu çok zeki ve kurnazdı ama biraz alkole dayanıksızdı.
o birayı yavaş yavaş yudumlarken ben leylayı anlatıyodum, sövüyodum kendisine değil ama yaptıklarına. bazende kendime sövüyodum işte olayı derbedere bağlayıp ortamı değiştiriyodum ki konu sevgilisine gelsin. soruyu sormama kadar bekledi yine tek bi kelime etmedi yine saklıyodu.
+sizin noldu peki?
-bizde ayrılıcaz yakındır yani. hiç konuşmuyoruz zaten. konuştuğumuz da kavga ediyoruz. sevmiyoruz artık birbirimizi.
+boşver aldırma senden önemli değil. şarkı açayım mı?
başını salladı gülümseyerek bende barış mançodan bişey açtım. barış manço ve cem karaca şarkıları beni hep etkilemiştir. onu da etkilesin istedim. cevabımı da almış gibiydim uzatmadım. kafası turşu gibi oldu zaten, insan 1 birada böyle olur mu amk.