neyse 3 part atıp yatıyorum sabah erken kalkmam gerek

beyler hadi tepki verin ona göre devam edicem yoksa uyucam

oldukça yavaştan alıyodu amacı beni çıldırtmaktı sanki. ilk öpücüğü kondurduğunda tüylerim diken diken oldu. dudaklarının sıcaklığını hissetmeye başladım o sıcaklık her yerimi sardı. ıslatmaya başladı tamamen bacaklarım kasılıyodu, ağzına alıp çekip başını biraz emiyodu. keyiften dört köşe olmuştum amk. bi ara kafasını kaldırıp güldü bende gülümsedim. artık yüzüm ne haldeyse tahmin edemiyorum. onunda farklı değildi buna pek takılmamam gerek. bi süre başından tutup hızını ayarladım yavaşken çok daha zevkli çünkü. artık kaldırdım kafasını ve arkasına girecektim dayanamıyodum. bunu anlamış olacak ki oda yavaş davranmıyodu artık.

buluşup sevişeceğimize sevinirken 2-3 gün sonra demesine kızmıştım. sanki ne işi varsa amk. nasıl olsa evde boş boş takılıyodum öğleden sonra uyanıyodum nerdeyse akşamda bahçede vakit öldürüyodum kardeşimi falan dövüyodum ara sıra kumbaramdan para çaldı diye. kısacası boştum bayağı. 2 gün böyle geçti. karıştırmıyorsam çarşamba gecesiyazmıştı. yarın buluşalım diye.
+tamam olur özledim zaten
-neyi özledin en çok
+geçen yaptığın sürprizi ve kokunu
-ımm o zaman bi sürpriz daha yapayım sana
+ne diye sormak istemiyom bekleyip görcem
-öğlen 1 uygun mu?
+tamam olur farketmez bana. nereye gideceğimizi de bana bırak
-tamam kendimi sana bırakıcam gülücük
+yarın bekletme beni karıştırma yerleri de hemen gel
-sabırsız gülücük gülücük
sözleşmiştik ohh yarın yine pompa vardı. bi mutluluk geldi bana sigaramı yaktım keyifle içtim. erken yatmalıydım ama uykum yoktu 4e doğru uyuyakalmışım televizyon izlerken.

içeride sadece poşetler vardı eski bakkal poşetleri işte, kenara çektim poşetleri toplayıp. içerisi fazla geniş değildi ama işimizi görürdü. hemen ona dönüp öpmeye kalçalarını okşamaya başladım, tempoyu ayarladım ve gibime sürtünüşünü keyifle karşılıyodum belinden tutup kendime çektiğim zamanlar dışında temponuz gayet yerindeydi. göğüslerine sıra gelmeliydi artık diye düşündüm ve bikininin üst tarafını birden elimle indirdim. o sivri uçlu mükemmel şey karşımdaydı. elimle okşamak yerine emmeye koyuldum hemen. tam bi inleme değilde ona yakın sesler çıkıyodu burcudan, elimi kukusuna doğru zütürdüm irkildi. geri çekilmedi beni bekliyodu klitorisiyle oynayıp boynunu öpüyodum.

var mı kimse?

her neyse dönüp eve gittim mis gibi duşumu alıp hemen uzandım. malum bugün fazlasıyla yoruldum, böyle performans insanı yoruyor. bilsem o zaman buna şükrederdim, daha sonradan gideceğim 3 posta o an aklıma bile gelmiyordu. akşam yakın arkadaşımla dışarı çıktık, tüm gün evde takılıyo o benim gibi değildi. neyse konuşurken konu her zamanki gibi kızlara geldi
-kanka sen şuan napıyon sevgilin falan yok
+iyiyim ben böyle ya
-abazalık var mı?
+yok lan pompa vardı bugün
-kim lan o söyle hemen
+yavaş lan heyecan yapma boşver ismini sonra öğrenirsin denk gelir belki
şu zamana kadar kimle birlikte olduysam söyleyip yayın yapmadım. çok yakın arkadaşlarım bile çoğunu bilmez sorarlarsa söylerim ancak. yoksa anlatıp şov yapma meraklısı değilim herkesin kendi özel hayatı.
biraz gezip muhabbet yaptıktan sonra eve döndüm.
burcunun klagib huyuydu bildiğiniz üzere hemen yazmazdı, biraz kafa dinleyecektim.

saçma sapan oluyo insan o an biliyosunuz, kızlarda tak var gibi o ara soru sormaya bişey söylemeye çalışır. burcu da bu mallıkta bende varıp deyip çok mutluyum diye başladı konuşmaya. hiç beklemediğim şekilde sarıldı
-çok başkasın
tam sırasıydı işte ciddileştim
+bana neden yalan söyledin?
-ne? ne yalanı o nerden çıktı şimdi
+sevgilinden ayrıldığını bana neden söylemedin? hatta niye yalan söyledin?
öylece kalakaldı boş boş yüzüme bakıyodu. nasıl öğrendiğimi bile soramadı, tam olarak istediğim ifadedeydi yüzü.
vereceği cevap çokta umrumda değildi ben istediğimi gerçekleştirdim.
-göbekli lütfen
+boşver gitsin bana bi daha yalan söyleme. neden yalan söylediğini de sormak istemiyorum.

+e sen şimdi orada kaç gün kalacaksın
-beni mi özleyeceksin yoksa başka bişey mi?
heh dünyanın en saçma sorusu. amk seni yada senden bişeyi özlicem işte. kendini niye böyle kafalara sokup canımı sıkıyosun.
+saçmalama tabii ki seni(yalanlarını gibiyim)
-tabi tabi
bide inanmıyo ne diyim ki
+soruma cevap vermedin hala
-yarın gidiyoruz 1 hafta kalıcam belki daha erken dönerim
+çok fazla değilmiş sevindim gez dolaş biraz benim gibi aynı yerde takılma hep
-keşke burada olsaydım bende 1 hafta bile zor geliyo
burcu belli etmiyordu ama benim için gerçekten gereksiz olan duygusallığın içindeydi.
benim o an için duygusallıkla işim yoktu, yeni aldatıldım ayrıldım ve daha bi çok yıkıntıyla doluydu içim.
+yok yok gez dolaş gelince hemen buluşuruz
-hemen mi
bunu deyip yaklaştı bana. güzel bi tonlamayla ve gülümseyerek söylemiştim çünkü hoşuna gideceğinden emindim. güzel konuşmak her zaman işe yarıyo. daha doğrusu amcık ağızlı olmak diyim.
sokulunca bende yaklaştım ona ve göz göze kaldık. en sevdiğim sahne bu :D
iyice sokuldu ve dudak dudağa kaldık. yavaş yavaş değildi bu kez öpüşmemiz deli gibi yiyorduk dudaklarımızı.

belki 2 part daha atar çıkarım

inlemeleri kısık kısıktı fakat kulağa çok hoş geliyodu. boşalacak gibi oldum ve çıktım içinden. hemen bana döndü
-geliyo musun?
+hayır daha değil
bu kadar çabuk gelemezdim beni o boşaltacaktı ellerini kullanmada başarılı olduğunu düşünüyodum.
sanki aklımı okuyodu eline aldı başladı git gele aynı zamanda öpüyodu küçük dudaklarıyla.
gerçekten tüm dudakları küçüktü. devam ettik böyle biraz sonra titreye titreye geldim bacaklarımı hissetmiyodum. öyle çok gelmişti ki avuç avuç. biraz kafamı toplayıp sürprizimi yapmalıydım ona.

+naber
-iyidir terlemişsin
+heyecan yaptım *
-yalancı seni
yalandı tabi sanki ilk defa olucak niye heyecanlanayım.
+nereye gidiyoruz biliyo musun?
-kendimi de sana bırakmıştım
+seveceksin merak etme
yarım saat yolculukta sonra indik. artık otobüsle değil yürüyerek devam edecektim yola.
- çok yürümeyeceğiz dimi
+çok değil biraz yükseğe tırmanıcaz haberin olsun
-alışkınım ben dedemlerin köyünden bişey olmaz
+heh süper o zaman
yolda biraz havadan sudan konuşup gideceğimiz yere geldik. ter içinde kalmıştım oda benden farklı değildi.
-geldik mi sonunda?
+geldik gel şöyle oturalım gölgeye biraz dinlenelim
oturduk biraz gölgede serinledik yavaş yavaş olaya geçmeliydik artık. bu konuda biraz sabırsızdım.
ön sevişmeye gelene kadar konuşulan her konu bence çok gereksiz, ama direk olaya girişmekte saçma. katlanacaktık artık durum onu gösteriyodu.

küçük kardeşime söylemiştim beni 11 gibi uyandır diye. uyandırıp gitti bende tekrar kafayı koyunca 12.10'da kalktım. telaş sardı iyice, daha duş almamıştım etek traşı olmamıştım. hemen girdim banyoya buz gibi suyu açtım ayılmam gerekti, hemen bi su dökündükten sonra acele acele etek traşımı hallettim. biraz çizdik sağı solu ama olsun aceleyle bu kadar oluyo.
temizlenip çıktım hemen. deodorant roll on falan ne varsa sürdüm kot şortumu tişörtümü giydim çıkıyorum diye mesajımı çaktım evden koşarak çıktım. nerdeyse saat 1e geliyordu. yazlık deniz kenarı bi yere zütürecektim onu, üst tarafı orman tenha. açık havada sevişmek harika. o yakalanma tehlikesi olaya farklı bi heyecan katıyo. o oradan bindi otobüse bende onun bindiği otobüsü bekledim bi 10 dakika. gelince bindim hemen yanına oturdum.

yavaş yavaş toplandık, şortunu giyerken yine biraz dikkatimi çekti kalçaları ama yorgundum ve kendime hakim olmalıydım. az önce sevişmiş olsak bile sakin imajımı korumalıydım. temiz şort getirmiştim ama giymedim o da şortunu tişörtünü giydi çıktık yola. durağa kadar giderken gülümsedik birbirimize. fakat o biraz garipti arada kızgın yüz ifadesini yakalıyodum, yalan konusunda cevap veremeyişi canını sıkmış olmalı. durakta bana sarılmak istedi, içimden yine nerden çıktı amk dedim ama el mecbur sarıldım. bazen istediğiniz şeylerin olması için istemediğiniz şeyler yapabiliyosunuz, bu da onlardan biriydi ama daha basitti.
burcu sarılıyodu otururken elimi tutmaya çalışıyodu, benim içimden hiç gelmiyodu. ben ona karşı böyle bişey hissetmiyodum ki. ilk baş hissettiğim yakınlık artık tamamen yerini başka bişeye bırakmıştı. belki yalanından belki de davranışlarından.
biraz bekledikten sonra otobüs geldi, ben yolun yarısında inecektim o biraz daha gidecekti.
kısa mesafeydi benimkisi inerken öptüm yanağından, görüşürüz deyip indim.
daha fazlasını bekleyen bi surat ifadesi vardı.

bi daha denize girdik bu kez çok durmadık çünkü ikimizde istediğimizi fazlasıyla almıştık hele ben tamamen rahatlamıştım. bu yüzme sadece biraz rahatlamak içindi. çıkınca biraz daha kumsalda oturduk sohbet ettik.
+beni çeken bi şey var sende burcu
-aynı şey bende de var durduramıyorum kendimi
+bunun adı ne peki ben tam olarak bilmiyorum sadece sevgi değil buna eminim
duraksadı ben böyle söyleyince. öküz gibi böyle söylersen duraksar tabi, ne kadar birbirinden farklı olsalar da kızlar duygusal varlıklar. birine sevgi değil sevmiyorum vb. bişey söyleyince tabi ki tepki gösteriyor.
sessizlikten sonra tekrar konuşmam gerekti
+peki sen nasıl hissediyosun? bi isim bulabildin mi buna?
-aşk veya ona benzer bişey
+bence sorgulamamak gerekli tadını çıkaralım
böyle deyince haklısın dercesine başını salladı ve öptü beni.
orada öyle biraz daha boş boş oturduk. artık gitme vakti gelmişti

Aha kütüphaneye atacak

heh şimdi tüm işi tak etmişti. öyle kalakaldım prensibini gibiyim diye geçiriyodum içimden.
+neden
-sorma işte istiyo musun beni?
bunu deyip avuçladı yine. bende olur dedim şöyle bi düşününce olur dedim. bu zütçü oluşumun önemli adımlarından biriydi.
-ama ilk önce bişey daha var
içimden gene ne var amk kızı ne var
+söyle
-bana bırak
napıcağını merak ediyodum biliyosunuz burcu konuşmaz böyle durumlarda yapması gerekeni yapar. elimi şortuma attı ve aşağı indirdi eline aldı ve oynamaya başladı. yavaş yavaş eğildi. ben teklif dahi etmeden saksoya başlıyodu. bi anda her şeyi unuttum ve anı yaşamaya bıraktım kendimi.

hazırladığım partları atıyorum beyler bugün ve gece bu yazı bitiricem lise sona geçicem orada biraz uzayabilir sonra biticek en fazla 2 güne biter

arkadaşım da leyla ve arkadaşını tanıyodu tabi doğal olarak başıyla selamladı.
leyla da bu fırsatı değerlendirecek tabi boş durur mu geldi masaya doğru.
-e sizde mi burdaydınız
+evet tesadüf işte
arkadaş salaklık edip gel buyur deyince leylada masaya çöktü. kaş göz yapıp uzatmamasını istiyodum ama yok konuştukça konuştu pekekent.
hem leyla hem salak arkadaşı bana ters ters bakıyo, neden olduğunu bilmiyom ama başıma gelecek bişey var ben anladım.
çok geçmeden leyla bomba cümleyi kurdu
-burcuyla nasıl gidiyo
+ne? ne saçmalıyon ya
o nerden görüp öğrenmişti amk ben tanıdık olarak otobüs şoföründen başka kimseyi görmemiştim burcuylayken.
leyla öyle deyince bizim elemanda işi anlamış oldu, ama ağzını açarsa ne yapacağımı bildiği için bişey demedi.

şaşırmıştım verebileceğim en mantıklı cevabı vermiştim o an ama konunun ilerleyişi hiç iyi hissettirmiyodu bana.
-ben aldım haberleri beraber takılıyomuşsunuz
o an hızlıca bi cevap vermem gerekiyodu mantıklı ve beni kurtaracak bi cevap.
+öyle gezdik anlatacakları varmış işte. hemen yakıştırmasaydın keşke
-ben duyduğumu söylüyorum
+iyi de sanane bundan, arkadaşım işte
-tamam canım ne kızıyosun hemen
+uzatma leyla kafanda da böyle şeyler kurma
ben böyle dedikten sonra sinirlendi biraz çünkü resmen bana giydirmek için oturmuştu masaya. salak arkadaşı iyice doldurmuştur zaten onu. şimdi burcuya hak verdim, saklayacak bişeyimiz yoktu elbette ama bu malın söyledikleri canımı sıkıyodu. arkadaşı kalkalım deyince leyla da kalktı, çok uzağa değil az ilerideki bi masaya oturdular.
arkadaşla başbaşa kalmıştık.
+tak var çağırdın amk
-neyi saklıyon ki işte bende öğrendim
+bu salağın yüzünden keyfim kaçtı