Farkettimki son zamanlarda da iyi bir hikaye yazılmadı. Ben hikayemi yazmaya başlayacağım. Lise dönemlerimde başlayıp, bazı olaylar, hâlâ sürmekte olan aşk dolu, aksiyonlu, eğlenceli, heyecanlı, vurdulu kırdılı, hüzünlü hikayemi sizlerle paylaşacağım.

•

Lisenin henüz ilk senesiydi. Okullar yeni açılmış, herkes yeni bir ortamla tanışmış, kaynaşmıştı. Ben insanlardan nefret ederdim o zamanlar. Kimseyle konuşmazdım. O klagib "arka dörtlü" den değildim. Sınıfın en sessizi ve en asabi çocuğuydum. Sabahları erkenden sınıfa gelir ders başlayana kadar kitabımı okurdum. Teneffüslerde de ihtiyaçlarımı giderip kitap okumaya devam ederdim. Öğretmenlere karşı efendi bir çocuk olup, beni örnek kişilik olarak gösteren öğretmenler yüzünden insanlar bana nefret dolu gözlerle bakıyordu. Bende onlara gözlerimle karşılık veriyordum.

Okullar açılalı 2 hafta olmuştu. Sınıfa Mert adında yeni bir çocuk geldi. Tek boş yer benim yanım olduğu için öğretmen yanıma oturttu. Mert'te aynı benim gibiydi. O gün hiç konuşmadı benimle, bizimle. Sadece öğretmenlerin sorularına cevap verip sonrada benim yaptığım gibi çıkarıp kitabını okudu. Mert'i farklı bulmuştum. Bana benziyordu çünkü. Nefret etmediğim nadir insanlardan biri olmuştu daha tam olarak tanımadan.

Okuyacaklar hazırlansın bir saat içinde partları atmaya başlıyorum.

ilk birkaç hafta böyle sakince geçmişti. Arada Mert'le sohbetlerimiz oldu. Oda beni kendine yakın görmüş olacakki, benimle sohbet etmeye can atıyordu. Mert, yakışıklı, orta boylu ama zayıf biriydi. Üflesen uçacak derecede olmasada cılızdı. Bende ne yakışıklı ne tipsiz, ne kısa nede uzun biriydim. Biraz yapılıydım ama abartılacak kadar değil. Neyse devam edelim. Mert'le kısa sürede can dostu, diğer insanlarla da düşman olmuştuk. Sınıfta iyi denilebilecek, arada sırada yanımıza uğrayan birkaç kişi daha vardı. Birde Aleyna ve en yakın arkadaşı olan Burcu. Aleyna çeneme kadar boyu olan, kısa olduğu kadar tatlıda olan bir kızdı. Burcu ise benim boyumda, biraz kilolu ama güzel bir kızdı. Onlarda arada bir yanımıza gelip konuşurlardı. Aleyna daha çok benimle, Burcu'da daha çok Mert'le ilgilenirdi. Biz pek istekli olmasakta içimizde onlara karşı bir şeyler oluşmaya başlıyordu.

ilk ayın özeti buydu. Sınıftakilerle artık daha fazla konuşuyorduk ama nefretimiz devam ediyordu. Aleyna ile daha fazla konuşmaya başlamıştık. Kumral saçları, zeytin gözleri, küçücük elleri vardı. Ben aşık oluyordum. Daha önce sadece sevgiyi tatmıştım. Ama aşk benim için çok farklı bir şeydi.

Tarih 21 Ekim'di, Mert'le otururken arka sıramızda Burcu'yla Aleyna tartışmaya başladılar. Sonra Burcu kalktı gitti. Ben Aleyna'ya noldu diye sorsam da cevabımı alamadım. Biraz daha ısrar etmem sonucunda benden kimi sevdiğimi öğrenmek şartıyla olayı anlatmaya karar verdi. O sıralar bazı binler sınıfa birini sevdiğimi yaymıştı. Yani kimseyi sevmiyorum deyip geçiştiremezdim.

O an dünyadaki en heyecanlı kişi bendim. Sevdiğim kız bana kimi sevdiğimi soruyordu. Nasıl söylenirdi bilmiyordum. Ben kimseye onu sevdiğimi söylememiştim. Hep onlar gelip sevgili olmamızı sağlamıştı. Ama bu sefer farklıydı. Bu sefer ben adımımı atmalıydım. "Kimi sevdiğini söyleyecek misin artık ?" dedi. iyice heyecan basmıştı beni. "Aleyna... " dedim. Zeytin gözleriyle şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı. "Söyledim işte" demeyi planlarken "Söylemesem olur mu ?" dedim. O heyecanla yapamadım. Yine başarısız oldum. "Hayır, söyleyeceksin" dedi. O an, Aleyna'dan başka aklıma ilk gelen ismi söyledim. "Buse'yi seviyorum". Buse'yle arada muhabbetimiz olurdu. Herkesin aksine canayakın biriydi ama onu sevmiyordum ki ben.

Aleyna "Oha ! Tahmin ediyordum zaten" derken gözleri doldu. "Peki o zaman sıra sende" dedim. "Ben sana akşam anlatırım" diyerek kafasını sıraya gömdü. içimden kendime küfürler ediyordum. Ayağıma gelen fırsatı itmiştim. Ama beni sevdiğini bakışlarından, tavırlarından anlamıştım. içim birazda olsa rahattı bu yüzden.

Biz konuşurken Mert, Burcu'nun yanına gitmişti. Hemen onları buldum Mert'i çağırdım yanıma. Heyecanla "Lan Aleyna'da beni seviyor galiba" dedim. "Nerden anladın lan ?" dedi. "Gözlerinden" dedim sondaki "e" harfini uzatarak. Pis pis sırıttırken, sırtıma vurdu "Helal olsun benim kardeşime" diyerek tekrar Burcu'nun yanına döndü. Seviyordum bu çocuğu. Adam gibi adamdı.

Bende tekrar sıraya dönerken öğle arasında olduğumuz ve Aleyna'nın bir şey yemediği aklıma geldi. Hemen yanına gidip oturdum ve yavaşça kafasını kaldırdım. Gözleri kızarmıştı. Onu öyle görmeye dayanamadım. "Neden ağlıyorsun ? Eğer Burcu yüzünden ise takma kafana" dedim. Kafasını sallayarak tekrar yatmaya çalıştı. Ama izin vermedim. "Aç mısın ?" diye sordum. Cevabı belliydi zaten. "Hayır" dedi. "Ne istersin yemek olarak" diye ısrar ettim. Drake canım hiçbir şey istemiyor" dedi. "Tamam o zaman ben geliyorum konuşacağız gelince" dedim. "Nereye ?" diye sordu. "Kantine" dedim yine "e" harfini uzatarak. "Ya Deniz gerçekten canım bir şey istemiyor" dedi bu sefer. Ama çok ısrarcı birisiyim. Her dediğimi yaparım, yaptırırım. "Şşş ben anlamam. Gidiyorum alacaklarımı yiyeceksin" dedim ve hızlıca kantine gittim. Bisküvi, çikolata ve meyve suyu alıp tekrar sınıfa çıktım. Elimdekileri masaya bıraktım. O sırada Aleyna kafasını kaldırdı. "Dinleseydin beni nolurdu ?" dedi. "Sen beni dinlesen nasıl olur ?" diyerek bisküviyi açtım. ilk başta yemeyecek gibi oldu ama sonra bisküviyi elimle yedirdim. Yüzünde azda olsa tebessüm oluştu. Aldıklarımı bitirene kadar yanında bekledim. Bitirdikten sonra teşekkür edip kalktı. Sanırım lavaboya gitmişti. Bende kalkıp Mert'in yanına gittim. En arka sıralardan birinde kitap okuyordu. Yanına oturduğum an "Kesin seni seviyor lan" deyip gülmeye başladı. içimde garip bir mutluluk oluşmuştu. "inşallah lan" deyip bende güldüm. O gün okul öyle bitti.

Akşam Aleyna "Napıyorsun ?" diye mesaj attı. Normalce konuştuk biraz sonra "Anlatacak mısın artık ?" dedim. Her ne kadar "Anlatamam Drake" desede ısrarlarıma dayanamayıp anlatmaya karar verdi. "Sevdiğim biri var. Burcu'da bunu öğrendi ve kim olduğunu sordu. Bende söylemek istemeyince tartıştık" dedi. "Okulda gözlerin neden doldu ? Bunun için miydi ?" diye sordum. "Hayır" dedi. Bunu anlatması içinde ısrar ettim ama bu kez zor olmuştu. "Sevdiğim çocuk. Ben ona olan duygularımdan eminken, onu seviyorum derken o başkasını seviyormuş" dedi. Bu mesajıyla beni sevdiğinden emin oldum. "Nereden biliyorsun öyle olduğunu ?" dedim. "Konuştuk çünkü" dedi. Okulda sürekli onu izliyordum başka erkeklerle konuşuyormu diye. Hiç görememiştim başka erkeklerle konuştuğunu. Ama mesajlaşıyor olabileceğini de varsayarak kendimi fazla umutlandırmadan sevinmeye başladım.

Ertesi gün okula gittiğimde konuşmalarımızı Mert'e gösterdim. Oda "Kesin sensin" dedikten sonra bana bir cesaret geldi. Bugün yapmalıydım. Yapacaktım da.

•

Okuyan panpalarım kusura bakmasın maç varmış. Bir part daha atıp çıkıyorum. Tekrardan kusuruma bakmayın. Fazla geç kalmam.

Çıkış saatimiz gelmek bilmedi. Zaman yavaş yavaş geçiyordu o gün. Zilin çalmasına çok az kalmıştı. Saniyeler geçtikçe heyecanım bin kat artıyordu. Sonunda zil çaldı, çoğu kişi sınıftan çıktı. Tam Aleyna'da çıkarken omzuna dokunup "Konuşabilir miyiz ?" dedim. "Konuşalım. Ne hakkında ?" dedi, "Bizim hakkımızda" dedim. "Bizim hakkımızda mı ?" dedi şaşırarak. Başımla onayladım ve sınıfta kimsenin kalmadığına emin olmak için etrafımı inceledim. Eğer birisi olsaydı utanır söylemezdim. Kimsenin olmadığı görünce konuşmaya başladım. "Uzun bir süredir sana olan hislerimi açıklamak istiyordum ama yapamadım. Ta ki sen bana bir yol yapana kadar. Seni seviyoerum Aleyna... Çölüme yağmur olur musun ?" dedim. Cümlemin bitmesiyle beraber Aleyna'nın yüzünde güller açması bir oldu. Biraz bana yaklaştı ve ellerimi tuttu. "Bende seni seviyorum Drake" dedi. O an nasıl mutlu oldum anlatamam.

Şimdilik son part bu. Maç bitince geleceğim. 21.00 gibi burada olacağım. Görüşmek üzere...

Burada mısınız beyler, başlayayım mı ?

Gözlerimizin içine bakarken hademe gelip "Hadi boşaltın okulu" dedi. Okulda kimsenin kalmamasının verdiği cesaretle, daha ilk dakikalarımızda el ele tutuşuyorduk. Okul bahçesine çıkınca elini elimden çekti. Servisle gelip gidiyordu okula. Servisinin yanına gelince kulağına eğildim ve "Seni seviyorum" dedim. Cevabımı aldıktan sonra hemen Mert'i aradım. Açınca hızlı hızlı konuşup nerede olduğunu sordum. Heyecanımdan anlamış olacakki "Sevgilisiniz artık değil mi lan ?" dedi gülerek. "Aynen lan" dedim bende gülerek. "Durakta seni bekliyorum hadi gel" diyerek telefonu kapattık. Durağa gittim olanları anlattım. Oda sevindi, birazda üzüldü kendi durumuna. Anlaşılacağı gibi Burcu'yu seviyordu. "Üzülme lan. Git söyle sevdiğini sende" dedim. "Çok kolaydı zaten" dedi ve gülmeye başladık. O günde okul öyle bitmişti. Akşam mesajlaştık biraz. Sonra klagib iyi geceler mesajını attıktan sonra uyudu. Ben onu, onun zeytin gözlerini düşünmekten uyuyamadım.