TEPE EDiT: HiKAYE BiTTi

Üst bilgi: Uzun, bolca dertli, kederli bir hikaye olacak. Rezlerinizi alın ve sigara paketlerinizi hazırlayın dostlar. 2008 yılında başladığım lisenin ikinci yarıyılında başlayıp bugüne kadar içime attıklarımı, yaşadıklarımı anlatmak istedim. Isteğiniz doğrultusunda partlar kısa uzun detaylı ya da detaysız olacak.

Evet arkadaşlar 1.68 boyunda, 63 kilo, esmer, çokta yakışıklı olmayan bi kardeşinizim. Başladığım lise çok istemesemde yanlış tercih yüzünden gitmek zorunda olduğum liseydi. Üstelik kazandığım bölüm hakkında hiçbir bilgim yoktu. Anlayacağınız lisenin ilk 3-4 ayı okula, arkadaşlara, ortama alışmakla ve bunu kabullenmekle geçti.
Okulla yaşadığım yer arası 60 km. mesafedeydi bu yüzden yurtta kalmak yerine evden gidip gelmeyi tercih etmiştim. Minibüs saatleri sıkıntılı olduğu için okula epey bi erken geliyordum. Benim gibi uzak mesafeden gidip gelen bir iki arkadaşım daha vardı.

Trend için teşekkür ederim dostlar

Aralarından bir tanesi farklı bir istikametten gidip geliyordu ama sabah hemen hemen aynı saatte okulda oluyorduk. ismi Eylül olsun. Eylül hafif toplu, iletişimi iyi, sevecen bir kızdı. Bir de onunla gidip gelen (yine farklı isim verdiğim) Melis vardı. Melis hemen hemen her sabah bizim sınıfa gelirdi bir köşede gürültüsüz patırtısız Eylülle muhabbet eder ders saati gelince kendi sınıfına giderdi. Ben o sıralar daha önceki kız arkadaşımın acısını yaşıyordum kendimce. O yüzden kızlarla iletişim yeteneğim epey bi zayıflamıştı.

Gel zaman git zaman Mayıs ayı gelmişti. Bizim sınıf ile Melislerin sınıfı 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenleri bünyesinde pankart grubu olarak görev alacaktı. Bu yüzden Melisi daha sık görmeye başlamıştım. Provalarda görüyordum, okulda görüyordum ve artık biraz biraz dikkatimi çekmeye başlamıştı. Elâ gözlü benden 3-4 cm daha kısa buğday tenli epeyce bir güzel kızdı. Bir karar vermeliydim ya Melis için birşeyler yapacaktım ve yeni bir sayfa açacaktım hayatıma ya da geçmişe, saplantılarıma saplanıp kalacaktım. Bu konuyu artık daha samimi olduğum Eylüle açtım.

15 Mayıs günü provalardan sonra Eylülle konuşup kendime bir yol çizmeye karar vermiştim ki öyle de oldu. Provalar bitti herkes yorgun argın evlere dağılırken Eylülü buldum

Ben: D
Eylül: E

D: Eylül sana birşeyler söylemem gerekiyor vaktin var mı?
E: Hayırdır Dabegge bir sorun mu var çok vaktim yok ama kısaca dinleyebilirim.
D: Aslında kısaca anlatılıp geçilecek birşey değil ama ben yine de bi özet geçeyim
E: Dinliyorum
D: Ben Melisten hoşlanıyorum.
E: Nee? Kanka çok şaşırdım inan ne diyeceğimi bilmiyorum.
D: Kanka benim geçmişte yaşadığım sıkıntıları az çok biliyorsun
E: Biliyorum biliyorum da Melis bu konuda ne düşünür kestiremiyorum
D: Bunu bilmenin tek yolu bunu ona söylemek. Ama nasıl?

Akşdıbına Eylüle mesaj attım tabi o zaman whatsapp falan yok msn var

D: Eylül ben birşeyler planladım ama detaylar için yardımına ihtiyacım var
E: Anlat kanka yapabileceğim birşey varsa yaparım tabiki
D: Ben bir organizasyon yaptım ama Melisten öğrenmen gereken birkaç bilgi var.
E: Neymiş onlar?
D: En çok sevdiği çiçek sevebileceği romantik bir şarkı bir de son olarak beraber gidip bir hediye alıcaz.
E: Kafanda tam olarak ne var Dabegge?
D: Bak şimdi hayal et kanka anlatıyorum
E: Dinliyorum

D: Sınıfın kapısından içeri doğru sevdiği çiçeklerden ince bir yol yapıcaz ve ucuna bir kalp bi ucunda ben olcam. Ben evden hoparlör ve mp3 player getircem gizli bir yerde onun sevdiği şarkı fonda çalacak. Elimde yapay bir gül olacak ve ben güzel bir konuşma yaptıktan sonra ona içinde hediye olan bu gülü vericem.
E: Kanka çok güzel plan ama biraz fazla abartmıyor muyuz
D: Neden kanka çok mu abartı olmuş
E: E yani biraz abartılı olmuş evlenme teklifi etmiyorsun sonuçta
D: Daha iyi bir planın var mı?
E: Galiba yok kanka sen iyisini bilirsin ben detayları bu gece öğrenirim yarın plan yaparız iyi geceler.
D: iyi geceler.

Ertesi gün yine sabahın köründe uyandım ama bu defa alarmın o iğrenç sesiyle değil gerçekten kendi isteğimle, yaşama sevinciyle uyandım. Normalde her sabah ucu ucuna yetiştiğim minibüsü bu defa beklerken zaman geçmek bilmedi. Üstelik sadece 3-4 dakika beklemiştim. Daha önümde bir saat on beş dakika sürecek olan 60 km yol vardı.
Minibüs geldi bindim köşeye bir yere geçtim. mp3 playeri açtım ve Duman dinliyordum. Sonunda okula gelmiştim. Sınıftan içeri girdiğimde Eylül ve bütün güzelliğiyle karşımda duran Melis yine aynı yerde oturmuş konuşuyorlardı. Günaydın deyip geçtim sırama oturdum.

Melis sınıfına gittikten sonra Eylül Geldi yanıma Gül dedi. Ben anlamadım neye güleyim kanka dedim. Yok kanka öyle değil en sevdiği çiçek gül dedi. Gülüştük rock dinlediğini söyledi özellikle duman hayranıymış. O anlattıkça kafamdaki planda herşey yerli yerine oturuyordu. Okul bittikten sonra çarşıya çıktık Eylülle hediye baktık Melise. Güzel bir kolye bulduk üstünde zarif bir kalp vardı. Gördüğüm anda benim sevdiğimin boynuna en çok bu yakışır dedim ve aldık.

Dostlar şuku peşinde koşmuyorum ama eğer beğendiyseniz ilk entryi şukularsanız sevinirim. Bu entryinin altına hikayeyle ilgili öneri yazabilirsiniz.

Arada bir şarkı da dinleyelim dostlar https://www.youtube.com/watch?v=_SDyI7FilSw
Ertesi gün prova vardı belki de ilk defa o sevmediğim okula gitmediğim için bu kadar üzülüyordum. Bütün gün güneşin altında o pankartları küfür ede ede indirip kaldırdım. Yarın büyük gündü. Sevdiceğime açılacaktım. Ona onu sevdiğimi söyleyecektim. Bütün bu olanlar bir yana dursun bir an durdum ve önceki sevgilimi düşündüm beni aldatan ihanet eden ilk aşkımı. Farkettim ki artık o kadar da acıtmıyordu canımı.(onun hikayesini anlatmamı isterseniz buraya yazın)

Part başlarında şarkı paylaşıcam artık dostlar konuyla alakasız içimden geldiğince https://www.youtube.com/watch?v=K9omgAsDjtA

Ve büyük gün geldi dostlar hayatımın belki de dönüm noktası 18 Mayıs 2009. Bütün hazırlıklarım tamamdı güller müzik hediyem arkadaşlarım Melise söyleyeceklerim. Yavaş yavaş son derse doğru yaklaşıyorduk zaman geçmek bilmiyordu aslında zamanın geçmesini istiyormuydum onu da bilmiyorum. Hem içimde kelebekler uçuşuyordu hem çok korkuyordum. Kendimi çok alıştırmıştım Melise kendimi fazlasıyla inandırmıştım kabul edeceğine. Son ders saati ne çabuk bitmişti öyle sadece yirmi dakika sonra secdiğim kıza ilan-ı aşk edecektim

https://www.youtube.com/watch?v=t-ySvl5ETxo

Ders bitti herşey hazırdı. Sınıfın kapısında bekleyen arkadaşlar, yerdeki güller, kısık ses bir fon müziği, arkamda duran hediyem... Bir tek o yoktu Eylül çağırmaya gitti ve gelmişti prensesleri kıskandıran güzellik. Kapıyı açtığı andan itibaren bana şaşkınlıkla baktığını görebiliyordum. Geldi tam karşıma etrafı gözden geçire geçire ve tam kalbin diğer ucunda durdu. Yaklaşık bir dakika boyunca ikimizde konuşmadık gözlerimizin içine bakıyorduk ama çıt çıkmıyordu. Sonunda sessizliği bozdu.

Melis: M
Ben: D

M: Dabegge titriyorsun
Resmen dudaklarım kilitlenmişti. Zar zor ve biraz kekeleyerek konuşmaya başladım
D: Özür dilerim. Engel olamıyorum şu an
M: (Güldümsedi)
D: inan senin için çok güzel bir konuşma hazırlamıştım. Defalarca kez aynada provasını yapmıştım ama aklım başımdan gitti inan bana ben hiç böyle heyecanlanmadım şimdiye kadar
M: (Yine gülümseyerek) Evet seni dinliyorum
D: Senden çok hoşlanıyorum.
Sonra bi süre sessizlik oldu yüzündeki o gülümseme yerini düşünceli bir yüz ifadesine bırakmıştı.
D: Birşey demeyecek misin?
M: Dabegge çok şaşkınım çok güzel şeyler hazırlamışsın ama aklıma takılan birşeyler var
D: Dilim döndüğünce cevaplayabilirim
M: Ne zamandır böyle hissediyorsun
D: Tam bir zaman söylemek zor ama şundan eminim ki hislerimden emin olmasam karşına çıkmazdım
M: Anlıyorum.
Dedi ve biraz bekledi sarıldı bana. Allah'ım dedim bitmesin şu an hiç bitmesin.

https://www.youtube.com/watch?v=o7U0D_4YUao

Sonra bir an uzaklaştı benden. Birşey söylememe gerek kaldı mı diye sordu. Çektim kendime doğru ve daha sıkı sarılmaya başladım. Dakikalarca öyle kaldık. Bi anda sınıfın kapısı açıldı giren benim yakın arkadaşım Oğuzdu. O da planın içindeydi ama niye böyle bir mallık yapıp içeri dalmıştı. Birden içeri girince ayrılamadık birbirimizden ve öylece kaldık. Hayırlı olsun kardeşim dedi ve gülmeye başladık sonra dışardaki arkadaşların hepsi girdi içeriye. Sevdiğim kız kollarımın arasında bürün arkadaşlarım karşımda bu hissin tarifi yok dostlar.

Numaralarımızı aldık Melisle. Onun numarası zaten vardı bende Eylül sayesinde ve çoktan Aşk diye kaydolmuştu telefon rehberime ama yokmuş gibi davranıp tekrar aldım. Onu ve Eylülü durağa bıraktım. Sonra minibüs için ben yürüdüm durağa. Ellerim cebimde ıslık çala çala yürüdüm sokaklarda. Uzun zamandır ilk defa mutluydum tekrardan. O zamanlar ne alkol ne sigara ağzıma sürmemişim daha. Bindim minibüse taktım kulaklığı kulağıma uzun zamandan sonra ilk defa sözleri değil de ezgiyi dinlediğimi farkettim. Yol ne çabuk bitti oysa ne kadar uzun sürerdi eskiden.

Beyler hikaye çok yavaş ilerliyor burdan sonrasını önemli kısımlara kadar kısaca tek partta atlayalım

https://www.youtube.com/watch?v=z9eTk_MwsYg

Günler günleri kovaladı yaz tatili gelmek üzereydi artık okula uğramaz olmuştuk hergün bir yerlerdeydik. illa bi mekan olmasına gerek yoktu dağ bayır geziyorduk bazen. Bazen diğer bütün insanlara nispet yaparcasına onca insanın içinde sarmaş dolaş dolanıyorduk. Okulun son günü benimle üç ay görüşemeyeceği için çok üzgündü sevdiğim. Ben ise sanki yarım insan gibiydim onu görmeden nasıl dayanacaktım. Daha lise zamanlarımız dostlar baba memur verdiği harçlıkla nereye gidiyorsun kızın yanına.
Üç ay yaz tatili bomboş geçti ve gariptir ki deniz kenarı bir sahil kentinde oturuyorum. Sonunda sevdiğime kavuşacağım gün geldi. Okula gitmek için saniye sayar olmuştum artık. Onu gördüğüm an kolundan yakalayıp sınıfa girdim öyle bir sarılmıştı ki bana abartısız kemiklerimi kırmak istese bu kadar kavrayamazdı.

https://www.youtube.com/watch?v=Sbm48kJMImk
Melisle iyi günlerimizde oldu kötü günlerimizde çok romantik zamanlarda geçirdik çetin kavgalarda da bulduğumuz oldu kendimizi. Bir koca yıl daha bitmişti yaz tatilindeydik. Aylardan Temmuzdu. Sevdiğim kız artık eskisi gibi değildi soğuktu soğuk ne kelime buz kesiyordu resmen. Yanına gitmeye çalışıyordum. Hayır diyordu çoğu zaman cevap bile yazmaz olmuştu. Bende okullar açılınca herşey düzelir diyip kendimi avutuyordum.

Bu gecelik bu kadar arkadaşlar. Yarın devam edeceğiz inşallah. Hikayeyi yaşadıklarım aklıma geldikçe yazıyorum. O yüzden daha ne kadar uzar bilmiyorumç dinlediğiniz için ve dinlemeye devam edeceğiniz için teşekkür ederim iyi geceler cümleten
Son bi şarkıyla kapatalım geceyi: https://www.youtube.com/watch?v=HkWO1yuYnLU

Şarkımız gelsin https://www.youtube.com/watch?v=LtMnaqlTY_0
Derken birgün ayrılalım yazmış ve göndermişti. Hayatımın geri kalanını nasıl da yakıp bunu bir kelimeye sığdırabilmişti. Hani demiş ya Yusuf Hayaloğlu "Sanki dev bir taş ocağını kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler" diye işte kardeşim durum tam olarak buydu. Şaka yapıyor sandım kendimi buna inandırmaya çalıştım. Ama değilmiş. Çok kararlıydı. Aslına bakarsan hep böyleydi sevdiğim. Kararlı, dik başlı, biraz inatçı. Ama herşeyiyle doğaldı herşeyiyle benimdi. Şimdi ise öyle birşey söylemişti ki öylesine dayanılmazdı ki. Tarifi bile imkansız.