bu durumu hoş görmeye karar verdim ve yanına gittim. beni görünce gülümsedi sarıldık ve küçük bi öpücükle selamlaştık. kumsala doğru gittik oturduk.
-özledin mi beni
+sen daha çok özlemişsin hemen atladım boynuma ehe ehe
var böyle salaklıklarım.
-hadi denize girelim
yine konuyu değiştirmişti çok sinir oluyodum bu duruma ağzımı açmıyodum.
şortunu çıkardı haki renk bikinisi vardı ilk dikkatimi çeken kalçaları olmuştu. kendimi dizginleyip tişörtümü çıkardım ve suya girdik. ben arkadan geliyodum ve onu izliyodum. sonunda yavaşça daldık ve suya alıştık biraz şakalaştıktan sonra yaklaştık. su omuzlarıma geliyodu ve yerde yosun vardı. yosundan korktuğunu söyleyince kucağıma almayı teklif ettim. gülerek seni gidi seni dedi fırsat bu fırsattı kucağıma alacaktım evet bacaklarını belime saracak şekilde.

burada kalıyorum gerisini gece yazarım ilgi olmazsa kısa kesicem

böyle uzun uzun anlatmak istiyorum yoksa seviştik gibiştik der biter giderdi. anlamı kalmazdı benim için. neyse devam. o okul günü de sıradan geçip gitti. akşama doğru leylayla buluşacaktım isteksiz isteksiz duş aldım giyindim indim sahile. yine gelmemişti bekletecekti beni, sevmediğimi bile bile geç geliyordu hep.
bi gerizekalılık vardı leylada.
neyse ikinci sigaramı söndürürken geldi
-yine kaç tane içtin
+beklettin yine
-geldim işte
+neyse napıcaz burda oturucaz mı bi yere gidelim mi
-oturalım konuşalım biraz sorunlarımız var
+yine başlamasan?
sürekli bunu söylüyordu, konuşarak her şeyi çözebileceğini düşünüyordu ama olayları değiştirmek için bi çaba göstermezdi.

ta ki burcudan gelen mesaja kadar. bende polen alerjisi var bütün gün hapşurup durmuştum bildiğin hasta oluyordum baharda. o gün leyla beni merak etmeyip burcu etmişti. şaşırmıştım aslında sınıfta selam selam bi kaç saçma muhabbet dışında pek konuşmazdık.
nasıl oldun? yazmıştı. iyi gibiyim toparlandım diye karşılık verdim. öküzlük etmeyip sen nasılsın napıyon yazıp devam ettirdim muhabbeti.

o akşam her ne olduysa alttan alıyordu hep mesajlarda, bunu pek yapmazdı bi taklar diyeceğini anlamıştım. aradı en sonunda vicdan mı yada başka bişey mi bilemem ama ağlıyordu yaptığı pisliği söylemeden önce. ağlama söyle hadi merak ettim dedim ve o özgüvenimi sıfırlayan dünyanın en şerefsizce şeyini söyledi.
-aldattım seni göbekli evet aldattım
hiç bişey diyemedim neden diye bile soramadım. her şeye tamam ama bunu hal edecek bir şey yapmamıştım. yıkıldım. ilişkimiz tak olsada bu kadarı fazlaydı.
kapattım bişey demeden. ertesi gün okula gittiğim yolun üzerinde marketin köşesinde bekliyordu beni.

lise 3ün sonlarına geldiğimiz zamanlardı mart nisan ayları kısaca. sevgi saygı bitmiş tak yoluna doğru giden bi ilişkim vardı.
leylayla bütün günümüz kavgayla geçerdi bende sinir olur sınıfa gelir boş boş uyurdum. bu sinir harbi sırasında sınıfa ve diğer hiç bişeye dikkat etmemişim, anlamam biraz geç oldu. o sırada sınıftan pek dikkatimi çeken kimse yoktu.

biraz hızlandı, hızlandıkça çıldıracak gibi oluyodum başını bastırıyodum bende. kendini geri çekti ve eliyle çekmeye devam etti, boşalacaktım biraz yan döndüm bi 5 dakika devam etti eliyle çekmeye sonunda boşaldım. ileri fırlamıştı amk :D öyle bi rahatlamıştım ki yaklaşmasını istedim ve öptüm. şortumu yukarı çektim biraz dinlenip sırayı ondan devralacaktım. aynısını ben ona yapınca onun tepkisi ne olacaktı. en önemlisi bunu bende çok istiyodum. yanına oturdum bi sigara yaktım
+çok güzeldi
-daha güzelleri bekliyo bizi
o an sadece konuşmak için konuşuyodum biraz kafam dağılsın diye.
benim ona yapacağımdan haberi yoktu.
+e hadi o zaman
-ne anlamadım?
+uzan sen bana bırak

okulun son günü geldi çattı. diğer sene yine buluşacaktık nasıl olsa fazladan duygusallığa gerek yoktu vedalaşmak falan beni kasar çocuklarla buluşup içiyoduk zaten her sene aynı, kızlarla ara sıra buluşurduk ama şimdi işler biraz değişti. burcuyla ilk fırsatta buluşup biraz oynaşıp şu dedikodudan öğrendiğimi çakmam gerekti. klagib karne tören faslından sonra evlere doğru dağılıyoduk, burcuyu aradı gözlerim ama göremedim. neyse mesajlaşırız zaten amk deyip eve gitmeye karar verdim. eve geldim üstümü çıkardım, bitti sonunda be deyip bi sigara yaktım. duşumu aldım yattım gece kalkınca yine burcuya mesaj attım.
+unuttun beni hiç özlemiyo musun
-özledim mesajını bekliyodum
amk kendi niye atmıyosa.
burcu gerçekten tam bi dangalaktı.

şarkı ısıttı ortamı iyice sokuldu bana zaten züt züteydik iyice kafasını dibime soktu. yaslandı omzuma yüzü bana doğru dönük şekilde, arada bi kaldırıp kafasını benim biramdan içiyodu.
burcu iyiydi güzeldi ama biraz züttü, biramdan içilmesini sevmem. aldık işte onlardan içsene amk. bunları içimden geçirip sigaramı yaktım.
10 dakika kadar hiç konuşmadık sigarayı söndürecekken elimden aldı son nefesi çekip attı.
ben birayı bitirirken inceden kokusuda kafamda yer etmeye başladı. bi ara cidden boş bulunup, saçını koklarken öptüm. niyetim bu değildi ama oldu bi kere. yüzünü bana döndüğü anda işler değişmişti, göz göze kaldık ve öpüşmeye başladık. yavaş ve sakince öpüşüyoduk hiç elimi kolumu değdirmedim bi yerine. mesajda gibişmediğimiz kalıyo ama kız kısmı belli olmaz yüz yüze bakıyoruz okulda falan sapık damgası yemek istemem.
hiç beklemediğim soru geldi
-hiç seviştin mi?
+evet sen?
-hayır
içimden yalanlarını gibiyim dedim dışımdan ise
+belki beraber ilkleri yaşarız
tekrar öpüşmeye başladık
burcu çoğu zaman konuşmak yerine öpmek ve susmayı tercih eder, bunu daha sonra iyice tecrübe edecektim.

sınavlar bitmiş sona yaklaşmıştık burcuya ne sevgilisini soruyodum ne de bişey çaktırıyodum ama içim içimi kemiriyodu. kimisinin gibinde olmaz vur geç takılır fakat ben böyle değilim, hele işin içine yalan girince tam bi takıntılı oluyorum.
benim devamsızlığım çoktu okulun son günleri sınıfta 2 yada 3 kişi kaldık, kimsenin gibinde olmadığı için bütün gün uyuyoduk burcuda gelmiyodu zaten vakit hiç geçmiyodu amk.
yine boş boş yatarken göbekli diye bi ses duydum ilk baş giblemedim ama ikinciye seslenince kalktım kapıya doğru yürüdüm gelen burcudan başkası değildi.
+hoşgeldin
-hoşbuldum da ne bu surat?
+hiç gelmeyeceksin sandım kaç gündür yüzünü görmüyom
-geldim işte gel kütüphaneye gidelim

kucağıma yatıp kalmıştı öyle bende geç oldu artık deyip kalkalım dedim. kurduğum çadır inmişti çünkü, aklım başıma geldi. kalkmasıyla aklımı kontrol etmem ters orantılıydı.
içmediğimiz biraları aldım elime onu otobüse bindirip merkze gönderdim kendim ise düşünceyle evin yolunu tuttum. aq oğlu sevgilisi var niye öpüşüyon malsın mal deyip kendime sövüyodum. o ise mutlu olduğımu düşünsün dursun, kendimi yiyodum. eve geldim direkt yattım. daha fazla düşünmek kafayı yedirtirdi bana, o yüzden hemen sabahı etmeye çalıştım. öğlene doğru uyandım hiç mesaj atmamıştı benden bekliyodu. burcu böyle aptal oyunları sever.
o yazana kadar yazmadım. ertesi gün okulda konuşuruz diye düşünüyodum gerek yoktu bu kadar fazla mesaja. gece yazdı uyumama yakın havadan sudan konuştuk biraz hiç o konu açılmadı bel altı da bişey konuşmadık, uyumam gerekiyodu. sabah kalktım giyindim okula gittim istiklal marşı falan girdim sınıfa kafayı koydum hemen, sabahlardan hoşlanmıyom.
uyandığımda tenefüstü burcuya seslenip çağırdım gelip günaydın dedi gülümsüyodu bense iki karış surat uykulu halde naber demekle yetindim.

taşşaklarım öyle bi ağrıyodu ki, elimi gibime sürsem patlayacaktım. o an aklımdan geçenleri daha önce yaşadığımdan fazla abartmadan oturdum . abartırsam okulda 31 çekmek zorunda kalacaktım gerek yoktu buna. bizim hayvan osura osura uyuyodu hala, kapıyı da çarptım uyansın diye ama kıpırdamadı bile.
burcu mesaj atmazdı şimdi ben yazana kadar huyunu gibtiğim, bende boş boş takıldım sınıfta günü bitirdim. okul kapanacak diye inceden üzülüyodum aslında burcuyu daha az görecektim ve daha az temasımız olacaktı. burcuyu ciddi anlamda sevmiyodum aşık falan değildim ama öyle bi çekiyodu ki beni kendine dayanamıyodum.

burcu sevgilisinden ayrılmış duydun mu? diye bi cümle geçti arada. hiç bişey demeden dinledim benim alakam olmadığını düşünüyorlardı burcuyla o yüzden sıkıntı yoktu onlar için. nerdeyse ayrılalı 2 hafta olduğunu öğrendim. dedikoducular bazen işe yarıyodu gerçekten, bana niye söylemedi bunu şimdi amk niye saklıyo ki. ben sevgilisi varken öpüştük diye dellenirken o saklıyodu. kesin yine bi kurnazlık peşindedir diye kafamın bi kenarına attım uygun zamanı bekleyecektim sormak için. o gün konuştuk hiç sormadım çünkü en can alıcı yeri beklemem gerekti, ağzından laf almaya çalışsamda boşluk vermedi.
günler günleri kovalarken her şey sıradan gidiyodu arada leylanın arkadaşlarından pis pis bakışlar yiyodum ama gibimde değildi.
geceleri sonu 31le biten diyaloglar halinde geçiyordu konuşmamız burcuyla. haftasonları ya içiyoduk çocuklarla yada mahallede vakit öldürüyoduk.

hazır ıslakken girmeliydim. susuz sabunsuz zor oluyodu gibe kabuk mu attırıcaz amk. eğildi bayağı, yapmadım demişti ama ilk tecrübeye göre fazla iyiydi. kambur yapmadan belini dümdüz durdu. bende yerleştirdim ve zorlamaya başladım. sanki aleve sokuyodum, girdikçe ısınmaya başladı. hafiften acısı vardı ki bi garip inliyodu. hızlanmaya başladım alışmıştı iyice rahat rahat gidip geliyodum mükemmel bi his bu. terlemeye bile başlamıştım kontrolümü kaybettim hızlı gidip gelmekten. yavaş deyince uyandım birden. sakinleştim yavaş yavaş devam edip bana yaptığının aynısını ona yapıyodum.

rahatladım gerçekten yüzündeki o ifadeyi görünce aldığım zevk katlandı. onu ikinci kez gibtiğimin farkındaydı oda ama ağzını açamıyodu, o iplemez tavrından eser yoktu.
ne olursa olsun yalan çok taktan bişey, doğruyu söylese kafam rahatlayacaktı, kendi garip dünyasında yalanına devam etmişti. iyi olmuştu kendimle ve onunla güzelce hesaplaşmıştım.
bu durumu fazla uzatmadan kumsala doğru ilerledik. bi sigara yaktım hiç konuşmuyodu.
bende onun oyununa devam ediyodum.
sonunda sessizliği bozdu
- sigara vermeyecek misin bana?
+yine sonunu mu istiyosun yoksa tam mı veriyim?
-1 tane ver işte güzeldi her şey keyif yapmayayım mı *
sonunda ortamdaki gerginlik bitmiş rahatlamıştık.

mesajlaşmalar bitmemişti burcudan daha cevap gelmemişti. mesaj beklemeyecektim elbette ama böyle huyları beni delirtiyordu insan bi tamam bile yazmaz mıydı.
burcu sevecen ve hoştu ama gerçekten gerzekti.
o gün evde serin serin ve boş boş yattım. akşama doğru canım sıkıldı burcuya yazdım.
+alışverişini bitirdin mi?
-evet bitirdim çok yoruldum ama
+kıyamam sana dinlenirsin işte
-dinlenirim. bu arada bişey dicem
+evet?
-ben 1 haftaya akrabalara gidicem. gitmeden buluşalım istersen.
+nereye gideceksin ne kadar kalırsın?
-istanbula gidiyorum 1 hafta 10 gün falan kalırım heralde.
+tamam ne zaman müsaitsin buluşalım
-2-3 gün sonra buluşalım bizimkilerle işlerimiz var müsait olamam
+tamam o halde senden haber bekliyo olucam

telefondan yazıyom ondan geç oluyo beyler kusura bakmayın elimden geldiği kadar hızlı yazmaya çalışıyom

yattım güzelce uyudum öğlene doğru kalktım.
telefonda 2 tane mesaj vardı. biri leyladan diğeri burcudan. şimdi leyla niye yazmıştı amk durup dururken ne saçmalayacaktı acaba.
ilk burcunun mesajına baktım günaydın gülücük şeklindeydi.
+günaydın erken uyanmışsın bugün
-biraz işim var bugün alışverişe falan çıkıcam
+gez toz tabi ben çıkmam hava çok sıcak
böyle yazarak olası bi buluşmayı engellemiş oldum. şimdi sevişmicez boş boş gezemem bu sıcakta gerek yok.
leyladan gelen mesajda ise klagib ağlak tripleriyle devam edecek bi 'nasılsın?' yazıyodu.
+iyidir sen?
hemen karşılık verdi telefon elinde bekliyodu sanki.
-iyi gibiyim işte neler yapıyosun?
+aynı evdeyim kafa dinliyorum içip geziyorum farklı bişey yok
sen diye sormadım, uzamadan söylemek istediğini söylesin muhabbet bitsin istiyodum.
-ben senden her şey için özür dilerim çok üzgünüm ve kendime kızgınım
+boşver gitsin bunları tekrardan konuşmanın anlamı yok ben sana kızgın değilim artık. üzme kendini de oldu bitti. neyse işim var görüşürüz hadi.
-tamam görüşürüz.
bunu da def ettikten sonra rahatladım. ara sıra böyle yazıp sinirlerimi zıplatacaktı anlaşılan. hem aldatmış bide mağdur ayağına yatıyo, napabilirim ki bu saatten sonra.

daha fazla bekleyemeden avuçladı benimkini. bu kez tempoya uygundu ve yavaş yavaş hareket ediyodu. elimi klitorisinden çektim tekrar boynunu tutup öpüyodum o ise benimkiyle meşguldü. ayakta olmak gerçekten yorucu bi süre sonra bacaklarım ağrıdı. duvara sabit ufak bi tahta vardı ikimizde oraya oturduk. pozisyonumuzu kaybetmiştik olsun ayrıntıları da atlamıştık sonuçta. burcu artık kontrolünü kaybetmiş her yerimi öpmeye çalışıyodu bende sadece kokusunu çekmekle yetiniyodum. dayanamadım artık
+sırası gelmedi mi sence
çok gevşek bi ses tonuyla
-evet ama bişey isticem
+neymiş o?
-önden olmaz

belinden tutup tek hamlede kucağıma aldım ve dudaklarıma doğru çektim onu. şaşırmak bi yana gayet normalmiş gibi davranıyodu, bu huyu da beni çıldırtıyodu. öpmeye belinden aşağı doğru itmeye başladım, çadırı kurmuştum kalçalarına dokunuşunu sağlıyordum. ellerim zaten kalçarında geziniyodu. bi süre böyle öpüşerek ve suda sürtünerek geçti artık çıkıp gerçek anlamda içine girebileceğim bi yer arıyodum. böyle şeyler olacağını bildiğimden tenha bi yere getirmiştim onu, kumsalda kulübelerin arka tarafında soyunma odaları vardı ama kimse gidip orada soyunmazdı biraz kirliydi.
+gel seni bi yere zütürücem daha rahat olucaz
-aklımdan geçen şey mi *
+evet tam da o şey artık vakti geldi.
sudan çıktık biraz kurunup dikkat çekmeden oraya doğru ilerledik etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirince girdik soyunma odasına.