-
1.
+23 -3Evet beyler merhabalar. bugün bundan aşağı yukarı 7-8 sene önce yaşadığım garip lise hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. bu ilginç anıma sadece ailem ve bir kaç yakın arkadaşımdan başkası inanmış değil. onlarda olaylara bir süre sonra şahit oldukları için en nihayetinde bana inandılar. burada samimi bir ortam var. okunmasa bile yine de paylaşmak istiyorum. konu lisede yaşadığım ilk aşk ile başlıyor. daha öncesinde ne ilkokulda ne de ortaokulda bir sevgilim olmuştu. ilk olması anormal olması anldıbına gelmiyordu ama hayat bu ya insanın karşısına neler çıkaracağını çoğu zaman kestiremiyoruz. yaşadığım bi lise aşkından daha sonraları çok farklı yerlere gelen olay zincirleriyle karşı karşıya kaldım. yavaş yavaş anlatmaya başlayalım...
-
2.
+6 -1Liseye başlayana kadar ailemle birlikte istanbul'da ikamet ediyorduk. ardından babamın işi nedeniyle kocaeliye taşındık. giderken arkamda çocukluğumu geçirdiğim acı tatlı bir sürü anı yaşadığım bir şehir bırakmıştım arkamda. bunun yanında kocaeli istanbula göre diğer şehirlerinde olacağı gibi tabi ki küçük bir şehirdi. fazla bişeyi yok demişti amcam bana istanbuldan taşınmadan 2 gün önce kocaeli için. üzülmüştüm. bilinmezlikten dolayı idi birazda üzüntüm. yeni bi şehir yeni bi ortam yeni bi okul yeni bi mahalle her şey sil baştan. ne olacağını tabii kide kestiremiyordum
-
3.
+5istanbuldan gitmeden önce taşınacağımız şehir için kocaeli tek alternatif değildi bolu, sakarya gibi birkaç şehir daha vardı. biz bunlardan en büyüğü olan kocaeliye gelmiştik. büyüklükten kastım anlayacağınız üzere nüfus, kamu alanları vb. sanayi şehri olarak nitelemişti amcam kocaeli için. o da liseyi kocaelide okumuş. neyse bu taşınma durumunu fazla uzun tutmak istemiyorum beyler. velhasıl kelam taşındık. taşındıktan yaklaşık 2 hafta geçtikten sonra okullar açıldı. ben yeniydim ama sınıfta herkes yeniydi. orta düzeyin biraz üstünde bi anadolu lisesine başlamıştım. bi kaç arkadaşı denk gelen kişilerin dışında aynı sınıfta çoğu kimse birbirini tanımıyordu zaten. ben ilk girdiğim bi ortamda konuşmayı hareketli görünmeyi sevmem. hep ilk tanışmalarda çekingen taraf olmuşumdur. bi kaç hiperaktif liseli daha ilk gün kendini belli etmişlerdi sınıfta. şu ergenlere bak diyordum içimden sanki ben ergen değilmişim gibi
-
4.
+5ortama 40 yıllık tanıdık arkadaşlarını görmüş gibi samimi ve girişken bi şekilde başlayan çocukların dışında ilk sıraya oturduğumdan bu yana dikkat çeken biri daha vardı benim için. o benim 2-3 sıra çaprazımda oturan sessiz sakin, etrafıyla ilgilenmeyen sadece arkasında ki 1 kız ve 1 erkekle bişeyler konuşan vede hikayenin ilerleyen partlarında sevgilim olacak olan kızdan başkası değildi. galiba konuştuğu kız ve erkeği önceden tanıyordu. çok rahattı ve de çok güzeldi. gözlerimi kızdan alıkoyamıyordum hemen ön çaprazımda oturan çocuk bana bakıyordu kendi geldim kıza öle dümdüz bakakalmıştım. daha sonra vücudumun kontrolünü tekrar beynime vererek yanımda ve önümde ki yeni sınıf arkadaşlarımla tanışmaya başladım...
-
-
1.
0pampa spolier vermişin
-
1.
-
5.
+6yanımda ki arkadaşın adı salih'miş. her zamanki gibi yanımda ve önümde ki sırada oturanlar erkekti. bu bölümden sonra kendi ismimi doktoray koduyla belirteceğim.
- selamun aleyküm tanışalım kardeşim ben salih
- aleyküm selam bende doktoray memnun oldum kardeşim
Önümde ki sırada oturan 2 yağız oğlan ile de tanıştım önümdekinin ismi cenk çaprazımdakinin ise serhat idi. Şimdilik kafa çocuklar gibi gözüküyordu. günler haftalar böyle böyle geçti. yavaş yavaş haylaz kemik tayfayı oluşturup arka tarafa kurulmuştuk bizde. kızlarla muhabbetim yok tabi ki her zamanki gibi. sınıfta fazla güzel kızda yoktu açıkçası. 2-3 tane vardı birisi ilk günden beri hoşlandığım kız diğerleri de cam tarafının orta sıralarında oturan 2 arkadaştı. yanımda ki salih deyimi yerindeyse tam bir sosyallik abidesiydi. herkesle konuşur tanışır gelir gider farklı sınıflardan haber getirir dedikodu yayar. çöpçatancılığa başlamıştı şimdiden. ileride çok kişi için pekekentlik yapacağı aşikardı. benim içinde iyi bi durumdu bu aslında. zira ilk hafta hoşlandığım kızın ismini ondan öğrenmiştim. 'şeyma' -
6.
+6önümde ki çocuk Cenk sonraları başka bir tayfaya katıldı diğer sınıfta ki eski arkadaşlarıyla samimiyetini devam ettirdi, bizim sınıftan da faruk diye bi kekoyla takılıyordu. kızlarla arası iyiydi onu şöyle izah edeyim cenk'in okulda bi berkecan popülaritesi oluşmuştu. yakışıklı çocuktu şimdi Allah var ama son zamanlarda biraz kendisinde züt kalkıklığı oluşmuştu. daha fazla yazar tarafsızlığını koruyamıyacağım muallaknin tekiydi işte.
okulda ilk ay geride kalıyordu ki hızlı davranan ergen playboylar şimdiden sanki yaz tatili döneminden kızları rezerv etmiş gibi kapış kapış etmişlerdi. ben ise platonik bir aşka yelken açacağımı düşünüyordum. istihbaratım salih sayesinde şeymanın çıktığının olup olmadığını haftada bir kontrol ediyordum. negatıf yanıtını da alınca hiç değilse içim rahat ediyordu. yine bir gün pekekent salihten bilgi alırken serhat araya girdi:
salih: kardeşim yan sınıftan ali diye bi çocuktan bahsetmişlerdi ama o bizim kaderle çıkıyormuş yanlış anlaşılma olmuş. şeyma şuan güvende merak etm..
serhat: kardeşim böyle sordura sordura nereye kadar yengeyi seviyosan git konuş ne var bunda
ben: olum ben hayatımda hiç bi kıza açılmadım ve hiç bi kızlada çıkmadım doğal olarak. bırak uzaktan seyredeyim nası olsa sıkıntı yok ben aşkımı içimde yaşarım zamanı gelince açılırız.
serhat: iyi doktoray sen bilirsin inşallah kuş kafesten uçmadan, tren gardan çıkmadan, tır garaja girmeden, uçak piste inmeden...
ben: noluyo olum ne diyosun ne treni ne tırı lan
serhat: he yani zamanı gelcek diyosun inşallah senin için geç olmaz.
ben: yok yok olmaz sen rahat ol kardeşim. ne olcak ki -
7.
+7ilk senem böyle geçti. 2. dönemden itibaren devamsızlık hakkımızı zorlayacak şekilde okuldan kaçmalara başlamıştık. laylaylom bi şekilde geçirdik anlayacağınız. sınıfta ki herkeste birbirini artık tanımış normal arkadaş olmuştu ama benim hoşlandığım kız şeyma ve 2 arkadaşı (birinin adı dilara diğerinin mert. ) kendi tayfalarını oluşturmuş diğer sınıflardan 2 erkek ve 1 tane daha kız haricinde sınıftakilerle veya başka kişilerle pek sıkı fıkı olmamışlardı. Kendi aralarında takılıyorlardı. bu da benim işimi bi yandan zorlaştıracağı gibi bi yandan da kolaylaştırıyordu. kız herkese çok açık sosyal biri olsaydı şimdiye kaparlardı. dışarıya pas vermediğinden bu rakiplerimin sayısını azaltıyordu. ama bir yandan da benim ona ulaşmamı zorlaştırıyordu. bunun yanında tayfalarında ki erkeklerle ilişkilerini bilemiyordum. salih başta olmak üzere okulun en ünlü pekekentleri, homoları ve çöpçatanlarıyla irtibata geçsemde kimse bu konu hakkında bir şey bilmiyordu. biraz dışa kapalı bir tayfaları vardı. aralarında ki ilişkiler, dostluklar sır gibiydi. bu gizem arttıkça benimde şeymaya karşı tutkum bi hayli çoğalıyordu. bu tutku tabi ki cinsel anlamda değildi ilk senenin sonunda kıza resmen tamamiyle sırıl sıklam aşık durumdaydım. her gün biraz daha. her baktığımda, tesadüfen her göz göze gelişimizde biraz daha fazla aşık oluyordum. salih ve serhata da her muhabbeti açıldığında dert yanıyordum bu konuda. şeyma ve tayfasının gizemi okulun ilk yılının 2. döneminde sınıfta yaşanan bir olayla daha da perçinlenmişti. bi üst sınıftan 2 çocuk bizim sınıftan bi arkadaşlarını almaya öğle yemek paydosunda sınıfa gelmişlerdi. size 10 dk filan vardı şeyma mert dilara ve diğer arkadaşlarıda bizim sınıfa giriyordu. üst sınıftan gelen liseliler bizim sınıfta ki arkadaşlarıyla şakalaşıyorlardı el şakası vs. vs. birden bu şakalaşma kovalamacaya döndü ve kapıya doğru dört nala koşan 3 liseliden üst sınıftan olan birisi şeymayla çarpıştı. bende sınıfta arkadaşlarla takılıyordum o sıra. döndüğümde çarpışma gerçekleşmiş şeyma düşer gibi olduysada arkdaşlarının yardımıyla kaldırılmış ve olası bir kavganın eşiğine gelinmişti. şeymanın yanında ki kız ve erkek arkadaşları bi koruma misali şeymayı kaldırdılar ve çarpışan üst sınıftaki öğrenciyle ateşli bi tartışmaya girdiler. tartışma sürerken beklenen oldu ve şeymanın yanında ki 3-4 erkek çocuğa daldılar. bizim sınıf erkekleri ayırmaya gittik hemen ama ayırana kadar çocuk iyi bi dayak yemişti. aslında olay o kadarda büyütülecek bi şet değildi şeymayı sevmeme rağmen ben bile bu olaydan kavga çıkarmazdım. müdür yardımcısı geldi, nöbetçi hoca geldi ve olay yerinde ki zanlılar müdür yardımcısının odasına çağrıldı. herkes dalan kişilerin yani şeymanın arkadaşlarının en az uzaklaştırma alacağını söylüyordu. kapının orda yani koridorla sınıf arasında yaşanmıştı kavga. çok şey konuşuldu derken ertesi gün hiç bişey olmamış gibi herkes geldi okula. ne ceza alan vardı nede hocalardan kavgayı konuşan birisi. kavga konusu açıldığında hocalar müdür yardımcısının konuyla ilgili fazla bi bilgi vermediğini kendilerinin de bilmediklerini söylediler. bu olay böylece sessiz bir şekilde kapanmış oldu. gizem git gide artıyordu. ben ise her gün, her gece şeymayı düşünüyordum. çok güzeldi. o ana kadar daha hiç bir kıza aşık olmamıştım. bir gün... bir gün açılacaktım. fırsat kolluyordum. ama görünüşe bakılırsa yanında ki bodyguardlarla ileride çok şey yaşayacaktım...Tümünü Göster
-
8.
+8ilk sene böyle geçti. 2. sene bölümleri seçtik (sayısal) ve tüm yaz boyunca ettiğim dualarında etkisiyle şeymayla aynı sınıfa düştük. şeymayla aynı sınıfa kendi tayfasından 2 kız arkadaşı ve bu sefer farklı bi erkek düşmüştü. mert diğer sınıftaydı o da sayısal seçmişti salihten duyduğuma göre fakat aynı sınıfa düşmedik bu sefer. Neyse farklı olan arkadaşlarla tanıştık günler, haftalar, aylar geçiyor yazılılar bitti bitecek 15 tatil yaklaşıyor. bu sefer önceki seneye nazaran daha az devamsızlık yapmayı düşünüyorum. ha bunun yanında unutmadan söyliyeyim serhatla aynı sınıftayız salih eşit ağırlık seçmiş ve dolayısıyla 4-5 kişilik sınıf tayfamız 2 kişiye düşmüştü. gözden ırak olan gönülden de ırak olur derler salihle o zamandan sonra sadece işim düştüğünde görüştüm zaten ilk senenin sonlarına doğru esra erol gibi çift yapıyordu gavat kimleri barıştırıp kimleri ayırmadı ki. istihbarat ağını iyice güçlendirdi. baştan da dediğim gibi okulun önde gelen pekekentlerinden biri oldu. ben ise serhatla iyiden iyiye dost, sırdaş olmuştum. zaten samimiydik ama salihinde gidişiyle sadece serhatla takılır olduk beraber.
-
9.
+8işte 15 tatil yaklaşırken son günlerde yazılıların bitmesi ve derslerin hocaların raporlu olup gelmemesiyle birlikte boş geçmesi herkesi farklı bir şeye yönlendirdi. abazalar tuvaletlerde 31 çekmeye başladı, sınıfta ki çiftler boş derslerde arkaya geçip oynaşmaya başladı ben ise serhatla takılıyordum sınıfın diğer boş kalan işsiz erkekleriyle maç yapıyorduk. okul böyle monoton bir şekilde ilerlerken, son günlerde şeymayla daha fazla göz göze gelmeye başladık. bende ki hormonların ve yaklaşık 1.5 senedir beslediğim aşkın artık tavan yapmasıyla en arkada serhattan cesaret alıp durmadan şeymayı kesiyordum. geçen senenin aksine bu senenin başlarında çok az göz göze gelirdik. ona bakardım başkasıyla göz göze gelirdik filan ama son günlerde onun da bu tarafa döndüğünü farkettim belki de ben abartıyordum durumu ama tek bildiğim doğru vardı o da çok yalnızdım. bir gün yine öğle arasında serhat yanıma geldi ve konuşmaya başladı:Tümünü Göster
- doktoray kardeşim sana bi şey söylicem ama aramızda sır kalacak. benden duyan ilk kişi sen olacaksın.
- hayırdır kanka ne oldu söyle, söz lan kimseye söylemem
- kanka ben semrayla çıkmaya başladım!
ağzı kulaklarına varıyordu bunu söylerken.
- ne çıkması lan hangi semra olum?
- kanka geçen sene ki semra, eşit ağırlığı seçti ya bu sene.
- haa şu bizim cam güzeli (önceki partlarda söylediğim cam tarafında oturan sınıfın 2-3 güzel kızından biriydi semra)
- evet de aga bundan sonra yengen olur yani biliyon
- ha evet kanka kusura bakma ağzımdan kaçtı hayırlı olsun kardeşim
- eyvallah kanka
Evet. Serhat kız tavlamıştı. bana söyledikten sonra mutlu bir şekilde hızlı adımlarla sınıftan çıkarken ben beni bekleyen daha büyük bir yalnızlığın olduğunu farketmiştim. Serhatında bi sevgilisi vardı artık ve her Allahın günü takılamayacaktık artık. durmadan kızla ilgilenip onla takılacaktı. tabi serhata suç bulmadım. ama içimden de "vay anasını satayım serhat bile manita yaptı ben ne tak yicem" demeden geçemedim. sınıfta herkes yiyişiyordu resmen. hele son günlere doğru kayışı iyice koparmıştı millet. ben ise şeyma ile bakışmalarıma, kesişmelerime devam ediyordum. ertesi gün sabah boş kimya dersinde nöbetçi hoca girmişti derse, herkes takılıyordu kafasına göre. kimyacı son hafta ful rapor almış gelmiyor herif. 15 gün tatil 7 günde kendisi eklemiş. oh kebap! neyse herkes takılırken serhata döndüm. bi baktım telefondan semra ile mesajlaşıyor sıra altında. bi iki muhabbet açayım dedim yok. kendi işiyle ilgileniyor. biraz kırılmakla beraber belli etmedim ve yapacak bişey olmadığını farkettiğimden bende şeyma'ma döneyim bari dedim. yine o güzel çehresiyle arkadaşlarına gülümsüyor konuşuyordu. bi ara ona bakıp hayallere daldım. o kadar derin dalmışım ki bakakalıp zil çaldı bi kendime geldim şeyma bana bakarak gülüyor. hassktir dedim önüme döndüm. arkasında ki çocukta (adı ferit) bana tip tip baktı. Ev okul mahalle şeytan üçgeninde aylak aylak dolanırken bu olaydan 2 gün sonra şeymanın kız arkadaşlarından dilara sabah ben kantinden sınıfa dönerken köşede önüme çıktı.
- Doktoray naber, bi işin var mı?
- ha yok dilara sınıfa gidiyodum bende
- bişe konuşacaktım seninle işin yoksa
- olur müsaitim konuşalım
- tamam öğle arası yanına gelirim.
- tamamdır.
Bu konuşmadan sonra bir sürü senaryo geçti aklımdan. acaba dilara beni mi seviyordu, ona baktığımı mı düşünmüştü? yoksa şeymaya baktım diye arkadaşları bana mı dalacaktı vs. vs. bir sürü şey. Öğle arası geldi çattı. -
10.
+6Dilara sınıfın kapısının oraya gitti. şeyma çantasını alıp dışarı çıkmıştı. galiba eve gidiyordu. dilaranın yanına gittim laf arasında şeyma nereye gidiyor? diye sordum. şeyma biraz rahatsız da izin alıp eve gidecek, dedi. Tamam dedim okulun bahçesine çıktı. bi banka oturduk. havadan sudan konuşmalar bittikten sonra dilara net bir şekilde konuya girdi. sevgilin var mı doktoray? diye sordu. Bende hayır, dedim.
- Son günlerde derslerde şeymaya bakıyormuşsun galiba? Şeymayı mı seviyorsun?
Direkt gitmişti konunun can alıcı noktasına. Pat diye sorunca apışıp kaldım.
- Nerden çıkardın bunu?
- Ben çıkarmadım şeymaya baktığın için soruyorum
- Ben öylesine bakıyordum. sana da bakabilirim başkasına da.
- Hımm anladım. Şeyma sana karşı boş değil ama. Sana karşı bi şeyler hissediyormuş
- Kim dedi bunu
- Kendisi söyledi bana, seninle konuşmamı istedi.
Bunu duyunca tabi ben bi uçuşa geçtim. Elim ayağım titremeye başladı.
- Eee bişe söylemicek misin?
- Benimde ona karşı boş olmadığı söyle ona.
- Haha tamam söylerim ama boş olmamak yetmez. şeymayla ilgili net bi şey söylemen gerek. şeyma zor birisidir gönül eğlendirmek için uygun biri değil.
- Ne gönül eğlendirmesi yok öyle bir şey. Sen ne söyleyeceğini anladın işte. Tamam seviyorum şeymayı. söylersin ona
- Tamam söyleyeceğim.
Konuşma bitti. Ama bundan sonrasında o günü hatırlamakta zorlanıyorum. derse nasıl girdim, dersten nasıl çıktım, eve nasıl gittim neler yaptım bilmiyorum doğrusu. -
11.
+7Diğer gün şeymayla buluşacaktık. dilara şeymaya söylemiş. bana mesaj attı. numaramı serhattan almış. sabah okula gelip serhata durumu anlattım. ardından şeyma geldi okula. serhat semrayla konuşmaya gitmişti yine. şeyma yanıma oturdu. kalbimin ritmi hızlanmaya başlamıştı bile. biraz konuştuk. seni seviyorum dedim şeymaya. o da bende seni seviyorum geçen seneden beri boş değildim dedi. Bende ilk gördüğümden beridir aşık olmuştum dedim. gözlerimi kaçırıyorum tabi bu arada. ama şeyma gözlerimin içine bakıyor resmen. bu kızda bi şey vardı sanki. güzel olmasının yanında çok asil, zarif bi kızdı. konuşması çok güzel ve kibardı. o zaman neden açılmadın onca zamandır bana dedi. Doğru zamanı bekledim dedim. Güldü sadece. Bugün müsait misin dedi. Sanki beni ele geçirmişti, itirazsız evet dedim. Feritle çıkışta 17.30'da yanımıza gelirsiniz dedi. Ben baş başa kalacağımızı düşünürken bunu söylemesine şaşırdım. Ama tamam dedim, nereye geleceğiz? Ferit biliyor yeri dedi, bizim toplandığımız özel bi yerimiz var orada oturur, sohbet eder, vakit geçiririz, dedi. Tamam olur dedim. Şeyma sırasına gittikten sonra bi dahaki tenefüs ferit geldi evimi sordu adresi söyledim evinden alıcam seni dedi birlikte gideceğiz oraya 17.30'da. tamam uyar bana dedim. Bi tuhaf olmuştum benim hayal ettiğim çıkma teklifi böyle değildi ama... Şeyma ile artık resmen sevgiliydik ya bu bana yeterdi. Gideceğimiz yer içinde oldukça meraklanmıştım...
-
-
1.
0bence dayak yiyecek ahada bakın :D
-
1.
-
12.
+7Okul bitti, eve gittim. Duş aldım, saçı başı yaptım üstümü giyip kapının önüne indim. Etrafa bakınırken bi baktım ferit sokağın köşesinde bekliyor beni. selam verdim tokalaştık. soğuk bi çocuktu ferit. muhabbetimizde yoktur normalde ama şeyma içindi her şey, ona varan her yol mübahtı sonuçta. Neyse sorular soruyorum buna ben nereye gidiyoz, ne yapcaz felan. derken baya bi yürüdük 20-25 dk boyunca. bi sokak arkasında ağaçlık bir alana doğru ilerledik. bu ağaçlık alanın köşesinde bi kulübe gibi bir şey vardı. büyük bakımlı bi yerdi. baraka gibi bi yer değildi
-
13.
+7Kulübeye doğru yaklaştık. ferit işte bizim mekan burası dedi ciddi bi ifadeyle. içeriden sesler geliyordu. anlaşılan bizden önce kulübeye gelmişlerdi ve çoktan sohbet koyulaşmıştı. kulübeye doğru ilerlerken ferit önden gidiyor tabi, ayağım bi şeye takıldı az kalsın düşüyordum. sert taş gibi bişeydi doğruldum bir de baktım resmen at kafasına takılmışım. gözler, et ve deriye dair hiç bişey yoktu kafatasında. sadece kemiği kalmış. kocamanda bi şeydi toprağa gömülmüş bir kısmı otlardan dikkat edemedim. Ferit döndü bu sırada ne oldu dedi. hacı resmen at kafasına takıldım dedim. ilk defa güldü çocuk bana. konuşmamızda gülerken ilk görüşümdü feriti. at kafası aralarında yine en iyi olanı doktoray, dedi. Bi anlam veremedim. ne kafası, neyin kafası ne oluyor derken. kulübeye giriş yapmıştık
-
14.
+7içeri bi girdim. şeyma odanın en sonunda bi koltuk mu desem ne desem o tarz bişeye oturmuş yani bi nevi taht gibi çeşitli budanmış kamış, uzun ve düz tahta parçaları oturduğu şeyin arka tarafında kılıca benzer çıkartılmış yani taht gibi bir şeye oturmuş. içeriye bildiğin antik yunan, roma, mısır esintileri hakim. konuşuyolar ellerinde el yazması kitaplar, eski gazeteler vs. şeyler duruyor. girdik içeri. oturdum bi köşeye. şeyma aramıza hoş geldin dedi. hoş bulduk dedim. halka şeklinde toplandık odanın ortasına. yiyecek bi şeyler almışlar onları atıştırıyoruz ve de günlük konuşmalar, sohbetler.
Şeyma eğer bizimle kalırsan seninle yan odaya geçeceğiz. orada bi şeyler göstereceğim. ama mecbur değilsin tarzı konuşmaya başladı. Anlam veremedim, derken mert araya girdi
- Kardeşim şeyma seni seviyor ve aramızda olmanın sebebi bu. şeymayı seviyor musun?
6-7 kişinin arasında sorunca bunu biraz utandım sıkıldım ama baktım herkes bana bakıyor,
- Evet seviyorum
- Şeymayı seviyorsan aramıza katılıyorsun demektir. bizimle kalacak mısın. bizimle olacak kadar çok seviyor musun?
- Evet seviyorum zaten çoğunuzu tanıyorum kardeşim tayfanıza girmek isterim.
Bu cümleden sonra dilara kalktı ve yan odaya geçti. -
15.
+2Ön cepheden küçük ama sağlam ahşaptan bir kulübe gibi görülen binanın bir odası daha varmış meğer, bak sen diyordum içimden. Bulunduğumuz oda daha çok öğrenci yaşantısını anımsatıyordu. Değişik bir koku vardı içeride ama etraf incintı derli toplu değildi. Etrafı süzerken, sessizlik oldu. Dilara içeriden geldi. Elinde 3 kitap vardı. ilkini açtı 7 tane resim vardı küçük boyutlarda. diğerini sağına koydu. diğerini de arkasında ki sehpanın üzerine koydu. sonra dilara konuşmaya başladı:
-Doktoray biz çocukluktan bu yana dostuz, ayrımız gayrımız olmadı aramıza da dışardan kimse almadık eğer bize katılmak istiyorsan sana güvenmemiz gerek. güvenmemiz içinde bu yapacağın şeyi kan kardeşliği gibi düşün ufak bi sıyrık açıp kanını damlatacaksın bu tasın içine
Şaşırmış dilara kitlenip kalmışken, mert sordu:
-Kan tutuyor mu seni?
-Hayır
-Tamam o zaman.
7 tane resimi çıkardı. tasın içine üst üste dizdi. 7 tane bebek resmiydi. Başlarda normal geldi bu durum küçükken de yapmıştım bazılarımızda yapmışızdır kanlarımızı birleştirirz elimizde veya kolumuzda kan kardeşi oluruz. ama resim tas mas çıkınca ortaya baba biz nereye geldik oldum bi an. bu resimler nedir diye sordum:
- Hepimizin bebeklik resimleri. Buraya kanını akıt.
Dilaraya baktım. ordan ismini bilmediğim bi çocuk bıçak verdi elime.
- Sen kes ya da ben yapayım. Küçük bir sıyırık yeterli.
Normalde çekinirim böyle şeylerden arkamı bi döndüm şeyma bakıyor. kızın yanında küçük düşmekte istemiyorum. Sen kes dedim. Ve 3-4 damla aktı tasa. resimlere bulandı kan. Şimdi ne olacak dedim. Herkes bana bakıyordu. O an saat aklıma gelmişti. saat kaç geç kalmayayım diye sordum... -
-
1.
+8Çok amerikan filmi izlemiş huur çocukları cemiyete bak
-
1.
-
16.
+5Panpalar 1-2 saat sonra devam edeceğim. ufak bi işim çıktı takip eden arkadaşlar takipte kalsınlar. ileri ki partlarda caps te atacağım kulübenin odalarına dair. girmediğim yan odanın capsleri. çekmiştim o zamanlar o grupta bulunduğum süre zarfında. selametle
-
-
1.
0Bu dediğin mekan hangi semtte kalıyor panpa bende doğma büyüme kocaeliliyim
-
2.
0Panpa ben lise bittikten sonra tekrar istanbula döndüm. üniyi de burda okuyorum. soruşturduğuma göre hala o kulübe ayakta kalmasa da can hoca o civardan ev tutmuş daha sonraları. hikayede verdiğim isimler birebir doğru fakat mekanı ifşa etmem doğru olmaz panpa çünkü hem hoca hemde o zaman ki arkadaşlarımdan hala kocaelide bulunanlar var. belki sonlara doğru yazabilirim ilçeyi. takipte kal panpa.
-
1.
-
17.
+5Geldim beyler. bu gece baya bi yazacağım. gecikme için kusura bakmayın. neyse devam edelim.
Ben saati sorduğum sırada kulübenin kapısı çalındı. dışardan adam sesi geliyordu. ne olduğunu anlamadım. ferit can abi geldi arkadaşlar, dedi. ben can abi kim demeden mert araya girdi. "can abiye bugün kulübeyi boş bırakacağımızı söylemiştik. adama ayıp oldu arkadaşlar, inşallah bize bozulmaz" dedi. sonunda lafa girdim ve can kim beyler, diye sordum. bana baktılar bir şey söylemeye fırsat kalmadan adam içeriye girdi. belli ki o tanıdık birisiydi. içeri giren gözleri sürmeli, uzun boylu, biraz uzun sakallı, kafasında takke, hafif esmer tenli 25-30 yaşlarında bi adamdı. daha ortama uyum sağlamamışken yeni yeni kişiler geliyordu. iyi mi yapmıştım buraya gelmekle yoksa kötü mü yapmıştım hiç bir fikrim yoktu. bizim çocuklar ayağa kalktı, adamı karşıladılar. kapının orada fısıltı halinde bir şeyler konuştular. -
18.
+3bende ayağa kalktım. sanırım mert ve ferit can adında ki adama "kusura bakma abi, işimiz çıktı, normalde bugün gelmeyecektik, yeni bi arkadaş aramıza katıldı" gibisinden şeyler söylüyordu. can abi anlayışla karşıladı ayağa kalktığımı görünce tokalaştık, tanıştık:
-Selamun aleyküm kardeşim ben can hoş geldin
- aleyküm selam abi doktoray bende hoş bulduk.
sonra diğerlerine döndü ciddi bi ifadeyle:
can abi: arkadaşlar size hafta içi 3 gün buraya hastalarımın geldiğini söyledim. birazdan da bi hastam gelecek. yaşlı bi teyze, torunuyla birlikte burada olacak. işiniz ne zaman biter?
dilara: abi bizde zaten çıkacaktık saat geç oldu biraz oturduk aramıza arkadaş katıldığı için geldik buraya.
can abi: tamam kardeşim 10 dk ya gelir benim misafirlerim. ona göre ayarlayın kendinizi.
bu konuşmadan sonra can abi geldiğimden beri göremediğim ve oldukça merak ettiğim yan odaya geçti. kapısını kapattı. diğerleri çıkmak için hazırlanırken şeymaya döndüm.
-aşkım can abi kim tanıdık mı? burada mı kalıyor? neler olduğunu anlatır mısın?
gülümsedi bana,
-sen az önce bana aşkım mı dedin? güldü. tamam hepsini anlatacağım aşkım. fakat senden bi şey istiyorum.
heyecandan gaza gelip aşkım demiştim bu ona ilk aşkım deyişimdi biraz kızarsam da toparladım. çünkü ortamı çözmem gerekiyordu mazallah kestaneyi çizdirmemek lazımdı kız ayağına geldik buraya derken...
- tamam canım ne istiyorsun?
- aşkım arkadaşlar gidecek ama benim can abiyle işim var işim bitene kadar hava kararır benimle kalır mısın? birlikte çıkarız.
hemen saate baktım dıbına kodumun saatini soruyom kaç diye 2 saattir cevap veren yoktu amk. saat 20.13 olmuştu. baya gecikmişti. durumu anlayan şeyma ısrar etti. zaten bana dünyanın en tatlı varlığı olarak görünüyorken ısrar ederken ki halleri beni benden alıyordu dayanamadım pedere telefon açtım. baba bizim ödev işi çıktı akşam 10'dan önce gelemeyeceğim dedim. ne ödevi? dedi. dönem ödevi dedim. tamam oğlum, dedi. içimden bi şeyide sorma adam dedim. sonuç olarak halletmiştim. bu kulübede 1-2 saat daha kalacaktım. fakat daha az kişiyle...
- -
19.
+3bizim diğer arkadaşlar kapıya yöneldi. şeymayla bana döndüler siz gelmiyo musunuz dediler. şeyma hayır benim abiyle işim var doktorayda bana eşlik edecek dedi. dilaranın yanında ki diğer kız selin güldü. şeymanın da ne zamandır can abiyle bi işi var ama bakalım ne olcak dedi. kapıdan çıkarken "bu işlere de amma meraklı çıktın sen kızım" diyerek kulübeden dışarı çıktı. anasını sattığımın yerinde geldiğimden beri hiç bişey anlamayan ben bu diyalogdan da bişey anlamamıştım. aralarında şakalaşarak çıktılar dışarı. konuşma sesleri gittikçe azalıyordu ve sonunda kayboldu. ağaçlık alanın içinde sadece şiddetlenen rüzgarın ağaçlarda oluşturduğu hırçın ses, yan odadan gelen parke gıcırtıları ve yanımda bana gülümseyen dünyalar güzeli şeymayla baş başa kalmıştım. bindik bi alamete gedeyoz kıyamete parçasını söylemek istedim o an. neyse sırası değildi...
-
20.
+2şeymayla karşılıklı oturduk. anlat, dedim. "lütfen her şeyi bana özet geç." tamam, dedi ve anlatmaya başladı. şimdi anlattıklarını özet geçiyorum ben beyler:
can abiyle geçen senenin temmuz ayında tanışmışlar. bunlar yani bu tayfa (ferit, mert, selin, dilara, ali, serkan) çocukluktan beri birbirlerini tanıyorlardı zaten. bunların aileleri de birbirleriyle tanışıkmış az çok ve ortaokulda perf. ödevleri, yazılılar vs. şeyleri samimi bi arkadaş grubu oldukları için birlikte yapmalarını sağlayacak bi yer oluşturmayı düşünmüşler. kalabalık olduklarından birbirlerinin evlerine gelip gitmeleri sıkıntı oluyormuş. mert ve selinin ailelerinin durumları da iyi olduğu için ortak bi yere kulübe gibi bi yer inşa etmeyi düşünüp çocuklar burada otursun, ödev mödev yapacaklarsa burada toplansınlar demişler. başta tek odalı olan kulübe geçen sene tanıştıklarında başka kimsesinin olmadığını söyleyen can abinin gelmesiyle 2 odalı olmuş. bizimkiler ailelerine 1 küçük oda daha açmalarını istemişler. bu odayı da can abi için tahsis etmişler. "peki ne iş yapar, kimdir necidir bu can abi, nasıl güvenebildiniz bu herife birden," diye sordum şeymaya. tabi bu arada durumun ciddiyetini kavrayamadığımdan içimden "olum buraya da on numara kız atılır ha. şeymayla koparız biz burda" diye geçiriyordum.
başlık yok! burası bom boş!