/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +23 -3
    Evet beyler merhabalar. bugün bundan aşağı yukarı 7-8 sene önce yaşadığım garip lise hikayemi sizlerle paylaşmak istiyorum. bu ilginç anıma sadece ailem ve bir kaç yakın arkadaşımdan başkası inanmış değil. onlarda olaylara bir süre sonra şahit oldukları için en nihayetinde bana inandılar. burada samimi bir ortam var. okunmasa bile yine de paylaşmak istiyorum. konu lisede yaşadığım ilk aşk ile başlıyor. daha öncesinde ne ilkokulda ne de ortaokulda bir sevgilim olmuştu. ilk olması anormal olması anldıbına gelmiyordu ama hayat bu ya insanın karşısına neler çıkaracağını çoğu zaman kestiremiyoruz. yaşadığım bi lise aşkından daha sonraları çok farklı yerlere gelen olay zincirleriyle karşı karşıya kaldım. yavaş yavaş anlatmaya başlayalım...
    ···
  2. 2.
    +17
    dilarayla feriti düşünüyordum ben şimdi. ne yapacağım diye. derken şeymadan mesaj geldi. al yanaklımın mesajını ışık hızında açtım ve okuduktan sonra "vay be kimin sevgilisi afferin gız" dedim. mesaj:
    -aşkım sana danışmadan bi şey yaptım bilmiyorum kabul eder misin. feritle dilaraya gelmemeleri için beyaz bi yalan söyledim. ikimizinde gelemeyeceğini söyledim onlarda o zaman bizde gelmeyiz madem kimse gelmiyor ne yapacağız orada dediler.
    -baş başa beraber bi gece geçirelim istedim. seninle görüşüyoruz ama sadece okulda çıkıp bi yerlere gidemiyoruz sonuçta.

    art arda çektiği bu 2 mesajı okuduktan sonra 2-3 kere tekbir getirip salonda depar attığımı hatırlıyorum. o zamanlar ne kadar vücudunun kontrolü gibinde olan bi ergen olsamda bu geceyi şeymayla ilişkiye girmek için kurgulamamıştım. izlediğim saçma romantik filmlerin etkisinde kalıp aklı sıra romantik bi gece geçirmek istiyordum. öyle istiyordum ama geçireceğimiz gecenin türü romantik mi olacaktı yoksa..
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      tekbir getirip salonda depar kısmında ıstemsız kahkaha attım
      ···
    2. 2.
      +1
      spoiler verme pekekent, önce yanıtları okuyorum ben :D
      ···
    3. 3.
      0
      Tekbir nedir yav
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 3.
    +14
    cafeye geldik. herkes buluşmaya sadık kaldı. cafeyi işleten abi sordu gençler bi şey alır mısınız? diye. limonata söyledik. kızlar aç mısınız diye sordum hayır dediler. feritten hiç ses çıkmıyordu.
    kadın kısmı çenesini iyi kullanır bunu herkes biliyor. konunun müstehcen olması bi şeyi değiştirmez. ben feritle daha tek kelime etmeden şeyma dilarayla tartışmaya girmişti bile. dilara, istemeden oldu ne yaptığımızın farkında değildik hiç bi şey bilmiyorum, tarzında konuşmaya başlayınca şeymayla tartışmaya girmişlerdi. bense feritle göz göze geliyordum ne oluyor olum ne bu durum bakışı attım. o da kafasını öne eğdi üzgün gösteriyordu aklı sıra kendini pekekent. öyle bir hal, tavır takınmış kı sanki dilaranın üstünde olan kendisi değildi. tecavüze uğramış gibi duruyordu karşımda. aslında durumun aslı çok önceye dayanıyordu bunu sonradan öğrenecektik. işler hiç de göründüğü gibi değildi...
    ···
  4. 4.
    +13
    Bak bu hikaye böyle temiz giderse tutar rez* yine söylüyorum melis adında biri gelmesin giberim
    ···
    1. 1.
      +2
      Yalnız her okulda bir Melis oluyor genelde güzel oluyor ben çözemedim
      ···
      1. 1.
        +1
        Bende çözemedim baydı bro
        ···
      2. 2.
        +1
        Sukunu verdim bro
        ···
      3. 3.
        +1
        aynen melis gibi huur cikmasinda dhdhd
        ···
      4. diğerleri 1
  5. 5.
    +9
    okul olmadığı için okulda görüşüp bu konuyu tartışmak veya yanımıza gelip yalvararak özür dilemeleri gerçekleşmedi. daha sonra onlarda konuşmak için bizi çağırmaya yüz bulamadılar sanırım. ya da olayın şokunun biraz geçmesini bekliyorlardı. şeymayla ertesi günün gecesi bu olayı konuştuk. şeyma iğrendiğini söylemişti. "tamam kötü bişeydi, etik değildi de iğrenmek nedir doğal bişey lan bu" diyemedim tabi. duygu karmaşasına girmiştim. bir yandan hormonlar bastırıyor dilaranın çıplak hali feritin hızla ereksiyonunu kaybeden malafatı bir yandan da "nasıl olur böyle bişey ya" dercesine beynimde yaşadığım şaşkınlık ve çelişkiler. şeyma onlarla arkadaşlığımızı bozmayalım dedi. bende kabul ettim. tamam basmıştık ama bi daha yüzlerine bakmamak gibi bi durum saçma olurdu bencede. sonrasında şeyma dilaraya görüşmek için mesaj atmış. tatilin ilk pazartesisinde okulun yakınında ki cafeye dilara ve feritle son olayın ardından görüşmeye gidecektik.
    ···
  6. 6.
    +9
    neyse yola çıktık şeymayı evinden aldım kulübeye doğru yürüyoruz. el ele tutuştuk havada soğuk zaten yağış yok ama sert bi soğuk var hava kapalı. gerçi havanın soğuk olması işimize de gelmişti birbirimize daha çok yakın oluyorduk ısınmak için. sıkı sıkı tutmuştu ellerimi. başka bi duyguydu bu. o zaman kadar benim için tarif edilemez bi şeydi. sadece annem tutmuştu elimi o vakte kadar böyle sımsıkı. nihayet titreyerek kulübeye vardık. ikimizde heyecanlıydık geçireceğimiz gece için. birbirimize baktık, güldük. ardından kulübenin kapısına yöneldik. bir an önce açıp içeride ısınmak istiyorduk
    ···
  7. 7.
    +9
    eve girdim babam kızgındı biraz. geç kaldın oğlum nerdesin sen ya, dedi. beklediğimden daha az tepki vermişti. ama annem her zaman ki gibi çok merak etmişti. babam araya girdi:
    -serhat aradı seni sormak için. ödevden falan haberi yokmuş onun? beraber değil miydiniz?
    o an serhata sövdüm içimden ulan ipne niye açık veriyorsun diye.
    - yok baba sınıfta ki farklı arkadaşlarla yaptım. bizim grupta yoktu serhat. hoca her grubu kendi oluşturdu. grup ödeviydi bu yani dedim.

    iyi yalan söylerdim övünmek gibi olmasın. bi kaç sitemden sonra aile fertlerini atlatmayı başardım. odama geçip bi tele bakayım pederden başka kim aramış diye serhat anasını bellemiş resmen bi ton mesaj, çağrı... amk çocuğu açmıyorum ne diye üsteliyorsun, pederi bile aramış amk. mesaj attım kanka işim vardı, değişik olaylar yaşadık yarın konuşuruz, diye. sonra şeyma mesaj attı. telden pc ye geçtim sonra tüm gece konuştuk resmen. sandığımın aksine bu gece yaşadığımız olayları değil ilişkimizi konuştuk. klagib liseli aşk mesajları işte. şöyle seviyorum seni, böyle özlüyorum vb. yaşadığım olay bi yana bi sevgilim olduğu için çok mutluydum. bunun yanında güzel bi arkadaş grubunun da içine girmiştim. tamam yaşadığım şeyler normal değildi ama güvenilir insanlarla karşılaşmıştım. mesajlaşmalarımız üstünde ne var, şuan ne yapıyorsun diye devam etti gecenin geç saatlerine doğru. gece 3.30 gibi yattım. sabah zor uyandım. okula geç kalmıştım. serhata anlatacağım olaylar çoktu hepsini de anlatmayacaktım yüzeysel geçecektim. normalde anlatmazdım ama serhat o zamana kadar en yakın arkadaşımdı. fakat bu sefer serhatında bana anlatacakları vardı.

    beyler hikayeye biraz ara veriyorum. takipte olan arkadaşlar şuan bakamıyorlar sanırım. gece uzun daha devam edeceğim. büyük bi kısmını bu gece yazarım hikayenin. selametle...
    ···
  8. 8.
    +9
    Arkadaşlar görüyorum ki herkes hikayenin sonuna dair bir alternatif ortaya koymaya başladı. Açıkçası hikayenin sonu böyle bitmiyordu. Fakat görüyorum ki ciddi bir ilgilenme, takip yok. Ben başta da söylemiştim 1 kişi bile olsa ben zaten yazacağım diye. Fakat ciddiye alınmamak farklı bir durum. izninizle burada durmak istiyorum. Yoruldum dün sadece 2-3 saat uyumuştum. Sabah 9-10 gibi tekrardan başlayıp bugün hikayeyi bitirmeyi hedefliyorum. selametle beyler
    ···
    1. 1.
      +1
      rez alıyorum yarın bakarım
      ···
  9. 9.
    +8
    şeyma son sözlerini bana bakarak tamamlarken sözü can abiye bırakmıştı. ikimizde meraklı gözlerle ağzından çıkacak kelimelere odaklandık. ben biraz kızarmıştım. belki olayın ben alakası yoktu fakat bilmiyorum işte. normal değildi sonuçta bu konuştuklarımız. can abi derin bir nefes aldı ve dikkat çeken aksanıyla konuşmaya başladı.
    can: çocuklar. öncelikle arkadaşlarınız kötü bir şey yapmış. hatta bir kere değil defalarca kez aynı hatayı tekrarlamışlar. zina büyük bir günahtır. bu arada neden kendileri gelmediler, bu yaptıkları suçu neden kendileri itiraf etmediler?
    ben: abi biz çağırmadık. kendilerini getirsek tek kelime konuşamazlardı zaten. bizimle bile doğru dürüst konuşamıyorlar bu konuyu.
    can: kaç kişi daha biliyor bu olayı?
    ben: abi bizim grup biliyor tamamen. bide sen. başka kimsenin hab...
    cümlemi tamamlamadan:
    can: birde Allah biliyor değil mi kardeşim.
    başımı öne eydim:
    ben: öyle abi.
    ···
  10. 10.
    +8
    ilk sene böyle geçti. 2. sene bölümleri seçtik (sayısal) ve tüm yaz boyunca ettiğim dualarında etkisiyle şeymayla aynı sınıfa düştük. şeymayla aynı sınıfa kendi tayfasından 2 kız arkadaşı ve bu sefer farklı bi erkek düşmüştü. mert diğer sınıftaydı o da sayısal seçmişti salihten duyduğuma göre fakat aynı sınıfa düşmedik bu sefer. Neyse farklı olan arkadaşlarla tanıştık günler, haftalar, aylar geçiyor yazılılar bitti bitecek 15 tatil yaklaşıyor. bu sefer önceki seneye nazaran daha az devamsızlık yapmayı düşünüyorum. ha bunun yanında unutmadan söyliyeyim serhatla aynı sınıftayız salih eşit ağırlık seçmiş ve dolayısıyla 4-5 kişilik sınıf tayfamız 2 kişiye düşmüştü. gözden ırak olan gönülden de ırak olur derler salihle o zamandan sonra sadece işim düştüğünde görüştüm zaten ilk senenin sonlarına doğru esra erol gibi çift yapıyordu gavat kimleri barıştırıp kimleri ayırmadı ki. istihbarat ağını iyice güçlendirdi. baştan da dediğim gibi okulun önde gelen pekekentlerinden biri oldu. ben ise serhatla iyiden iyiye dost, sırdaş olmuştum. zaten samimiydik ama salihinde gidişiyle sadece serhatla takılır olduk beraber.
    ···
  11. 11.
    +8
    işte 15 tatil yaklaşırken son günlerde yazılıların bitmesi ve derslerin hocaların raporlu olup gelmemesiyle birlikte boş geçmesi herkesi farklı bir şeye yönlendirdi. abazalar tuvaletlerde 31 çekmeye başladı, sınıfta ki çiftler boş derslerde arkaya geçip oynaşmaya başladı ben ise serhatla takılıyordum sınıfın diğer boş kalan işsiz erkekleriyle maç yapıyorduk. okul böyle monoton bir şekilde ilerlerken, son günlerde şeymayla daha fazla göz göze gelmeye başladık. bende ki hormonların ve yaklaşık 1.5 senedir beslediğim aşkın artık tavan yapmasıyla en arkada serhattan cesaret alıp durmadan şeymayı kesiyordum. geçen senenin aksine bu senenin başlarında çok az göz göze gelirdik. ona bakardım başkasıyla göz göze gelirdik filan ama son günlerde onun da bu tarafa döndüğünü farkettim belki de ben abartıyordum durumu ama tek bildiğim doğru vardı o da çok yalnızdım. bir gün yine öğle arasında serhat yanıma geldi ve konuşmaya başladı:
    - doktoray kardeşim sana bi şey söylicem ama aramızda sır kalacak. benden duyan ilk kişi sen olacaksın.
    - hayırdır kanka ne oldu söyle, söz lan kimseye söylemem
    - kanka ben semrayla çıkmaya başladım!
    ağzı kulaklarına varıyordu bunu söylerken.
    - ne çıkması lan hangi semra olum?
    - kanka geçen sene ki semra, eşit ağırlığı seçti ya bu sene.
    - haa şu bizim cam güzeli (önceki partlarda söylediğim cam tarafında oturan sınıfın 2-3 güzel kızından biriydi semra)
    - evet de aga bundan sonra yengen olur yani biliyon
    - ha evet kanka kusura bakma ağzımdan kaçtı hayırlı olsun kardeşim
    - eyvallah kanka

    Evet. Serhat kız tavlamıştı. bana söyledikten sonra mutlu bir şekilde hızlı adımlarla sınıftan çıkarken ben beni bekleyen daha büyük bir yalnızlığın olduğunu farketmiştim. Serhatında bi sevgilisi vardı artık ve her Allahın günü takılamayacaktık artık. durmadan kızla ilgilenip onla takılacaktı. tabi serhata suç bulmadım. ama içimden de "vay anasını satayım serhat bile manita yaptı ben ne tak yicem" demeden geçemedim. sınıfta herkes yiyişiyordu resmen. hele son günlere doğru kayışı iyice koparmıştı millet. ben ise şeyma ile bakışmalarıma, kesişmelerime devam ediyordum. ertesi gün sabah boş kimya dersinde nöbetçi hoca girmişti derse, herkes takılıyordu kafasına göre. kimyacı son hafta ful rapor almış gelmiyor herif. 15 gün tatil 7 günde kendisi eklemiş. oh kebap! neyse herkes takılırken serhata döndüm. bi baktım telefondan semra ile mesajlaşıyor sıra altında. bi iki muhabbet açayım dedim yok. kendi işiyle ilgileniyor. biraz kırılmakla beraber belli etmedim ve yapacak bişey olmadığını farkettiğimden bende şeyma'ma döneyim bari dedim. yine o güzel çehresiyle arkadaşlarına gülümsüyor konuşuyordu. bi ara ona bakıp hayallere daldım. o kadar derin dalmışım ki bakakalıp zil çaldı bi kendime geldim şeyma bana bakarak gülüyor. hassktir dedim önüme döndüm. arkasında ki çocukta (adı ferit) bana tip tip baktı. Ev okul mahalle şeytan üçgeninde aylak aylak dolanırken bu olaydan 2 gün sonra şeymanın kız arkadaşlarından dilara sabah ben kantinden sınıfa dönerken köşede önüme çıktı.
    - Doktoray naber, bi işin var mı?
    - ha yok dilara sınıfa gidiyodum bende
    - bişe konuşacaktım seninle işin yoksa
    - olur müsaitim konuşalım
    - tamam öğle arası yanına gelirim.
    - tamamdır.

    Bu konuşmadan sonra bir sürü senaryo geçti aklımdan. acaba dilara beni mi seviyordu, ona baktığımı mı düşünmüştü? yoksa şeymaya baktım diye arkadaşları bana mı dalacaktı vs. vs. bir sürü şey. Öğle arası geldi çattı.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +8
    serhatı aradım ilk önce. bu sefer işimi sağlama almalıydım. dedim ki bak olum ben pedere böyle böyle diyecem seni ararsa haberin olsun veya sakın bizim evi arama. tamam, dedi. kırgındı biraz bana. kulübede kalacağım deyince iyice bi bozuldu ama kabul etti. anlasam da yapacak bi şeyim yoktu. bende o ortama yeni girmiştim ve her istediğimi kabul ettiremezdim. millet istemiyorsa ben ne yapayım. bu sefer durumlar tam tersine dönmüştü bi bakımada. serhat yalnız kalmıştı, ben düzlüğe çıkmıştım. hayırlısı dedim. pederi aradım. bi iki kıvrak yalan, birazcık ısrar ve ufak bir karne soruşturmasından sonra nihayet pederden onay çıkmıştı. reddetseydi daha fazla ısrar edemezdim veya bi daha arayamazdım. pederle aram kötü değildir ama bu gibi konularda hep çekinirim ondan. fazla ısrar edemem. şansım yaver gitmişti bu sefer. işler şuana kadar yolunda gidiyordu.
    ···
  13. 13.
    +8
    kapıyı araladım bir de baktım bu sefer can abi dilaranın üstünde :d
    ···
  14. 14.
    +7
    ilk senem böyle geçti. 2. dönemden itibaren devamsızlık hakkımızı zorlayacak şekilde okuldan kaçmalara başlamıştık. laylaylom bi şekilde geçirdik anlayacağınız. sınıfta ki herkeste birbirini artık tanımış normal arkadaş olmuştu ama benim hoşlandığım kız şeyma ve 2 arkadaşı (birinin adı dilara diğerinin mert. ) kendi tayfalarını oluşturmuş diğer sınıflardan 2 erkek ve 1 tane daha kız haricinde sınıftakilerle veya başka kişilerle pek sıkı fıkı olmamışlardı. Kendi aralarında takılıyorlardı. bu da benim işimi bi yandan zorlaştıracağı gibi bi yandan da kolaylaştırıyordu. kız herkese çok açık sosyal biri olsaydı şimdiye kaparlardı. dışarıya pas vermediğinden bu rakiplerimin sayısını azaltıyordu. ama bir yandan da benim ona ulaşmamı zorlaştırıyordu. bunun yanında tayfalarında ki erkeklerle ilişkilerini bilemiyordum. salih başta olmak üzere okulun en ünlü pekekentleri, homoları ve çöpçatanlarıyla irtibata geçsemde kimse bu konu hakkında bir şey bilmiyordu. biraz dışa kapalı bir tayfaları vardı. aralarında ki ilişkiler, dostluklar sır gibiydi. bu gizem arttıkça benimde şeymaya karşı tutkum bi hayli çoğalıyordu. bu tutku tabi ki cinsel anlamda değildi ilk senenin sonunda kıza resmen tamamiyle sırıl sıklam aşık durumdaydım. her gün biraz daha. her baktığımda, tesadüfen her göz göze gelişimizde biraz daha fazla aşık oluyordum. salih ve serhata da her muhabbeti açıldığında dert yanıyordum bu konuda. şeyma ve tayfasının gizemi okulun ilk yılının 2. döneminde sınıfta yaşanan bir olayla daha da perçinlenmişti. bi üst sınıftan 2 çocuk bizim sınıftan bi arkadaşlarını almaya öğle yemek paydosunda sınıfa gelmişlerdi. size 10 dk filan vardı şeyma mert dilara ve diğer arkadaşlarıda bizim sınıfa giriyordu. üst sınıftan gelen liseliler bizim sınıfta ki arkadaşlarıyla şakalaşıyorlardı el şakası vs. vs. birden bu şakalaşma kovalamacaya döndü ve kapıya doğru dört nala koşan 3 liseliden üst sınıftan olan birisi şeymayla çarpıştı. bende sınıfta arkadaşlarla takılıyordum o sıra. döndüğümde çarpışma gerçekleşmiş şeyma düşer gibi olduysada arkdaşlarının yardımıyla kaldırılmış ve olası bir kavganın eşiğine gelinmişti. şeymanın yanında ki kız ve erkek arkadaşları bi koruma misali şeymayı kaldırdılar ve çarpışan üst sınıftaki öğrenciyle ateşli bi tartışmaya girdiler. tartışma sürerken beklenen oldu ve şeymanın yanında ki 3-4 erkek çocuğa daldılar. bizim sınıf erkekleri ayırmaya gittik hemen ama ayırana kadar çocuk iyi bi dayak yemişti. aslında olay o kadarda büyütülecek bi şet değildi şeymayı sevmeme rağmen ben bile bu olaydan kavga çıkarmazdım. müdür yardımcısı geldi, nöbetçi hoca geldi ve olay yerinde ki zanlılar müdür yardımcısının odasına çağrıldı. herkes dalan kişilerin yani şeymanın arkadaşlarının en az uzaklaştırma alacağını söylüyordu. kapının orda yani koridorla sınıf arasında yaşanmıştı kavga. çok şey konuşuldu derken ertesi gün hiç bişey olmamış gibi herkes geldi okula. ne ceza alan vardı nede hocalardan kavgayı konuşan birisi. kavga konusu açıldığında hocalar müdür yardımcısının konuyla ilgili fazla bi bilgi vermediğini kendilerinin de bilmediklerini söylediler. bu olay böylece sessiz bir şekilde kapanmış oldu. gizem git gide artıyordu. ben ise her gün, her gece şeymayı düşünüyordum. çok güzeldi. o ana kadar daha hiç bir kıza aşık olmamıştım. bir gün... bir gün açılacaktım. fırsat kolluyordum. ama görünüşe bakılırsa yanında ki bodyguardlarla ileride çok şey yaşayacaktım...
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    +7
    anahtarla kapıyı açtık şeyma içeriye doğru adımını attı ki... atmasıyla birlikte çığlık koparması bir oldu. ne oluyor amk diyip giriştim bende arkasından içeri ki... girişmez olaydım. gördüğüm manzara 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. şeymanın gözlerini kapattım elimle. arkama aldım. evet... dilarayla feriti o gün kulübede basmıştık. şeyma kapıyı açtığında ikisi de içeride çırılçıplak sevişiyordu. şeyma kapıyı açtığında ikiside toparlanmaya çalıştı fakat elleri ayakları birbirine dolandı. dilara üstüne bi parça giysi alarak giyinmeden önünde tutmaya çalışıyordu. ferit yanında ki çarşafla üstünü örtmeye çalışıyordu. bizim içeriye girmemizle birlikte çıkardıkları zevk inlemeleri utanç ve korkudan oluşan haykırmalara döndü. ben ne yapacağımı bilemedim, şok oldum tek kelime etmeden çıktık şeymayla. hızlı adımlarla uzaklaştık kulübeden. bi ara arkamızdan ferit durun, bekleyin, hayır gibi şeyler söylüyordu. hızlıca toparlanıp üzerlerini giymiş olmalılar. ne yalan söyleyeyim böyle bi şey beklemezdim. daha dün gibi o kare gözümün önünden gitmez. sevişmeyi beklememem bi yana bunu ferit ve dilaradan beklememem beni şok üstüne şoka uğratmıştı. şeymayı evine bıraktım. 15 dk yürüdüğümüz yolda tek kelime konuşmadık. kapısının önüne geldik. ben başımla görüşürüz işareti yaptım o da yaptı. beden diliyle anlaştık resmen. kitlenmiştik. daha sonra bende eve geçtim. o akşam ferit 20-30 kere çağrı atmıştır en az...
    ···
  16. 16.
    +7
    içeri bi girdim. şeyma odanın en sonunda bi koltuk mu desem ne desem o tarz bişeye oturmuş yani bi nevi taht gibi çeşitli budanmış kamış, uzun ve düz tahta parçaları oturduğu şeyin arka tarafında kılıca benzer çıkartılmış yani taht gibi bir şeye oturmuş. içeriye bildiğin antik yunan, roma, mısır esintileri hakim. konuşuyolar ellerinde el yazması kitaplar, eski gazeteler vs. şeyler duruyor. girdik içeri. oturdum bi köşeye. şeyma aramıza hoş geldin dedi. hoş bulduk dedim. halka şeklinde toplandık odanın ortasına. yiyecek bi şeyler almışlar onları atıştırıyoruz ve de günlük konuşmalar, sohbetler.
    Şeyma eğer bizimle kalırsan seninle yan odaya geçeceğiz. orada bi şeyler göstereceğim. ama mecbur değilsin tarzı konuşmaya başladı. Anlam veremedim, derken mert araya girdi
    - Kardeşim şeyma seni seviyor ve aramızda olmanın sebebi bu. şeymayı seviyor musun?
    6-7 kişinin arasında sorunca bunu biraz utandım sıkıldım ama baktım herkes bana bakıyor,
    - Evet seviyorum
    - Şeymayı seviyorsan aramıza katılıyorsun demektir. bizimle kalacak mısın. bizimle olacak kadar çok seviyor musun?
    - Evet seviyorum zaten çoğunuzu tanıyorum kardeşim tayfanıza girmek isterim.

    Bu cümleden sonra dilara kalktı ve yan odaya geçti.
    ···
  17. 17.
    +7
    Kulübeye doğru yaklaştık. ferit işte bizim mekan burası dedi ciddi bi ifadeyle. içeriden sesler geliyordu. anlaşılan bizden önce kulübeye gelmişlerdi ve çoktan sohbet koyulaşmıştı. kulübeye doğru ilerlerken ferit önden gidiyor tabi, ayağım bi şeye takıldı az kalsın düşüyordum. sert taş gibi bişeydi doğruldum bir de baktım resmen at kafasına takılmışım. gözler, et ve deriye dair hiç bişey yoktu kafatasında. sadece kemiği kalmış. kocamanda bi şeydi toprağa gömülmüş bir kısmı otlardan dikkat edemedim. Ferit döndü bu sırada ne oldu dedi. hacı resmen at kafasına takıldım dedim. ilk defa güldü çocuk bana. konuşmamızda gülerken ilk görüşümdü feriti. at kafası aralarında yine en iyi olanı doktoray, dedi. Bi anlam veremedim. ne kafası, neyin kafası ne oluyor derken. kulübeye giriş yapmıştık
    ···
  18. 18.
    +7
    Okul bitti, eve gittim. Duş aldım, saçı başı yaptım üstümü giyip kapının önüne indim. Etrafa bakınırken bi baktım ferit sokağın köşesinde bekliyor beni. selam verdim tokalaştık. soğuk bi çocuktu ferit. muhabbetimizde yoktur normalde ama şeyma içindi her şey, ona varan her yol mübahtı sonuçta. Neyse sorular soruyorum buna ben nereye gidiyoz, ne yapcaz felan. derken baya bi yürüdük 20-25 dk boyunca. bi sokak arkasında ağaçlık bir alana doğru ilerledik. bu ağaçlık alanın köşesinde bi kulübe gibi bir şey vardı. büyük bakımlı bi yerdi. baraka gibi bi yer değildi
    ···
  19. 19.
    +7
    Diğer gün şeymayla buluşacaktık. dilara şeymaya söylemiş. bana mesaj attı. numaramı serhattan almış. sabah okula gelip serhata durumu anlattım. ardından şeyma geldi okula. serhat semrayla konuşmaya gitmişti yine. şeyma yanıma oturdu. kalbimin ritmi hızlanmaya başlamıştı bile. biraz konuştuk. seni seviyorum dedim şeymaya. o da bende seni seviyorum geçen seneden beri boş değildim dedi. Bende ilk gördüğümden beridir aşık olmuştum dedim. gözlerimi kaçırıyorum tabi bu arada. ama şeyma gözlerimin içine bakıyor resmen. bu kızda bi şey vardı sanki. güzel olmasının yanında çok asil, zarif bi kızdı. konuşması çok güzel ve kibardı. o zaman neden açılmadın onca zamandır bana dedi. Doğru zamanı bekledim dedim. Güldü sadece. Bugün müsait misin dedi. Sanki beni ele geçirmişti, itirazsız evet dedim. Feritle çıkışta 17.30'da yanımıza gelirsiniz dedi. Ben baş başa kalacağımızı düşünürken bunu söylemesine şaşırdım. Ama tamam dedim, nereye geleceğiz? Ferit biliyor yeri dedi, bizim toplandığımız özel bi yerimiz var orada oturur, sohbet eder, vakit geçiririz, dedi. Tamam olur dedim. Şeyma sırasına gittikten sonra bi dahaki tenefüs ferit geldi evimi sordu adresi söyledim evinden alıcam seni dedi birlikte gideceğiz oraya 17.30'da. tamam uyar bana dedim. Bi tuhaf olmuştum benim hayal ettiğim çıkma teklifi böyle değildi ama... Şeyma ile artık resmen sevgiliydik ya bu bana yeterdi. Gideceğimiz yer içinde oldukça meraklanmıştım...
    ···
    1. 1.
      0
      bence dayak yiyecek ahada bakın :D
      ···
  20. 20.
    +6
    önümde ki çocuk Cenk sonraları başka bir tayfaya katıldı diğer sınıfta ki eski arkadaşlarıyla samimiyetini devam ettirdi, bizim sınıftan da faruk diye bi kekoyla takılıyordu. kızlarla arası iyiydi onu şöyle izah edeyim cenk'in okulda bi berkecan popülaritesi oluşmuştu. yakışıklı çocuktu şimdi Allah var ama son zamanlarda biraz kendisinde züt kalkıklığı oluşmuştu. daha fazla yazar tarafsızlığını koruyamıyacağım muallaknin tekiydi işte.
    okulda ilk ay geride kalıyordu ki hızlı davranan ergen playboylar şimdiden sanki yaz tatili döneminden kızları rezerv etmiş gibi kapış kapış etmişlerdi. ben ise platonik bir aşka yelken açacağımı düşünüyordum. istihbaratım salih sayesinde şeymanın çıktığının olup olmadığını haftada bir kontrol ediyordum. negatıf yanıtını da alınca hiç değilse içim rahat ediyordu. yine bir gün pekekent salihten bilgi alırken serhat araya girdi:
    salih: kardeşim yan sınıftan ali diye bi çocuktan bahsetmişlerdi ama o bizim kaderle çıkıyormuş yanlış anlaşılma olmuş. şeyma şuan güvende merak etm..
    serhat: kardeşim böyle sordura sordura nereye kadar yengeyi seviyosan git konuş ne var bunda
    ben: olum ben hayatımda hiç bi kıza açılmadım ve hiç bi kızlada çıkmadım doğal olarak. bırak uzaktan seyredeyim nası olsa sıkıntı yok ben aşkımı içimde yaşarım zamanı gelince açılırız.
    serhat: iyi doktoray sen bilirsin inşallah kuş kafesten uçmadan, tren gardan çıkmadan, tır garaja girmeden, uçak piste inmeden...
    ben: noluyo olum ne diyosun ne treni ne tırı lan
    serhat: he yani zamanı gelcek diyosun inşallah senin için geç olmaz.
    ben: yok yok olmaz sen rahat ol kardeşim. ne olcak ki
    ···